resim
Adnan Polat
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 1
    başarı değişken kavramdır. kimileri için yapılan her olumlu hamle, kalan tüm olumsuzluklara rağmen başarıyken; kimileri için en küçük bir hata, yaptığınız tüm doğru şeylerin geri planda kalmasına sebep olabilir. herkesi aynı anda mutlu etmeniz, herkes tarafından aynı anda övgü almanız imkansızla eşdeğerdir. iyiye ulaşma yolunda hata yapmak kaçınılmaz. edison bile, ampulü icat ederken 40000 kez yanılmış. sabır taşını çatlatacak 40000 deneyi başarısızlıkla sonuçlanmış. her başarısızlıktan sonra söylediği şey de şuymuş: "ampul icat edemeyeceğim bir yol daha buldum." o yüzden, edison tüm dünyaca bilinen ve saygıyla anılan biriyken, bizim gibi sabretmeyi beceremeyen ve ilk zorlukta pes eden, başarısızlık durumunda kelle isteyenler yerinde sayıyor.

    adnan polat, kimimize göre iyi kimimize göre kötü başkan. bazılarımız galatasaray başkanlığına yakıştıramıyorken, bazılarımız bir süre daha kendisini başkan olarak görmek istiyor. belirlediğimiz değer ve kavramdaki farklılıklar, adnan polat hakkındaki düşüncelerin de farklı olmasına sebep oluyor. adnan polat döneminde galatasaray'daki değişikliklere ve tartışılan konulara bakmakta fayda var.

    - - - - - - - - - -

    lincoln meselesi yüzünden çok eleştirildi adnan polat. lincoln, oynadığı süre içinde birkaç maçlık iyi performansın yanında bolca sorun getirdi takıma. özhan canaydın, yanlış hatırlamıyorsam, çorlu galatasaraylılar derneğinin açılışında açıklamıştı lincoln transferini. yaşanan mali kriz ve değer kaybeden galatasaray ismi sebebiyle, bir süredir beklenen transferleri göremeyen taraftar için bir güneşi gördüm etkisiydi lincoln. adam tam bir top cambazı. oynamak istediğinde tutabilene aşk olsun. top sektirerek orta sahayı geçer, no look pass ile karşısındakini şaşırtır, topu ayağına alıp rakibi maymun eder... her şeyin güzel gittiğini düşünürken, lincoln takımdaki herkesten üstün görmeye başlar kendini. deplasmanlara gitmez, antrenmanlara çıkmaz, herkesten habersiz ülkesine gider, kamplara geç katılır vs. durum böyle olunca, taraftar arasında da bölünme yaşandı. bir kısım lincoln gönderilsin, galatasaray'a yakışmıyor derken bir kısım da adam çok iyi topçu, mutlaka kalmalı dedi. aslında yapılacak şey en başta belliyken, taraftar içindeki lincoln aşıkları, verilecek kararın ertelenmesine sebep oldular. sonuç olarak, lincoln takım dışı bırakıldı ve futbol takımı içinde büyümesi çok olası bir büyük kaos önlenmiş oldu.

    "lincoln'ün takım dışı bırakılması hataydı" diyenler çıkar mutlaka. çoğunluğun görüşü, verilen kararın doğru olduğu yönündedir diye tahmin ediyorum. lincoln, başarısız transfer dönemlerinin ardından taraftarın içinde umut oluşturan ilk şeydi. bu yüzden lincoln'den vazgeçmek biraz sorunlu ve geç oldu. lincoln'ün, performans/para oranına bakınca, pek de olumlu olmayan bir değerle karşılaşıyoruz. ekonomik olarak toparlanmaya çalışan galatasaray'ın, her yıl kasasındaki birkaç milyonu sokağa atmasıyla, lincoln'ü takımda tutması eşdeğer durum. kabataslak bir bakış açısıyla bile lincon'ün takımla ilişkisinin kesilmesinin yerinde bir hamle olduğuna karar verilebiliyor.

    ***

    skibbe yönetiminde alınan başarısız sonuçlar nedeniyle taraftar yine kelle istedi. ülke olarak sabretmeyi ve olaylara farklı açılardan bakmayı öğrenemiyoruz. bugün karar almaya zorladığımız kişilerin uzun vadede yarar mı yoksa zarar mı getireceğini hesaplamıyoruz. skibbe'nin gidişinin ardından takımın başına getirilen bülent korkmaz, adnan polat'ı karalamak için kullanılan bir başka konu.

    2008-2009 sezonunun 22. haftasında takımın başına getirildi büyük kaptan. kulüplerin sezon ortasında teknik direktör transfer etmesi kolay bir iş değil. sezonun ikinci yarısının ilk haftalarında göreve gelen bületn korkmaz, 1 yılı opsiyonlu 2,5 yıllık sözleşme imzaladı. şöyle bir düşünelim; sezon ortasında takımın başına iyi bir teknik direktör getirilmesini beklemek hayalcilik değil midir? isim yapmış ve futbolda kendini kanıtlamış bir teknik direktörü, kadrosunda sıkıntılar olan ve durumu pek de parlak olmayan galatasaray'ın başına sezon ortası getirmek ne kadar mümkündür? bu şartlar altında, takımı emanet edeceğiniz kişi hem taraftarca kabul görmüş olmalı hem de "başarılı olabilir" düşüncesini herkese aşılamalı.

    büyük kaptan, futbolculuğu döneminde bütün taraftarın kabullendiği ve büyük saygı duyduğu bir isim. teknik direktörlük kariyeri futbolculuğu kadar başarılı olmasa da, galatasaray'da iyi işler yapabileceğine hepimiz inandık. ilk sınavına 26 subat 2009 galatasaray girondins de bordeaux macinda çıktı büyük kaptan. golsüz sona eren ilk maçın rövanşında, ali sami yen çimlerine yeniden ayak bastı bülent korkmaz. galatasaray'da futbol yaşamına bir avrupa maçıyla başlayan bülent korkmaz, teknik direktörlük yaşamına da bir avrupa maçıyla başladı. kewell'ın oyuna girer girmez attığı muhteşem gol, sabri'nin son dakikada çektiği şutun ağlarla teması... galatasaray'ın efsanesi, galatasaray için efsaneler arasında yerini alan bir maçla başladı yuva'daki ikinci baharına. skor 4-3. hepimizin içindeki başarılı olma umudu, bu maçla daha da büyüdü. hepimiz, bülent korkmaz'ın galatasaray'ın başında büyük başarılara imza atacağına inandık.

    bülent korkmaz'ın teknik direktörlük kariyerine bakacak olursak, 2006-2007 sezonunun ikinci yarısında çalıştırmaya başladığı kayseri erciyesspor'la kötü olmayan bir başlangıç yaptığını söylemek yanlış olmaz. büyük kaptan aynı sezon, kayseri erciyesspor'la türkiye kupasında final oynama başarısı gösterdi. ilk yarıda alınan sonuçlar sebebiyle kayseri erciyesspor küme düştü, bülent korkmaz takımdan ayrıldı. 2007-2008 sezonunda bursaspor'u çalıştırmaya başladı. ligdeki ilk 6 maçta galibiyet alamayan bursaspor, bülent korkmaz'la yolları ayırdı. gençlerbirliği'yle yola devam etti büyük kaptan; ancak gençlerbirliği'nde de istediğini elde edemedi. ligin alt sıralarından kurtulamayan gençlerbirliği, bülent korkmaz'la olan sözleşmeyi tek taraflı feshetti.

    böyle bir teknik direktörlük yaşamıyla galatasaray'a geldi bülent korkmaz. kendisinin galatasaray'da büyük değişimler gerçekleştiremeyeceği gün gibi ortadaydı. kendisi de bazı şeyleri görmüş olacak ki, göreve geldiği gün istifa mektubunu sunmuş adnan polat'a. sezon sonunda bülent korkmaz yönetimindeki galatasaray ligi 5. bitirdi, bülent korkmaz istifasını verdi ve galatasaray'la resmi bağı koptu.

    bülent korkmaz'ı takımdan göndermekle eleştiriliyor adnan polat. 1 yıl daha bekleyebilirdi deniliyor. bülent korkmaz için savunduğum bir şey var: kendisinin teknik direktörlüğü ve futbolculuğu ayrı ayrı değerlendirilmeli. büyük kaptanlık vasfını teknik direktörlük kariyerine henüz yansıtamadı bülent korkmaz. (örneğin, fizik gücü yüksek olmayan oyunculara hücumda yüksek tempolu pres yaptırmaya çalıştı galatasaray’da. bu da hücum elemanlarının 30. dakikadan sonra dili dışarıda dolaşmalarına, maç içinde de takımda kopukluklar yaşanmasına yol açtı. bordeaux maçında 3 – 1’den 3 – 3, hamburg maçında 2 – 0’dan 2 – 3 olması bu sebeptendir. yani, kadro yapısına uygun olmayan demode olmuş bir ekolü canlandırmaya çalıştı.) o günkü şartlar düşünüldüğünde, sezonun ikinci yarısının henüz başındaki bir galatasaray'ın başına getirilebilecek en doğru adam bülent korkmazdı. ama bülent korkmaz'la 1 sezon daha devam etmek, ne galatasaray'a ne de bülent korkmaz'a bir şey kazandırabilirdi. aldığı galibiyetlerden sonra bile "kötü futbol oynatıyor" gerekçesiyle eleştirilen bülent korkmaz, 2009-2010 sezonuna da galatasaray teknik direktörü olarak başlasa, birkaç hafta sonra tepkiler sebebiyle istifa edecek ya da gönderilecekti.

    ***

    adnan polat döneminin belki de en önemli sorunu, kağıt üzerinde çok iyi bir kadro kurup, o çok iyi kadroyu yönetecek teknik direktörün aynı kalitede olmayışıydı. 2009-2010 sezonuna, bu sorunu çözerek girmiş bir galatasaray vardı. frank rijkaard dünya futbolunda marka olan, total futbolu en iyi oynatan, yönettiği takıma sistem yerleştirebilen en iyi teknik direktörlerden biri. bizim ligde kabul gören elindeki futbolcuya göre sistem oluştur düzenini yıkabilecek tek adam belki de rijkaard. kendisinin takımımızı çalıştıracağı haberi verildiğinde sevinmeyen galatasaraylı yoktur. değer kaybeden galatasaray adını yeniden gündeme getirmiş ve dünya futbolunda galatasaray'ın teknik direktörü frank rijkaard ibaresiyle kulübümüz ses getirmiştir.
    2009-2010 sezonunda ligde aldığımız sonuçlardan, taraftarın yaptığı eleştirilerden, medyadan, yöneticilerden yeterince bahsedildi burda. rijkaard gibi bir ismin, transfer bütçesi çok kısıtlı bir kulübe gelmesi bile bir vizyonu ve hedefi olduğunu gösterir.

    frank rijkaard konusunda adnan polat'ın en büyük şanssızlığı, kadrodaki uzun süreli sakatlıklar ve rotasyonda kullanılan oyuncuların bile sağlık sorunlarından kurtulamaması. yani bir şekilde yapılan transferlerin yetersiz olması. frank rijkaard'a, büyük değişimler yapması için teslim edilen takıma ihtiyaç duyulan her oyuncunun alınması gerekir ki bazı şeyler gerçekten değişebilsin. geçen sezon yapılan elano, keita, neill gibi önemli transferler takımdaki bazı eksikleri tamamlasa da, gerek yaşanan uzun süreli sakatlıklar gerekse takımdaki banko oyuncuların yedeklerinin gerektiği kadar iyi olmaması sebebiyle takım ciddi sıkıntılar yaşadı. alternatifi olmayan milan baros'un uzun süreli sakatlığı, oyunu çift yönlü oynaması gereken orta saha oyuncularımızın vasat seviyede olması, kaleci problemimiz, neill transferine kadar defansın göbeğinde görev alan servet çetin ve sakatlıktan kurtulamayan gökhan zan ikilisi herkesin elini kolunu bağladı. alternatif oyuncuları yeterli olmayan bölgelere tatmin edici transferler yapılsa, rijkaard için işler daha kolay olabilir, düşünülen oyun daha rahat sahaya yansıtılabilirdi.

    geride bıraktığımız sezonda taraftarı tatmin etmeyen sonuçlar sebebiyle rijkaard eleştiriliyor bugün. kimileri yine kelle istiyor, bir yerlerde sorumluları arıyor. 1 sezonda takımı barcelona olarak görmek isteyenler hayal kırıklığı yaşıyor. bunu yapanlar, rijkaard'ın galatasaray'a kattıklarının farkında değiller. elano, giden keita, neill, bugün takımda kalan baros galatasaray'da görev almış ve alıyorsa; bu sezon için ismi geçen rosicky, ledesma, baptista hatta kimsenin beğenmediği polak'ın galatasaray'a gelme ihtimali olmuşsa, rijkaard isminin bunda payı çok büyük. bugün sadece bizim medya farelerinin karalama cesaretinde bulunduğu rijkaard, ligin kalitesini tek başına yükseltebilen bir adam. adnan polat kendisini futbol takımının başına getirmekle sadece galatasaray'a değil, lige de büyük katkıda bulundu; kaç kişi farkında?

