• 51
    ismi değişince özgürlüklerime feci şekilde müdahale etmiş kulüptür. yetkililere buradan sesleniyorum kan davası özgürlüğüme müdahale edildi. herkes birbirini öldürsün hiç kimse kalmasın, böylece kalıcı barış sağlanacaktır. o değil de şu güney afrika kabileleri neden birbirlerini affetmiyorlar anlamıyorum. üçüncü dünya ülkesi olm onlar allah'ın afrikası napıcan.
  • 52
    2015 yılında renklerden ve basit bir isimden rahatsız olanları göstermiş futbol kulübü. abi adamların amacını ben bilemem. ama diyarbakır belediye değil de amed olunca ne değişecek? bırakın isteyen istediği isme ve şekle bürünsün. siz sarı-kırmızı-yeşil renklerinin bir araya gelmesinden rahatsız oluyorsanız galatasaray futbol takımının yeşil sahada oynamaması gerekir. ha taraftarı olay çıkarır diyorsan polis bu durumda, mevzu çıkaran diğer tribün gruplarına uyguladığı prosedürü uygulayacak.
  • 53
    isminin 7 haziran'dan sonra degisme karari alindigini sanan cahiller tarafindan elestilen spor kulubu.

    ayrica korkmayin olum bu kadar, bu isimle ve bu renkle bir kulup sahada olunca ne olacak? ulke bununla bolunecekse, hep beraber siktir olup gidelim, uzayda yasayalim. bugun kulup rengine laf atanlar, yarin trafik lambalarina kafayi takacak. sene 2015 amk, ufkunuzu acin biraz. hala 1960lar kafasinda yasamayin. ispanya'da atletic bilbao diye bir takim var, yuksek ihtimal biliyorsunuzdur, bask asilli futbolcular oynayabiliyor sadece.
  • 54
    diyarbakır'ın kendi tercihidir ve teröröistlerrrrr diye bağırılmasına karşıyım. çünkü terörist dediğinin elinde silah olur. o zaman galatasaray'ın türk ve çoğunluğu müslüman olduğu için 2002'de el kaide saldırılarından sonra juventus'tan gördüğü terörist muamelesini haklı çıkartmış olurum.

    yine de...

    bana sorarsanız yanlış ve zamanlaması talihsiz. gereksiz bir şekilde provokatif ve bağlı bulunduğu siyasal akıma zarar verecek cinsten bir hareket. belki de amacı budur. belki de elinde silah tutanlar siyasi hareketin meclise girmesinden memnun değillerdir. belki de silah tutanlar tek merciinin kendileri olmasını istemektedirler. milliyetçiliği kaşıyarak siyasi fraksiyonun kazandığı emanet oyu kaybettirme peşindedirler. belki de bu harekette bulunanlar direkt engebeli araziden ya da bir adadan emir almışlardır.

    sevgili arkadaşlar siyaset bir dairedir. bu dairenin en uç noktaları aslında pratikte aynı noktalardır. nazilerin de kampları vardı, sovyetlerin de. eğer şiddeti çözüm olarak görüyorsanız çözümün şiddet olmadığını görene kadar tekrar düşünmenizi haddim olmayarak öneriyorum.
  • 55
    "barış" dediğin şeyin mümkünatı için düşmanlarının olması gerekiyor. pratikte biriyle barışmak için zamanında savaşmış ya da küsmüş olman gerekiyor. söz konusu tüm fiiller işteş veya karşılıklı. savaşmışsın, küsmüşsün artık her neyse. bir sürü sebebi olabilir bu durumun. taraflardan ikisi de yanlış davranmış olabilir. yanlış anlamış ya da yanlış yönlendirilmiş olabilir. savaş veya küslük için sebep bulmak kolay. savaşmaya devam etmek aslında barışmaktan çok daha kolay. bir barış istiyorsak, zamanında düşman dediklerimizle barışacağız. ve bunu siyaseten yapacağız. çünkü bu ebatta bir nefreti silip barış ortamını sağlamanın başka pek bir yolu yok gibi geliyor. konudan biraz saparak ekliyorum; "siyaset yapmasınlar" dersek, aslında barışın siyasi mümkünatını zedelemiş oluruz. bu tarihsel bir hatadır. daha önce defalarca yapılmış bir hatadır. barış istiyorsak, düşman bildiklerimizle empati kurup, kayıplarımızı unutmadan oturup konuşacağız. bahsettiğimiz durum özelinde kayıpların acısını unutmak zor. bu acıyı nefrete dönüştürüp agresif bir dil oluşturmak kolay. halbuki her ırktan, her yaş grubundan insan öldü bu ülkede. çok fazla öldü hem de. meclise girmesinler, seçim bürosu açmasınlar. e o zaman nasıl barışı sağlayacağız? kalanların hepsini öldürerek mi?
    daha önce yine bu başlıkta uzun sayılabilecek bir şeyler karaladım.
    (bkz: #1585734)
    (bkz: #1620672)

    bu ülke bir futbol takımının adı ve renkleri değişti diye bölünmeyecek. ahmet kaya kürtçe albüm yapıp kürtçe klip istediğinde bölünmediği gibi. fikrin radikalliği, toplumdaki sayısal dağılımıyla ters orantılı. ahmet kaya'nın kürtçe albüm yapması çok radikaldi ama şimdi hiç izlemesem ve başarısız olduğu yönünde eleştiriler okusam da kürtçe yayın yapan bir devlet kanalımız var.
    kulüp yöneticileri, taraftarları hangi ismi ve rengi uygun bulduysa takımın logosu ve ismi budur. bulgaristan'da yaşayan türklere bulgarca isim zorunluluğu, bulgarca konuşma zorunluluğu getirilirken oradaki türkler bulgaristan vatandaşıydı. ama bu devlet dayatmasını yanlış bulduk ve kınadık. hiçbir etnik köken adına konuşmak istemem ama, bulgaristandaki türklere yapılınca faşizm, burada kürtlere yapılınca resmi dil rererö.
    bırak abi ya amedspor, dersimspor artık ne istiyorsa versinler kulüplerine isimlerini. tezahuratı onlar yapacak, sen de bunu anlayışla karşıladığında ülke bölünmeyecek. istiklal marşına saygısızlık edenler bu cürreti bulamayacaklar kendilerinde. biraz empati, biraz hoşgörü lazım. bir dönem "düşman" bellediğinle barışman lazım.
    suat altın inşaat kayseri erciyesspor ismi de beni çok rahatsız ediyor ama ne yapayım, adamlar sai kayseri erciyesspor olarak anılmak istiyorsa ne yapayım?
  • 57
    isminin kökeni "amid" ya da "amidi" şeklinde asurlulara dayanmakta olup romalılar ve bizanslılar tarafından da benzer şekillerde (omid, emit, amide) kullanılmıştır. "diyarbekir" (diyar-ı bekr) ise 7. yüzyılda arap hakimiyeti döneminde banu bakr kabilesinin yöreye yerleşmesi ile ortaya çıkmış ve özellikle de osmanlı'nın son yıllarında sıklıkla kullanılıp daha sonra atatürk tarafından bölgedeki bakır madenlerinden ötürü "diyarbakır" yapılarak günümüze gelmiş bir isimdir.

    "diyarbekir şehrinin isminin etimolojisine dair etüt var mıdır? esasta bu şehrin ismi 'bakır memleketi' manasına olan 'diyarbakır' olması gerektir ve artık bu isimle tanınacaktır. dil kurumu'nun bu hususta tarih kurumu ile işbirliği yaparak, historik ve lengüistik tetkikatta bulunması emrediliyor. balıkesir saylavı ismail hakkı'nın da mesai birliğine davet edilmesi faydalı olacaktır. tetkikatın titizlikle yapılmasını ve mümkün ise neticelerin takiben bildirilmesini saygılarımla dilerim"

    tabi günümüz konjonktüründe bu bilgilerin pek de bir önemi yok, zira neyin ne olduğu ortada fakat ben sadece bilgi vermek istedim.
  • 63
    ben anlamiyorum birader. diyarbakir'da kimsenin sesi cikmiyor kimse rahatsiz degil. bakiyorum bu bir futbol takimi. nerde oynuyor bu adamlar turkiye'de. nereye baglilar? turkiye futbol federasyonu'na. nedir peki amacimiz? bu adamlar bu ulkede rahat yasasinlar degil mi? baris icinde yasayalim degil mi? nedir boyun mu egecekler? biz orayi ingiliz'in iskocya'yi isgal ettigi gibi isgal mi ettik? bunu mu hissettirmek istiyoruz adamlara? ayni vatan degil mi bu? nedir ne gececek elimize adamlara terorist diyerek? ergen esprileri yaparak? dagdaki terorist tamam kabul. adam olduren katil peki. e top oynayan adama da terorist dersen, meclistekine terorist dersen terore itmis olmuyor musun adami? artik biraksak su kan davasini diyorum gencler. artik birbirimizi oldugumuz gibi kabul etsek diyorum gencler. bakin gencler ölüyor gencler. bakin askerde olan gidecek olan yazar arkadaslar var. diyarbakir'i amed olarak seven galatasaraylilar da vardir illaki. yeter da uslu duralim artik. kasimayalim birbirimizi. kasintiyi en iyi alan cografyayiz. gozun dalsin adamin kiyafetine bakarken olebilirsin boyle bir cografya bu. artik bitsin.

    edit: sorusu olan msg butonunu kullanabilir. ben anlamiyorum napiyormus amedspor pkk'ya sponsor mu olmus? oyleyse neden kapatilmiyor. bana dogru duzgun izah edin kardesim. ben alisik oldugunuz yaftacilardan degilim dilim dondugunce tartisirim.
  • 64
    diyarbakır ismiyle insanların nasıl bir sorunu olabilir ki amed gibi bizans tarihinde kalmış bir isim tercih ediliyor. yani şu da var: cumhuriyetle birlikte diyarbakır olmadı orası, araplar orayı fethettiğinden beri yani 1000 küsür yıldan beri diyar-ı bekir orası. neden tarihte geri gidiyoruz. o zaman tüm şehirlerin roma dönemindeki isimlerini kullanalım madem. böyle diyince saçma oluyor değil mi?

    isim değişikliğindeki tek amaç isimlerde, kavramlarda ikilik çıkartıp bölünmeyi kolaylaştırmak, bu konuda bir bilinç yaratmak. hadi gelin bunu itiraf edin.

    edit: evet itiraf ediyorum orada hdp'ye oy veren herkes terörist olamaz. ben eline silah almamış adama asla terörist demem. geçmişte çok da yanlış yapıldı o bölge insanına, hatalar da itiraf edildi. ama nerede duracaksın be kardeşim. taviz de taviz, açılım da açılım. buna rağmen silah bırakmıyorlar, bu bölgede artık devleti istemiyorum diyebiliyorlar. isim değişiklikleri yapıp güya o bölgeyi sovyetlerin yaptığı gibi kurtarılmış bölge ilan ediyorlar. maalesef amedspor ismi mantığında da bu var. diyarbakırspor tc'nin takımı, amedspor ise artık bizim takım mantığı var burada.
  • 66
    adamlar kendi adını kendi seçmiş.

    sen çocuğuna bir isim koysan ve hayır kardeşim bu türkçe diye bu isim reddedilse ne yaparsın? uygurların yaşadığı şey bu. kürtlerin de yıllarca yaşadığı şey buydu. uygurlar haklı kürtler haksız mı? adam isterse krempeynirspor koyar. kime ne? u ülkede kasımpaşaspor'un amblemi değişti. kim karşı çıktı kasımpaşalılardan gayrı. masal anlatıyorsunuz boş boş.
  • 67
    daha önce bu başlıkta görüşlerini açıklamış biri olarak (bkz: #1735091)
    "bok mu vardı da, aynı bölgedeki terör örgütünün o bölgeyi isimlendirme şeklini kullandınız?" diye sormak isterim.
    artık iş zıvanadan çıktı. tff'nin buna çanak tutması bunu onaylaması ayrı bir rezalet.
    pollyanna yazarlarımızda halkın(!) sesi olmuşlar.
    bu çok iyi niyetli halk(!) ve yöneticiler kürt ligini kurmakla tehdit ettikten sonra;

    http://www.cumhuriyet.com.tr/...stan_ligi_resti.html
    http://www.rotahaber.com/...ruluyor-h531639.html

    demek ki tff arayol olarak kabul etmiş bu isim değişikliği isteğini.
    kaşıyın yaraları kaşıyın çok güzel. sonra sorun bir de "neden nefret yükseliyor?".
  • 71
    diyarbakırspor'un değil diyarbakır büyükşehir belediyespor'un ardıl takımıdır.

    diyarbakırspor zamanında süper ligde oynamış ve şehit polis muduru gaffar okkan'ın desteklediği bir takımdi ve oldukça barış yanlısıydı ancak ekonomik koşullar nedeniyle çöküşe geçti ve yerini yeni diyarbakırspor'a bıraktı.

    amedspor ise geçen sene maç yaptığımız ve bizim takım otobusumuzu taslayan diyarbakır büyükşehir belediyespor'un isim ve logo değiştirmis halidir.
  • 72
    tıpkı osmanlı spor gibi siyasi çağrışım ve iddialar taşıyan spor kulübü. kürtlerin yaşadıkları illerde mahalli bir spor kulübü kuramaz mı? tabi ki kurabilir. bunun ismi amed de olabilir ama hepimiz bal gibi biliyoruz ki yasal kılıfa uydurulmuş bir siyasi propaganda takımı bu. gökçeklerin yeni osmanlıcılık ideali için ismini değiştirdiği belediye takımı gibi bu da -ayrılıkçı veya değil- kürtçü bir futbol takımı.

    türk gücü ülkü spor isimli kulüp süper lig'de olsa ya da ne bileyim daha örtük isimlerle medeniyetimiz spor, çağdaş fk, ecdad spor kulübü, atam jk falan kurulsa da tuhaf olurdu.

    şunu kabul etmek zorundayız. politik olmayan diye bir şey yok. eğer insan varsa politika da var. tribünün de bir siyaseti var, kulüplerin dayandığı taraftar kitlesinin de. fakat sadece siyasi propaganda amaçlı futbolun nesneleştirilmesi temelde sporun ruhuna aykırı nazi, sovyetler ve uzak doğu diktatörlüklerini andıran tavırlardır.

    aynı sebepten kıvranılarak pohpohlanmaya çalışan milli takım taraftarlığını da çok matah bulmadığımı söyleyebilirim.
  • 74
    kağıt üzerinde, her maç sahaya mehter marşı ile çıkan osmanlıspor'dan farkı olmayan kulüp. devletin belediye başkanı eliyle kurulan osmanlı takımının olduğu, bombalı saldırıda hayatını kaybetmiş insanlar için bir dakika saygı duruşunda durmaya bile tahammülü olmayan bir kitlenin devletin tamamıyla güdümündeki ana akım medya tarafından yüceltildiği bir ülkede var olması normal karşılanmalıdır. sonuçta, her ne kadar içi boşaltılmış ve türkiye'de kıçından anlamışcasına uygulansa da, eşitlik ve demokrasi gibi kavramların gereği budur.

    arkasındaki ideoloji, fikiyat ve icraatı tabi ki tartışılabilir. işin o tarafları zaten bizim doğru dürüst oturup konuşamayacağımız kadar karıştırılmış, iç içe geçirilmiş, pompalanmış falan filandır. silahlı mücadele ve çatışma da aslında sol ideolojinin içinde olan bir durumdur ki malum örgütün ismi aslında kürdistan işçi partisidir zaten. silahlı mücadele ile terör arasında ince bir çizgi vardır. bu biraz olayın hedef aldığı kitleyle, biraz da olayın hangi tarafından baktığınla ilgilidir.

    sol görüş genel dünya düzenine(!) aykırı olduğundan neredeyse hiçbir ülkede hoş görülmez, desteklenmez. devlet eliyle aleyhinde propagandalar yapılır. türkiye'de "sol"un en yükselişte olduğu, hapishanelerden tünel kazıp kaçılarak devlet otoritesiyle iyiden makara yapar hale geldiği dönem bile birkaç yıl sürebilmişken sol görüşe bakış açısının "solcu kız ciyaklaması" seviyesinde(!) olduğu günümüzde 30 yıldır istediğini yapabilen bir örgütün oluşu enteresan bir durumdur. olayın bizim konuşamayacağımız kadar karıştırılmış olması temelde ve en basit haliyle budur.

    bu ülkede terör diye birşey var. 30 senedir askeri, polisi, sivili, çocuğu, kadını ölüyor. bu gidişle belki 30 sene daha ölmeye devam edecek. türk-kürt ayrılığı bazı çevrelerce doğrudan ya da dolaylı yoldan belirginleştirilecek. saf ideolojiyle kandırılan gençler de, örgütün kendi iç dinamiklerindeki garip baskılamalarla mecbur bırakılan insanlar da, okulunda dersine giderken sırf kökeninden dolayı birilerinden dayak yiyen öğrenciler de bir şekilde bu ayrılığa katkı yapmakta.

    bugün tek bir silahlı eyleme katılmamış, örgütle yakından uzaktan alakası olmamış insanlar bile sırf kökeninden dolayı zor durumlara düşebiliyor. kürt kökenli bir insanı bölgesi dışında bir yerlere gittiğinde ilk karşılayan önyargılar oluyor. herkes aksini iddia etse de durum budur. bu olayın da aslında iki tarafı var gibi görünse de ikisinin de iradesi dışında gelişmektedir olaylar. kürt kökenli insanlardan hoşlanmayan insanlar da aslında malum örgüte bir şekilde destek olan/sempati gösteren kitleyle aynı yolun ters istikametindeki yolculardır. ikisi de otuz küsur yıldır devam eden, ettirilen ve neticede suçsuz bir sürü insanın canından olmasına sebep olan bu durumlara karşı kendi tepki mekanizmasını geliştirmiştir. ne kadar "aklı başında", ebru kılıçoğlu'ndan emanet tabirle "çiçek çocukgillerden" olsanız da deplasman tribününde kafanıza kaya yağarken sükunetinizi koruyamazsınız. ya da sezonun ilk yarısında bu olayların yaşandığı takım ikinci devre sizin sahanızda maça çıktığında hayatınızın en holigan doksan dakikalarından birini yaşamama ihtimaliniz neredeyse sıfırdır.

    iki taraf da birbirini sevmez, iki taraf da kendini haklı görür, iki taraf da aslnda bir canlıyı öldürecek kadar vahşi olmasa da karşı tarafın ölülerine sevinirken kendi ölülerini yüceltir. masum insanlar ölür gider, birileri uzaklarda "mama"yı götürmekle meşguldür...

    futbol da öyle değil midir zaten.
    galatasaraylısı, fenerlisi birbirine girer durur. birisinin başı patlar, birisi bıçaklanır, doksan dakikalık maç 3 hafta konuşulur.
    futbolcusu milyonları götürür, kulüp başkanı cebini doldurur, medya patronları ihya olur...
    biz de işte böyle...

    not: beginner seviye solcuyum.
  • 75
    haftaya bir olağanüstü genel kurul yapıp ismini tekrar değiştirebilir. ilgili mevzuat müsaade ediyorsa, hukuken ters bir durum görünmüyor. bir camia bir araya gelip kendine isim seçemeyecekse, ya da seçtiği isim böyle görmezden gelinecekse ciddi sıkıntımız var. zamanında dili, etnik kimliği görmezden gelinmiş insanlar var mesela bu coğrafyada.
    umuyorum daha güzel günlerde, güzel statlarda ve daha mutlu taraftarlar önünde maç yaparlar yakın gelecekte. insanların hiçbir şekilde insan eliyle ölmediği günlerde futbol konuşmak daha keyifli olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın