13
eğer basındaki gibi bir algı var ise kesinlikle fener kaybedecek. fenerbahçe evlerindeki maçta cidden ikinci yarı kontrolün kendilerinde olduğuna inanıyor.
öncelikle ilk yarıya bakalım.
adamlar takım gibi takım. hangi pozisyonda kim ayağına top alırsa alsın diğer 10 kişi ne yapacağını çok iyi biliyor. ve çok iyi uyguluyor. lucescu nani'yi falan haliyle biliyor. ilk yarı çok pas yaptı. rakibin etkili ayaklarından kurtulabilmek için topu dolaştırdı. bunun bir benzerini 14-15 senesinde bayern barca'ya yapmıştı. ama lucescu başarılı oldu. çok az kez topu kullanabildi fener. aynı zamanda topu fernandao, nani ve ya diego aldığında direkt yapıştılar. topu kapamazlarsa, faul yaptılar, o da olmadı hemen fener'i set hücumuna yönelttiler ve defans kurgularına döndüler. hücum silahlarından biri de iyi kontra olduğundan o set defansından çıkmayı başardılar. bunun dışında hava hakimiyeti olan bir santraforları var. pasla hücum etmektensen uzun pasla rakip sahaya gittiler. nasıl. fener sahaya yayılsa bile fenerin boyunu genişlettiler. böylece santraforun topu indireceği boşluklar oldu. indirdiği yerde shakhtar'lı olsa da olmasada hemen orada ikinci topu kazanıp hücum planlarını uyguladılar. ya da topu çok dolaştırdıkları ve bunu yaparken fener'in boyunu uzattıkları için kanatlardaki boşluklara genelde yerden uzun pas attılar. ve benim hatırladığım çok net hatta gol olmadığına şaşırdığımız 4 pozisyon buldular.
zaten bunda herkes hem fikir.
ama fener için işin vahim tarafı 2. yarı. herkes fener için devre arasında bile bir şeyler kapabilen, gelişebilen bir takım diyor. bunu nerden çıkartıyorlar shakhtar'ın pozisyon bulmamasından ve defans yapmasından. işte bu hem komik, hem vahim. kaç gündür yazacağım üşendim yazamıyorum ama lucescu üzerine yazılacak bir oyun planı sundu bize. fener bir tane şans pozisyonu buldu ikinci yarı. o da orta sahadaki shakhtar'lının ayağının kaymasıyla. onun dışındaki hemen her pozisyon fener'i koşturmaktan başka bir işe yaramadı. ve ya tüm seçeneklerin kapattılar. örneğin van persie'ye bir uzun top attı fener. adam yetişemedi. yetişse kaleci ile karşı karşıya kalacak yersen! topu aldığında neredeyse 0 açı ile almış olacaktı ve peşinde 2 kişi ile yakınında kimse olmadan topla bekleyecekti. shakhtar'ın planındaki bir boşluk değil.
2. yarı ne yaptı peki lucescu. elinden geleni yapıp 4 net gol pozisyonu buldu bu adam ve sonra şansını zorlamadı. defans yaptı. hem de set defansını çok iyi yaptı. uzaklaştırdıkları hemen her top tehlike hunisinin dışına idi. sağ stoper ile sağ bekini neredeyse aynı hizada tuttu ve bu ikisinin paslaşması ile presi kırdı. bu paslaşmaya kalecide katılıyordu. adamın zaten raket gibi ayağı var. kaleci istediği noktaya tık oturttu topu. kontra atakta yapabileceği iki önemli silahı vardı. sağ kanat ve sol kanat. sirna akıllı bir topçu. hücum seven ve kontrolsüz bir bek olan caner ile alves arasına deli gibi top attı. bir de bir anda sol beke ve ya kanada dönebilen bir kalecileri vardı. top oraya gelince iki duvar pası ile shakhtar yine topu ileri taşıyabiliyordu. yahut hasan ali gibi hiç alışık olmadığı bir yerde oynayan bir sol bek sayesinde oradan çok kazanıp topu ileri götürebileceğinin farkındaydı.
fenerbahçe'nin anlamadığı nokta şu. iki yarıda da shakhtar ne istiyorsa o oldu. oyun hakimiyeti hep shakhtar'daydı. ve kendi oyunlarını kabul ettirdiler. eğer "bak biz ikinci yarı nasıl oynadık yaaa!" şeklinde giderlerse ilk yarı 3'lenir turu kaptırırlar benden söylemesi.
bence maçın yıldızı lucescu idi.