    ***

    haldun üstünel. adnan polat'ı bir şekilde eleştirmek ve karalamak isteyenlerin eline verilmiş en büyük koz. taraftar içinde, yaptığı transferlerden sonra sihirbaz ilan edilmiş ve transferleri gerçekleştirmesinde büyük rol oynayan adnan polat ve ali haşhaş'ın adının bile anılmamasına neden olabilmiş bir isim. taraftar sever böyle adamları. haldun üstünel elano'yu aldı, haldun üstünel dos santos'u getirdi, adam sihirbaz sezon ortasında neill geldi şöyledir böyledir. bu transferler haldun üstünel'i taraftar arasında bambaşka bir yere yükseltti. hatta haldun üstünel, kimileri için galatasaray adının önüne bile geçti. böyle bir adamın istifa etmesi de, doğal olarak adnan polat'ın suçu olarak görüldü. "adnan polat haldun üstünel'in başarısını kıskandı" diyenler bile oldu ki, elle tutulacak hiçbir yanı olmayan bir beyan bu.

    yönetim içinde ne olmuştur, haldun üstünel neden istifasını vermiştir bilemiyoruz. açıklanmaması gereken, açıklandığı taktirde kişilere ve kulübe zarar verebilecek bir şeyler olmuş ki, iki taraf da sessiz kalmayı tercih ediyor.

    sezon başında haldun üstünel istifasını verdi, akabinde keita satıldı, dos santos'un bonservisi alınmadı, jo zaten bu takımla devam etmeyecekti, kewell belirsizliği oluştu... bu olaylar "adnan polat önce haldun üstünel'i kulüpten uzaklaştırdı, şimdi de getirdiği oyuncuları gönderiyor" yorumlarına sebep oldu, ki bu da ayrı bir komedi unsuru.

    keita transferinin 2009-2010 sezonunun sonunda kararlaştırıldığını daha önce belirtti adnan polat. kaldı ki, daha 30 yaşını doldurmamış bir futbolcunun, katar gibi bir ülkeye satılmayı kabul etmesi, futbolun kendisi için ne ifade ettiğini yeterince açıklıyor.

    dos santos transfer edildiğinde hepimizde büyük heyecan uyandırdı. sezon içinde bekleneni yeteri kadar verememesi ve bonservisinin yüksek bulunması sebebiyle tercih edilmedi. verilen kararın lehimize mi aleyhimize mi olduğunu sezon içinde göreceğiz.

    baros'un sakatlığından sonra forvet ihtiyacı doğan takıma, jo transferiyle katkı yapıldı. kewell giderse çocuğunu kesecek taraftarlar nonda'nın gidişine sebep oldu, sonra herkes ağladı vay efendim neden takımın tek forveti gönderiliyormuş. ee, çocuğunu kesiyordun ne oldu? ha, bazıları da çıkıp avrupa'da oynamayacak forvet aldık diyor. jo transfer edildiğinde, önümüzde geçmemiz gereken tek maç vardı*. o maçtan sonra zaten baros iyileşip sahaya dönüyordu. yönetim kumar oynadı, o maçı geçebileceğimize inandık ve jo'yu transfer ettik, o kumar tutmadı. hoş, transfer edilen jo da sakatlanıp bizim sağlık kurulunun eline düştü. şanssızlık ikiye katlandı.

    yani diyeceğim, yok öyle haldun gitti haldun'un transfer ettiklerini de gönderelim havası. koca koca adamlar, 2 aylık ilişkisini bitiren lisesiler gibi "al mektuplarını ver mektuplarımı" olayına mı girecekler zannettiniz? gerçekten bunu mu düşündünüz?

    - - - - - - - - - -

    adnan polat'ı eleştiriyoruz iyi, güzel de; bu adam hepimizden daha fazla vizyon sahibi ve galatasaray için en iyiyi yapmaya çalışıyor. adam manyak mı? parası var, ünü var, adı belirli bir saygınlık kazanmışken galatasaray'la hobi olsun diye mi uğraşıyor? bir şeyleri değiştirme peşinde. iyi şeyler yapmak için çaba sarfediyor. uefa finansal kriterler getiriyor, buna uygun bir galatasaray ekonomisi oluşturmaya çalışıyoruz diye bağırıyor. bu olayı o kadar hafife alıyoruz ki, "şampiyon olsak bizi uefaya alamayacaklar mı la? olur mu öyle şey" diye düşünüyoruz.

    herkes sözünü ediyor da, galiba bazılarımız 2012 kriterlerinin ne olduğundan bihaber. özet haliyle bir hatırlatalım. uefa diyor ki; kulüpler finansal fair play yapılanmasına uyacak. 2012-2013 sezonuna kadar her kulüp ekonomik disiplin içerisine girsin.

    finansal fair play uygulaması diyor ki, 2012-2013 sezonundan itibaren;
    * kulüpler gelirlerinin üzerinde harcama yapamayacak, bütçe açığı vermeyecek.
    * kulüp sahipleri ve yöneticileri ellerini ceplerine atmayacak. çünkü bu finansal fair play'in amacı futbol dışı fonların futbola aktarılmasını engellemek ve kulüpler arasındaki haksız rekabete izin vermemek.
    * kulüpler 2012-2013 sezonuna kadar, kulüp sahiplerinden ve yöneticilerinden aldıkları paraları ödeyecek.

    yani bu uygulama diyor ki, bir kulüp sezon içinde transfer gelirinden daha fazla harcama yapamayacak. borçları fazla olan kulüpler uefa'nın organizasyonlarına katılamayacak. belirtilen kriterlere uymayanlar;
    - ihtar
    - para cezası
    - transfer yasağı
    - puan indirimi
    - futbolcuya lisans verilmemesi ya da lisansın geri alınması
    - küme düşme
    - tescil iptali

    gibi cezalarla karşı karşıya kalacaklar. uefa, ekonomik alandaki haksız rekabetin önüne geçmek için bu kurallardan kesinlikle taviz verilmeyeceğini en başta bildiriyor.

    23 temmuz 2010 tarihli şu haber de, uefa'nın 2012 kriterleri konusunda taviz vermeyeceğini net şekilde açıklıyor sanırım;

    --- alıntı ---

    mallorca'yı borcu yaktı!

    uefa, ekonomik krizde olan ve borcu bulunan mallorca kulübünü gelecek sezon avrupa ligi'ne almadı.

    ispanyol haber ajanslarında yer alan haberlerde, uefa'nın resmi yazıyı mallorca'ya gönderdiği bildirildi.

    33 milyon avrosu maliyeye olmak üzere 90 milyon avroyu aşkın borcu olduğu iddia edilen mallorca'nın, geçen sezon la liga'yı 5. sırada bitirmesine rağmen, uefa'nın aldığı kararla avrupa kupalarında oynaması için gerekli olan lisansı geri alındı.

    mallorca kulübü yöneticileri, bu zamana kadarki açıklamalarında, uefa'nın kendilerini avrupa ligi'nden men etmesi halinde yasal tüm haklarını arayarak, dava açacaklarını söylemişlerdi.
    uefa'nın mallorca'nın yerine la liga'yı 7. bitiren villarreal'i avrupa ligi'ne dahil etmesi bekleniyor.

    http://www.ligtv.com.tr/...=1&hid=75512

    --- alıntı ---

    "ekonomik açıdan gelişti de ne oldu, adam resmen ticaret yapıyor." türü zırvalar, işin bu kadar ciddi olduğunu bilmeyenler tarafından yapılıyor olsa gerek. yoksa bunları görüp de aynı şeyleri söylemek bile bile lades oluyor. hoş, adnan polat'a tüccar yakıştırması yapanlar ticaretten ve finansal yönetimden ne kadar anlıyor meçhul. kendilerine bir dükkan emanet edilse üç güne kalmadan iflas ederler gibi görünüyor.

    kendisinin döneminde değerini nerdeyse üçe katlayan riva arazisinden, ocak ayında tamamlanacak türk telekom arena'dan, ürün kalitesini ve çeşitliliğini artıran galatasaray store'dan, artan forma satışından, gs bonus kart'tan, gs mobile'dan ve reklam gelirlerinden bahsetmeye gerek yok. hala bu gelişmeleri göremeyip salt sportif başarı üzerinden eleştiren, yapılmayan transferler yüzünden kendisini yerden yere vuran taraftar; bundan birkaç yıl sonra her şeyi idrak etmeye başlayacaktır.

    adnan polat, benim gözümde oldukça başarılı bir yöneticidir. elbette hatalar yaptı; ama kulübe kazandırdıklarının yanında bu hatalar affedilebilir boyutta. bu dönemde galatasaray'ın gelecekteki çıkarlarını koruma amacı güden herhangi bir yönetici de kendisinin izlediği politikayı izleyecek, ekonomik gelişmeye önem verecekti. liseli diye istenmeyen adnan öztürk de buna dahil. bu kulübü yönetenler galatasaray'ı bizden daha az sevmiyor. eleştiri yapmakla karalama kampanyası başlatmak arasındaki nüansı yakalayabilmek için sadece bunun farkında olmak bile yeterli.

    not: katkılarından dolayı haz etmem rapidden'e teşekkürler.
  • 3
    --- alıntı ---

    başkan adnan polat ile "gündem" gs tv’de

    galatasaray spor kulübü başkanı adnan polat, gs tv’ye özel açıklamalar yaptı.
    başkan adnan polat’ın transfer çalışmalarından, amatör şubelerdeki yatırımlara, mali hedeflerden medyanın galatasaray kulübü’ne olan tutumuna ve uefa avrupa ligi’nde oynayacakları karpaty lviv maçına kadar birçok konuda değerlendirmelerinin yer aldığı "gündem" 17.30’da gs tv’de. "gündem" programının tekrarı 20.30’da gs tv’de .

    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...raytv/haber/7645.php
  • 4
    --- alıntı ---

    galatasaray spor kulübü başkanı adnan polat, galatasaray televizyonu’na gündemdeki konularla ilgili önemli açıklamalar yaptı.

    yeni sezon için amatör branşlar için ciddi şekilde desteğiniz devam ediyor. erkek voleybol takımı’nda da yeni transferler sözleşme imzaladı. yeni sezonla ilgili neler söylemek istersiniz?

    biz amatör sporlarla ilgili hem sporcu hem yönetim hem de teknik heyet bazında bazı faaliyetlerimiz var. oraları daha profesyonel daha kurumsal hale getirmek için uğraşıyoruz. aynı zamanda da bu sene içinde bazı amatör sporlarımızın örneğin voleybol şubemizin tesisleriyle ilgili yatırıma başlayacağız. izinlerini almaya çalışıyoruz. voleybolcularımıza metin oktay tesisleri’nin içinde 1500 kişi kapasiteli spor salonu yapma planımız vardı. onun projeleri bitti. uygulama projeleri çıktı meydana. bir taraftan da daha çok genç sporculara yatırım yapıyoruz. voleybolda yeni transferlerimizle tanıştık. biraz sohbet ettik. erkek voleybol takımımız hazır. bayan voleybol takımımız da hazır. bu sene daha iyi neticeler, daha yukarılarda neticeler alacaklarından eminim. basketbolda da aynı şekilde kız takımımız bu sene kesinlikle final oynayacak diye bekliyorum. avrupa’da da final four’un içinde olacaklarını hedefliyoruz. erkek takımımız da şu anda ciddi yatırımlar yapılıyor, geleceğe yönelik yatırımlar yapıyoruz. ümit milli takım’ın 5 oyuncusundan 4’ü bizde. onlarla ilgili de yatırımlar var. su sporlarında kürekte de, planlarımız düşüncelerimiz var. bunlarla ilgili çalışıyoruz. arkadaşlarımız çalışıyor. galatasaray bir çok konuda bir sürü yatırımlar yapıyor. bunların tabi bir çoğu pek gözükmüyor, o şubelerin içinde olan insanlar görüyor ama dışarıdan pek gözükmüyor. çünkü medyanın bu sporlara zaten çok önem vermediğini biliyoruz. türkiye tabi futbolla yatıp futbolla kalkıyor. futbolda da günlük skorlara neticelere göre değerlendirmeler yapılıyor. orta vadeli planlamalar konusunda hiç kimse kafasını yormuyor. orda da bizim ciddi yatırımlarımız var. alt yapıyla ilgili bir çok değişiklik yaptık. önümüzdeki eylül ayından itibaren de galatasaray çok ciddi scout ekibi çalışmalarını yapıyor. muhakkak ki kuracağız scout ekibini özellikle kuzey amerika, güney amerika, afrika, avrupa ve türkiye’de ciddi araştırmalar yapacak, 15 kişilik bir ekip oluşturuyoruz. çünkü bu kadar yüksek rakamlarla, transferlerle galatasaray kulübü’nün arzu edilen bütçe ve nakit akışını sağlamak çok da kolay olmuyor. muhakkak ki biz yıldız transfer etmek yerine yıldızları bulup çıkarmayı politika edinmeliyiz. o yönde gidiyoruz.

    avrupa ligi’ndeki rakibimiz teknik kapasitesi çok yüksek olmamasına rağmen 90 dakika üst düzey mücadele eden bir takım. ve maçı da hiç bırakmıyorlar. defansif oynamayı çok iyi bilen hatta tahmin ediyorum yarın burada 11kişi defans yapacaklar. mücadelesi temposu yüksek bir maç olacak. inşallah futbol şansı bizden yana olur. yani diyorum ki bir kere de bizim vurduğumuz top birisine çarpsın içeri girsin çünkü hep goller birisine çarpıp bizim kalemize giriyor. bu dönemde artık tam tersi olsun dileğindeyim. bizim bu maçı geçmemiz lazım.turu burada bitirmemiz lazım. şu anda florya’da rijkaard, ekibi ve futbolcular çok ciddi bir şekilde çalışıyorlar. sivas maçının yarattığı bir üzüntü var ama futbolda bunlar olabiliyor. inşallah sonunda iyi bitirelim.geçen sene çok iyi başlamıştık türkiye ligi’ne bu sene kötü başladık. kazanabileceğimiz bir maçtı esasında. ama iyi başlayıp kötü bitirmektense, kötü başlayıp iyi bitirmeyi tercih ediyoruz. önemli olan sezon sonu iyi bitirmiş olmak ona gayret gösteriyoruz.

    sportif a.ş. ve futbol a.ş. birleşti. şirketlerin birleşmesi oldu, riva’dan gelecek olan kaynak var, bunun yanı sıra stad şu anda bitme aşamasında. sadece şu anda sivasspor mağlubiyeti var baktığımız zaman olumsuz olarak. bunun yanında amatör branşlarda ciddi katkılar yaptınız. medya sezon başlamadan ciddi şekilde eleştirmeye başladı galatasaray’ı. bunun nedeni acaba sadece yıldız transfer olmayışı mı, yoksa başka bir neden mi var?

    haziran ve temmuz ayında medya değerlendirmelerine baktığımız zaman öyle bir hava yaratılıyor ki sanki galatasaray’da felaketler yaşanıyor. çok büyük felaket senaryoları yazılıyor çiziliyor. biz bu değerlendirmeler karşısında yönetim olarak kendimizi sorguluyoruz. şöyle değerlendiriyoruz, diyoruz ki galatasaray’ın riva arazisi şu an ruhsatı hazır bir şekilde bekliyor. biz biraz köprünün ihalesinin yapılmasını bekliyoruz. galatasaray’a bundan dört sene evvel değeri 60 milyon dolar olan riva, bugün 200-250 milyon dolar değerine çıktı. diğer taraftan 20 senedir beklenen bir stad, ben daha ilk protokolün yapıldığı protokol müzakerelerinden beri stad ile uğraşıyorum. stadı inşallah ocak ayında ligin 2. yarısının ilk maçını orada oynamak istiyoruz. orası da binden fazla insan çalışıyor ve yirmi dört saat çalışarak devam ediyor. diğer taraftan birleşme ile ilgili en önemli merhale sermaye piyasası kurulunun vereceği karardı. o karar da birleşme yönünde çıktı. şimdi bundan sonra artık 15 eylül’e kadar prosedürleri var. o da tamamlanıyor ki 4 senedir o projenin üzerinde çalışıyoruz. o da bize yüzlerce milyon dolar dışarıya çıkacak olan kaynağın önünün kesilmesi anlamına geliyor. içeride kalması anlamına geliyor. galatasaray’ın 30 senedir kullandığı 14 senedir açılamayan bir tüzük kongresi vardı. tüzük de ciddi yollar alıyoruz. inşallah 16 ekim’de tüzük kongresinde artık tüzük son rötuşları yapılarak bitmiş olacak.

    hatta bittikten sonra da şunu söyledim. tüzük artık günün şartlarında yaşayan bir şey. bir tabu olmaması lazım. galatasaraylılar isterse tekrar bir tane tüzük komisyonu kurarız. yeniden daha iyisi yapılırsa yeniden gideriz genel kurula. bir daha değiştirmemiz gerekirse değiştiririz. yani günün ihtiyaçlarına göre tüzüğün muhakkak ki güncel olması lazım. diğer taraftan 3 sene evvel galatasaray’ın gelirleri 70 milyon dolar civarındayken bugün 200 milyon dolar civarına geldi. sponsorluk anlaşmalarımız bizim tarihimizde en fazla imza altına alınan 60 milyon dolarken şu anda 190 milyon dolarlara geldi. yani bütün değerlendirmelere baktığımız vakit amatör sporlara ciddi yatırımlar yapılıyor. ama işte futbolda top çizgiyi geçmedi mi insanlar tabi bu felaket senaryolarını yazıyorlar. ama biz doğru bildiğimiz yolda devam ediyoruz. çünkü biz günü kurtarmanın peşinde çalışmıyoruz. ben zaten başkan olmadan önce de vermiş olduğum sözlerde 3-4 tane proje vardı. bunların hepsi birer birer hayata geçmek üzere. yani önümüzdeki seneden itibaren galatasaray, hem tesisleri açısından, hem nakit akışı açısından, hem de kar-zarar açısından çok başarılı bir hale gelecek. 2012 mali kriterlere uyumlu hale gelecek. tabi bunlar olduktan sonra, para sorununu çözdükten sonra, sportif başarı onun arkasından kesinlikle gelecek ve kaçınılmaz olacak. önemli olan bu sağlıklı yapıyı muhafaza edebilmek.

    çok önemli bir konu var sayın başkanım, basın maalesef sporseverleri yanlış yönlendiriyor bazı konularda. bu durum galatasaray transfer yapamıyor şeklinde aksettiriliyor. fakat siz biliyorum ki 2012’deki uefa kriterlerini göz önünde tutuyorsunuz ve birçok gideri kendi öz kaynaklarınızla karşılamak istiyorsunuz. herhalde bu konuda da basına söyleyeceklerimiz var ? çünkü diğer tarafta biz hep şu şekilde eleştiriliyoruz; beşiktaş queresma’yı aldı, guti’yi aldı şu kadar para harcadı; fenerbahçe şunu aldı şeklinde eleştiriler var. bu konuda ne söylemek istersiniz?

    yani şimdi taraftarın bir beklentisi var. o da bir gerçek taraftar takımdaki eksiklikleri de görüyor. orada istenilen futbolcuların alınması isteniyor. medyada tabii ki bu taraftarın görüşünü medyada paylaşıyor. ama medyanın bu konudaki değerlendirmelerin tarzı ve içeriği çok şık durmuyor açıkçası. bazı medya mensubu arkadaşlarımız bu işi çok olması gereken şekilde açıklamıyorlar, yazmıyorlar. ama transfer esasında çok kolay; kulüp karşı kulübün istediği parayı verin; futbolcunun istediği parayı verin ve alın getirin. ondan sonra da ödemeye gelince ‘’ ya işte ödemeyelim veya erteleyelim, şöyle yapalım, böyle yapalım ‘’ gibi bahaneler bulalım. biz onu yapmak istemiyoruz. yoksa transfer yapmak çok ahım şahım bir iş değil. neticede tüm dünya’da türkiye’ye gelen sporcuların hepsinin arzusu fazla para kazanmak. o fazla parayı verin ona, kulübüne de istediği parayı verin getirirsiniz buraya. kaldı ki transfer sezonunun bitmesine daha 14 gün var. biz daha transferlerimizi bitirdiğimizi söylemedik. transferlerimizi yapacağız, galatasaray taraftarlarının da arzu ettiği nitelikte sporcular olacak. ama en önemlisi bizim teknik heyetimizin ihtiyacı doğrultusunda, takımın ihtiyacı doğrultusunda transfer yapmak istiyoruz. çok isimler geldi gitti türkiye’ye, galatasaray’a da geldi gitti. ama isim olmak yetmiyor. arzu edilen bu 11 kişinin oynadığı futbol neticede bir mekanizma, bir makine. bunun ihtiyacı olan parçalarını getirip oraya koymak lazım. bunu da en ekonomik şekilde sağlamak lazım. biz onun için uğraşıyoruz şu anda da görüşmelerimiz sürüyor. yani daha önce de söylemiştim bir saat sonra da bitebilir, bir hafta sonra da bitebilir. ama transfer sezonu bitmeden galatasaray ihtiyacı olan futbolcuları muhakkak alacaktır ve almamız da lazım. önemli olan bu transfer sezonu bitmeden önceki dönemde oynanan müsabakalardan herhangi bir şekilde kötü netice almadan yola devam edebilmek. çünkü biz eylül’de tam takım haline gelmiş oluruz. ondan sonra da bu takım bence iyi yol alır. tabi bazı şeyleri de düşünmek lazım. şimdi biz oturup sivas maçından sonra değerlendirme yaptığımız vakit şöyle bakıyoruz. 7 tane futbolcumuz 90 dakika milli maç oynadı, 3 gün evvel ve galatasaray nedense açılış maçına kondu. halbuki açılış maçına değil, galatasaray’ın pazar veya pazartesi oynaması lazımdı. çünkü en fazla milli futbolcu gönderen kulüptü. bunun dışında tabi mazeret olarak gözükmemesi lazım ama sezon başında özellikle bir hafta içinde 3 gün arayla 90 dakika maç oynamak futbolcuyu bu hava şartları içinde çok yoruyor. onun dışında milan baros’a bakıyoruz tam 10 aydır ilk defa bir resmi müsabakaya çıkıyor. harry kewell, 7 aydır ilk defa 90 dakikaya bu hafta oynadığımız maçlarla çıktı. ali turan’a bakıyoruz 8 aydır ilk defa bir resmi müsabakaya çıktı ve 90 dakika oynamak zorunda kaldı. diğer taraftan 5 gün içinde sağ kanattaki 3 tane önemli oyuncumuz sakatlıktan dolayı kadroya giremedi. sabri, pino ve serdar özkan ki o maç günü ısınmaya çıktığı vakit bir anda ateşi 38,5-39’a çıktı ve sağ kanatta bir anda alternatifsiz kaldık. yani galatasaray tabi ki mazeret üretmemeli ama bunlar etkiliyor açıkçası. fakat bu dünyanın sonu değil biz iyi takım olduğumuzu, daha iyi neticeler alacağımızı da biliyoruz ve bu sene bütün koşmuş olduğumuz yarışların hepsinde de şampiyonluk için oynayacağız. başka zaten bir hedefimiz olamaz. biz moralimizi yüksek tutuyoruz. benim tavsiyem camiamızın da moralinin yüksek tutması ve taraftarımızın da moralini yüksek tutması, bizi desteklemesi. çünkü iyi şeyler olacak yakında.

    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...ortaj/haber/7648.php
  • 6
    --- alıntı ---

    “adnan polat ve adnan sezgin futboldan anlamıyor. haldun üstünel kalsaydı çok daha iyi olacaktı. haldun üstünel’in ağzından söylüyorum, haldun üstünel yeni sezon için bir çok futbolcuyla anlaştı ve imza aşamasına geldi ama adnan polat bu transferlere izin vermedi. haldun üstünel’in transfer yapmasına izin verilmemesi üstünel’in görevlerinden istifa etmesine neden oldu. eğer adnan polat izin verseydi galatasaray’ın transfer sorunu kalmayacaktı. bu olayı haldun üstünel’in ağzından anlatıyorum”

    aziz üstel

    http://www.milliyet.com.tr/.../1279959/default.htm

    --- alıntı ---
  • 7
    zamanında hıncal uluç tarafından yönetime girmesi için alp yalman'a tavsiye edilen, şimdiki başkanımız.

    --- alıntı ---

    ''zamanın başkanı alp yalman'a tavsiye eden "bu genci yönetime al. başlat. yetişsin.. geleceğin başkanı" diyen benim.. yöneticilik yaptığı süre içinde hep destekledim. başkanlığa aday olduğu zaman da yanında oldum.''

    hıncal uluç

    http://www.sabah.com.tr/...kurban_edilen_gsaray

    --- alıntı ---
  • 12
    yarin canli yayinda* prekazi olayina aciklik getirecektir. bizim basinin yazdiklarina inanip adam asmayi birakmak lazim artik.. yalan haberdir demiyorum ama aciklamayi beklemekte yarar var.

    edit: prekazi konusmus.. beklemeye gerek kalmadi.. http://www.ligtv.com.tr/?r=1&hid=77598
    #prekazidenözürdilensin

    edit2: beklemeye gerek varmis.. konusmasindan anlasilan, belli ki prekazi menajerlerin kurbani olmus..
  • 16
    polat: 'tek rakibimiz fb. bjk ve diğerleri geride olur'

    ntv spor canlı yayınında '% 100 futbol özel'de güntekin onay ve rıdvan dilmen'in konuğu olan galatasaray başkanı adnan polat, hem futbola dair hem de futbol dışındaki konulara çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

    yeni yapılanmayla ilgili olarak, dünya devleriyle mücadele edecek seviyeye geleceklerini belirten polat, sportif alanda son iki sezonda başarısız olduklarını ifade etti. kısa süre öncesine kadar galatasaray'ın meteliğe kurşun attığını ve artık milyar dolarlık projelere imza atan bir yapıya büründüğünü söyleyen adnan polat, prekazi'nin getirdiği futbolcu ve arda turan hakkında çıkan transfer haberlerine de açıklık getirdi ve "kimse galatasaray kaptanını son dakikada yangından mal kaçırır gibi alamaz" dedi.

    beşiktaş'a transfer olan fatih tekke ile görüştüklerini ancak şartların oluşmadığını açıklayan adnan polat, beşiktaş'ın yeni transferlerinden quaresma'nın şu anda keyif verdiğini ancak siyah beyazlı ekibi 7 hafta sonra değerlendirmenin daha doğru olacağını ifade etti.

    polat: tek rakibimiz fenerbahçe

    bu sene futbolda tek rakiplerinin fenerbahçe olduğunu vurgulayan galatasaray başkanı adnan polat, beşiktaş ve diğerlerinin daha geride kalacağını söyledi.

