resim
Marco Ballotta
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Kaleci
Yaş:60
Boy:1.81
Uyruk:İtalya
  • 2
    geçen sezon sonunda lazio ile biten kontratı sonunda emekli olmuş ama bu sene dayanamamış ve amatör klüplerden calcara samoggia ile aktif futbola geri dönmüştür. nisanın dördünde 45 yaşını bitirip 46'sından günalmaya başlayacaktır. koca bir helal olsunu hakediyordur.

    onun adını duyan o kel kafayı unutamaz. ahanda linki:

    http://img.mynet.com/spr2/MarcoBallotta.jpg
  • 3
    artık zamanı geldi diyebilmek için kırk dört yaşına gelmeyi bekledim dedi ve sonlandırdı...
    üç direk arasında istikrarı kaybetmeyen, alt lig, üst lig arasında mekik dokuyan yaşlı kurt'un dönem dönem yaşadıkları;

    ballotta'nın gözünde hareketlenmeye başlayan dişliler, önünde bulunan on kişi idi. bu sanata adımını attığı ilk yer, bologna'nın alt yapısıydı. burada kazandığı tecrübeler daha çok taze, çok sıcak ve lezzetliydi. fakat biliyor muydu acaba futbolda kaşarlaşmanın temellerini aldığını ?
    temeller çatı ile son bulduğunda, o lazio'nun kalesini hâlâ korumaktaydı.
    her neyse...

    bologna alt yapısında bu oyunun detaylarını görüp geçirdikten sonra kendisini boca san lazzaro'da bulmuştu. işte bu takım çizme'ye azmin eldivenlerini sunmuştu.
    yirmi iki maç boyunca eldivenlerini terletti ve akabindemodena'ya gözü kapalı teslim oldu...
    bravo demek bize kalsın, tam altı yıl geçirdi modena'da. futbol sadece futbol değildi. ve bunları büyüyerek öğreniyordu istikrarlı eldiven.
    çizme işitmeye başladı bu yeteneği. artık ballotta otuz maç aşşağısında istatistik vermemeye başlamıştı.

    altı yıllık serüven farklı bir tad kazandı. artık o, cesena'daydı. 1991 yılı ocak ayında cesena taraftarı için soğuk havaya meltem olmuştu adeta...
    gel gör ki, altı aylık bir macera ve 5 defa giyilen bir çift eldiven ile noktalanan bir cümle oldu cesena.

    her şeye rağmen, ama olsun denilen şey var ya hani, işte ballotta'nın olsunu da şu idi : ilk defa yaşadığı serie a deneyimi, yirmi altı yaşında beş kere terlettiği eldivenleri ile cesena'da başlamıştı.

    cesena serüveni neden kısa sürdü ki ? diye düşünmeye hiç gerek yok. çünkü arada olan bir takım var ve bu takımparma olunca fazla düşünmeye de gerek kalmıyor zaten.

    transfer gerçekleşti ve akabinde gelen kuşkular haksız çıktı. 1992- 1993 sezonu boyunca parma'nın değişmezi belki de o idi...
    o sezon sonlarına doğru kupa galipleri kupası'nda belçika takımı olan antwerp ile futbolun eşiği wembley'de karşılaşan parma'nın kalesine ballotta sanki duvar ördü. maç skoru 3-1...
    parma'nın bu şampiyonluğunda en önemli etkenlerden biri de tabii ki ballotta'nın rolü idi.

    avrupa süper kupası'nda milan ile final eşleşmesine hak kazanan parma, kupayı milan'a kaptırdı.
    fakat maç adeta italya ligi'nin rövanş maçları niteliğindeydi. çünkü o sezonun milan'ı lig kupasını da kaldırmıştı.

    tekrar 1994 yılındakupa galipleri kupası'nda finale çıkan parma, bu sefer arsenal ile oynayacaktı. ama artık ballotta yavaş yavaş kaleyi teslim ediyordu. ve bu maçta kaleyi koruyan isim bucci idi.
    maç arsenal galibiyeti ile sonuçlanmıştı. akıllarda kalan olay;alan smith'in uzaklardan attığı goldü. belki de kariyerinin en uzak mesafeli vuruşunu yapmıştı ve belki de ilk defa bir kaleciyi bu kadar çaresiz bıraktığını görebilmişti.
    ballotta'nın yerine kaleyi koruyan bucci ne kadar çabaladıysa da o gol'e engel olamayaşı hafızalardadır hâlâ.

    artık yedek kalmanın soğukluğunu hissedebilen ballotta, daha fazla uyuşmadan brescia'ya imza attı. tekrar takım için çok önemli bir parça olsa da, brescia serie a için önemli bir parça olamamıştı ve bir alt lige merhaba diyordu.
    otuz iki maçlık brescia kariyerinden sonra reggina ile anlaştı. yeni takımını ikinci ligden alıp birinci lige adeta kendi elleriyle çıkardı. fakat burada da takımının düşmesine engel olamadı ve asansör yeniden bir kat aşşağıya indi. reggina' da eldivenlerini yetmiş iki kez terletti ve dev bir kulüp'ten teklif aldı...