öncelikle ilk yarıya bakalım.
adamlar takım gibi takım. hangi pozisyonda kim ayağına top alırsa alsın diğer 10 kişi ne yapacağını çok iyi biliyor. ve çok iyi uyguluyor. lucescu nani'yi falan haliyle biliyor. ilk yarı çok pas yaptı. rakibin etkili ayaklarından kurtulabilmek için topu dolaştırdı. bunun bir benzerini 14-15 senesinde bayern barca'ya yapmıştı. ama lucescu başarılı oldu. çok az kez topu kullanabildi fener. aynı zamanda topu fernandao, nani ve ya diego aldığında direkt yapıştılar. topu kapamazlarsa, faul yaptılar, o da olmadı hemen fener'i set hücumuna yönelttiler ve defans kurgularına döndüler. hücum silahlarından biri de iyi kontra olduğundan o set defansından çıkmayı başardılar. bunun dışında hava hakimiyeti olan bir santraforları var. pasla hücum etmektensen uzun pasla rakip sahaya gittiler. nasıl. fener sahaya yayılsa bile fenerin boyunu genişlettiler. böylece santraforun topu indireceği boşluklar oldu. indirdiği yerde shakhtar'lı olsa da olmasada hemen orada ikinci topu kazanıp hücum planlarını uyguladılar. ya da topu çok dolaştırdıkları ve bunu yaparken fener'in boyunu uzattıkları için kanatlardaki boşluklara genelde yerden uzun pas attılar. ve benim hatırladığım çok net hatta gol olmadığına şaşırdığımız 4 pozisyon buldular.
zaten bunda herkes hem fikir.
ama fener için işin vahim tarafı 2. yarı. herkes fener için devre arasında bile bir şeyler kapabilen, gelişebilen bir takım diyor. bunu nerden çıkartıyorlar shakhtar'ın pozisyon bulmamasından ve defans yapmasından. işte bu hem komik, hem vahim. kaç gündür yazacağım üşendim yazamıyorum ama lucescu üzerine yazılacak bir oyun planı sundu bize. fener bir tane şans pozisyonu buldu ikinci yarı. o da orta sahadaki shakhtar'lının ayağının kaymasıyla. onun dışındaki hemen her pozisyon fener'i koşturmaktan başka bir işe yaramadı. ve ya tüm seçeneklerin kapattılar. örneğin van persie'ye bir uzun top attı fener. adam yetişemedi. yetişse kaleci ile karşı karşıya kalacak yersen! topu aldığında neredeyse 0 açı ile almış olacaktı ve peşinde 2 kişi ile yakınında kimse olmadan topla bekleyecekti. shakhtar'ın planındaki bir boşluk değil.
2. yarı ne yaptı peki lucescu. elinden geleni yapıp 4 net gol pozisyonu buldu bu adam ve sonra şansını zorlamadı. defans yaptı. hem de set defansını çok iyi yaptı. uzaklaştırdıkları hemen her top tehlike hunisinin dışına idi. sağ stoper ile sağ bekini neredeyse aynı hizada tuttu ve bu ikisinin paslaşması ile presi kırdı. bu paslaşmaya kalecide katılıyordu. adamın zaten raket gibi ayağı var. kaleci istediği noktaya tık oturttu topu. kontra atakta yapabileceği iki önemli silahı vardı. sağ kanat ve sol kanat. sirna akıllı bir topçu. hücum seven ve kontrolsüz bir bek olan caner ile alves arasına deli gibi top attı. bir de bir anda sol beke ve ya kanada dönebilen bir kalecileri vardı. top oraya gelince iki duvar pası ile shakhtar yine topu ileri taşıyabiliyordu. yahut hasan ali gibi hiç alışık olmadığı bir yerde oynayan bir sol bek sayesinde oradan çok kazanıp topu ileri götürebileceğinin farkındaydı.
fenerbahçe'nin anlamadığı nokta şu. iki yarıda da shakhtar ne istiyorsa o oldu. oyun hakimiyeti hep shakhtar'daydı. ve kendi oyunlarını kabul ettirdiler. eğer "bak biz ikinci yarı nasıl oynadık yaaa!" şeklinde giderlerse ilk yarı 3'lenir turu kaptırırlar benden söylemesi.
bence maçın yıldızı lucescu idi.