• 851
    dün akşam kadrolar belli olduğunda tek korkum 'zaha-ziyech-mertens' üçlüsünün olduğu bir takımın baskı ve geri koşma işinin altından nasıl kalkacağı idi. arkalarında n'dombele ile kurgunun aksaması zaten beklenen bir sonuç iken ilk 18 dakikada yenen iki gol korkumun üzerine tuz biber ekti. neyse ki garnacho, ziyech'i uyandırdı da bir nebze dönüş yaşadık.

    n'dombele bence de büyük hayal kırıklığı. işte tam bu noktada hocanın bu tercihinin sebebini merak ettim. sergio'yu sertlik açısından sıkıntılı bulmuş olabilir ama demirbay da bence sertliğe cevap verebilirdi bu noktada. angelino ise bayern maçında gösterdiği performansı bu maçta gösteremedi, üstüne zaha ile uyumsuzluğu da dikkat çekti. yahu siz aynı sahada antrenman yapmıyor musunuz kardeşim ilk defa mı gördünüz birbirinizi?

    sonuç olarak güzel bir geri dönüş oldu. ancak bayern-kopenhag maçında frappart'ın skandal kararları bizi kopenhag deplasmanında galibiyet sonucuna mahkum etti. bence sorun yok, kazanacağımızı düşünüyorum. ancak icardi, zaha, ziyech, mertens gibi adamların oynadığı bir takım olarak uzaktan şut opsiyonunu bu kadar az kullanmamız da can sıkıcı. dün akşam onana gibi bir kaleciye (iki frikikten de gol bulmuşken) daha fazla uzaktan şut çekilmeli idi bence, en azından dönen toplar da bir tehlike yaratırdı.

    evet davinson canımız ciğerimiz ancak bu süreçte nelsson'u da çok kolay sildik gibi. neticede biz bu gencodan para kazanmak istiyoruz ve bu adam oynamak zorunda. özellikle sergio ve nelsson'u bir şekilde rotasyona dahil etmek zorundayız. hatta pendikspor maçını göz önünde bulundurursak eğer olası bir skor alma durumu için ali turap, eyüp aydın ve gökdeniz gürpüz bile maç kadrosunda bulunsa çok güzel olur. zira boey ve torreira'nın biraz dinlenmeye ve saklanmaya ihtiyaçları var. hayati öneme sahip kopenhag maçı öncesi tatlı bir rotasyon işimizi görür kanaatindeyim.
  • 852
    ön elemeler dahil bence avrupa'daki en kötü oynadığımız maçtı bu maç. okan hoca'nın ndombele ile başlayacağını görünce burası türkiye kupası değil dedim ama yapacak bir şey yok. takım galiba durumun kritik olduğunu fark edemedi. biz arkadaşlarla kendi aramızda konuşurken bile; kaybedersek her şey silinir, kimse iyi oyun falan hatırlamaz, bayern kasmayabilir, kopenhag ciddi takım vs. konuştuk ama teknik ekibin bu maça böyle yaklaşması şaşırttı beni. ben nelson abdul önlerinde kaan bekliyordum çoğu arkadaş gibi. bayern kazansaydı çok iyi olacaktı. fakat sonuçtan bağımsız yine de iyi değildik. ama ders olur umarım, ayaklarımızın yere sağlam basması gerekiyor. grubu sonuncu kapatma ihtimalimiz yeni ortaya çıkmadı. bunun farkında olmalıydık.
    bir de bazı şeyleri ısrarla kronik sorun haline getiriyoruz. anlamıyorum. şu oyuncu değişikliği meselesi. ikinci yarıya ndombele ile başlamak hata. niyetim oyuncu linç etmek değil. şans verelim her zaman, kazanmaya çalışalım. ama bu maç olmuyordu işte. değişikliğe ihtiyaç olduğu bariz. biz ne yaptık? 57'de manchester iki oyuncuyu aldı oyuna. bizden de iki oyuncu kenarda sanırım dakikanın 60 olmasını beklediler, öncesinde bize yasak çünkü. ve tam o sırada bir iki dakika sonra oyundan çıkacak olan ndombele'nin kaptırdığı toptan 4. golü yiyorduk neredeyse. yine de ipler bizim elimizde hala. takıma ve hocaya güveniyorum.
  • 855
    "hep denedin, hep yenildin. olsun. gene dene, gene yenil. daha iyi yenil." der samuel beckett. bir çoğumuz bu sözü de fatih terim'den öğrenmiştir ya, orası da ayrı yazı hikayesi.
    doğarsın, yaşarsın, ölürsün. hayatın akışı böyledir, başlangıç ve sonu vardır. maçlar da başlar ve biter, yazdığım bu yazının da bir başlangıcı ve sonu vardır...

    bu sefer sondan başlayalım, en son söylenecek olan kelimeler en başından dökülsün ağzımızdan... olmaz mı?

    2000 yılının tatlı bir bir mayıs akşamından sonra ikinci defa galatasaray kopenhag'ta parken'de bir finale çıkacak. belki ucunda kupa olmayacak ama "kazanmanın" tek şart olan bir maç oynanacak 12 aralık gecesi...

    futbol bu kazanırsın, kaybedersin, berabere kalırsın ama geriye baktığımızda okan buruk ve takımının "yazılı ve sözlü notları" ne olursa olsun "kanaat notunu" 100 olarak almayı hak etti. varsa futbolun bir adaleti, galatasaray mart ayında şampiyonlar liginde taraftarına heyecan yaşatmaya devam etmelidir... futbol tanrılarının kulaklarına kar suyu kaçıralım... uefa yönetimi son görevlendirdiği hakemlerle galatasaray'ın ilerlemesini pek arzulamadığını gösterse de, en nihayetinde "futbol tanrılarının" dediği olur, o top bazen çizgideki su birikintisine takılır, bazen direğe çarpıp "içeri mi dışarı gitsem kararsızlığında" filelerle sarmaş dolaş olur, dememiş mi prekazı "futbol topunun canı vardır" diye, futbol tanrıları üfler o canı işte...

    her türlü kazanılması gereken final maçı öncesi son maça galatasaray da istanbul'dan sürekli eli boş gönderdiği manchester united'ı bir kez daha yenip, parken'e beraberliğin de avantaj olacağı bir skor elde etmek için çıktı. tarihinde yerel ligde sayısız başarı, bir çok şampiyonlar ligi kupası olan ingiliz rakibi "çantada keklik" görmenin cezası az kalsın ilk 20 dakikada yenilen iki golle pahalı ödeniyordu. önce garnacho, sonra bruno fernandez "gafil avlamıştı" muslera'yı, hele ki uzaktan gol yemeyen uruguaylı kalecinin portekizli meslektaşının şutuna şapka çıkarmaktan başka yapacak neyi vardı ki?
    skor tabelasında geriye düşmüş, daha paylaştığı instagram storylerine beklediği etkileşimi alamayan yeni nesil taraftarın "homurdanma" hastalığı başlamadan hakim ziyech farkı bire indirirken, ıcardi de topa hiç temas etmeden nasıl gol atılacağını sergiliyordu, vücudunun her organı ile gol atan arjantinli, bir de böyle gole katkı sağlıyordu... sami yen cehenemini maç öncesi yapılan koreografi ile hatırlatmıştı sarı-kırmızılı taraftarlar da şimdi "inferno"yu yaşatma vaktiydi. tribünün coşkusu ile galatasaray, onana'nın kalesine geldikçe geldi, ziyech auta attı, zaha'yı maguire durdurdu, ıcardi'yi de hakem... hatta bayern münih deplasmanında olduğu gibi var'daki hakemler... devre biterken kaan'ın neden savunmada tercih edildiğini gösteren uzun pasında topla buluşan ıcardi, onana'yı manchester'dan sonra bir kez daha avladı ama gol geçersizdi. yarı otomatik ofsayt teknolojisiymiş, adı güzel, fiyakalı da ben o pozisyonda ofsaytı göremedim, var mı anlayan?

    maçı oynatmaktan ziyade, ki galatasaraylılara yapılan faullerde bunu başardı da, çaldı düdüklerle tempoyu düşüren ispanyol hakem sanchez, 70li yıllardan kalma 2 dakika uzatma verdi ilk devre biterken, sadece 2 dakikacık...

    15 dakikalık dinlenmenin ardından galatasaray beraberlik için yine bastırdı, mertens'in ortasında kaan'ın dokunuşu filelere gitmedi ama ingilizler fena halde ürktüler de galatasaray'ın eşitlik için "topla tüfekle" saldırdığı bir anda baskın yapıp farkı yine ikiye çıkardılar. sahadaki topçuların kafası yere düşmedi ama tribünlerde yine o "homurtu" başladı, ndombele çıkıp sergio girerken yuhlamalar arşa erdi. bir de mertens'in yerine kerem oyuna dahil olmuştu.

    değişiklikler meyvesini verdi, kazanılan serbest atışta ziyech bir kez daha onana'yı avladı, fark tekrar azaldı ve sonrasında bir kaç ısınma şutunun ardından "harry potter" yaptı sihrini, zımbaladı topu filelere...

    galatasaray'a inanmayanlar otoparka giderken, metroya yol alırken ali sami yen'den gelen gol seslerini duydukça iç geçirmişlerdir de artık o stadda biz bizeydik, "bizim için manchester'a koy" diye bağıranlar, cehennemin gerçek bekçileri. uğraştı da galatasaray bu epik geri dönüşü bir galibiyetle taçlandırmaya, "nefesleneyim" demeden golü de aradı da, rakip için de maç "var mısın yok musun" havasındaydı, onlar da geldi muslera'nın kalesine, direkleri dövdü fernandez, auta attı pellistri, mctominay...

    ama ya zaha'nın üç gün önce alanya'ya attığı imza golünün benzerini fil dişili topçu 83te eski takımına atsaydı, ah neler yazılırdı ingiliz basınında ah, hayal ederken bile tebessüm ettiriyor...
    olmadı, üç puan gelmedi, beraberlik geldi, o da iyi derken, münih'te başlayan maçta almanlar komşuları danimarkalılara sürpriz yaptı, beklemedikleri bir puan verdi, kopenhag'taki final öncesi ev sahibine beraberlik avantajını hediye ederken, iki maçta da ölüp ölüp dirildikleri galatasaray'ı da kendilerince cezalandırdılar...

    başa sararsak, 12 aralık gecesi galatasaray kopenhag'ı yenecektir, kesinlikle yenecektir. ama yenilirse de beckett'in dediği gibi "çok daha iyi yenilecektir."

    kaynak ve fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...nchester-united.html
  • 858
    manchester united'ın chelsea maçını saymazsak herhangi-evet herhangi- bir takıma diş gösterebildiği son maç. chelsea maçında da zaten iki vasatın kapışması vardı. manchester united'ın şu hallerini görünce uefa'yı aslında ne kadar kıl payı kurtarmış olduğumuzu görüyoruz.

    böyle bir takıma karşı 3-1 yenik duruma düşmek, sadece onana'nın hatalarıyla bir şeyler kazanabilmek sonrasında çok fazla ah vah edeceğimiz bir performanstı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın