6281
bazen kendimi irdeliyorum, çok iyi bir evlat olduğumu görüyorum. çok sevgi dolu, ailesini üzmeyen, büyüklerine karşı mümkün mertebe sınırı aşmayan, aile düzenini bozmamaya gayret eden, yakınları ile arasında bariyer oluşturmayan, çevresinde kimseye sıkıntı çıkarmayan, bugüne dek sevgilileri ile arasını düzgün tutan ya da sınırları dahilinde mutluluk bulamadığında saygı ile yollarını ayıran ve bilumum iyi özelliklerim olduğu aşikar yalnız birde çuvaldızı kendime batırmaya başladığım anlar oluyor, takribi uyku öncesi son bir saat, son sigaranın içildiği vakitlerde düşünüyorum. sevdiklerime, arkadaşlarıma, sevgililerime yaptığım hatalar geliyor aklıma vay be diyorum ne çok üzmüşüm insanları. yani kendisini iyi-kötü ayrımını yapamayan hayatı siyah-beyazdan ibaret gören insanların eleştirilerini gördüğüm zaman kendi mantalitem dahilinde değerlendiriyorum ve diyorum ki siz gece uyumadan önce hiç oturup düşünüyor musunuz? hakikaten siz hiç oturup, ne hatalar yaptığınızı düşündünüz mü? ben düşünün derim, kusursuz insanın olmadığını anlayacaksınız. hepimizin hataları, yanlışları, doğruları, takdir görecek - görmeyecek işleri var. mustafa cengiz başkanımız da o insanlardan biri, kendisi birçok güzel iş yaptığı gibi hataları, günahları oldu. ama öyle ama böyle göçtü gitti, kendisine yaptığı yanlışlardan ötürü bir şeyler söylemenin ne faydası var ne değiştireceği bir şey. belki de o gün onun yaptığı hatalar önce rezalet bir yönetimi ardından şu an ki yönetime kavuşmamızı sağladı, hiçbir şeyi bilemeyiz. kendisine allahtan rahmet dilemek dışında konuşmak, yersiz.