254
gg: alo dursun naber koç
dö: merhaba başkanım, iyiyiz, idare ediyoruz
gg: uzatmıyacam dire konuya girecem, clichy işinini hallettik. bravo valla, reisin de selamları var, aferin diyor.
fiyat yükseltmedik iyi oldu. ne ise hakkın halledeceğiz aklımda yani, rahat ol.
dö: tamamdır başkan, biz de biraz tepki oldu ama bir sucuk-ekmek partisi falan hallederiz.
gg: sneijder işini nasıl yapalım. şu nevzat'a falan haber yaptır, sten'e falan sneijder tam parayı istiyor diye sızdır falan biliyorsun sen zaten ya o işleri işte.
dö: hallederiz onu sıkıntı yok
gg: tudor istemiyor, maliyeti yüksek falan dersin, biz o arada kiralama teklifi falan derken parasını zaten ödeyeceksiniz.
diyorum ki % 60'ını siz verin geri kalanı da biz verelim. sen de sonra büyük bir maliyetten galatasaray'ı kurtardık falan dersin. bir iki de adam aldın mı tamam.
basından bizim çocuklarda çok iyi başarı falan diye destek aytar, hallolur bu iş. ne diyorsun?
dö: 60 çok oldu, 50-50 mi, yaspsak?
gg: ya dursun bizi mi yiyon, bize gelince mi maliyet? dzemaili'nin parasını verdin elin gavuruna.
dö: ama başkan size de clichy'de iyi kıyak yaptık.
gg: o iş başka, onun için teşekkür ettik, onu karıştırma.
dö: ama..
gg: ya ama mama dursun yapma ben seni reisle görüştürürüm, yaparız bir kıyak, bak stadın oraya yol, metro falan yardımcı oluruz yani; anlarsın.
dö: tamam başkan o zaman, ben slovakya'dan döndüm, tudor istemiyor falan derim siz akşama doğru kiralama teklifini sızdırırsan basına hallederiz bu işi.
gg: tamam dursuncum, aynen öyle yapalım, takdir ettim tavrını, yanımızda yakınımızda ol kazanırsın, anladın değil mi? hadi o zaman reise de ileteceğim saygını, görüşürüz.
dö: görüşürüz başkan, saygılar.
dö: merhaba başkanım, iyiyiz, idare ediyoruz
gg: uzatmıyacam dire konuya girecem, clichy işinini hallettik. bravo valla, reisin de selamları var, aferin diyor.
fiyat yükseltmedik iyi oldu. ne ise hakkın halledeceğiz aklımda yani, rahat ol.
dö: tamamdır başkan, biz de biraz tepki oldu ama bir sucuk-ekmek partisi falan hallederiz.
gg: sneijder işini nasıl yapalım. şu nevzat'a falan haber yaptır, sten'e falan sneijder tam parayı istiyor diye sızdır falan biliyorsun sen zaten ya o işleri işte.
dö: hallederiz onu sıkıntı yok
gg: tudor istemiyor, maliyeti yüksek falan dersin, biz o arada kiralama teklifi falan derken parasını zaten ödeyeceksiniz.
diyorum ki % 60'ını siz verin geri kalanı da biz verelim. sen de sonra büyük bir maliyetten galatasaray'ı kurtardık falan dersin. bir iki de adam aldın mı tamam.
basından bizim çocuklarda çok iyi başarı falan diye destek aytar, hallolur bu iş. ne diyorsun?
dö: 60 çok oldu, 50-50 mi, yaspsak?
gg: ya dursun bizi mi yiyon, bize gelince mi maliyet? dzemaili'nin parasını verdin elin gavuruna.
dö: ama başkan size de clichy'de iyi kıyak yaptık.
gg: o iş başka, onun için teşekkür ettik, onu karıştırma.
dö: ama..
gg: ya ama mama dursun yapma ben seni reisle görüştürürüm, yaparız bir kıyak, bak stadın oraya yol, metro falan yardımcı oluruz yani; anlarsın.
dö: tamam başkan o zaman, ben slovakya'dan döndüm, tudor istemiyor falan derim siz akşama doğru kiralama teklifini sızdırırsan basına hallederiz bu işi.
gg: tamam dursuncum, aynen öyle yapalım, takdir ettim tavrını, yanımızda yakınımızda ol kazanırsın, anladın değil mi? hadi o zaman reise de ileteceğim saygını, görüşürüz.
dö: görüşürüz başkan, saygılar.