fatih sultan mehmet köprüsündeki lüzumsuz çalışma nedeniyle maça ucu ucuna anca yetiştik ve benchimizin arka çaprazına konuşlandık, can'ım, eşim, annem ve ben. daha salona gimeden
arifsadecekendiniatmazdi ve - tahmin ediyorum - kız arkadaşı ile karşılaştık. saha içindelermiş, elit adamın hali başka tabi
*. yerimizi aldığımızda 6 - 2 öndeydik. maçın güzel olacağı tribündeki kalabalıktan belliydi. her zaman söylüyoruz, bu takım dolu tribünlere oynasa bileği bükülmez.
ilk yarıdaki hafif kıpırdanmalara rağmen, yarının sonunda efes'in tempoyu artırması ile devreye geride girdik. ancak üçüncü periyoddaki istekli oyun, sert savunma ve akıllı fast-breaklerle fark bir anda 16 sayıya fırladı. işte bu bölümde seyirci resmen parkedeydi. savunmada her oyuncumuzun yanında arkasında sanki birileri vardı, ikili sıkıştırmaya giden savunmacılar sanki 10 kişi gitti ikili sıkıştırmaya. daha sonra efes toparlanmaya çalışsa da farkı 8'e kadar indirmekten öteye geçemediler.
can'ımı götürdüğüm ilk maçta o'na galibiyet eden takıma ayrıca teşekkür etmem lazım.
can'ın maçta yaptıklarına gelince,
*salonda seyredilmesi gereken şeyin maç olduğunu bilmesi beni dumura uğrattı. hemen yanımızda şarkılarla, tezahratlarla salonu inleten taraftara bakmayıp dikkatlice maçı seyretmesi ve hatta arada bir skorboarda bakması müthiş hoşuma gitti. bir ara
ayağa kalkmayan fenerli olsun diye bağırıldı, bizimki sanki anlıyor gibi ayaklanmaya çalıştı. maçın sonunda ise dayanamdı ve uyuya kaldı.
ilk periyodda yanımıza gelip can'ı yiyip yutan
toka ve devre arasında can'ı görmeye gelen
naked man,
absurd,
lari,
essgi,
cracks ve
tcoskun'u gördüğüme sevinirken, yanımıza uğramayan
wasabi'ye laflar hazırladım.
böyle olmaz görüntü isteriz diyenler de aşağıya buyursun:
http://img521.imageshack.us/gal.php?g=1004705.jpg