normal şartlar altında fenerbahçe'nin yenilmesini (elenmesini) her türlü isterdim. ancak detaylı düşününce, fener'in tur atlaması bizim için, ülke için uzun vadede güzel anlamlar teşkil etmekte. son 2-3 senedir şampiyonlar ligine tek olarak gidiyoruz da noluyor? her yıl kasamıza ekstradan para giriyor da ne oluyor biri bana açıklasın. geçen sene şampiyonlar ligi'nden gelen parayla alınan adamlar;
goran pandev ve
blerim dzemaili. para bunlar için gelecekse gelmesin.
ikinci olarak; artık şampiyonlar ligi'nin birinci torbası uefa sıralamasında ilk 8'de olan ülkelerin şampiyonlarıyla oluşuyor. milli takımımızdan umut yok zaten, o halde bizi bu yarışın içine kim sokabilir? galatasaray haricindeki türk takımları. biz tek başımıza ancak kendimize yetecek puanı alırız, olympiakos gibi 3. torbanın vazgeçilmez takımı oluruz ancak. şampiyonlar ligi'nde olduğumuz sürece nerde olduğumuzun farkı yok yeaa diyen arkadaşlar olabilir. ben 3. torbanın korkulan takımı olmaktansa 1. torbanın istenen takımı olmayı tercih ederim. çünkü nolursa olsun 2 ve 3. torbalarda bulunan takımların hemen hepsi yaklaşık aynı güçteyken 1. torba ve 2. torbadan korkunç rakipler çıkabilir. 3. ve 4. torbadan gelecek en zor rakipler dahi galatasaray'ın dişine göredir (bugüne kadar avrupa'da iddiası bulunmuş tüm galatasaray kadrolarını ve ortalama takım güçlerini baz alarak söylüyorum).
son olarak ise genele yaymak istediğim bir durum var. abi yıllardır futbol ülkesiyiz diyoruz. kulüplerin birbirleriyle olan başarı kıyasları yurt içindeki başarılarla sınırlı. biz çıtayı yükseğe koyduk, nasılsa yanına yaklaşan yok diye kafamız rahat. yaklaşsınlar abi yanına, fenerbahçe çıksın şampiyonlar ligi'nde yarı finalin kapısını zorlasın, beşiktaş gitsin uefa'da final oynasın, kupayı alsın vs. bunlar olursa rekabet güçlenir, bunlar olursa galatasaray güçlenir. yoksa "şampiyon takım" geyikleriyle uyutulmaya devam ederiz. rakipler bütün mevkilerini yedekleri dahil olmak üzere güçlendirirken sen saçma sapan adamlara eyvallah demek zorunda kalırsın. burada taşı biraz teknik heyet ve yönetime attım gibi oldu ama dikkat edin, galatasaray ne zaman küllerinden doğsa fenerbahçe'nin başarılı olduğu yılların ardından doğdu. 96-2000 dönemi öncesi de fenerbahçe'nin başarılı dönemi vardı, uefa finalinin kadıköy'de olacağı sezon öncesi de fener şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynamıştı. fatih terim'le 2011'de yeniden doğuşumuz öncesi de fenerbahçe şampiyonluğu vardı. dediklerimi yanlış anlamayın, fenerbahçe'yle galatasaray'ı kıyaslamak değil olay. iki takımın da birbirlerinin başarısından etkilenmesi, yemlenmesi, güçlenmesi olayı. gönül isterdi ki, bizim drogba'lı dönemimizle fener'in şimdiki dönemi karşı karşıya gelsin, o zaman işte ligin gerçek tadına varabilirdik.