2016-17 UEFA Şampiyonlar Ligi Final Maçı
21:45 Millennium Stadyumu
1 - 4
  • 123
    dursun özbek denen kımıl zararlısı ve totti'nin futbolu bırakmasıyla beraber 16/17 sezonunun ağzıma sıçmasına sebebiyet veren teslisin son halkası oldu bu maç. futboldan soğudum yeminlen.

    2015'te juve, barça'ya kaybettiğinde de üzülmüştüm ama bu bambaşka oldu. hele ki buffon'un kupanın yanında geçip gidişini izlerken burnumun direği sızladı. bu saatten sonra da bir daha kaldıramaz o kupayı ki dünya kupasından sonra futbolu bırakacağını açıkladı zaten. bir de 2015'teki barça'ya karşı juve'nin kazanma ihtimalinin olmadığını az çok kestirebilmiştim ama real'e karşı genelde şansı tuttuğundan ve artık daha ağır oturaklı bir takıma evrildiğinden juve'ye yüzde 51 veriyordum. aslında ilk yarıda iyi olan taraf da onlardı ama ikinci yarı bu sezon izlediğim ki hazırlık maçları da dahil ıskaladığım maçları olmadı, en kötü oyunlarını oynadılar, hatta oyun filan oynamadılar. bunun iki müsebbibi vardı. birincisi madridliler ilk yarı hayvan gibi girişler yaptılar:

    http://inciswf.com/h%C4%B1ncal.swf

    bu dalışlar neticesinde mandzukiç ve pjaniç stabilitelerini kaybedecek raddede sakatlandılar ki ikisi de ilk yarı çok iyi oynuyorlardı. mandzukiç'in yerine ikame edilebilecek kimse yoktu allegri'nin elinde ama pjaniç'in yerine marchisio'yla başlamalıydı ikinci yarıya. lakin ikinci kırk beşteki oyunlarını açıklamaya bu da yetmiyor. allegri de birkaç gün önce değindi ama asıl sebep ileri üçlünün artık yorgunluktan mücadele etmeye mecalinin kalmamasıydı. bunda da iki büyük etmen var. olay matruşkaya döndü, kusura bakmayın ama burası mühim. juve sezona 3-5-2'yle başladı ama oynadıkları oyun tat vermiyordu. ıkına ıkına giderlerken ocak ayında deplasmanda fiorentina'ya 2-1 yenilmeleriyle göt artık kıspetten tamamen çıktı. allegri de 3-5-2'yi bozup ustaca 4-2-3-1'e geçiş yaptı.

    (bkz: massimo allegri/#2150140)

    geçti ama kadro bunu oynamaya pek de müsait değildi. ileri dörtlüyü oluşturan higuain'in, dybala'nın, mandzukiç'in, cuadrado'nun tek bir yedeği vardı: marko pjaca. bu cengaver de lanet milli maç arasında çapraz bağlarını eline alıp gelince allegri dımdızlak kaldı. 3-5-2'ye dönse bir türlü dönmese bir türlü... bu arada 3-5-2'nin işlememesinin bir sebebi de marchisio'nun geçen sezonki sakatlığının ardından bir türlü form tutamaması oldu. 30'undan sonra çapraz bağlar gidince normal gerçi. nfl'de çapraz bağ sakatlığı atlatan oyuncuların geri döndükleri sezona, oyuncuya toleranslı yaklaşılsın diye boşuna "an acl year" demiyorlar ne de olsa. neyse, allegri 4-2-3-1 için elverişsiz juve kadrosundan ne yapıp edip azami derecede yararlanmayı başardı. misal sezon sonu formdan düşen cuadrado'nun yerine alves'i kaydırdı. o alves de monaco'nun içinden geçti mesela. alves'in sağ kanatta oynamasından mütevellit bu maçta da çoğu kişi juve'nin 3-5-2 oynadığını, real'in de 3-5-2'yi tarihe yolladığını filan yazıp çizdi ama yok öyle bir şey. aslında allegri, hibrit bir sistem icat etti sezon sonuna doğru. oyun savunmaya döndüğünde alves sağ beke, barzagli sağ stopere geçiyor; iş hücuma geldiğindeyse alves sağ açığa, barzagli sağ beke geçiyordu. bu maçta da böyle oldu. yorgunluk konusuna tekrar dönersek, dediğim gibi özellikle higuain, mandzukiç ve dybala sezon boyu neredeyse hiç dinlenmediler çünkü sezonun tam ortasında sistem değişmiş, üstüne üstlük pjaca sezonu kapatmıştı. juve gibi ihtiyar bir takım için real karşısında ölümcül sonuçları oldu tabii bunun.

