• 572
    maçın hakemi tam bir gerizekalı. yanlış kararları bir kenara bıraktım, pozisyon alma becerisi bile yok.

    az önce manchester'in kornerindeki tehlikeli bir topta topu kesti ve devamında hakem atışı oldu, belki kaleyi cepheden gören bir yerden şut atabilecekleri bir toptu.

    bu arada maçla alakalı olarak, manchester direkt toplarla tehlike yaratıyor ve hızlı çıkmaya çalışıyorlar. sürekli olarak stoperler ve bekler arasına derin toplar atıyorlar. okan hocamızın daha kompakt bir oyun planı olsa ve orta alanda top tutabilecek bir yapı ile oynasak galibiyet içten bile değil. zaha, boey ve davinson sanchez oldukça iyiler, nazar değmesin...

    taraftarımız da ayrıca mükemmel
  • 127
    üst düzey maçları sıkça oynamış ve bu arenayı az çok bilen ekiple sahaya çıkılmalı. defansif bir orta saha kurgusu, topun daha fazla rakipte kalması demek olacak ki bu da bizim en son isteyeceğimiz senaryodur. kadroda ise iki soru işareti var. birincisi torreiranın yanında kim olacak? ikincisi on numara pozisyonunda kerem aktürkoğlu mu olacak ya da başkası mı? okan hoca ilk yarı için mertensli bir plan ikinci yarı ise mertens olmadan bir plan hazırlayacaktır. gönül isterdi ki iyi bir mertensli planla 70.dakikaya kadar gelebilelim fakat mümkün değil. iyi bir hakim ziyech bu maçta çok fark yaratırdı fakat kendisinden faydalanamayacağız belli ki. son olarak tete ekstra performans göstermek için elinden geleni yapacaktır fakat umarım asist seçeneklerini es geçmeden takım için oynar.
  • 1046
    galatasaray'ın tarih yazdığı karşılaşma.

    daha önce şampiyonlar ligi arenasında ingiliz takımlarına karşı deplasmanda galibiyetimiz yoktu sanırım. her ne kadar rakip düşüşte gibi görünse de, bir premier lig takımına karşı mücadele ettik. tempo olarak bizim oynadığımız ligin yaklaşık 3 sıklet yukarısıyla mücadele ettik. manu'nun maaş bütçesi, harcadıkları bonsevis vs bunlar zaten ne kadar zor bir şey başardığımızın kanıtı.
    bir kere şampiyonlar ligi ayrı bir kulvar ve ligde başarısız olsalar bile cl'de yeni bir sayfa açıp sil baştan mücadele şansları vardı.

    kadroları görünce manu'nun 5 orta saha tandanslı oyuncuyla sahaya çıktığını gördük. fakat geride de boşluklar verebilecek bir takımları vardı.
    okan hoca mangal yürekli bir adam, hiç geri vitesi yok.
    manu deplasmanına ölümüne pres yapmaya çıkmış.
    bizim gibi liglerden gelen birinin bunu tercih etmesi ve uygulaması çok çok büyük bir cesaret örneği.
    (bayern'de sane var hocam onlara basmasak iyi olabilir dhjsjsksk)

    maçın belli bölümlerinde baskı olabilir ama genel olarak rakibin kontrol ettiği, bizim de geriye yaslanıp kontra atak kovaladığımız bir maç olabilir diye bekliyordum.
    çünkü rakipte amrabat, casemiro, mount, hannibal, fernandes'e karşılık bizde kaan ve torreira vardı merkezde.
    nitekim dakika 1 galatasaray bam güm baskıya başladı önde.
    tamam bu presi yapabiliriz bir süre ama maçın sonlarını nasıl getireceğiz, dk 55'de tüm takımı yenilemek lazım diye düşünüyordum.

    galatasaray'ın savunma oyuncularına helal olsun, müthiş bir mücadele ortaya koydular. rakip bazı anlarda çok rahat geldi, formasyonlar gereği de bu normaldi. ilk yarıda boey'in üstüne birebir zorlamaktan ziyade arkasına adam sarkıtarak pasla geçmeye çalıştılar.
    sol kanat gibi görünen rashford, oyunun sola yıkılması muhtemel bölümlerde uyanıklık yapıp sağ kanattan pozisyonlar çıkardı, nitekim golü de böyle attılar.
    hojlund'a söyleyecek bir şey yok, olağanüstü bir fizik kalite zaten, sturm graz sonrası yine 2 tane attı bize.

    okan hoca'nın neden vecino'yu istediği de dün kaan tercihiyle belli oldu bence. meğersem şampiyonlar ligi için torreira'yı önde baskıya gönderip 8 gibi kullanma fikri varmış. vecino'ya, paredes'e en yakın oyuncu kaan olduğu için orta sahadaki herkesten formayı almış oldu.

    deplasman taraftarına helal olsun, çok fazla seslerini duydum. neredeyse koskoca old trafford'u domine ettiler.
    dakika 45-70 arası manu taraftarı baya iştahlandı, çok gürültü çıkardılar. zaten o ara galatasaray'ın oyundan düştüğünü gördük. bu çok normal, çünkü başka bir seviyeden gelip baskı deniyoruz.
    bu düşüş anında değişiklikler olabilir miydi buna bakmak lazım.
    torreira sakatken gol yedik ve ofsayt oldu, oyuncular girdi. fakat rakibin baskısı dinmedi, gol ne zaman gelecek diye bekledik. o ara rakibi durdurmak için nelsson'un girmesi iyi olabilirdi, nelson hazırlandı ama giremeden golü yedik yine.
    çok şiddetli baskı yapıyoruz oyuncular düşüyor, bunun nedeni bu. çözümü ise erken oyuncu değişikliği gibi görünüyor. ya da oyuncular fiziksel seviyesini arşa çıkaracak.

    normalde biz türk takımları dk 70 civarı 2-1 geriye düşmüşken ve fiziksel olarak yıpranmışken maç 4'e kadar giderdi. böyle sayısız maç vardır.
    fakat galatasaray dün gece kırılmadı, ve ayağa kalkıp rakibi yıktı.

    ben gs'nin oyununu striker dövüşçülere benzetiyorum, darbeler alıyoruz ve hasar bırakıcı darbeler de vuruyoruz. kim kimi kırarsa.
    okan hoca top rakipteyken baskı için çok fazla kafa yoruyor, başarılı da oluyor.
    takım hiçbir zaman benim istediğim set seviyesine gelemeyecek bunu da bilerek değerlendiriyorum. (set oyunları için müracaat dm)

    açıkçası maç önünde barış alper ya da kerem'in, yani düz ayaklı kanatların amrabat'a sorun yaşatacağından emindim. çünkü amrabat'ın yaşadığı mevzunun da kralını yaşadık. barış alper oraya girerek bir miktar dağıttı orayı, barışın fiziğine maşallah, pl seviyesinde bir fiziği var. ilk defa bir türk oyuncuda böyle yüksek fiziksel kalite görüyorum.

    zaha vs dalot eşleşmesi her zaman bir şeyler vaadediyordu. şöyle anlatayım rakipte nwakeme olduğu zaman trabzonspor maçlarını hatırlayanınız vardır, nereden çıktı bu adam biz yumuşak mariano, yedlin ya da şener'le oynuyoruz derdim hep. bu duyguların aynısını manu taraftarı yaşamıştır dün, dalot böcek gibi ezilerek golü yedirdi zaten. zaha konusunda sizi temin ederim ki, çok zor bulunan bir oyuncu tipi. nwakeme tipi oyuncu bulmak için yıllarımı verdim ve bulamıyordum var olanlar inanılmaz pahalı zaten, zaha'nin bizim lige gelmiş olması bile mucize bence.

    kerem aktürkoğlu yine pes etmedi, iyi olmayan maçlarından birini sergiliyordu ama denemekten vazgeçmiyor ve bunun mükâfatını aldı yine.
    kerem hakkında birkaç şey söylemek istiyorum, florian wirtz var leverkusen'de, fiziksel olarak benziyor kerem'e, o çocuk 20 yaşında doğru oyunu öğrendi. kerem'in yetenek olarak eksiği yok, fiziksel olarak mükemmel seviyede. elin almanı bir kaç senede öğreniyor, wirtz çok çok büyük transfer yapacak. kerem'in gelişmesi gereken nokta belli bence. wirtzi izle ve o ne yapıyor, ben ne yapmıyorum diye sadece sorgula biraz. elbette kerem hocasının ondan istediğini yapmaya çalışıyor ama daha güzelini yaparsan okan hoca hayır demez.

    o kadar şey yazdım, icardi'ye değinmeden bitiriyordum az daha. galatasaray'da izlediğim mental yönü en güçlü oyuncu diyebilirim. düşler tiyatrosunda senaryoyu sildi yeniden yazdı, penaltıyı kaçırınca hiç kızmadım, sadece icardi için üzüldüm. tamam istanbulspora karşı telafi ettirirsin 10 dk'da ama old trafford'da da bunu yapıyorsan sen çok büyüksün, başka bir şey diyemem. eric cantona'sı vardı manu'nun, bizimkiyle de tanıştılar, onlar selamı almıştır.

    oyuncular ve teknik heyet hepsini tebrik ediyorum, çok büyük iş başardılar, helal olsun.
  • 49
    galatasaray'ın jorge jesus fenerbahçe'sine karşı oynadığı oyunun aynısını oynayacağını tahmin ettiğim maç. eth yeni hollandalı hoca ekolünden benzer bir oyun oynamaya çalışacaktır.

    full atlet santrafor höjlund'u durdurmak için davinson sanchez, kontra çıkışları için özellikle hala reguilon oynayacaksa barış alper yılmaz kesin oynar. o takımdan bu takıma abartısız eksik olan adam berkan kutlu. fizikli, pozisyonunu koruyup orta saha bozan topçu yok takımda. oradan patlarız sanki.
  • 1078
    maç sonunda ağlayan, kendine gelemeyen renktaşlarımız var. duygu yoğunluğunu hat safhada yaşıyorlar. bu bana biraz abartılı geliyor.

    tabii ki çok önemli bir zafer ama biz de galatasaray'ız be hacı. şampiyon kulüpler kupasında yarı finali olan, 2 adet avrupa kupası sahibi, şampiyonlar liginin 5 kez çeyrek final oynamış olan gediklisi.

    hani bu ligin formatını değiştiren takım.

    demem o ki, bu ingilizleri deplasmanda yenmek tabii ki çok önemli ama bazen kim olduğumuzu unutuyoruz sanki. bazen düşünüyorum da; adamlar bizim büyüklüğümüzün bizden daha çok farkında.
  • 219
    garanti oynamasi tembih edilmis kerem demirbay , bal porsugu, bas belasi lucas torreira ve kara tren tanguy ndombele orta sahasiyla cikmamiz gerektigini dusundugum mac.
    kerem ve tanguy iyi kotu defansif aksiyonlarda yer aliyorlar. kontrollu bir oyun sekli benimsedigimiz bu macta tanguy'un driplinglerine ve kerem'in duran toplari oldukca onem kazanacaktir. ve bu ofansif aksiyonlari defanstan cok da taviz vermeden gerceklestirmis oluruz.

    edit: kerem demirbay - kaan ayhan yer degisebilir bak.
  • 1015
    hakim ziyech sakat, dries mertens artık yarım devrelik ancak oynayabiliyor. on numara için yetersiz de olsa tek seçeneğimiz kerem aktürkoğlu.
    tanguy ndombele hiç hazır değil, sergio oliviera maalesef yokuş aşağı düşüyor ki bunu oynadığı süre boyunca çok net gösterdi. kerem demirbay riskli pasları ve korkutan top kaybıyla ingiltere deplasmanında güven vermiyor. orjini olmamasına rağmen denenerek sekiz numarada vasatın üstü oynayan kaan ayhan seçilebilecek en mantıklı isim.

    bu arada sergio oliviera'ya parantez açmak istiyorum. on kişi oynasak daha iyi bir futbol izlerdik. davinson sanchez'in belini kıran pasıyla geriye düştük, penaltı gibi frikik aldırdı manchester united'a. kafa olarak futbolla maalesef alakası kalmamış. böyle izlemek çok üzücü portekizliyi.

    hocanın; ikinci golü bulduktan hemen sonra pili biten wilfred zaha'nın çıkması ve kerem aktürkoğlu'nu gözü kapalı oynayabildiği mevkiye yerleştirmesi, öne geçtikten sonra da hücumu defanstan çok düşünen angelino'nun yerine tank adam abdülkerim bardakcı'yı bek yapması ve lucas torreira'nın sakatlığı ile yumuşayan ortasahaya her ne kadar hazır olmasa da premier league'i tanıyan bilen tanguy nbombele'yi sürmesi yapılabilecek en iyi dokunuşlardı.

    özetle, oynanacak en iyi taktikle oynayarak hakkımızla kazandığımız maç oldu.
    skor olarak 2 kere geriye düşmemize rağmen hiç panik olmadım, çünkü okan buruk hiçbir şey yapmadıysa bile bu takıma winner olduğunu hatırlattı bir buçuk sezonda.
    yanlış anlaşılmasın takım idealinde demiyorum, hatta şu an ideallikten oldukça uzak olduğumuza inanıyorum.
    ancak, doğru noktalarda doğru hamleleri yapmayı bilen hoca kazandı. rakip takımın adı, tarihi ve taraftar desteği ancak iki gol bulabildi. zira rakibin bir hocası yoktu.

    iyi ki varsın çocukluk aşkım, iyi ki olman gereken yerde olman gerektiği gibi oynuyorsun.
    sen böyle ol, sen iki kere geriye düşsen bile taraftarı ümitsizliğe sevk etmeyecek topu oyna. biz seni böyle çok seviyoruz.
  • 967
    maçın tek kötü yani sacha boey oldu. buoerformans sonrası bu deliyi kimse bize yar etmez artık. kendisini izlemek büyük zevkti ama ingiltere'den çıkmasına bile izin verilmeyebilir artık ingilizler tarafından.

    maçın ilk yarısında biz bu seviyelerin takimi değiliz henüz demiştim. silmeyeceğim entry. skora göre konuşmamak gerektiğini maçın 90 dakika olduğunu ve böyle bir yorum yapacaksam da maçın bitmesi gerktiğini hatırlarsın bana o entry.

    gurur duyuyorum, çok özlemişiz böyle bir zaferi avrupa'da.
App Store'dan indirin Google Play'den alın