27548
1. dereceden hatalı olduğu için mustafa cengiz yönetimine sık sık giydiriyorum ama hocamızın da ciddi problemleri var. sadece takım içi birkaç problemden bahsedeceğim, saha dışı problemlere ne yazık ki yönetimin pasifliği yüzünden maruz kalıyor.
saha içinde oynayabilecek kaliteli çok az futbolcumuz var. rotasyonumuz zayıf, oyuncularımızın büyük bir kısmı lig için bile yetersiz ama hocanın da eksik bıraktığı noktalar mevcut.
1-> duran top organizasyonu.
tamam kabul ediyorum, özellikle sakatlıklar ve cezalar sonrası takımda kaliteli oyuncu eksikliği çekiyoruz. bazen sahada o kadar umutsuz bir görüntü ortaya çıkıyor ki bu maçı sevsen kazanamayız izlenimi alıyoruz. bunun aksini icraate dökebilmemizin en önemli yolu da duran toplar. frikikler ve kornerler hiç heyecanlandırmıyor çünkü bu şekilde attığımız gol sayısı bir elin parmaklarından az. oyuncularımız serbest vuruş ya da özellikle kornerlerde topu etkili bir şekilde kalabalık oyuncu kümesinin olduğu noktaya sert bir şekilde bırakamıyorlar. özellikle kavisli ortalar açmak(bunları alex mükemmele yakın yapıyordu) gol şansınızı arttırır ama bizim görebildiğimiz 3 tip duran top kullanımı oluyor.
a-> ön direk ortası.
toplar ön direğe açılıyor ama büyük bir çoğunluğu kalça hizasına anca yetişiyor. artık iş şakadan çıktı ciddi ciddi oyuncuların gücü mü yetmiyor diye düşünmeye başladım. böyle ortalardan gol bulma imkanımız 0. bulamıyoruz zaten. saçma sapan anadolu takımları bile bu işi bizden daha iyi yapabiliyor.
b-> ortaya bırakılan toplar.
özellikle tehlikeli bir yerden serbest vuruş kazandığımızda nadiren de olsa kalabalık kümesinin ortasına top bırakmayı başarıyoruz ama bu sorunun içerisinde de başka bir sorun var. top çok yavaş ve yüksekten düşüyor. ayrıca hiç kavis almadan dümdüz ilerliyor. bu şartlarda ya rakip futbolcu rahatlıkla topu karşılıyor, ya rakip kaleci kolaylıkla müdahale ediyor ya da top gerekli ivmeyi ve kavisi alamadığından dolayı futbolcularımız vuruş imkanı bulsa bile, top tehlike yaratacak sertlikte ve uygun açıda kaleye yönelemiyor.
c-> arka direğe bırakılan toplar.
en fazlar randıman aldığımız serbest vuruş stili bu(doğal olarak). eğer oyuncularımızdan bazıları zekasını kullanıp buraya yönelirlerse tehlike yaratıyoruz. şu ana kadar oldukça az gördük. sahanın bu kısmında ya oyuncu olmuyor ya da diagne gibi sevgili topçularımız topa kafa atmayı bilmedikleri için net pozisyonları kaçırıyoruz.
bunlar haricinde rakip takımı şaşırtacak ve saha içinde boşluk yaratacak devinimi sağlayamıyoruz. birilerinin ceza sahasını karıştırması gerekiyor ama herkes sabit duruyor. top kafalarına düşecek de rakip vuramayacak da uygun açı ve sertlikle kaleye gidecek de kaleci kurtaramayıp gol olacak.
bu saydıklarım bir duran top organizasyonun en temel kısımları. daha bu işin ön direğe koşu yapan ve topa dokunup arka direğe topu şişiren futbolcu konumlandırması var(gökhan gönül geldi aklınıza, evet biliyorum).
kalabalık kümesinin sağ ve soluna yayılıp topla birlikte içeri kateden futbolcu tipi var.
topu direkt şişirmeyip, taktik gereği birkaç pasla oyunu hazırlaması var. var oğlu var ama inanın bunlarda gözüm yok. en temel işlevleri yerine getirebilsek bile yeter. eğer bu işin en temel gerekliliklerini yerine getirebilseydik fazladan en az 5 golümüz ve fazladan puanlarımız vardı. her maç bir düzine duran top kazanıyoruz ama sonuç 0. çok büyük bir kayıp. rakip takım oyuncuları oyun akışını bozup, duran top kullanmamıza izin veriyorlar çünkü değerlendiremiyoruz.
2-> ceza sahası dışından çekilen şutlar.
bazen sadece düzgün şut çeksek yeter mi diye düşünmüyor değilim. ceza sahası dışını bıraktım ceza sahası içinde bile düzgün şut çekemediğimiz oluyor. bu işin de birkaç kritik noktası var.
a-> şut çekebilen futbolcular.
öncelikle siz bu işin temellerini istediğiniz kadar yerine getirin. oyuncularınız belhanda tipi oyuncuysa hepsi boşa gider. önce futbolcun şut çekmeyi bilecek. ceza yayının ortalarına önlem alınır. kalecinin kaleyi ortalaması dolayısıyla en net gol şansını buradan kazanırsınız ama en fazla önlem alınan yer de burasıdır. o yüzden oyuncunun konumlandırılması işin top noktasıdır.
b-> konumlandırma.
yukarıda bahsettiğim gibi ceza yayı ortalarından gol bulmak zor çünkü rakipler çoğunlukla gerekli önlemi alırlar. burada şut çekecek oyuncu için 2 temel konum var. ceza yayının solu ve sağı.
https://www.youtube.com/watch?v=DThPBXhQV5c
(video kalitesi kötü ama en kısa bunu bulabildim o yüzden kusura bakmayın.)
sneijder'in önce ceza yayının solundan çektiği şuta, sonra sağından çektiği şuta bakın. sahanın bu kısmı hem rakip oyuncular için hem de kaleci için kör noktadır ve önlem alması zordur. futbolcu bu noktadan şut çekebiliyorsa maç içinde uygun konumda, takımınıza goller hediye edebilir. illaki sneijder'in pozisyonları kadar zor olmak zorunda değil. daha kolayları da mevcut.
c-> ufak tefek uyanıklıklar.
https://www.youtube.com/...dk3JJU_Sg&t=190s
videonun 8. dakikasını açın ve drogba'nın, hamit'in şutu sonrası rakip schalkeli oyuncu topu bloklamasın diye nasıl sağa çekiyor izleyin. drogba hamit'in şut çekeceğini sezip, oyuncunun sola ilerleyip topa müdahale etmesini engelliyor. bu sadece bir örnek. uzaktan çekilen şutlarda bu tarz uyanıklıklara ihtiyaç vardır. öyle uzaktan kuru kuru topa vurunca gol olmuyor. birçok etmen var ve sadece şutu çeken futbolcu değil, diğerleri de bunları düşünmek zorunda.
daha birçok problemimiz mevcut ama özellikle süper lig seviyesinde en büyük eksikliğimiz bunlar. rakiplerimiz düşünüldüğünde kalan yaptığımız şeyler bizi farkla şampiyon yapar. futbolun bütün gerekliliklerini yapabilen takım yok zaten ligimizde. hepsini temel seviyede bile yapabilsek her sezon avrupa'dan tokat yiyip eve dönmeyiz.
hocadan en büyük isteğim futbolun bu kısımlarına önem vermesidir. hoca düşünmüyor da sen mi düşünüyorsun diyebilirsiniz, evet ama sahada senelerdir hiçbir uygulamasını görmüyoruz işte. demek ki düşünmüyor. belki antrenmanda farklı konular konuşulup uygulanıyordur, çok fazla eksiğimiz olduğu için bunlara sıra gelmiyor olabilir fakat bunlar çalışılmak zorunda. durduk yere olan şeyler değil maalesef. emek gerektiriyor. ayak tenisi gibi zaman kaybı ve hiçbir artısı olmayan şeylerle zaman kaybetmek yerine bunlar çalışılabilir. elbette antrenmanlar belirli bir program dahilinde yapılıyor. ayak tenisi gibi zaman kaybı şeyler, soğuma ve eğlence amaçlı verilen aralardan oluşuyor fakat farklı metotlar oluşturulabilir. bu metotlarla yukarıda saydığım şeylere yönelik çalışmalar yapabilir. en azından futbolcular bir şeyler kapmış olur, zaman israfı olmaz. buradaki temel eksiklikse planlama ve yardımcı hocaların görevleriyle ilgili ama iş derinleşecek. o yüzden burada kesmek en mantıklısı.
saha içinde oynayabilecek kaliteli çok az futbolcumuz var. rotasyonumuz zayıf, oyuncularımızın büyük bir kısmı lig için bile yetersiz ama hocanın da eksik bıraktığı noktalar mevcut.