    ihtiyar takımın seksi pozları için tıklayınız: https://i.hizliresim.com/ZEdVV0.jpg

    yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim. bu maçın skorunu sadece juve üzerinden şerh etmek ayıp olur. sartre'nin dediği gibi: futbolda her şey karşı takımın varlığıyla çetrefilleşir. madrid çok iyi takım. her mevki için en az iki oyuncuları (misal bu maça başlarlarken yedek kulübesinde bale, james, morata filan oturuyordu) ve bunları harika şekilde rotasyona sokabilen bir hocaları var. orta sahaları zaten fevkalade. modriç şu an rakipsiz şekilde dünyanın bir numarası. ramos, ronaldo gibi iki büyük winner var ellerinde. ve dediğim gibi zidane bu geniş kadroyu lig ve şl'de öyle güzel rotasyona soktu ki juventus'u ikinci yarıda haşat ettiler. belki başka bir takım olsa juve oyundan bu kadar kolay düşmezdi.

    aslında bundan sonrasını juventus başlığına yazmak gerek ama bağlamdan kopmayalım. juventus kupayı alamadı belki ama allegri altındaki başarımlarını da yemeyelim şimdi. üçüncü sezonunda takıma ikinci kere final oynattı. bunu yaparken de elindeki kadro büyük bir erozyona uğradı aslında. real finaline çıkan ilk 11'deki oyunculardan sadece 5'i 2015'teki finalde de oynamıştı. tevez, vidal, pogba, pirlo gibi her biri ayrı birer dünya olan 4 baba takımdan ayrıldı bu süreçte. yine de juventus artık şampiyonlar ligi'nin 5 büyükbaşından biri.

    lakin bu yaz kadronun tekrar revize edilmesi gerekecek. allegri 4-2-3-1'e devam edeceğini açıkladı. yani takıma daha fazla hücumcu lazım. douglas costa ya da bernardeschi'den biri hatta belki ikisi birden alınabilir. higuain'in yedeği olarak sampdoria'dan benim çok beğendiğim patric schick'e yatırım yapıldı. çok doğru hamle.

    (bkz: patrik schick/#2151617)

    orta sahaya da sağlam bir tane adam gelecek. verratti olsa keşke ama çok ütopik bir hayal bu ve zaten moratta da ilgilenmediklerini duyurdu. hem çok pahalı hem de psg, kingsley coman transferinden beri juve'den nefret ediyor, yağmurlu günde su vermezler. aslında tolisso'yu alacaklardı ama moratta sonradan vazgeçtiklerini açıkladı, sebebini bilmiyorum. şu an n'zonzi ile ilgileniyorlar ki şıp oturur juve orta sahasına. adam sevilla'nın o akışkan hücum hattının yükünü tek başına çekti bu sezon. juve, sadece adam almayacak takımdan gidenler de olacak. chelsea, alex sandro için kapılarında yatıyor ama juve'nin satası yok. moratta -bence son derece hatalı bir şekilde- "eğer isterse satarız." dedi yakın zamanda. chelsea'nin 70 milyon avroya kadar çıkabileceği söyleniyor. bir sol bek için deli para. satılırsa atalanta'da kiralık oynayan spinazzola getirilir. ben bu sezon izlediğim her atalanta maçında hayran kaldım bu çocuğa. belki alex sandro seviyesinde değil ama ilk geldiğinde sandro'yu da kimse tanımıyordu sonuçta. bir de sağ bek mevzusu var tabii. alves çok büyük futbolcu ama küçük bir adam. durduk yere dybala'nın kendini geliştirmek istiyorsa juve'den ayrılması gerektiğini sıçtı ilk önce. sonra da 2015 finalinde giydiği kramponların resmini paylaştı. bugün de takımdan ayrıldı ve taraftarlardan özür diledi ama yaptığı yavşaklıklardan sonra adama ağız dolusu bir "hassiktir!" derler. evra denen ruh hastası da pogba'ya manu'ya gitmesi için tavsiyelerde bulunduğunu açıklamıştı. juve taraftarı bu iki dangalağa çok sinir olmuş olacak ki #buyitalian diye hashtag açtılar yakın zamanda. harbiden de öyle. herhangi bir takımla artık iyiden iyiye özdeşlemiş bir veteranı almayacaksın aslında. neyse, alves'in yerine de danilo'yla ilgileniyorlar. darmian ya da mattia de sciglio'dan biri de gelebilir.