    "dünya devleriyle mücadele edeceğiz"
    galatasaray'ın mali yapısında gerçekleşen yenilikleri anlatan ve özellikle türk telekom arena'nın da devreye girmesiyle galatasaray'ın dünya devleriyle mücadele edecek bir seviyeye geleceğini ifade eden adnan polat, geride kalan iki sezonla ilgili yaptığı sportif değerlendirmede başarısız olduklarını belirtti.

    "son iki sezonda başarısız oldum"
    adnan polat, galatasaray'ın özellikle futbolda beklenen başarılara imza atamamasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada "ben ve yöneticilerim sportif alanda başarısız olduk. ben bu camianın lideri olarak geride kalan iki sezonda başarısız oldum" dedi.

    "metaliğe kurşun atıyorduk"
    bir süre öncesine kadar meteliğe kurşun atan bir kulüp olduklarını ancak artık milyar dolarlık projelere imza attıklarını açıklayan adnan polat, kısa süre içerisinde galatasaray'ın para kazanan bir yapıya kavuşacağını ifade etti.

    "kimse galatasaray kaptanını son dakikada alamaz"
    galatasaray başkanı adnan polat, arda turan hakkında çıkan transfer haberleriyle ilgili de konuştu. "galatasaray kaptanını kimse son dakikada alamaz. bu parayla ilgili bir konu değil" diyen polat, atletico madrid'den arda'ya geldiği iddia edilen transfer teklifini hiç düşünmeden geri çevirdiğinin altını çizdi. atletico madrid'den geldiği iddia edilen faksla ilgili de bir açıklama yapan polat, atletico madrid başkanı ile görüşeceğini ve söylendiği gibi ispanyol ekibinin başkanının da bu tekliften haberi yoksa, konuyu bir sahtekarlık olarak takip edeceklerini belirtti.

    "prekazi'nin getirdiği futbolcuyla şartlarda anlaşamadık"
    galatasaray'ın efsane isimlerinden prekazi'nin getirdiği ve galatasaray'ın almadığı jovanovic hakkında da konuşan adnan polat, prekazi'yi istanbul'a davet ettiklerini ve florya'da toplantı yaptıklarını söylerken, rijkaard'ın futbolcu hakkındaki "iyi bir futbolcu ama geride kalan 4 senede sadece 30 maç oynadı" raporunun ardından futbolcunun iki menajerine bu endişelerini ilettiklerini ve alınan açıklamaların ardından futbolcuyu sezon sonuna kadar kiralamak istediklerini belirtti. futbolcunun menajerlerinin bonservis bedelini kendilerine ödenmesini istemelerinden sonra futbolcuyu almaktan vazgeçtiklerini söyledi.

    "tekke ile görüştük ama şartlar bizim için uygun olmadı"
    fatih tekke'nin beşiktaş'a transferi hakkında da konuşan adnan polat, "tekke'yi 12 yaşından beri galatasaray'a almak istiyorduk. biz fatih tekke ile bu dönemde de görüştük ama şartlar bizim için uygun olmadı ve o da beşiktaş ile görüştü ve şartların kendisi için daha uygun olduğunu gördü. tekke de profesyonel bir şekilde beşiktaş ile anlaşarak transfer oldu" dedi.

    "beşiktaş'a 7 hafta sonra bakalım"
    rıdvan dilmen'in "beşiktaş'ın transferlerinden sonra rakibiniz hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusundan sonra "bence 3-5 hafta zaman verelim. quaresma şu anda "evet" futbola keyif getirdi. beşiktaş, popüler futbolculardan kurulu bir takım oluşturdu. quaresma'nın seyir zevki yüksek ve faydalı. ama biz galatasaray'daki futbolculara bakalım arda'ya, kewell'a, baros'a bakalım" dedi. başkan polat, beşiktaş'ın 7 hafta gibi bir süre sonra daha iyi değerlendirebileceğini belirtti.

    "bizim rakibimiz fenerbahçe. beşiktaş ve diğerleri daha geride olur"
    güntekin onay'ın "bu sene en büyük rakibiniz kim?" sorusuna kısaca "fenerbahçe" diyen galatasaray başkanı adnan polat, beşiktaş ve son şampiyon bursaspor'un da sorulmasından sonra, "bizim tek rakibimiz fenerbahçe, beşiktaş ve diğerleri daha geride olur" dedi.

    "haldun üstünel beklediğim gibi davrandı"
    taraftarın sevdiği önde gelen isimlerden biri olan galatasaray eski yöneticisi haldun üstünel hakkında da açıklama yapan adnan polat, "kısa süre önce yine dedikodular çıktı haldun ve bizimle ilgili. daha yeni konuştuk kendisiyle ve bana "başkan ne zaman ihtiyacın olursa seninleyim" dedi. ben de kader birliği yaptığım haldun üstünel'den bunu beklerdim. haldun ile ileride yine bir arada çalışmak isterim" dedi.

    işte adnan polat'ın açıklamalarının tamamı;

    "mazeret yok 2 sene başarısız olduk"
    galatasaray'a başkan olma nedenini gönül hikayesi şeklinde gösteren adnan polat, "şimdi bu esasında bir gönül hikayesi. bir sevgi, bir aşk. galatasaray'a olan benim sevgim, ona gönlümü vermem. orada 1992-1996'da sayın alp yalman döneminde başkan yardımcılığı yapmam. kulübüme hizmet etmek benim için büyük bir onurdu, tatmin meselesiydi ve ben bu şerefe nail oldum. 96'ya kadar görev yaptım. kulübüme karşı olan görevimi yapıp tamamladığımı düşünüyorum. 2006'ya kadar 10 yıldır medyaya hiç çıkmadım. kulüple ilgili bir istek geldiğinde de görevimi yaptım. ancak 2006'da bir televizyon programında bir yardım kampanyası başlatmıştık, hatta 10 dakikada 2 milyon dolar toplayıp, galatasaray'ın o günkü para problemini çözmüştük. o gün sms ilen kamuoyu yoklaması yapılmıştı, 7 tane galatasaraylı'nın ismi verilmişti 'kimi galatasaray'da tekrar görmek istersiniz? ' diye. oraya gelen oyların %93'nde benim adım çıkmıştı. o programdan sonra rahmetli özhan canaydın bana geldi ve "şu anda galatasaray'ın sana ihtiyacı var, seni göreve çağırıyorum" dedi. ben açıkçası çok direndim o dönemde geri gelmemek için, ancak rahmetli beni ikna edip 2 yıl onun başkan yardımcılığını yapmamı sağladı. ama öyle bir görev verdi ki bana ben kulübün mali, idari ve sportif başkan yardımcısıydım. başkanın protokol görevleri hariç bütün kendi görevlerini bana vermişti. çok yoğun bir çalışma dönemiydi. galatasaray'ın çok sıkıntılı bir dönemiydi. öyle bir dönem ki, hatırlarsınız futbolcuların paralarını alamadığı için antrenmana çıkmadığı, alacaklıların kapıda olduğu, bankaların hesap açmadığı ve çek karnesi vermediği bir dönemdi. çok zor bir dönemdi. rahmetli özhan canaydın ile bu dönemi beraber atlattık. açıkçası o 2 seneden sonra hedefim ayrılmaktı ancak özhan canaydın hastalığından dolayı rahmetli oldu. ve görev bana düştü, biraz da işin kader tarafı da var tabii ki. ben de 2008'de galatasaray başkanı oldum. bunun da tek nedeni galatasaray'a olan sevgim. benim için, bir insanın olabileceği en şerefli, en üstün mevkii galatasaray başkanlığıdır. ancak burada bulunmanın da sıkıntıları var, bunları da yaşamaya mecburuz. bundan da şikayetçi değilim" şeklinde konuştu.

    "mali idari ve ekonomi sağlam olmalı"
    sportif başarının sürekli olması için mali yapının sağlam olmasının gerektiğini söyleyen polat "şöyle düşünüyorum ben, eğer sürdürebilir bir sportif başarı hedefliyorsanız, mali, idari, ekonomik olarak sağlam bir yapıya sahip olmanız lazım. yani eğer bankalar size bütün yönetim kefil olmasına rağmen 3-5 milyon dolar kredi vermiyorsa, herhangi bir kulübe gittiğiniz vakit transfer için sizden bir teminat mektubu isteniyorsa, sizi herhangi bir otel kamp için almıyorsa, herhangi bir havayolu size özel bir uçak vermiyorsa, bu tip problemlerle uğraşırken sportif alanla ilgili bir mesai veremezsiniz. bunların hepsi 4 sene içinde yaşanan şeyler. bunu düzeltmek için yapısal bir değişime gidilmesi gerekir. galatasaray'da da bu noktadaki önemli projeler neydi? idari olarak bir revizyon gerekiyordu. ortada idari bir mekanizmanın ve denetleyen bir mekanizmanın da bulunmaması, nakit akış planının olmaması, biraz karanlıkta el sallamaya benziyorudu. ben de o zamanlar, galatasaray bir tünelin içinde ve ortalık kapkaranlık demiştim . aradan geçen zamanda ise demiştim ki "biz tünelin sonunda bir ışık görüyoruz ama o güneş ışığı mı karşıdan gelen bir trenin ışığı mı onu bilmiyoruz". 8 aylık dönemin sonunda ise "galatasaray tünelin içinde ama güneş ışığını gördüm " dedim. şimdi de diyorum ki "galatasaray bu tünelden çıkmıştır." neden çıkmıştır? çünkü bizim 5 tane önemli projemiz var. idari yapılanma ki bununla ilgili çok ciddi çalışmalarımız oldu, bunun başlayabilmesi için dünyada eşi benzeri görülmemiş bir model vardı, bu model şimdi fenerbahçe ve trabzonspor'da da var. beşiktaş'ta yok çünkü fenerbahçe ve trabzonspor, biraz galatasaray'dan kopya etmişler. geliri olan bir şirket var sportif a.ş, gideri olan bir şirket var futbol a.ş, geliri olan şirket sürekli kar ediyor, gideri olan şirket sürekli zarar ediyor. geliri olan şirket %37 oranda halka açık. gelirlerinizin yaklaşık %37'sini halka dağıtıyorsunuz. biz, bu iki şirketi birleştirmek için 4 yıldır çalışıyoruz. geliri gideri olan, varsa karı olan, yoksa zararı olan, karı halka dağıtabilen normal bir şirket haline getirmek istiyoruz. bunları birleştirmek için yoğun bir mesai harcıyoruz. 1 ay önce sermaye piyasası kurulu birleşmemize müsade etti. 31 ağustos'ta da iki şirketin genel kurulu yapıldı ve birleşme kararları alındı. tahmin ediyorum önümüzdeki 3-5 gün iş gününde birleşme hikayesi tamamlanacak. ben hep söyledim, bu birleşme galatasaray'ın 10 şampiyonluğuna bedeldir diye. galatasaray'ın önü açılmıştır, tünelden çıkmıştır. bundan sonra galatasaray gelirlerini, kendi ihtiyaçları için harcayacak, karı varsa hissedarlara dağıtacak yoksa dağıtmayacak. galatasaray bu işlemlerden sonra daha şeffaf olacak ve daha rahat denetlenebilecek. "

    statla ilgili açıklamalarda bulunan adnan polat "4 sene evvel rahmetli özhan canaydın'la birlikte stad yapımına başlarken, önce "burada stat mı yapılır?" denildi, daha sonra "buraya stad yapılmaz" denildi, 4-5 ay sonra ilk maçımızı oynayacağız, herhalde o zamanda "hepimiz de yapardık" bunu diyecekler. desinler. önemli değil. bu stad işi bizim için büyük bir handikaptı, fenerbahçe şükrü saraçoğlu'nda 7 yıldır oynuyor, galatasaray'dan da (7 sene boyunca) her yıl 30 milyon euro fazla para elde ediyor. 210 milyon euro yani. sadece amatör sporlara yatırsalar, tabii ki bizden daha başarılı olurlar. ki öyle oldu. buna rağmen futbolda 7 senelik dönemde bizden daha fazla şampiyonluk elde edemediler. ekonomik anlamdaki haksız rekabet, fenerbahçe'nin becerisiydi tabii kii onları öne geçirdi. seyrantepe'de müthiş eser ortaya çıktı diye düşünüyorum. orada şimdi sadece tek sorun cendere yolundaki bağlantı yolu. çünkü o bağlantı yolu yapılmazsa maç günleri büyük bir kaos ortaya çıkar. 1. köprü, 2. köprü maç günleri hepsi tıkanır. biz konu hakkında gerekli mercilere başvurularımızı ve uyarılarımızı yapıyoruz. o da hallolursa hiç bir sorun kalmayacak. şu an baktığımızda 5 önemli projeden birleşme bitti, riva ruhsatını aldı, stat bitmek üzere, idari yapılanma bitmek üzere en önemlisi nakit olarak en büyük rakibimizlen aynı gelir düzeyine sahip olduk. 4 sene evvel gelirimiz 74 milyon dolardı şimdi ise 184 milyon dolar, amacımız ise 250 milyon dolar. şimdi bu türkiye standardında büyük bir gelir gibi gözüküyor ama real madrid, manchester united'a baktığımızda gelirler 300 milyon euronun üzerindeki kaynaklarla idare ediliyor. avrupa kulüpleri ile mücadele etmek istiyorsak, bu gelirleri sürekli hale getirmemiz gerekiyor. bu da oralara gidiyor. kaldı ki 2012 kriteleri de bu yönde bizi zorlıyor. biz geleceğin planlamasını yaparak gidiyoruz, günü kurtarmaya çalışmıyoruz." şeklinde konuştu.

    2 yıldır başarısız olduklarını ve mezaret aramadıklarını söyleyen adnan polat "4 yıldır futbolun içindeyim. 2 sene futbolu birebir yönettim. 20:45'i hatırlarsınız o sezon şampiyon olduk. sayın özhan canaydın'ın rahmetli olmasından sonra ben başkan oldum 2.5 aylık dönemde antrenörsüz şampiyon olduk. son iki senede şampiyon olamadık. bu benim için çok büyük hayal kırıklığı. son 2 senede esasında her türlü transferi yaptık. bunu mazeret olarak ortaya koymak istemiyorum ama biz bir 3. bir 5. olduk. bizim için çok kötü bir derece. biz ikinci olsak bile bizim için kötü bir derece. birden fazla nedeni var. bu başarısızlıklara baktığımız vakit, başta ben olmak üzere haldun üstünel, murat yalçındağ, adnan sezgin ve teknik ekip bu durumun sorumlularıyız. ama başta ben olduğunu söylemek istiyorum. ancak futbolda top kaleye girmek istemeyince girmiyor. hatırlayın biz 2 sene evvel defanssız oynamak zorunda kaldık, geçtiğimiz sezon forvetsiz oynadık bu sezon sabri milli takıma gitti sakat, çağlar milli takımın sol kanat oyuncusu ameliyat oldu, pino'yu aldık bence olağanüstü bir futbolcu taraftar onu çok sevecek, adalesinde yırtık oluştu. bir anda 4 tane önemli oyuncumuzdan yoksun kaldık. transferler geçikti diye biz o mağlubiyetleri almadık. ya da avrupa'dan elenmedik. bizim takımımız o zaman da yeterliydi. ama bazen, işte düşünün ki son saniye de top 60 metreden gelip, hakan balta'nın sırtına çarpıp adamın önüne düşüyor. dışarı da gidebilirdi. biz 2 sene başarısız olduk. bunun da 1. sorumlusu benim" dedi.

    "atletıco madrıd'i uefa'ya şikayet etmeliyiz"
    arda'yı atletico madrid'e transferi ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan başkan, "orada şöyle birşey oldu. transfer döneminin bitmesine 24 saat kala arda'nın menajeri beni arayıp, "arda'ya büyük bir kulüpten önemli bir teklif var" dedi. ben de " 24 saat kala kimse galatasaray kulübünün kaptanını alamaz. teklifi duymak bile istemiyorum" dedim. ayrıca arda'da milli takımda diye ona da haber vermeyin dedim. ancak gördüm ki benden önce tüm medyaya haber verilmiş. arda'ya en az 3-4 kere gidilmiş. söylenen o ki atletico madrid'in bir yöneticisi arda'yla swiss otel'de görüşmüş. bu durum doğruysa atletico madrid'i uefa'ya şikayet etmemiz gerekir. bizle temasa geçmediler. ben de atletico madrid başkanı'nı da arayacağım. eğer onun haberi yoksa burada tamamen bir sahtekarlık var demektir. zaten herkes arda'nın galatasaray'la önemli bir kupa kaldırmadan galatasaray'dan gitmeyeceğini biliyor. bunu ben de söyledim, arda da söyledi. özellikle türk telekom arena'da kaptan olarak kupa kaldırmasını çok istiyorum. ben hiçbir futbolcuma esir muamellesi yapmıyorum. eğer gönlünde başka bir yere gitme isteği varsa, ekonomik şartlar uygunsa arda olsun başkası olsun yolunu açarım. bunu futbolcularıma da söyledim. ancak yangından mal kaçırır gibi son gün son dakikada gelip futbolcumuzu almaya çalışanlar hayal görüyorlardır" şeklinde konuştu.

    güntekin onay'ın "keita'yı neden sattınız?" sorusuna da cevap veren galatasaray başkanı "keita'nın satılması kesinlikle idari bir karardır. rijkaard da bu konuda bize bu konuda yeşil ışık yaktı. kalmasını istemedi. sebebi çok basit, keita her gittiği milli maç sonrasında geç geliyordu. düşünün kewell olsun, elano olsun verilen tarihte dönerken, keita 2 gün sonra geliyordu. bu durum da takımın içinde büyük bir sıkıntı yaratıyordu. bu 2-3 kez tekrarlandı. ancak bardağı taşıran son damla en son oynadığımız gençlerbirliği maçı öncesinde yaşandı. maçtan 2 gün önce keita bize haber vermeden paris'e gitmiş sonrasında fildişi kampına katılmış. o şekilde bizi bırakıp gitmesi, arkadaşlarını o şekilde yalnız bırakması sonrasında teknik heyette toplandık ve böyle bir futbolcunun galatasaray'da kesinlikle kalmaması konusunda görüş birliğine vardık. keita da doğru karar verdiğimizi de dünya kupasında kaka'ya yaptığı haraketle kanıtlamış oldu. bizim için sadece fiziği iyi olması, süratli olması, teknik olması yetmez ahlaklı olması da önemli. bu yüzden keita'yı sattık" dedi.

    rıdvan dilmen'in transfer döneminde yapılan hatalar ve mehmet topal ile ilgili sorusunu da cevaplayan polat "lig bittikten sonra teknik heyetle bir toplantı yaptık. rijkaard ile neeskens, kendi aralarındaki ev ödevlerini yapmışlar. onlarla 6 saat süren bir toplantı yaptık. burada takıma yeni takviyeler nerelere olacak, alternatif a,b,c öncelik sırasına göre ve gitmek isteyen oyunculardan hangisine izin verileceği konularını görüştük. rijkaard gitti geldi, ancak neeskens hep kaldı. onunla hep görüştük. bu arada biz dünya kupasını bekledik, futbolcu izleyeliriz dedik. ve haziran sonunu bekledik. size göre geç olabilir ancak bizim önümüzde temmuz ve agustos ayı vardı. önümüzdeki avrupa'da oynayacağımız maçlar öncesinde keita'nın ve leo franco'nun satılacağına karar vermiştik. burada giden diğer futbolcu uğur ile emre güngör oldu. mehmet topal ise 2 senedir avrupa'ya gitmek için adeta yalvarıyordu. ben de bir söz vermiştim onlara, "eğer burada mutlu değilseniz, gitmek istiyorsanız ve galatasaray'ı tatmin edecek bir teklif gelirse ben sizin önünüzü kesmeyeceğim. ancak benim sizden tek isteğim burda kaldığınız sürece hizmetinizi en üst düzeyde göstereceksiniz" demiştim. mehmet topal çok iyi bir futbolcu ama geldiği ilk sene hariç kendini hiçbir zaman takıma veremedi. avrupa'ya gitmek istediği için bunu yapamadı. galatasaray'ı kafasında bitirmişti. bu şekilde olmasının galatasaray'a katkısı olmayacağını düşündük ve iyi bir teklifte de onu göndereceğimizi söyledik. valencia bize 4.5 milyon euro teklif etti, biz 6 milyon euro istiyorduk, mehmet topal'ın 900 bin euroluk alacağı vardı, gelip bize "ben bu alacaklarımdan vazgeçiyorum" dedi. artık o oyuncuyu tutmanın hiçbir yararı yoktu." dedi.

    "cana çok yararlı olacak"
    rıdvan dilmen'in cana ile ilgili sorusuna ise adnan polat "cana 1 yılık izlenerek alınan bir oyuncu değil. ancak gerets bizden ayrıldıktan sonra biz onla sürekli konuşuyoruz. bu konuda ona danıştık, o da bize "kesinlikle alın, 3-4 hafta bekleyin daha sonrasında inanılmaz bir futbolcu kazanacaksınız" dedi. ayrıca ingiltere'deki teknik heyetlerde bize aynı şeyleri söyledi. tugay cana'yı çok iyi tanıyordu, o da kesinlikle alınması gerektiğini söyledi. cana'da daha biz istediğimizi göremedik. herkesin sakat olduğu dönemde geldi ve tam kendini göstermeye başlarken o da sakatlandı, 2 hafta uzak kaldı. biz cana'dan eminiz, 2-3 hafta sonra bize çok katkısı olacak. biz aldığımız her futbolcuyu rijkaard'a sorarak alıyoruz. eğer "cana'yı almayalım" deseydi almayacaktık. biz pino'yu da hocayla görüşerek aldık. mehmet batdal'ı bonservis bedeli olmadan aldık. hocayla görüştük, uzun boylu forvet istiyordu, beraber karar verip aldık. sol beke ihtaycımız vardı, milli takımın sol beki çağlar'ı aldık. rijkaard ve neeskens onu denizlispor'da ve milli takımda izleyip çok beğenmişti. bizim alıp da deneyip, kazanabilirmiyiz dediğimiz bir serdar özkan var, bir de musa var. musa, bank asya 1. ligi'nde en iyi ikinci oyuncu seçilmiş 17 yaşında bir futbolcu. eğer tutarsa çok iyi bir oyuncu kazanırız diye aldık. topal'ı biz ikinci ligden alıp tuttuysa, musa'dan da ümitliyiz." şeklinde cevapladı.

    transferde esas önceliklerinin orta sahada oyun kurucu bölgesinde olduğunu söyleyen polat "bizim esas önceliğimiz 10 numara bölgesindeydi. burda da 3 tane de alternatif vardı. üçüyle de aynı anda görüşüyorduk. önceliğimiz misimoviç'ti. wolfsburg kendi transferlerini tamamlamadan, misimoviç'i satmayacağını söyledi. biz hocanın birinci tercihini almak için sonuna kadar sabır gösterelim dedik. wolfsburg'un alacağı futbolcunun pazarlığı uzadı. biz de düşündük acaba ikinci tercihimizi mi alalım? diye. ikisi de kıymetli futbolculardı. bekledik ve misimovic'i aldık. bence de iyiki beklemişiz, galatasaray çok iyi bir 10 numara kazandı bence. ınsua da iki aydır gündemimizdeydi. ilk başta liverpool bize vermedi, sonrasında bir teknik direktör değişikliği oldu liverpool'da, roy hartson geldi galiba. hartson'la isviçre milli takımı teknik direktörlüğü zamanından adnan sezgin'in bir arkadaşlığı vardı. işte uzun uzun görüşmeler sonrasında ınsua'yı 21 yaşındaki arjantinli milli oyuncuyu renklerimize kattık. bir de premier lig'de bu sezon bir karar alındı, dünya kupasındaki başarısızlıktan sonra aldılar galiba bu karararı.. federasyona takımlar 25 kişilik kadro vermek zorunda. ben baktım kulüplerin kadrolarına 40'tan fazla futbolcu var. bir anda her kulüpte 15'ten fazla futbolcu boşa çıktı. böylece transfer fiyatları da çok düştü. yoksa biz ınsua'yı bu kadar düşük fiyata nasıl getirelim? zaten bu 4 futbolcuyu bir de uzun santraforu rijkaard bizden istemişti. bende kendisinin yazıp çizdiği, birinci öncelik şuraya, ikinci öncelik şuraya şeklinde çizdiği raporu vardı. dünya kupası başlayana kadar neeskens burdaydı, onunla birlikte takip ediyordu. her gün konuşuluyordu. ondan transferde geç kaldığımızı düşünmüyoruz. galatasaray'ın avrupa'da elenmesinin nedeni takımın yetersizliği değil, galatasaray'ın o anda oynayacak ve oyunu çevirecek oyuncularının hepsinin aynı anda sakat olmasıydı. sivas maçında sağ kanatta oynayacak oyuncumuz yoktu. 8 aydır top oynamamış ali turan ile emre çolak'ı orda oynatmak zorunda kaldık. hatta serdar özkan sahada ateşlendi. yani öyle bir talihsizlik oldu. oradaki 4 tane futbolcunuzun 3 tane alternatifi sakat. siz hiç gördünüzü mü bir futbolcunun ayağının altının yarıldığını, ayak zarının yarıldığını 2 ay sahalardan uzak kalacağını? biz de mehmet batdal'da oldu." dedi.

    sağlık heyetiyle ilgili açıklamalarda bulunan adnan polat, "sağlık heyetine gelince, 2 senedir bu sakatlıklar bizim canımızı çok sıktı. biz acıbadem'den ayrıldık ve medical park sağlık sponsorumuz oldu. onlarla çok ciddi bir çalışma yaptık ve yeni bir sağlık heyeti kurma kararı aldık. bu sağlık heyetimizin de 1 ay sonra ne kadar başarılı olup ne kadar başarısız olduğunu göreceğiz. sabahtan akşama kadar bütün sağlık heyeti çalışıyorlar. doktorumuz da, bütün fizyoterapistler de haftanın 7 günü florya'dalar. onlardan güzel geri dönüşler bekliyoruz" dedi.

