49
bilet bulabilmek için 4 döndüğümüz maçlardan biriydi. maçtan günler önce biletler satışa çıktığında hemen ali sami yen gişelerine (o zamanlar biletler biz sıradan kişiler için sadece buradan temin edilebilirdi.) koştuk ama farklı farklı 3 gün gitmemizi karşılık biletleri alamadık. ya, bu günlük satışlar bitti deniyordu ya sıra gelmiyordu ya da açık istiyorsak sadece kapalı tribün kaldı deniyordu. ne yapsak etsek yasal yollarla bilet alamıyorduk. gişeden bize bilet verilmeyeceği kesin olarak anlaşıldıktan sonra neyse bizde karaborsasal yollara meyletmek durumunda kaldık. ancak oranın piyasası uçmuştu. diyelim ki bugünün parasıyla 200 tl'den satılıyor kulüp tarafından yeni açık biletleri, blackmarket piyasası ise 600 tl'den başlıyordu fakat bizim öğrenci halimizle o paraları vermemiz zordu. neyse ki, asy'nin hemen yanındaki kapalı otoparkın civarında halden anlayan öğrenci dostu bi' karaborsacıya denk geldik! bize -biraz pazarlıkla-hemen üzerine atlayacağımız bi' fiyata -300 tl gibi düşünüyorum- verdi. 4 kişi gidecektik maça, sözkonusu 1200 tl'yi adama verdik ve 4 adet biletimizi adeta adamın elinden kaparcasına alıp mutlu mesut 202 numaralı taksim-bostancı otobüsüne binip eve döndük. neyse, maç günü geldi biz olacakları önceden tahmin ettiğimiz en geç saat 15'te statta olacak şekilde yola çıktık ve planladığımız saatte de orada olduk ama çevrede daha o saatlerde inanılmaz bi' kalabalık vardı. yine de 1, 1-5 saat o kalabalıkla cebelleştik sonunda kapılara yanaşabildik. sıra bize geldi en öndeki arkadaş bileti uzatıp sorunsuz geçti. arkasından ben geçtim, sonra diğer arkadaş benim arkamdan geldi üst araması bölümüne . 4 numaralı arkadaş biletini görevliye uzattı. ancak görevli, bileti elinde biraz gezdirdikten sonra ''bilet sahte'' adamı dışarı atın dedi. biz daha durun falan demeye kalmadan bizimkini karga tulumba dışarı attılar. tabii, epey şakınlık geçirdik ama yapacak bi' şey de olmadığından tribüne yollandık ancak hepimiz biletleri aynı kişiden aldığımıza göre biletlerin ya tümü sahte olmalıydı ya da hiçbiri. üstelik 4-5 seneden beri maçlara gidip geliyorduk çok çok büyük çoğunluğu stat gişesinden alınma olurdu biletlerimizin. leeds maçı için satın aldığımız bu biletlerde herhangi bi' sahtelik emaresi filan da yoktu. karaborsasal adamın ''dur araya 1 tane sahte atayım.'' demeyeceği düşündük. allahtan cep telefonu icat olmuştu hatta yaygınlaşmaya başlamıştı da bizim bahtsızı yeni açığın en üst kısmından stadın dışındaki aşağı bölüme, iletişimin mümkün olduğu yere çağırdık. dönüş paramızı belki de 1-2 ufak tefek simit-su parasını kenara ayırıp kalanını ona, aşağı attık. bizim, yanımıza gelebileceğinden pek umudumuz yoktu ama ona verdiğimiz parayla bilet satın almadan-ki ona verdiğimiz parayla karaborsa bilet alması mümkün değildi- yanımıza birkaç saat içinde dönmeyi başardı. tabii, üstüne maçı da kazanınca bu anı benim için bu maçla ayrılmaz olagelmiştir hep.