    şimdi laziozamanıydı. artık roma'yı işgal etme zamanı gelmişti. bunları düşünen ballotta, bir yandan da bu takımın kendi kariyeri adına son alternatifi olabileceğini de düşünüyordu. forma yarışına girebilmek bir hayli zordu ve bunun da farkındaydı. fakat burası çok büyük bir camia idi ve burada olmak bile büyük bir başarıydı.
    düşündüğü gibi koskoca üç sezon boyunca sadece on üç defa forma giyebildi. bu esnada bir adet lig ikinciliği ve bir adet şampiyonluk sevinci yaşadı.

    eldivenlerini eline geçirme sayısı her geçen gün düşse de, ters bir orantıyla değerini arttırarak yükselişi devam ediyordu. yeni bir transfer daha gerçekleşti. işte şimdi milano sokaklarındaydı.inter ile anlaşmıştı.
    ama o eski o değildi. bir zamanlar üç kale direğine birden demir atan ballotta, artık yedek kulübesine prangalamıştı kendisini.

    sonrasında bunca geniş kariyerini borçlu olduğu kulübe, yani modena'ya giden bir yol vardı önünde. ilk önce kiralık olarak forma giydi, sonrasında tamamen modena'ya ait oldu.
    yine tanıdık bir kurgulama vardı karşımızda. işte bu onun klasiği idi...
    modena'yı tuttu çıkarttı birinci lige, fakat yine tanıdık sahneler kendini gösterdi ve takım tekrar bir alt lige düşüverdi...

    sezonlar 2004 -2005 'i gösteriyordu. yeni evi ikinci ligde ikamet eden treviso kulübüydü. tam otuz yedi maç formasını hakkını vererek terletti. takımı beşincilikte kaldı ve üst lig için bileti kaçırdı denildiği anda genova'dan haber geldi. şike skandalları ile gündeme oturan genova üçüncü lige gönderilirken, treviso serie a 'ya yükseldi...

    kendisi için treviso'da kalır gözüyle bakılırken eski takımı lazio'dan geri dön çağrısı yapıldı. seve seve kabul etti. hem de yedek kulübesinde yer bulmaya çalışacağını bile bile...

    2005-2006 sezonunda sekiz defa eldivenlerle haşır neşir olan efsane, roma derbisinde de görev alarak tarihe geçmişti. hem de kırk bir yaşında !

    peruzzi'nin tükenmeyen sakatlıkları nedeniyle her geçen gün emeklilik günü uzayan ballotta'nın o sezon ulaştığı, yani forma giydiği rakam on bir'i bulmuştu. ve bir nevi lazio'nun, inter ve roma'nın arkasında üçüncü olarak şampiyonlar ligi vizesini almasında pay sahibi olmuştu.

    2007-2008 sezonunda ilk iki maçta görev alan ballotta daha sonra kaleyi fernando muslera'ya kaptırdı. bundan sonra ne yaparsa yapsın kaleye geçemez denildiği sırada muslera'nın yaşamış olduğu talihsiz beş gollü milan maçı faktörü sonucunda kaleyi yeniden devraldı.
    (gbkz:
    şampiyonlar ligi)'nde de boy gösteren ballotta git gide rekorları kırmaya devam etmekteydi...

    en son kırdığı rekor: şampiyonlar ligi'nde forma giyen en yaşlı futbolcu ünvanıydı. vatandaşı costacurta'nın rekorunu kırmıştı ve kırk üç yaşındaydı. bu onun son sezonuydu artık. ve yirmi dokuz maçta görev aldı. iyi de bir performans ortaya koydu. hani derler ya gençlere taş çıkarmak diye, işte öyle.

    ağustos ayı geldi ve ballotta aktif futbolculuk kariyerine son noktayı koydu.
    ve sonrasında onu önce çizmeye daha sonra dünyaya duyurmada yardımcı olan kulübüne geri döndü. üçüncü kez modena ile anlaşan ballotta'nın bu seferki görevi takımın müdürlüğüydü.

    müdürlük onu tatmin etmemiş olsa gerek ki;
    şimdilerde i 46 yaşına girmek üzere fakat o daha tükenmedim dercesine amatör lig takımları için üç direğin arasına attı yine kendisini.

    yeni takımı: calcara samoggia!

    bize de her defasında olduğu gibi; forza calcara samoggia ! demek düştü yine.
App Store'dan indirin Google Play'den alın