    "rijkaard'a yeni sözleşme önereceğim"
    rijkaard'ın sözleşmesinin sonuna kadar kalacağını söyleyen polat " ben geçen nisan ayında rijkaard'a 2 senelik sözleşme uzatmayı teklif ettim. bana cevabı şu oldu; "ben önce şu aldığım parayı hak etmem lazım, bunu kazanmam lazım ki, sizle bu sözleşmeyi uzatmayı konuşabileyim". bu da demek oluyor ki, her şartta ne olursa olsun bu sezon sonuna kadar rijkaard bizle beraber. eğer kabul ederse de nisan ya da mayıs'ta ona ben yeni sözleşme teklif edeceğim, sözleşmesini uzatacağım. bizim gündemimizde bir teknik direktör sorunu yok. medya yazıyor fakat öyle bir şey yok, onlar istediğini yazabilirler. aramıza kesinlikle bir iletişim sorunu olduğunu düşünmüyorum. son 15 günde en az 5 defa toplantı yaptım rijkaard'la.. bu büyük projeler sonlanmaya başladı bundan sonra ben rijkaard'la ve futbolla daha çok ilgileneceğim. şu anda kadromuza bakarsak, kadroda bulunan 27 futbolcunun 2 ya da 3'ü dışında hepsi milli futbolcu." şeklinde konuştu.

    son günlerde çıkan rijkaard'ın tercüman sorunu ile ilgili de açıklamalarda bulunan adnan polat "böyle 5-6 dil konuşan insanlar. özellikle yabancı ülkede kendi lisanını konuşmadığı vakit, hele takımın içinde futbolcuların bir kısmı ingilizce, bir kısmı ispanyolca, bir kısmı almanca, bir kısmı türkçe konuştuğu vakit zaman zaman böyle şeyler olabiliyor. mesela rikaard'la biz ingilizce konuşuyoruz. arada ispanyolca konuşmaya başlıyor, ben de "ingilizce konuş anlamıyorum" diyorum. yani olabiliyor böyle şeyler. bunları hoşgörü ile karşılayın, yani arkasında bir şey aramayın. mesela, mustafa inanılmaz derecede flamenkçe konuşuyor. türkçesi yetersiz. kelime kelime tercüme ediyor, öyle yapmaması lazım. rijkaard artık zaman zaman mert'i zaman zaman mustafa'yı kullanır. mustafa yavaş yavaş forma giriyor, çünkü biz de onu kampa aldık. şu an artık rijkaard için herşey hazır, şu andan sonra rijkaard hiçbir şey söyleyemez. arzu ettiği tüm futbolcular alındı. yanında da neeskens var, iki tane fizyoterapist, yeni tesis müdürü herşey hazır. hiçbir eksikleri yok. onlar da bana memnuniyetlerini bildirdiler. ben inanıyorum ki bu, tahmin ediyorum ki bu mevcut takımımızla şampiyon olacağız. biz sakatlıklardan dolayı şansız bir dönem yaşadık, hepimiz çok üzüldük tabii. fenerbahçe'de iyi futbolcular aldı, ama takım olmak için zaman gerekir. biz takım olarak hazırız iyiyiğiz, bu milli maçlardan sonra daha da hazır olacağız. sakatlar da düzelecek, iyi bir takım olacağız şeklinde konuştu." dedi.

    rıdvan dilmen'in "rijkaard kaleci istedi mi?" şeklindeki sorusunu da cevaplayan adnan polat "ufuk ve aykut gibi kalecilere şans vermek lazım. risk almadan birşey olmuyor. biz yüzmeyi öğretmek için dışardan konuşmuyoruz, onları suyun içine atıyoruz. ben galatasaray'ın bundan sonra daha iyi bir grafik sergileyeceğini düşünüyorum. herkes iyi, transferlerimiz de iyi. bizim ihtiyacımız olan nedir? galatasaray taraftarının eskiden olduğu gibi, ali sami yen'i eskiden olduğu gibi 'cehennem'e çevirmesidir. galatasaray taraftarı zaman zaman protestolar yaptı. bence daha akl-ı selim davranıp takımı desteklemeleri lazım. son 15 dakikaya 2-0 mağlup da girebilirsiniz. eğer siz takımı yuhalar, baskı altında bırakırsanız, takım da bu maçları kaybedebiliyor. taraftar takımına sahip çıkmalı, her şartta desteklemeli, çünkü biz bu çocuklarla yola çıktık. ben taraftar haksız demiyorum, ancak taraftarın o takımı protesto ederek bir yere varamayacağını bilmesi lazım. çünkü taraftar bir takımın ruhudur. taraftar elini çektiği vakit, takım da ruhunu kaybediyor. gelen misafir takıma 'cehennem'i yaşattıklarında bizim o maçı kaybetme şansımız yok." şeklinde konuştu.

    jovanovic konusu
    galatasaray'ın efsane futbolcusu cevat prekazi'nin önerdiği jovanovic ile ilgili açıklamalarda bulunan adnan polat "biz belgrad'a gittiğimizde, prekazi bana bu oyuncunun kasedini verdi. ben de bunu teknik heyete verdim izlediler. rijkaard bana "bu iyi bir futbolcu fakat, son 4 senede 30 maç oynamış, bunun nedenini bulmamız lazım. 24 yaşındaki iyi bir futbolcu ancak sezon başına 7-8 maç oynamış. bu çok düşük bir rakam." dedi. biz tabii transfer yoğunluğundan prekazi'yi davet edemedik. sonra telefonla konuştuk, istanbul'a davet ettik. bana prekazi'nin söylediği "jovanovic'in bonservisi elinde, menajeri de yanımda alıp getireyim".. aldı, geldiler. florya'da ağırladık, bana prekazi'nin söylediği "bu futbolcu çok iyi bir futbolcu, menajeri burada siz konuşun. ben işin ekonomik taraflarına karışmam" şeklindeydi. iki tane menajeri vardı, onlara rijkaard'ın sorduğu soruyu yönelttim. "neden bu futbolcu 4 sezonda 30 maç yapmış". onlar değişik açıklamalar yaptılar, kendi kulüpleri içindeki teknik heyetin, başkanların, değişik insanların politikaları yüzünden böyle olduğunu söylediler. bu cevap bizi tatmin etmedi. bu arada futbolcunun bonservisine 1 milyon dolar, kendisine de yıllık 500 bin dolar istediler. biz de şöyle bir teklifte bulunduk "biz futbolcunun 500 bin dolarını verelim, bunu sezon sonuna kadar 300 bin dolara kiralayalım, eğer beğenirsek seneye 1 milyon dolar verip satın alalım", yani onların 1 milyon dolar istedikleri oyuncunun bonservisine 1 milyon 300 bin dolar verelim dedik. menajeri şöyle bir baktı ve "kiralık olarak siz bize 500 bin euro verin, sezon sonu almaya kalkarsanız 1 milyon euro verin" bir anda teklif 1.5 milyon euroya çıktı. biz de dedik "peki biz bunu kime ödeyeceğiz", o da dedi "bana ödeyeceksiniz", biz de dedik "kusura bakmayın karşımızda bir kurum olmazsa böyle bir parayı ödeyemeyiz. ayrıca 1 milyon dolardan 1 milyon euroya nasıl çıkartıyorsunuz bu teklifi?" dedik. "siz kiralamak istiyorsunuz" dedi. "peki" dedik, ve onları oteline geri gönderdik. prekazi'nin kırgın olması için bir neden göremiyorum çünkü, prekazi işin ekonomik tarafına karışmadı, böyle bir yaklaşımdan sonra da bizim o futbolcuyu almamız söz konusu değildi" dedi.

    beşiktaş'a imza atan fatih tekke'nin önce galatasaray ile görüşüp görüşmediği yönündeki soruya adnan polat " ben fatih tekke'yi 12 yaşından beri galatasaray'a almayı istiyordum. 12 yaşında trabzonspor altyapsındaydı, almaya çalıştık o zamanki başkan sadri şener bunu öğrenmiş izin vermemişti. son dönemde adnan sezgin bana fatih'in galatasaray'a gelmek istediğini söyledi. ben de durumunu öğrenmesini istedim. sonra görüşüp şartları öğrendikten sonra bize uygun olmadığına karar verdik. beşiktaş ile anlaşmış oraya gitti. biz görşüp bilgi aldık, ekonmik olsaydı almayı düşünüyorduk olmadı. fatih normal olarak beşiktaş'a gitti." dedi.

    şampiyonluk yarışındaki rakiplerinin fenerbahçe olacağını söyleyen adnan polat, beşiktaş'ın çok popüler futbolculardan oluşan bir takım oluşturduğunu söylerken "beşiktaş popüler futbolculardan oluşan bir takım kurdu. ancak gerçek futbollarını görmek için 7. haftayı beklemek lazım. şu ana kadar quaresma'yı çok iyi buluyorum. izlenmesi çok zevkli bir oyuncu. bence bizim şampiyonluk yarışındaki en önemli rakibimiz fenerbahçe olur. beşiktaş, bursaspor, trabzonspor daha geride diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.

    "haldun üstünel beklediğim gibi davrandı"
    taraftarın sevgilisi olan galatasaray eski yöneticisi haldun üstünel hakkında da açıklama yapan adnan polat, "4 sene kader birliği yaptığım, çok sevdiğim, kardeşim gibi gördüğüm bir insandı. her zaman inandığım, güvendiğim bir insandı, hala da öyle. keşke görevine devam etseydi. yönetim prensipleri konusunda anlaşamadığımız için görevinden ayrıldı. görevinden ayrılması aramızda bir kırgınlık olduğu anlamına gelmez. kısa süre önce yine dedikodular çıktı haldun ve bizimle ilgili. daha yeni konuştuk kendisiyle ve bana "başkan ne zaman ihtiyacın olursa seninleyim.şu an dışardayım.yönetimde değilim, her zaman senin yanındayım, emrindeyim. buradan bile elimden ne gelirse yaparım. televizyonda çıkar haberlere inanma" dedi. ben de kader birliği yaptığım haldun üstünel'den bunu beklerdim. haldun'un ayrılmasına çok üzüldüm çünkü onun ayrılmasını hiç istemiyordum. inşallah ileride yine bir arada çalışmak isterim. çünkü galatasaray'ı çok seviyor, çok emeği oldu, maddi manevi çok şey verdi. keşke ayrılmasaydı" dedi.

    "elano gitmek istemiyor"
    elano'nun çok önemli bir sakat geçirdiği içinn şu ana kadar hazır olamadığını söyleyen adnan polat, "elano, dünya kupasına 2 gol attı, asist yaptı. çok iyi oynadı. ben geçen gün elano ile konuştum, bana 41 gün yattığını söyledi. sonra geldi, tabii sakatlığı daha yeni geçmişti. uzun süre sakat olan bir oyuncunun kondisyon yüklemesi için süre gerekli. rijkaard her gün onunla ilgili rapor aldı. bursa maçında ona 15 dakika şans verildi, ancak hazır olmadığı için elano o maçta da kendini gösteremedi. bu yüzden rijkaard ona 1 hafta daha zaman verdi, ancak biz karpaty'e gittiğimizde, "elano satılacak ondan getirilmedi" şeklinde haberler yapıldı. halbuki fizik kondisyon olarak hazır olmadığı için alınmadı kadroya. 10 gün sonra elano tamamıyla hazır olduğunu söyleyebilirim. futbolcu satışına gelirsek, ben hep söylüyorum biz de satılacak futbolcu yok ama dünya üzerinde satılmayacak hiçbir futbolcu yok. bir futbolcunun satılması için önce futbolcunun gitmek istemesi lazım, sonra alıcı kulübün satıcı kulüple ekonomik olarak anlaşması lazım, alıcı kulübün oyuncuyla anlaşması lazım, bu şartlar oluşursa her zaman transfer olabilir. bu her futbolcu için geçerlidir, elano için de geçerlidir. elano bana gelip gitmek istiyorum derse, o zaman ben ona bir yol ve alternatif bulmaya çalışırım." şeklinde konuştu.

    kaynak: http://www.ntvspor.net/...igerleri-geride-olur
  • 17
    --- alıntı ---

    galatasaray kulübü başkanı adnan polat, divan kurulu toplantısında üyelere bir çok konuda bilgi verdi.

    polat, kulüp olarak geçmişte söz ettiği karanlık tünelden artık çıktıklarını söyledi. polat, kulüp divan kurulunun eylül ayı olağan toplantısında üyeleri bilgilendirirken, daha önce tünelin ucundaki ışığı gördüğünü söylediğini hatırlatarak, "galatasaray'ı, her alanda gurur ve keyif veren bir dünya markası olarak büyütmeyi hedefliyoruz. daha önce 'karanlık tünelin içindeyiz önümüzü görmüyoruz', sonra da 'galatasaray camiasının desteğiyle bu tünelden çıkacağız', ardından da 'tünelin ucundaki ışığı gördük' demiştik. bugün artık galatasaray karanlık tünelden çıkmıştır. bundan sonra atılım ve yatırım dönemidir. 2,5 senedir başkan olarak görev yapıyorum. nasıl futbol takımının desteğe ihtiyaç varsa bizim de aynı şekilde desteğe ihtiyacımız var" diye konuştu.

