175
bahislerde galatasaray
maçını bildiğim vaki değildir. gelenek
bozulmadı. maçkoskop
kadro:
muslera 5
abooo 7
ufo 5
semih 10
hakan 6
selçuk -2
melo 4
kazım -3
sabri -4
riera -7
elmander -3
zurnanin zirt dediği an:
-muslera’nın aptalca yaptığı penaltıyı, mükemmel bir kaleci kurtarışıyla kurtardığı an.
varil:
riera;
artık kesin hüküm verebiliriz. bu kadar kolay bir rakibe karşı, takım istim üstündeyken, cillop gibi sahaya rağmen bu futbolu oynayan bir adam futbolcu olamaz. büyük bir kazık yenmiştir, yeri kulübe değil tribün bile olmaz. yolda görsem girişirim.
-
gladyatör:
-semih kaya; uzun yıllardır sahanın yıldızının stoper mevkisinde birisinin olmasını görmemiştim. kendisini dikkatle izledim, emre aşık’ı seyreder gibiydim. kendisini bu kadar sene oynatmayanlara lafım yok, onlar bu işi elbet bizden iyi biliyorlar! yani bok biliyorlar.
borozanci:
-fırat aydınus; türkiye’de tek geçtiğim, gelmiş geçmiş en büyük hakemdir. geçen sene bizi fener maçında yakmasına rağmen güvenim tamdır. yönettiği maçın bu kadar kötü olması, futbolcuların ve hocaların kusurudur. verdiği ve vermediği penaltılarda sapına kadar haklıdır. golsüz geçen bir fırat aydınus maçının ilk defa olduğuna bahse girerim.
bir soru – bir cevap:
-arena ne zaman tıklım tıklım olacak?
bu gidişle olmayacak, takımın özel seyircisi olan, büyük futbolcusu yok. iyi futbol oynanacağının garantisi yok. özellikle ben gündüz vakti stadın oralarda olmama rağmen maça gitmedim. benim gibi birini bile maça götüremiyorlarsa bu stat dolmaz. bu futbolla, bu kadar seyirci çok bile.
imparator:
takımı iki maç üst üste iyi futbol oynatamayacak gibi görünüyor. milli takım futbolcularının kötü oynaması belki de maçı düşünüyor olmalarından kaynaklandı. şu dandik maça bile ilerde tek başına elmander’le oynamasına aklım ermiyor. koca bir ilk yarıyı heba etti.
-
ordakiler:
galatasaray tribünlerinin en aktif, en dinamik, en kemik taburu maçlardan önce nevizade’de demlenir. bu kez maalesef demlenememiştir. başbakan’ın şerefine kadeh kaldıran taraftarı sokağa almamışlardır. beyaz ehramlı hacıları mekke’ye almamakla aynı şeydir. bu kararı alanların taşaklarının kaç okka geldiğini fenerbahçe maçının olduğu gün anlayacağız. ordayım, delikanlı olan varsa bana içirmesin.
-
analiz:
-takımın belki de son 10 sene içinde ilk defa sıfır kazmayla sahaya çıktı. dizilişe baktığımda en azından benim başlama düdüğünden önce saldırıya geçebileceğim kimse yoktu. dolayısıyla çimleri gıcır gıcır olmuş arena’da bu takımdan iyi futbol bekliyordum ne yalan söyleyeyim. ne var ki dakikaları sayarken, tek bir hücum, tek bir şut, pozisyon göremezken umudu çabuk kestiğime de inanın.
ilk yarı bittiğinde benim televizyon semih kaya’dan başka hiçbir galatasaraylıyı topa dokunurken göstermedi. ya da ben kısmi körlük falan geçirdim. topa ayağını sürmedi dediğim en az 7 futbolcu vardı sanki. semih kaya dedik te, kenarda ve tribünde oturan kazmaların yüzünü düşürdüğünü büyük bir gururla izledim. sezon başında azıcık yazdıklarımızı okusalardı, 3 gün sonra oynanacak kader maçında ulus takımın stoperi kesinlikle semih kaya olurdu. yüzümü kara çıkartmadığın, tükürdüğümü yalatmadığın için teşekkürler mavi gözlü çocuk.
bu kadar güzel bir sahada, futbol için mükemmel bir havada, arena’da bu kadar kötü futbol oynamak için acaba ne gibi bir idman yapılıyor florya’da çok merak ediyorum. ölünün bile çıkıp top oynaması gerekirken şu kepazeliğe bak. 2 hafta önce sahanın yıldızı olarak atılan kaptan, 2 hafta sonra aslan kesilmesi gerekirken hayatının en kötü futbollarından birini oynadı. ne denge var, ne istikrar, 2 maç üst üste iyi oynasa şimdiye kadar çoktan büyük bir avrupa takımına yolcu olurdu.
ikinci yarıya başlayan diğer kaptana ben saygılarını sunuyorum. iki riera, üç kazım’ı şort cebinden çıkartır. taraftar son senelerde ekürileri salaklar yüzünden fena saldırmıştı, bundan sonra takımın bankosu olur. yürü kaptan forma senin.
elmander bugün kendisine gelen kısır gol pozisyonlarını değerlendiremedi. aman aman gol pozisyonu da yoktu galatasaray adına. bir iki kaçırdığına pozisyon demem ben. öyle hışım gibi, bilinçli atak sonucu, kodumu oturtacak bir pozisyonumuz yoktu. muslera’nın yaptırdığı aykut penaltısını, muslera kurtarışıyla bertaraf ederek homurdanmaların önüne şimdilik set çekti. abartacak bir şey yok, bu adam kurtarış kalecisi önden penaltı dahil kolay kolay şuttan gol falan yemez. topu oyuna kısa yoldan pasla oyuna sokana kadar hakkında pek olumlu yazmayacağım.
fener puan kaybettiğinde bizim kaybedişimiz bir klasik oldu sanki. doğal motivasyon olması gerekirken maçın başı sanki maç değilmiş gibi umursamaz bir havada geçti. aslı tam bir hatalı hoca tercihi bana göre. ben olsam maçın başında sanki son 10 dakika kalmış gibi saldırırım. golü bulursam, sanki atmamış gibi saldırmaya devam ederim. bulamamışsam kendi kaleme korner atarım. bilerek belki gol bile yerim. takımı motive etmenin yolu bu sene gol yemekten geçiyor galiba.
mersin, tek puan için oyunu çirkinleştiren bir futbol oynamadı. penaltı ile birlikte inanılmaz bir golü kaçıranlar da onlardı. galibiyet haklarıydı demeyeceğim, keşke o penaltı gol olsaydı. bizim olmasa bile kesin onların dengesi değişirdi.
maça gitseydim, kesin çok pişman olacaktım. kaybedilen 2 puanın yanında galatasaray’ın kazandığı uzun yıllar oynayacak bir stoperdi. 5 maç üst üste oynasın bundan sonra bu takımdan kendisini kimse kesemez. son cümlem de şu olsun takıma iddia da artı 7 oynadım. bu güne kadar oynadığım maçlarda gelen bozulmadı. galatasaray’dan para kazanmak bana haram.