6628
bu gün, en azından uzun bir müddet için son defa yazdığım sözlüktür. bunun müsebbibi, sözlüğe iyiden iyiye at gözlüklü insanların, gözü kendi renginden başkasını görmeyenlerin ve ağzından pislik akanların dolmuş olmasıdır. biz kazanacağız başlığında yazılanlar, son nokta oldu.
ulan terbiyesiz adamlar, para alıyorlar ne demek? nasıl bir itham lan bu? satılmış ne demek? terbiyesiz herifler. ağzınızdan pislik akıyor, pislik. romanitklermiş, satılmışlar, federasyona hiç kelam etmiyorlarmış! allah allah, ben yanlışali ece'yi, mert aydın'ı, yusuf kenan çalık'ı falan izliyorum o zaman? böyle kolay itham edilebilir mi insanlar ya? siz hasta mısınız, kafayı mı yediniz, vicdanınız mı yok? sen rahat rahat işine gidip gelirken, bu adamların kanallarına söylediklerinden dolayı ne telefonlar geliyor haberin var mı senin? benim birinden var, biliyorum ne tiplerle uğraşılıyor orada. terbiyesiz adamlar. satılmış diyor. eleştiri mi zannediyorsun sen bunu? satılmış ne demek ya, farkında mısınız bu ithamın ağırlığının? türk futbolunun halihazırda en kişilikli yorumcuları bunlar, satılmış diyorsun. onu geçtim, bir insanı satılmışlıkla itham etmek bu kadar kolay mı ya? yuh. sizin yüreğiniz kararmış, vicdanınız kaybolmuş. sizin galatasaraylılığınız gibi galatasaraylılık batsın be!
ben böyle bir şey görmedim. artık gına geldi. biri galatasaray maç kaybetse arda turan'dan bilir (galatasaraylı bu yahu, her yerde söylüyor ve sen adamın 'galatasarayım' demesinde bile bir şeyler arayacak kadar kafayı yemişsin!), öbürü romantiklik çok kötü bir şeymiş ya da adamların çabası zararmış gibi gelir öter, biri tutar hiç bir şey bilmeden satılmış der, öbürü fatih terim'i eleştirene ana avrat küfür eder, bir diğeri felipe melo'yu istemeyenin galatasaraylılığını sorgular. batsın böyle galatasaraylılık da, sporseverlik de, sözlük de!
metin olabilenlere selam olsun, diğerlerinin nazarımda emre belözoğlu kadar değeri yok, çünkü zaten emre'nin sarı-kırmızı versiyonları onlar. buralarda aklı selim, eleştirmeyi bilen, ağzından pislik akmayan, türk futbolunun en aklı başında isimlerine bile paranoyakça yaklaşmayan, kendi takımının da suçlu olabileceğini ya da eleştirilebileceğini kabul edebilmiş insanlar görülürse tekrar, yine yazarım. onun dışında zaten benim gitmemle bir şey eksilmez. hadi eyvallah.
ulan terbiyesiz adamlar, para alıyorlar ne demek? nasıl bir itham lan bu? satılmış ne demek? terbiyesiz herifler. ağzınızdan pislik akıyor, pislik. romanitklermiş, satılmışlar, federasyona hiç kelam etmiyorlarmış! allah allah, ben yanlışali ece'yi, mert aydın'ı, yusuf kenan çalık'ı falan izliyorum o zaman? böyle kolay itham edilebilir mi insanlar ya? siz hasta mısınız, kafayı mı yediniz, vicdanınız mı yok? sen rahat rahat işine gidip gelirken, bu adamların kanallarına söylediklerinden dolayı ne telefonlar geliyor haberin var mı senin? benim birinden var, biliyorum ne tiplerle uğraşılıyor orada. terbiyesiz adamlar. satılmış diyor. eleştiri mi zannediyorsun sen bunu? satılmış ne demek ya, farkında mısınız bu ithamın ağırlığının? türk futbolunun halihazırda en kişilikli yorumcuları bunlar, satılmış diyorsun. onu geçtim, bir insanı satılmışlıkla itham etmek bu kadar kolay mı ya? yuh. sizin yüreğiniz kararmış, vicdanınız kaybolmuş. sizin galatasaraylılığınız gibi galatasaraylılık batsın be!
ben böyle bir şey görmedim. artık gına geldi. biri galatasaray maç kaybetse arda turan'dan bilir (galatasaraylı bu yahu, her yerde söylüyor ve sen adamın 'galatasarayım' demesinde bile bir şeyler arayacak kadar kafayı yemişsin!), öbürü romantiklik çok kötü bir şeymiş ya da adamların çabası zararmış gibi gelir öter, biri tutar hiç bir şey bilmeden satılmış der, öbürü fatih terim'i eleştirene ana avrat küfür eder, bir diğeri felipe melo'yu istemeyenin galatasaraylılığını sorgular. batsın böyle galatasaraylılık da, sporseverlik de, sözlük de!
metin olabilenlere selam olsun, diğerlerinin nazarımda emre belözoğlu kadar değeri yok, çünkü zaten emre'nin sarı-kırmızı versiyonları onlar. buralarda aklı selim, eleştirmeyi bilen, ağzından pislik akmayan, türk futbolunun en aklı başında isimlerine bile paranoyakça yaklaşmayan, kendi takımının da suçlu olabileceğini ya da eleştirilebileceğini kabul edebilmiş insanlar görülürse tekrar, yine yazarım. onun dışında zaten benim gitmemle bir şey eksilmez. hadi eyvallah.