    juve'nin alacakları kadar kadroyu muhafaza etmesi de mühim. artık core player denen ve takımın iskeletini oluşturan oyuncularını satmamalı. alex sandro konusunda moratta'nın söylediklerini bu yüzden yanlış buluyorum. pogba konusunda da aynı açıklamayı yapmış, pogba da basıp gitmişti. kardeşim sen porto, lyon, ajax gibi feeder club değilsin. parlatıp parlatıp satarak bir yere varamazsın. elbette oyuncuya "rağmen" oyuncuyu takımda tutamazsın ama bayern'in müller'i, real'in ramos'u takımda tuttuğu gibi sen de gerekirse oyuncuya baskı yapıp transferi engelleyeceksin. vidal satıldı, alkolik-arızaydı diye kimse ses çıkarmadı; tevez gitti, köyünü özledi diye kimse ağzını açmadı; pogba satıldı, iyi çaktık diye susuldu ama artık bir noktada en azından imaja zarar vermemek adına durmak gerek.

    işte burada da maalesef serie a'nın güçsüzlüğü juve'nin tekerine çomak sokuyor. premier lig'in ve la liga'nın cazibesi demokles'in dildosu gibi sallanıyor kulübün üzerinde. yalnız işler bence kısa vadede bile değişebilir. milan, inter, roma ve napoli'nin tekmili birden doğru yoldalar. roma monchi'nin, inter adamım sabatini'nin, milan ise mirabelli ve fassone'nin güvenli kollarındalar. napoli de de laurentiis'in kucağında. hehe. bir de della valle biraderler fiorentina'nın üzerine satlık yazısını yapıştırmışlar. dostlar neler oluyor yav, diye karşıladım bu haberi de. bunların hepsiyle ilgili uzun uzadıya yazacağım bir ara ama yıllar sonra aldığım gaming laptopla gamer'lığa dönüşüm ve steam yaz indirimi elimi kolumu bağlıyor. bu arada hikaye modu sağlam fps veya tps önerebilecek olan varsa yeşillendirsin.
  • 35
    normalde maça kadar uğramazdım başlığına ama yukarıdaki arkadaşımız ezeli rakiplerimiz deyince şöyle bir hatırladım geçmişi de,

    real madrid'le oynadığımız 7 maçta 3 galibiyet 4 mağlubiyetimiz var.
    juventus'a karşı da 6 maçta 2 galibiyet, 1 mağlubiyet ve 3 beraberliğmiz var.

    şu istatistikleri kasan biz ama çıkıp "rool modroddo bozlo oynorkon todorgon oloyor" diyen başkaları amk.
  • 4
    daha yarı final ilk maçlar oynanmadan, kura çekildikten hemen sonra açılan başlık. tahmin etmek zor değil tabii böyle olacağını ama yine de bunun adı başlık parsellemek :)

    buffon'un bu maçı da gol yemeden bitirmesi ve ellerinde şampiyonlar ligi kupası'nın da kalkmasını istediğim maç. buram buram penaltı kokuyor yalnız. 120 dakika ve buffon'un yıldız olacağı penaltı atışları.

    gerçi 2003'te milan juve finalinde, juventus'un penaltıcıları sıçtığı için kurtardığı penaltı güme gitmişti ama bu sefer olacak inanıyorum...
  • 30
    mücadele olarak çok sert geçecek bir maç olacaktır ancak seyir zevki açısından bam-güm atak futbolu arayanları üzebilir. iki takım da zamanında galatasaray'dan gerekli küsküleri yemişti ancak real madrid ne yapıp edip bir şekilde eliyor bizi, gönlüm juve'den yana.

    bir de maça diğer bir açıdan bakarsak; 13-14 cl gruplarında bu iki takımla aynı gruptaydık ve 2. olarak çıktık. yani juventusu kupa dışına ittik, ancak o gün bizim için pirus zaferi oldu... biz battıkça battık ondan sonra, juventus ertesi sene 2015'te finale çıktı, msn üçlüsü'ne karşı koyamadılar, 2 yıl sonra 2017'de tekrar finale çıktılar... biz ise avrupada kazanmamız gereken hiçbir maçı kazanamadık...

    inşaallah bir gün gelecek cl finalinden 1 gün önce heyecandan uyuyamayacağız... rakip kim olursa olsun o kupayı getireceğiz istanbul'a. evet yakın zamanda imkansız, ama bu mutlaka olacak. belki ömrümüz bir şekilde vefa etmeyecek, göremeyeceğiz ama hayali bile insanı sevindiren birşey... 2012'de başladığımız yeniden yapılanma doğru adımlarla devam etseydi, yarın cardiff sokaklarının yarısı sarı-kırmızı olabilirdi... olmadı, ama bir gün mutlaka olacak arkadaşlar. :(
  • 32
    ilk defa tam ortada olduğum bir maç. bu zamana kadar olan bütün şampiyonlar ligi finallerinde hep bir tarafa daha yakın olmuşumdur, o kazansın istemişimdir ancak bu sefer durum farklı.

    henüz 25 yaşındayım. ancak aklımın erdiği günlerden beri televizyonda izlediğim, sokakta oynadığım tek şey futbol...2000'de uefa kupası finalinde babamın omzunda rerererarara söylediğim günleri, hagi'nin veda maçını çok çok net hatırlıyorum. izlediğim avrupa'dan futbol programları, cumartesi günleri star tv'de yayınlanan şampiyonlar ligi özel filan hepsi dün gibi.

    bir tarafta avrupa'da hayranlıkla izlediğim real madrid, nam-ı diğer los galacticos. zidane, beckham, figo, ronaldo, raul, casillas, roberto carlos... efsaneler efsanesi bir kadro. menajerlik oyunlarında galatasaray'dan sonra aldığım ilk takımdı çocukken. hagi'den sonra en sevdiğim 10 numaranın bulunduğu takım. şimdi bu takımın teknik direktörü...

    bir tarafta çocukluğumun futbol özlemi, italya futbolu... juventus, milan, inter, roma, lazio... hepsi taş gibi takımdı o zamanlar. tam bir çekişme ligi. italya futbolu bana çocukluğumda televizyonda izlediğim o futbolu, güzel günleri hatırlatıyor.

    1993 yılında şampiyonlar ligi adı alındıktan sonra bu kupayı üst üste kazanabilen bir takım yok. bu detay, bu kupayı inanılmaz çekici yapıyor bence. çünkü burası yiğidin harman olduğu yer. bir yandan bu geleneği bozsa bozsa futbol tarihinin 1 numaralı takımı olan, futbolun takımı olan real madrid bozar diyorum, bir yandan da bozulmasın böyle devam etsin diyorum...

    yüzde 50 zidane, yüzde 50 çocukluğum... bize futbolun ne kadar güzel olduğunu gösterin o bize yeter.
App Store'dan indirin Google Play'den alın