1-> duran top organizasyonu.
tamam kabul ediyorum, özellikle sakatlıklar ve cezalar sonrası takımda kaliteli oyuncu eksikliği çekiyoruz. bazen sahada o kadar umutsuz bir görüntü ortaya çıkıyor ki bu maçı sevsen kazanamayız izlenimi alıyoruz. bunun aksini icraate dökebilmemizin en önemli yolu da duran toplar. frikikler ve kornerler hiç heyecanlandırmıyor çünkü bu şekilde attığımız gol sayısı bir elin parmaklarından az. oyuncularımız serbest vuruş ya da özellikle kornerlerde topu etkili bir şekilde kalabalık oyuncu kümesinin olduğu noktaya sert bir şekilde bırakamıyorlar. özellikle kavisli ortalar açmak(bunları alex mükemmele yakın yapıyordu) gol şansınızı arttırır ama bizim görebildiğimiz 3 tip duran top kullanımı oluyor.
a-> ön direk ortası.
toplar ön direğe açılıyor ama büyük bir çoğunluğu kalça hizasına anca yetişiyor. artık iş şakadan çıktı ciddi ciddi oyuncuların gücü mü yetmiyor diye düşünmeye başladım. böyle ortalardan gol bulma imkanımız 0. bulamıyoruz zaten. saçma sapan anadolu takımları bile bu işi bizden daha iyi yapabiliyor.
b-> ortaya bırakılan toplar.
özellikle tehlikeli bir yerden serbest vuruş kazandığımızda nadiren de olsa kalabalık kümesinin ortasına top bırakmayı başarıyoruz ama bu sorunun içerisinde de başka bir sorun var. top çok yavaş ve yüksekten düşüyor. ayrıca hiç kavis almadan dümdüz ilerliyor. bu şartlarda ya rakip futbolcu rahatlıkla topu karşılıyor, ya rakip kaleci kolaylıkla müdahale ediyor ya da top gerekli ivmeyi ve kavisi alamadığından dolayı futbolcularımız vuruş imkanı bulsa bile, top tehlike yaratacak sertlikte ve uygun açıda kaleye yönelemiyor.
c-> arka direğe bırakılan toplar.
en fazlar randıman aldığımız serbest vuruş stili bu(doğal olarak). eğer oyuncularımızdan bazıları zekasını kullanıp buraya yönelirlerse tehlike yaratıyoruz. şu ana kadar oldukça az gördük. sahanın bu kısmında ya oyuncu olmuyor ya da diagne gibi sevgili topçularımız topa kafa atmayı bilmedikleri için net pozisyonları kaçırıyoruz.
bunlar haricinde rakip takımı şaşırtacak ve saha içinde boşluk yaratacak devinimi sağlayamıyoruz. birilerinin ceza sahasını karıştırması gerekiyor ama herkes sabit duruyor. top kafalarına düşecek de rakip vuramayacak da uygun açı ve sertlikle kaleye gidecek de kaleci kurtaramayıp gol olacak.
bu saydıklarım bir duran top organizasyonun en temel kısımları. daha bu işin ön direğe koşu yapan ve topa dokunup arka direğe topu şişiren futbolcu konumlandırması var(gökhan gönül geldi aklınıza, evet biliyorum).
kalabalık kümesinin sağ ve soluna yayılıp topla birlikte içeri kateden futbolcu tipi var.
topu direkt şişirmeyip, taktik gereği birkaç pasla oyunu hazırlaması var. var oğlu var ama inanın bunlarda gözüm yok. en temel işlevleri yerine getirebilsek bile yeter. eğer bu işin en temel gerekliliklerini yerine getirebilseydik fazladan en az 5 golümüz ve fazladan puanlarımız vardı. her maç bir düzine duran top kazanıyoruz ama sonuç 0. çok büyük bir kayıp. rakip takım oyuncuları oyun akışını bozup, duran top kullanmamıza izin veriyorlar çünkü değerlendiremiyoruz.
2-> ceza sahası dışından çekilen şutlar.
bazen sadece düzgün şut çeksek yeter mi diye düşünmüyor değilim. ceza sahası dışını bıraktım ceza sahası içinde bile düzgün şut çekemediğimiz oluyor. bu işin de birkaç kritik noktası var.
a-> şut çekebilen futbolcular.
öncelikle siz bu işin temellerini istediğiniz kadar yerine getirin. oyuncularınız belhanda tipi oyuncuysa hepsi boşa gider. önce futbolcun şut çekmeyi bilecek. ceza yayının ortalarına önlem alınır. kalecinin kaleyi ortalaması dolayısıyla en net gol şansını buradan kazanırsınız ama en fazla önlem alınan yer de burasıdır. o yüzden oyuncunun konumlandırılması işin top noktasıdır.
b-> konumlandırma.
yukarıda bahsettiğim gibi ceza yayı ortalarından gol bulmak zor çünkü rakipler çoğunlukla gerekli önlemi alırlar. burada şut çekecek oyuncu için 2 temel konum var. ceza yayının solu ve sağı.
https://www.youtube.com/watch?v=DThPBXhQV5c
(video kalitesi kötü ama en kısa bunu bulabildim o yüzden kusura bakmayın.)
sneijder'in önce ceza yayının solundan çektiği şuta, sonra sağından çektiği şuta bakın. sahanın bu kısmı hem rakip oyuncular için hem de kaleci için kör noktadır ve önlem alması zordur. futbolcu bu noktadan şut çekebiliyorsa maç içinde uygun konumda, takımınıza goller hediye edebilir. illaki sneijder'in pozisyonları kadar zor olmak zorunda değil. daha kolayları da mevcut.
c-> ufak tefek uyanıklıklar.
https://www.youtube.com/...dk3JJU_Sg&t=190s
videonun 8. dakikasını açın ve drogba'nın, hamit'in şutu sonrası rakip schalkeli oyuncu topu bloklamasın diye nasıl sağa çekiyor izleyin. drogba hamit'in şut çekeceğini sezip, oyuncunun sola ilerleyip topa müdahale etmesini engelliyor. bu sadece bir örnek. uzaktan çekilen şutlarda bu tarz uyanıklıklara ihtiyaç vardır. öyle uzaktan kuru kuru topa vurunca gol olmuyor. birçok etmen var ve sadece şutu çeken futbolcu değil, diğerleri de bunları düşünmek zorunda.
daha birçok problemimiz mevcut ama özellikle süper lig seviyesinde en büyük eksikliğimiz bunlar. rakiplerimiz düşünüldüğünde kalan yaptığımız şeyler bizi farkla şampiyon yapar. futbolun bütün gerekliliklerini yapabilen takım yok zaten ligimizde. hepsini temel seviyede bile yapabilsek her sezon avrupa'dan tokat yiyip eve dönmeyiz.
hocadan en büyük isteğim futbolun bu kısımlarına önem vermesidir. hoca düşünmüyor da sen mi düşünüyorsun diyebilirsiniz, evet ama sahada senelerdir hiçbir uygulamasını görmüyoruz işte. demek ki düşünmüyor. belki antrenmanda farklı konular konuşulup uygulanıyordur, çok fazla eksiğimiz olduğu için bunlara sıra gelmiyor olabilir fakat bunlar çalışılmak zorunda. durduk yere olan şeyler değil maalesef. emek gerektiriyor. ayak tenisi gibi zaman kaybı ve hiçbir artısı olmayan şeylerle zaman kaybetmek yerine bunlar çalışılabilir. elbette antrenmanlar belirli bir program dahilinde yapılıyor. ayak tenisi gibi zaman kaybı şeyler, soğuma ve eğlence amaçlı verilen aralardan oluşuyor fakat farklı metotlar oluşturulabilir. bu metotlarla yukarıda saydığım şeylere yönelik çalışmalar yapabilir. en azından futbolcular bir şeyler kapmış olur, zaman israfı olmaz. buradaki temel eksiklikse planlama ve yardımcı hocaların görevleriyle ilgili ama iş derinleşecek. o yüzden burada kesmek en mantıklısı.