    özhan canaydın yönetiminde görev aldığı dönem dahil çok sıkıntılı bir 4,5 yıl geçirdiklerini kaydeden başkan polat, "o dönemde galatasaray yönetiminde görev alması için galatasaraylı bulmakta zorlanmıştık. bugün görev almak isteyenlerin çoğaldığını görüyoruz. demek ki biz doğru şeyler yapmışız" dedi. adnan polat, çok fazla sayıda karar aldıklarını ve zaman zaman yanlış yapabileceklerini de dile getirerek, "ancak kompleksimiz de yok, hatamız olduğu zaman bunu kabul edip, yeni kararlarla bunu düzeltmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

    galatasaray'da göreve gelirken "sportif başarı" sözü vermediğini öne süren başkan polat, sadece şeffaflık ve yapısal değişim konusunda söz verdiklerini söyledi. polat, şu andaki yönetimin 6 ayını doldurmadığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:"ama ciddi bir yapısal değişim yaptık. sportif başarı sözü vermedim, ama yapısal değişim sözü vermiştim. galatasaray'da buz dağının gözüken kısmı futboldur. gözükmeyen kısmı, gözüken kısmından defalarca büyüktür. aldığımız kararların arkasında durup, işimizi galatasaray'ın menfaatleri doğrultusunda yapacağız. faaliyetlerimizde başarılı olduğumuz ve başarısız olduğumuz işler de var."

    "futbolda hayal kırıklığı yaşadım"
    futbolda lige çok kötü başlangıç yaptıklarını kaydeden adnan polat, "açıkçası çok büyük hayal kırıklığı yaşadım, halbuki mevcut kadro çok daha iyi neticeler alacak oyunculardan kurulu" dedi. polat, uefa avrupa ligi'nde karpaty'e elenmelerinin başlı başına üzüntü verici olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:"beklenmeyen bir netice aldık. oyuncularımızın tamamı milli takım oyuncusu, yabancılar da milli futbolcular. teknik direktörümüz dünyadaki 10 elit teknik direktörden biri, ama arzu ettiğimiz neticeleri şu anda alamıyoruz. ama florya'da ciddi bir şekilde çalışılıyor. bire bir takip ediyoruz. bu eksikliği bulup çıkaracağız. bazen kötü futbol oynayıp da kazanmalıyız. son maçımızda tek tesellimiz o oldu. gaziantepspor maçında ortaya konan futboldan hiç memnun olmadım. her şey var ortada, eksik yok. şimdi artık netice ve iyi futbol beklememiz lazım."

    "stadın üstünü biz yapacağız"
    galatasaray'ın ocak 2011 tarihinden sonra türk telekom arena stadı'nda maç oynamaya başlayacağını belirten polat, stadın dört dörtlük hale, ancak gelecek yazın sonuna doğru geleceğini ifade etti.başkan polat, stadı teslim aldıktan sonra içine 25 milyon lira yatırım yapmak zorunda olduklarını kaydederek, "toki, stadın üst kapağını yapacaktı. ancak biz nakit akışımızda sıkıntı yaşamamak için toki ile anlaşarak, bu üst kapağa harcanacak parayı, stadın içinde bizim yapacağımız işlemlere kanalize ettik. şu anda da bu harcamalar yapılıyor. üst kapağı ise biz daha sonra yapacağız" diye konuştu.

    "saldırılar işimizi zorlaştırdı"
    yaz ayları içinde galatasaray'a ve yönetime medya üzerinden saldırılar olduğunu ve bunun işlerini zorlaştırdığını anlatan adnan polat, "bu saldırılar, sıkıntılı dönem yaşamamıza neden oldu. iş o boyuta geldi ki, galatasaray'a zarar vermesi kaçınılmaz duruma geldi. ben televizyona çıkarak; hazırlanan senaryoyu, uygulamaya konmadan kamuoyuna duyurdum" dedi.polat, eleştirilerin olabileceğini, ancak bunun fair-play çerçevesinde olmasının gerektiğini söyledi.

    "100 milyon dolar kaybımız var"
    kulüp olarak nakit açıklarının bulunduğunu kaydeden başkan polat, "galatasaray'ın konsolüde gelirleri 184 milyon dolar civarında. nakit açığımız var. arzu ettiğimiz düzeyde değiliz. beklenen gelirler olmadı. özellikle seyrantepe'deki stadın 1 sene gecikmesi nedeniyle 60 milyon dolar eksik gelir oluştu. futboldaki başarısız dönem yaşadık ki, benim için değil beşincilik, üçüncülük değil, ikincilik bile çok kötü bir neticedir. bu benim için üzüntü verici. şampiyonlar ligi'ne giremememiz nereden baksanız 40 milyon dolar gelir kaybettirdi. yaklaşık 100 milyon dolar gelir kaybıyla nakit açığı olmaması mümkün değil. kulüpte görevlilerin tüm ödemeleri zamanında yapılıyor, sadece futbolcuların ödemeleri 90 ile 120 gün gecikmeyle ödeniyor" şeklinde konuştu.polat, sadece futbolcu alan değil, satan kulüp de olmak zorunda olduklarını anlatarak, "bu sene bu uygulamayı yaptık. 15 milyon avroluk satış yaptık. toplam geçen 10 senede bu rakam yok. aslında bizim hedefimiz daha fazlaydı. bunu yakalayamadık" ifadesini kullandı.başkan adnan polat, her zaman çok büyük paralarla oyuncu transfer etmenin mali açıdan çok kolay olmadığını belirterek, "bunun için bir futbolcu arama komitesi kuracağız. eylül ayı içinde twente kulübü'nün iki istatistikçisini getireceğiz. 15 kişilik futbolcu izleme ekibi oluşturacağız. abd milli takımı'nın teknik direktör yardımcısı bir türk ve bu kişi meksika dahil güney amerika'yı izleyecek. bu projeye yıllık 1 milyon dolar harcayacağız, ama kazancımız çok büyük olabilecek" dedi.

    sportif a.ş. ile futbol a.ş.'yi birleştirdiklerini ve bunun için büyük çaba harcadıklarını anlatan adnan polat, "artık futbol a.ş. yok, sportif a.ş. var. ayrıca şu anda hepimizin adına 10'dan fazla dava açıldı qvt fon tarafından. bununla mücadelemiz de sürecek" ifadesini kullandı.öte yandan başkan polat, haliç'te fenerbahçe ile geleneksel hale gelecek, oxford-cambridge yarışları gibi bir kürek yarışı organizasyonu düzenlemek için ezeli rakipleriyle anlaşmaya vardıklarını da söyledi.

    --- alıntı ---

    http://www.ntvspor.net/...basari-sozu-vermedim
  • 18
    --- alıntı ---

    galatasaray’ın mali durumu son günlerde yeniden gündeme gelirken, milliyet, karanlıktan, aydınlığa geçiş sürecini bütün ayrıntılarıyla araştırdı ve çarpıcı sonuçlar çıkardı. işte galatasaray’ın tünelden çıkış süreci:
    galatasaray için 2006 yılı, hiç de iç açıcı tablonun olmadığı bir yıldı. avrupa aslanı, ağır borç yükü yüzünden kolunu kıpırdatamıyor, uefa’ya 1.5 milyon dolarlık borcunu ödeyemiyordu. bu yüzden puanının silinmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. adnan polat'ın ismi işte tam da bu dönemde yeniden gündeme gelmişti. polat, özel bir televizyon kanalında sarı-kırmızılıların bu borcundan kurtulması için bir kampanya düzenliyor, bu durum kimi galatasaraylıların da eleştirisine neden oluyordu.
    dönemin başkanı özhan canaydın hedefteki adam haline getirilmişti. canaydın, ne yapıyor, ediyor adnan polat’ı ikna ediyor ve yönetimine alıyordu. polat’ın misyonu omuzlarına ne denli bir yük verildiğinin göstergesiydi. mali, idari ve sportif işlerden sorumlu başkan yardımcısı adnan polat, yönetime girer girmez işte o tarihe geçen kara günlerin fotoğrafını yansıtan "yokuş aşağı inen kamyon" benzetmesini yapıyordu...

    155 milyon dolar fark vardı
    bu sert çıkış özhan canaydın’ı bile şaşırtıyor, “adnan bu felaketi açık açık söylemek doğru mu?” diye sitem ediyordu. 1996’da bıraktığında 3 milyon dolar borcu bulunan galatasaray’a 10 yıl sonra geri döndüğünde 155 milyon dolar borç-alacak farkı ile karşılaşmak polat’ı kara kara düşündürüyor, o meşhur 20.45 şampiyonluğu bile kulübün sıkıntılı günlerinde doyasıya kutlanmıyordu. mucize şampiyonluk herkesi kendinden geçiriyor ama polat, şampiyonluk gecesi herkesi şaşırtan “yöneticiler ve profesyoneller yarın 09.00’da kulüpte olacak” diyerek eğlenmeye vakitleri olmadığını ve kulübü bir an önce düzlüğe çıkarmak için yoğun şekilde çalışmalarının zorunluluğuna dikkat çekiyordu.

    seyrantepe gerçek oldu
    şampiyonluk ve arkasından gelen coşku galatasaray başkan yardımcısı’nın yine belleklere kazınan “galatasaray karanlık bir tünelin içinde. bizim görevimiz bu tünelden çıkarmak” sözüyle yeni bir boyut kazanıyordu. ali sami yen stadı, seyrantepe ve florya’nın üst hakları kaybedilmişti. özetle tablo felaketti. sarı-kırmızılılar ödenmesi gereken paraları yatıramamış ve buradaki haklarını tek tek yitirmişti.
    önce paralar ödendi, haklar geri kazanıldı. sonra projeler aldı başını gitti. ve adnan polat 2008’de direksoyunun başına geçti. büyüme devam ediyor, sportif başarı gelmese de mali yönden kulüp ivme kazanmaya başladı. “pembe tablo vadetmiyorum” diyen polat, başarılı projeler ve kulübün artan gelirler sonrası, “tüneldeyiz bir ışık var. ancak bu ışık güneş ışığı mı yoksa üstümüze hızla gelen bir trenin ışığı mı onu bilmiyorum” diyor ve önlerinde vakit olduğunu dile getiriyordu. sportif a.ş. ile futbol a.ş.’nin birleşmesi, türk telekom arena, riva ve diğer operasyonlar, polat’ın da artık yüzünü güldürüyordu. galatasaray başkanı bu kez tünelin ucundaki ışığı gördüklerini söylüyordu.

    ‘artık atılım dönemi’
    başkan yardımcılığı ve başkanlığının ilk iki yılında pembe tablo çizmeyen adnan polat, eylül ayı divan toplantısında ise müjdeyi veriyor, “galatasaray karanlık tünelden çıkmıştır. bundan sora atılım dönemidir” ifadesini kullanıyordu.
    artık teminat mektubu verilerek transfer yapılmıyor, 70 milyon dolarlık kredi anlaşmaları imzalanıyordu. bütün bu mali başarıların yanı sıra 14 yıldır açılamayan tüzük konusu da polat ve ekibinin çalışmaları arasına giriyordu. 30 yıllık tüzük de değiştirilerek günün şartlarına uyarlanıyordu. devrimsel nitelikle işlere imza atan polat ve ekibi bu dönemde karalama kampanyaları ile de karşı karşıya kaldı, ancak hedeflerden şaşmadı.

    arda bugün dönüyor
    galatasaray, ankaragücü maçının hazırlıklarını sürdürdü. sarı-kırmızılı futbolcular ısınma hareketleri ile başlayan idmanda dayanıklılık kuvvet ve kondisyon çalışmaları yaptı. milli takım kamplarında bulunan ve sakat oyuncular çalışmaya katılmazken, lucas neill ve gökhan zan’ın tedavilerine devam edildi. gribal enfeksiyonu iyiye giden mustafa sarp ise koşu yaptı. almanya'da pazartesi günü ameliyat olan kaptan arda turan bu akşam istanbul'a dönecek. yıldız oyuncunun yaklaşık bir hafta sonra koşulara başlaması bekleniyor.

    ‘elano iyi olacak’
    teknik direktör rijkaard, galatasaray tv’deki, “soru cevap” programına konuk olurken, küskün yıldız elano blumer’le ilgili umutlu açıklamalar yaptı. hollandalı çalıştırıcı, “elano’ya yardım edip, onu sahaya en iyi şekilde çıkartmanın mücadelesini vermek zorundayız. dünya kupası’nda sakatlandığı ve bizimle hazırlık kampına katılamadığı için sıkıntı yaşadı. ancak şimdi çalışmaları çok iyi gidiyor ve daha da iyi olacak” dedi.

    sportif?hamleler
    1) amatör sporlar
    a) su sporları: profesyoneller yönetiyor. sutonu takımı namağlup şampiyon oldu.
    b) kürek: türkiye şampiyonluğu kazanıldı.
    c) voleybol: voleybolda ilk kez sponsor bulundu. iddialı bir takım kuruldu. kız voleybol takımı için medical park ile sponsonluk anlaşması yapıldı.
    d) basketbol: bayan basketbolda sponsor bulundu. iddialı kadro oluşturuldu. erkek takımında da geleceği yönelik bir yapılanma oluşturuldu. ümit takım oyuncuları alındı. orta vadeli planlar yapılıyor.
    e) tekerlekli sandalye basketbol: 3 yıl üst üste türkiye şampiyonluğu, iki avrupa ve iki de kıtalararası şampiyonluk geldi.

    2) profesyonel futbol
    a) 20.45 şampiyonluğu: 2006 yılında fenerbahçe ile girişilen şampiyonluk yarışında son hafta sarı-kırmızılılar mutlu sona ulaştı. adnan polat’ın son hafta maçları öncesi “20.45’te şampiyonuz” iddiası gerçeği dönüşürken, slogan haline geldi.
    b) feldkamp dönemi: 2007-08 döneminde son 6 hafta öncesi feldkamp istifa ederken galatasaray teknik direktörsüz mutlu sona ulaştı. son iki yıl ise yapılan yıldız transferlerine karşın sportif başarı gelmedi.

    icraatın a’dan z’ye analizi
    borç yapisi
    1- banka borçları: 2006’da ilk olarak vakıfbank borçları yapılandırıldı. 28 milyon dolarlık borç, 6 yıldır tek kuruş ödenmediği için çığ gibi büyüyerek, 380 milyon tl ulaşmıştı. adnan polat ve işın çelebi’nin uğraşları sonunda ana para 39.5 milyon dolara çekildi. bugün vakıfbank'a 30 milyon dolar borç var.
    2- cari borçlar: kulübün yaşaması için gereken borçlar. bu konu disipline edildi ve zamanında ödeme gayreti içine girildi.
    3- alınan avanslar: seyahat acentelarının bile alacağı vardı. alınan avanslar (kombine, sponsorluk) hizmet ile ödendi.
    4- sözleşmeye dayalı borçlar: futbolcu alacakları yıllara yayılıyordu. bu borçlar da açıkça ortaya konuldu.

    1) kurumsal?yapi
    a) şirket birleşmesi: galatasaray’ın kurtuluşu anlamına geliyordu. projenin liderliğini mehmet helvacı yaptı. yiğit şardan, ali haşhaş, işın çelebi yoğun mesai harcadı. profesyonellerden ise ebru köksel birleşme operasyonunda aktif rol oynadı. geçen ay son adımlar atıldı ve birleşme sağlandı.
    b) organizasyon: sarı-kırmızılı kulüpteki çok çeşitli şirket yapısı değiştirildi ve 4 ana kategoriye ayrıldı. futbol a.ş. ile sportif a.ş. birleşti. pazarlama ve iletişim a.ş. de birleşen diğer iki şirket oldu. pazarlama a.ş. çatısı altındaki yeni yapının başına hakan aydınol getirildi. kulübün diğer şirketi ise galatasaray gayrimenkul geliştirme ve yatırım a.ş. oldu.
    c) kadroların belirlenmesi: 4 şirkette bulunan 28 yönetim kurulu üyesi yeni yapıda yarı yarıya azaltıldı. bunun sonucunda her iki şirkette 7’şer üye olmak üzere toplam 14 yönetim kurulu üyesi şirket yönetiminde yer aldı.
    d) giderlerin azaltılması: 2012 uefa mali kriterleri dikkate alınarak kemerler sıkıldı. 15 milyon euroluk bonservis geliri elde edilerek transfer için kaynak oluşturuldu.
    e) finansal yapı: bütçe disipliniyle sağlıklı nakit akışı hedef alındı. şirket ve kulüp kârlılığı amaçlandı. nakit akışında şu an açık veriliyor. ancak bunun en büyük nedeni türk telekom arena’daki bir senelik gecikme. bu da galatasaray’ın 1 yılda 60 milyon dolar eksik gelirin oluşmasına neden oldu. kulüpteki amatör sporcular ve personel paralarını zamanında alıyor. futbolcuların ödemeleri ise 3-4 ay geriden geliyor.

    2) gayrimenkuller
    a) riva: araziye imar ve ruhsat alındı, değeri 50 milyon dolardan 200 milyon dolara çıktı. 2006’da riva için genel kuruldan yetki alınarak işe start verildi. kat karşılığı ya da hasılat paylaşımı şeklinde bir model öngörülüyor. yeterlilik ilanı için 20’ye yakın şirketten dosya alındı. gelecek yaz inşaatın başlaması düşünülüyor.
    b) florya: 4 yıl önce kaybedilen üst kullanım hakkı geri alındı. yapılan 4 milyon dolarlık ödeme ile florya metin oktay tesisleri’nin üst kullanım hakkı yeniden kulübe kazandırıldı. baştan aşağı yenilenen tesisler, 5 yıldızlı otel konforuna getirildi.
    c) ayazağa: maslak’taki binicilik tesisleri kaderine terk edilmişti. bugün son derece modern bir tesis konumuna getirildi.
    d) büyükçekmece: büyükçekmece gölü kenarında 106 dönümlük arsa kulübe kazandırıldı. kulübün amatör branşlarının faaliyet göstermesi için orta vadede buraya spor salonları yapılacak.
    e) kktc: adnan sezgin’in girişimleri sonucu kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti’nin karpaz bölgesinde denize sıfır 150 dönümlük arsa kulübe kazandırıldı. a takım, genç takım ve altyapının kamp yapacağı tesislerin yanısıra, bir de futbol okulu projesi var.
    f) mecidiyeköy: galatasaray store çadırının bulunduğu araziye yapılacak iş merkezinin bütün projeleri hazır. 2011'de inşaata başlanması planlanıyor.

    3) gelirlerin? artmasi
    a) stat ve kombineler: ali sami yen'e yeni localar yapıldı, stat gelirleri rekor seviyede arttı. kapalının altı modernize edildi. eski açık tribünün üstü kapatıldı.
    b) yayın hakları: yayın gelirlerinde performansa dayalı sistem getirilmesinde diğer büyük kulüplerle ortak hareket edildi. anadolu kulüplerinin gelirlerinin artmasında öncülük edildi.
    c) sponsorluklar: kayıt altına alınmış sözleşmeler 60 milyon dolardan, 180 milyon dolara çıktı.
    d) diğer: yiğit şardan buradaki etkin isim. gs mobile: 200 bin gs mobile kullanıcısı bulunuyor. gs bonus: gs bonus kart kullananların sayısı 100 bini geçti. gstv: digitürk 75. kanaldan şifreli yayın yayan kanalın 40 bine yakın abonesi var. gs pazarlama: gs store mağazalarının sayısı 2 katına çıkarıldı, yüzde 173 artış sağlandı. gs bilyoner: bilyoner ile yapılan anlaşma çevresinde kulübe gelir sağlanıyor. bütün bu kalemlerden yılda 13 milyon dolar kulübün kasasına giriyor.

    4) tesisler
    a) kalamış: tesisler baştan aşağı yenilendi
    b) florya: florya tesisleri modernize edildi.
    c) küçükçekmece: bütün projeleri hazırlandı. 15 sene sonra komple fıta takımı alındı.
    d) burhan felek: yeni baştan içi yapıldı.

    uefa’da dosya kalmadi
    5) 1996-2006 borçlar: o döneme ait borçlar sıfırlandı. bugün artık galatasaray’ın uefa’da dosyası kalmadı ve bütün ödemeler yapıldı.
    6) türk telekom arena: galatasaray’ın kurtuluş projelerinden biri olan türk telekom arena’nın inşaatı büyük bir hızla devam ediyor. ligin ikinci yarısında sivasspor maçıyla stat devreye girecek. locaların tamamının satılması, kombineler ve vip biletlerinin de yoğun ilgi göstermesi sarı-kırmızılıları umutlandırıyor.

    --- alıntı ---

    www.milliyet.com.tr
  • 21
    aziz yıldırım'dan hiçbir farkı kalmamıştır. evet açık açık galatasaray taraftarını kandırmıştır. ve de frank rijkaard'la devam etmeyi sağlayacak gücü, otoriteyi sağlayamamıştır. kendisi verdiği sözü tutmaktan aciz bir başkandır. ve bu durumu ne yazık ki hıncal uluç' tan başka dile getiren yok. hıncal uluç'a destek vereceğim hiç aklıma gelmezdi ama olsun. birileri sistemden, güzel futboldan, istikrardan bahsediyordu sanki geçen sene. ne çabuk unuttunuz her şeyi.

    ne olursa olsun frank rijkaard'la yolumuza devam edeceğiz.
    http://i52.tinypic.com/2itii9v.jpg

    futbol takımıyla söylediği hiçbir şeyin değeri yoktur artık gözümde.

    not: frank rijkaard'ı desteklemesem de aynı şeyleri yazacaktım. frank rijkaard'ın sonuna kadar arkasındaydım ama birileri adnan polat'ın attığı bu kazığı unutturmasın.
  • 23
    1994-1995 sezonunda galatasaray'ın asbaşkanlığı koltuğunda oturan adnan polat, 93-94 sezonunda kocaelispor'u çalıştıran ve hiç bir başarısı bulunmayan reinhard saftig'i galatasaray'ın başına getirmişti. 2008 yılında galatasaray'a başkan olduğunda vizyonunun değiştiğini düşünmüştüm ben de çoğunluk gibi fakat 94'te hangi kafadaysa bugün de aynı kafadadır. yaptığı ve yapacağı icraatlerin hiç biri kimsenin gözünde olmayacaktır bu tarihten sonra. takımın başına da hikmet karaman veya cristoph daum'u getirirse hiç şaşırmayacağım başkandır ya da bilemedin tugay kerimoğlu'nu yem eder bundan sonra.

    3-5 düzenbaz futbolcunun ve yöneticinin oyuncağı olmuş bir yönetim kurulunun başkanı adnan polat, kendi kuyusunu da derince hazırlamaktadır fakat farkında değildir. o kuyunun dibine vardığında tarihte hatırlanmak istenmeyecek isimler listesine de ilk sıralardan giriş yapacaktır.

    özet isteyenlere tek cümleyle: yazıklar olsun!

    edit: şu fotoğrafı da unutmamak lazım. http://i52.tinypic.com/2itii9v.jpg
  • 25
    --- alıntı ---

    sevgili dostum adnan polat!.. artık adnan sezgin'i yollayarak da sıyrılamazsın.. senin istifa etmen gerek.. sadece başkanlıktan değil. galatasaray kulübü üyeliğinden de istifa etmen gerek, kendine ve bu kulübe biraz sevgin ve saygın kaldıysa..
    inadın ve akılların almadığı ısrarın yüzünden, galatasaray'ı bitirdin..
    başına gelecekleri tahmin ettiğin için ali sami yen'e gelemedin. bayramı bahane edip yurtdışına kaçtın.. ama kaçış da kurtuluş değil..
    sen bittin..
    galatasaray'ı da bitirmeden artık git.. istifanı her nerede isen oradan yolla ki, ülkene sessiz sedasız dönebilesin..
    eğer bu ülkedeki tek, ama tek gerçek dostunun ben olduğumu anlayabildiysen ne mutlu sana.. ilk günden itibaren uyardım seni. hep uyardım.. "dost acı söyler" diye çekinmeden, lafımı sakınmadan uyardım.. ama sen, kefenin bir yanına adnan sezgin'i, öte yanına, geri kalan herkesi koydun. galatasaray bile öbür kefede kaldı..
    ve hep adnan sezgin'i tercih ettin.
    rijkaard giderken "sezgin de gidecek" diye karar alan yönetimi de uyuttun. fener'le berabere kalınca, sadece adı yönetici olan ötekiler ses edemediler..
    ama takke çabuk düştü.. kel çabuk göründü..
    geçen gün ağabeyim öcal, iltifat etmiş.. "galatasaray artık büyük takım değil" diyerek..
    ne "büyük"ü ağabey, ne büyüğü.. galatasaray artık "takım" değil..
    manisa önünde bir, tek bir kişi var mıydı, "galatasaray" ruhu taşıyan.. tek, bir tek kişi var mıydı, savaşan, mücadele eden, "galatasaray savaşmadan yenilmez" diyen.. başı önde adamlar.. dost, arkadaş bile değiller.. her hallerinden belli..
    takım ruhunu kaybetmiş.. toparlama şansına sahip tek adamdı fatih terim..
    yaz sonunda öcal ağbimle bodrum'da konuğu olmuştuk.. ikimiz de sezmiş ve hissetmiştik, fatih terim'in gönlünden geçen aslanın hem de nasıl galatasaray olduğunu..
    o fatih, senin teklifini konuşmayı bile reddetti. nedenini ikimiz de çok iyi biliyoruz değil mi, adnan?.
    haldun üstünel gibi yürekten galatasaraylı bir yöneticiyi adnan sezgin için harcadığını dünya biliyor. fatih terim ayni oyuna gelmedi.. gelse kendisine saygısı kalmazdı.
    adnan sezgin'e razı olacak, taraftarın da gönlünü hoş tutacak adam aradın. teknik direktörlük yaşamı trajik, nerdeyse bitmiş hagi, yeniden doğma denemesi yapmak için her şeye razıydı. onu buldun. işte sonuç!..
    hakkında iyi konuşan tek kişi var, spor dünyasında..
    aziz yıldırım!
    "kankam" diyor, senin için, duydun mu, okudun mu?.
    seni yıldırım'ın kankası yapan da adnan sezgin..
    paper moon'un ayrılmaz üçlüsü oldunuz..
    galatasaray'dan istifa et, kankanın kulübüne kaydını yaptır. yaveri hası olduğun aziz başkan belki seni resmen ikinci başkanı yapar.. aranızı yapan sezgin'i de futbol şubesinin başına geçirir, paper moon gecelerine daha keyifli devam edersiniz, bakarsın!.
    istifa et, adnan.. et ki, galatasaray camiası da "bayram" yapsın!..

    hıncal uluç

    http://www.sabah.com.tr/.../16/iftihar_et_adnan

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın