bu entryimde belirttiğim gibi uzun uzun yazacağım. bu saate sarktı çünkü kendime ancak gelebildim.
(bkz:
ali sami yen stadyumu/#1631215)
beni galatasaraylı yapan babamdır. kendisi 65'li gençlik yıllarından çokca maça gitmiş manchester united maçında tribünde bulunmuş çok kıymetli bir adamdır.
tabi ki babamdır ancak benim de özel bir kaç hikayem vardır ki bağlarımı çokça kuvvetlendiren ali sami yen onların en başında gelirdi. burada iki anımı paylaşacağım. ilki babamla beraber gittiğim 5-6 yaşlarımdan kalan 7-8 öncesine dair hatırladığım iki anımdan birisi ikisi de hayal meyal anılar. birisi neden galatasaraylısın? diye sorduğunda verdiğim cevap da bu anıdır. ikincisi ise ilk ali sami yen'e girdiğim ilk maç (yani net şekilde hatırladığım aklımın başımda olduğu dönem.) içerde iki sıfırdan kaybettiğimiz hamburg maçı
(bkz:19 mart 2009 galatasaray hamburger sv maçı19 mart 2009 galatasaray hamburger sv maçı)
önce 5 yaşımda olandan başlayayım. benim galatasaraylı olma sebebim hatırladığım ikinci anım. en üzüntülü anımın peşinden gelen en güzel anım. hatırladıklarım ise babamla maç günü omuzunda bağıra çağıra gidiyoruz. çevreyi çok çıkaramasamda bugün metrobüs alt yolu diyeceğimiz ince kaldırımdan yürünülen bölge. kale arkasındayız inanın hangi taraf hatırlamıyorum. maçtan önce gazete satan yaşlı bir adamdan gazete alıyoruz. altımıza koyuyoruz maçı beklerken ben sıkılıyorum önümdeki adamın sırtına dokunmaya dürtmeye başlıyorum. öndeki adam da hiç kızmıyor. daha sonraki kare ise babam rahatsız olmuş olacak ki beni sırtına alıyor. o gün devrenin manasını da öğrenmiştim.
+baba neden içeri girdiler bitti mi maç?
-hayır oğlum koştular yoruldular. biraz dinlensinler yine oynayacaklar.
ikinci yarı ise uykumun geldiğini babamın kucağına yatıp ben sıkıldım ne zaman gidicez? sorularımı hatırlıyorum. (ne zaman gidicez? benim fix sorumdu. çocukluğumda da çok evcimendim.) bir kaç parça daha omuz anısı hatırlıyorum. bir de o önümüzdeki adamın sırtına çıkmıştım.
derken babamın söylediğine göre eğer yanlış hatırlamıyorsam samsunspor maçı arif son dakikada gol atmış ve 1-0 kazanmışız. yine babamın anlattığına göre ise top samsunspor'a geçince bakamazdın sahaya hemen gözlerini kapardın derdi. hehe ne güzeldir ki üniversite yıllarıma kadar fenerbahçe maçlarında fenerliler orta sahayı geçince bakamazdım sahaya. (üniversite yıllarımda süper finaldeki 0-0 maçı hariç) şimdi de korner ve duran toplara bakamam fenerbahçe maçlarında çünkü aklıma hep luciano ve nobre gelir. neden galatasaraylı sorusuna derim ki benim hayatımın en güzel en eski ikinci anısı babamın sırtında geçirdiğim muhteşem bir galatasaray ve ali sami yen anısı iken nasıl başka takım taraftarı olabilirdim ki?
ve 5 yaşındaki çocuk büyüdü bugün 24 yaşına geldi ama hala o 5 yaşındaki çocuk nasıl seviyorsa öyle seviyorum galatasaray'ım. aynı saflıkta, aynı güçte, aynı şekilde karşılıksız çocukça işte çok seviyorum.
ikinci ali sami yen anım ise hamburg maçı, öss'ye hazırlandığım yıl aylardan mart belkide öss sınavı dönemi için en kritik dönem. bordeaux maçındaki müthiş sonuç sonrası 3 arkadaş biz bu maça gideceğiz dedik. o bordeaux maçındaki sabrinin golünde de ne sevinmiştik be. neyse o da o başlığa artık.
biz kararı verdik. biletler çıkacak tahmini masraflar çıkarttık. maç biletleri yarın satışa çıkacak haberi çıktı. biz de ilerleyen yıllarda istanbul'dan sakarya'ya taşınmıştık. sakarya'dayız maç sırasında yani ve sakarya'da biletix yok. ayrıca bende para da yok. annem olmaz göndermem seni diyor. verdirmiyor babama para. kızdım bağır çağıra kavga ederek kendi sünnetimden kalan altınlarımı kendi biriktiği 50 tl'yi de ekleyip parayı bir şekilde topladım. daha sonra sabahın köründe araba bulundu ve izmit'e yola çıkıldı. sabahın 7'sinde. gidildi deli kuyruk. tam kuyruk erirken ön tarafa bir grup ultraslan montlu kişi gelir ve daha sonra biletler tükenmiştir çıktısı cama yapıştırılır. ultraslan'a nefretimin ilk tohumlarıdır bu olay. bilet alamadan boyunlar bükük şekilde sakarya'ya dönülür ama pes etmek yoktu!
ultraslan-sakarya temsilcisine ultraslan sitesinden iletişim adreslerini alıp ulaştık. bilet+otobüs adam başı 120 tl'ye anlaştık. 80 bilet 40 da otobüs parası olarak. biz de msn'de ileti kısmından üçlü çekiyoruz falan maçtan bir gece önce nasıl mutlu ve keyifliyiz ilk defa ali sami yen'e gidiyoruz diye. sonra gecenin 12'sinde kara haber geldi. 3. biletiniz yandı. biriniz kalacak. hemen toplandık. ikiside çok sevdiğim, hala görüştüğüm ve karakterli insanlar ki adama dedik ki bir kişiyi arkada bırakmak yok. bize ya başka bilet bul ya da biz yokuz. 10 dakika sonra karaborsa'dan bilet bulduğunu iddia etti biz hala yalan olduğunu bizden para cukkaladığını düşünüyoruz ama elimiz mecbur tamam dedik ve o fazla biletin parasını 3'müz yine bölüştük. herkes biraz fazla paraya gitmiş oldu yani. maç sabahı sakarya eski kapatılan galatasaray store önünde otobüs kalkmasını beklerken başımıza dikildi ve 20 tl kareografi parası aldı. o zaman bilmiyoruz tabi böyle şeyleri verdik mecbur.
maça gittik lise 2'de başladığımız alkol serüvenimizde bir çentik de sami yen sokakta attık. o zaman çok sevdiğim başka bir arkadaşım dayısı ile kapalıya girmişti. biz de girdik eski açığa eski açığa doğru inen o bayırdan indik baktık kuyruk var ama biz girdik en öne kaynak vasıtası ile içeri girdik. biletimin başı yırtıldı klasik olarak polis kotrolüne geldik. kontrolü de geçtik derken polis durdurdu.
+bileti ver!
-olmaz ben bunu saklayacağım!
dedim ve biletime el sürmeye kalkan adamdan kurtararak merdiven'in önüne geldim. inanın yüz metre koşan adamlar gibi o merdivenleri çıktım eski açıktan o manzarayı gördüğüm an ise 4-5 saniye nefesim kesildi hala etkisinden kurtulamadım. arkadan gelen bizi maça getiren cem abinin kafama bir şaplağı ile uyanıp onu takip etmeye başladım. merdivenlerden yukarı çıkarken ki hissi ise anlatamam. gerçekten kelimelerle ifade edilecek bir şey değildi. edemem de maçın nasıl olduğunu ise herkes biliyor. oraları çok fazla anlatmaya gerek yok ancak 60 yaşıma da gelsem alzaymır bile geçirsem sanırım her saniyesini hatırlayacağım çok özel bir gündü.