632
galatasarayın fabian ernst ile birlikte en çok ihtiyaç duyduğu futbolcudur. öyle ahkam kesmeler, sinirlenmeler falan maç içerisindeki stresten kaynaklanıyor. koy bu adamın yanına güvenerek top oynayacağı bir orta saha bak bakalım neler yapıyor. tabii ki fenerliliği falan ayrı konu da, zaten endüstriyel futbolda ne ruh göz önüne alınır ne de başka bir şey. bir iki kavga olur sonra da kimse ses çıkarmaz. iyi oynayınca da tereddütte kalırlar; alkışlasak da mı bağrımıza bassak yoksa herkesten gizli kapaklı mı sevsek diye.
hasılı galatasaray'ın başarılı olması için zorluklarla bezeli bir yoldan geçmesi gerektiği aşikar. aksi takdirde rahat batma olayı var bunu fazlasıyla gördük. ya da adnan polat kafası ile düşünürsek; her şeyi silip baştan yapmak gerek. her şey profesyonelce olmalı. avrupadan emre ayarında, aynı futbol stili ile oynayan adam kaç paraya gelir? en az 10 milyon €. şimdi kahve tespitlerini de geçerek söylemek gerekirse herkes itiraf etmeli galatasaray'ın ihtiyaç duyduğu orta saha adamları emre ve ernst tipi adamlardır. bunu getir avrupadan başarı elinde aksi takdirde çok zor. senin sprinter özelliği olan üç tane ileri uç elemanın var bu üç adamın arkasına uzun topu iyi yapabilen bir emre demek 40 metreyi sıfır enerji harcayarak geçmen demek. alınan ikinci toplarda da arda ve ernst gibi adamlar söz konusu olur işte o zaman gerçek 4-0-6 taktiğiyle oynarsın ki bu başarı getirir. her hücumda en az 1-2 dakika ceza alanı çevresinde baskı kurarsın. ayrıca dün de konuştuğumuz üzere galatasaray'ın hocası rijkaard değildir. şunlardır;
felix magath
mircea lucescu
christoph daum
yılmaz vural
jose mourinho
bu adamlar sistem kuran değil, adama göre top oynatan hocalardır. senelerce sistem kurmaya çalışan hocalarımızın sonunda uefa kupası kazandık evet ama sonrasında 1 sene içinde bu sistemi kaybettik. topçuya göre top oynatan hocalar ile devir daim yapar isek başarılı olmamız aşikardır.
ruh.
alışkanlıklar.
anti kavramı.
bunlar olduğu için ne emre ne de bir başka topçu, körü körüne bağlılık olduğu için ne rijkaard ne de adnan polat hepsinden vazgeçmek içe sindirilebilir bir konu değil. bizim kafalar bir değişse her şey olur da neyse. birazdan bu yazının altına ya da ayrı bir başlığa ''ne fenerli futbolcu sevgisiymiş arkadaş'' diye yazılar gelince ben zaten bu yazının çöplük olduğunu idrak etmiş olurum. hasılı emre bize gelse şu kadronun üstüne süper olur. bu arada belirtmeden geçemeyeceğim; yılmaz vural dedi puhahahah diyecekler için bir şey diyemem haklılar. bu benim fikrim o onların fikri. unutulmamalıdır ki; baliç'e göz yuman, abdullah ercan rezilliğini çeken adamlar hiç olmazsa katkı sağlayacak insanların gelişine göz yummalı. bugün fikirlerine güvendiğimiz adamları eleştiriyoruz ama sözlükte onca saçma salak yazı varken eleştiren ve farklı şeyler koyanları da ateşe atmamak gerek. yoksa çok zevksiz olur burası. biraz dalga geçen adamlar gerek, biraz farklı fikirler sunan adamlar gerek. fizikalibilitesice de lazım, bedevix de zizonkovac da nkfvas de lazım. canselmo, essahtan galatasaraylı, sabrisarıoğlu, s3th, harry kewell the wizard of oz, baglamaist gibi can alıcı yazan, nokta atışı yapan, okurken heyecanlandıran adamlar da olmalı, trouble, goosfraba, shawshank, tobiyas makkenzi gibi tek kurşunla işi bitirenler de.
çeşitlilik olmalı. valla bak. yoksa hep aynı muhabbet dönerse zevksiz olur. gökkuşağı her zaman mavi gökyüzünden daha dikkat çekicidir.
hasılı kalıpları falan bir yere bırakmak gerek. kim gelirse gelsin, önce topunu oynasın, oynatsın sonra kafasına vuralım-ezelim falan.
ama biz futbolcudan da, teknik direktörden de bizim kadar galatasaraylı olmasını bekliyoruz. şimdi sormak istiyorum;
diyelim ki pirelli'de bir pozisyonda çalışıyorsun ve arabana lastik alacaksın. hiç araştırmadan etmeden direkt gidip pirelli'den mi alırsın yoksa arabana uygun olan, ucuz olan yerden mi? bunun cevabını dürüstçe kendine verirsen, ben işimle hayatımı hep bağdaştırırım kardeşim diyorsan çözmüşsündür işi.
neyse; emre gelsin oynasın güzel olur.
hasılı galatasaray'ın başarılı olması için zorluklarla bezeli bir yoldan geçmesi gerektiği aşikar. aksi takdirde rahat batma olayı var bunu fazlasıyla gördük. ya da adnan polat kafası ile düşünürsek; her şeyi silip baştan yapmak gerek. her şey profesyonelce olmalı. avrupadan emre ayarında, aynı futbol stili ile oynayan adam kaç paraya gelir? en az 10 milyon €. şimdi kahve tespitlerini de geçerek söylemek gerekirse herkes itiraf etmeli galatasaray'ın ihtiyaç duyduğu orta saha adamları emre ve ernst tipi adamlardır. bunu getir avrupadan başarı elinde aksi takdirde çok zor. senin sprinter özelliği olan üç tane ileri uç elemanın var bu üç adamın arkasına uzun topu iyi yapabilen bir emre demek 40 metreyi sıfır enerji harcayarak geçmen demek. alınan ikinci toplarda da arda ve ernst gibi adamlar söz konusu olur işte o zaman gerçek 4-0-6 taktiğiyle oynarsın ki bu başarı getirir. her hücumda en az 1-2 dakika ceza alanı çevresinde baskı kurarsın. ayrıca dün de konuştuğumuz üzere galatasaray'ın hocası rijkaard değildir. şunlardır;
felix magath
mircea lucescu
christoph daum
yılmaz vural
jose mourinho
bu adamlar sistem kuran değil, adama göre top oynatan hocalardır. senelerce sistem kurmaya çalışan hocalarımızın sonunda uefa kupası kazandık evet ama sonrasında 1 sene içinde bu sistemi kaybettik. topçuya göre top oynatan hocalar ile devir daim yapar isek başarılı olmamız aşikardır.
ruh.
alışkanlıklar.
anti kavramı.
bunlar olduğu için ne emre ne de bir başka topçu, körü körüne bağlılık olduğu için ne rijkaard ne de adnan polat hepsinden vazgeçmek içe sindirilebilir bir konu değil. bizim kafalar bir değişse her şey olur da neyse. birazdan bu yazının altına ya da ayrı bir başlığa ''ne fenerli futbolcu sevgisiymiş arkadaş'' diye yazılar gelince ben zaten bu yazının çöplük olduğunu idrak etmiş olurum. hasılı emre bize gelse şu kadronun üstüne süper olur. bu arada belirtmeden geçemeyeceğim; yılmaz vural dedi puhahahah diyecekler için bir şey diyemem haklılar. bu benim fikrim o onların fikri. unutulmamalıdır ki; baliç'e göz yuman, abdullah ercan rezilliğini çeken adamlar hiç olmazsa katkı sağlayacak insanların gelişine göz yummalı. bugün fikirlerine güvendiğimiz adamları eleştiriyoruz ama sözlükte onca saçma salak yazı varken eleştiren ve farklı şeyler koyanları da ateşe atmamak gerek. yoksa çok zevksiz olur burası. biraz dalga geçen adamlar gerek, biraz farklı fikirler sunan adamlar gerek. fizikalibilitesice de lazım, bedevix de zizonkovac da nkfvas de lazım. canselmo, essahtan galatasaraylı, sabrisarıoğlu, s3th, harry kewell the wizard of oz, baglamaist gibi can alıcı yazan, nokta atışı yapan, okurken heyecanlandıran adamlar da olmalı, trouble, goosfraba, shawshank, tobiyas makkenzi gibi tek kurşunla işi bitirenler de.
çeşitlilik olmalı. valla bak. yoksa hep aynı muhabbet dönerse zevksiz olur. gökkuşağı her zaman mavi gökyüzünden daha dikkat çekicidir.
hasılı kalıpları falan bir yere bırakmak gerek. kim gelirse gelsin, önce topunu oynasın, oynatsın sonra kafasına vuralım-ezelim falan.
ama biz futbolcudan da, teknik direktörden de bizim kadar galatasaraylı olmasını bekliyoruz. şimdi sormak istiyorum;
diyelim ki pirelli'de bir pozisyonda çalışıyorsun ve arabana lastik alacaksın. hiç araştırmadan etmeden direkt gidip pirelli'den mi alırsın yoksa arabana uygun olan, ucuz olan yerden mi? bunun cevabını dürüstçe kendine verirsen, ben işimle hayatımı hep bağdaştırırım kardeşim diyorsan çözmüşsündür işi.
neyse; emre gelsin oynasın güzel olur.