• 129
    maçin sonucu sozlukte sinirleri baya germistir.
    beraberligi hak etmedik, ama bir anadolu takimi klasigi gerçeklesti ve puan kaybettik. rijkaard yeni geldiginde yeminler ediliyordu, sabir gosterecegiz, ilk puan kaybinda delirmeyecegiz, uslu çocuk olacagizdiye ..

    (bkz: nerdeee)

    bu kadar mi yani sabrimiz ?* birde malum takimla karsilastirmalar var ki onlar çok enteresan. biz degilmiyiz "takimimiz guzel futbol oynasin, ayaga pas yapsin" vs diyen ? sistem tokezleyince de yok efendim fener kazaniyormusta, biz nasil puan kaybedermisiz de... oynamaya çalistigimiz oyun sistemi zor ve henuz en iyi seviyemizde degiliz. fener gibi yuruyerek oynasak ve balina kazansak mutlu mu olacagiz yani ?

    extra tanim : saglik olsun dedigim ve simdiden unuttugum maçtir. *
  • 133
    galatasaray defansının konsantrasyon hatalarıyla absürt goller yeme dizisine bir örnek daha eklediği maç olmuştur. bu denli beceri gerektirmeyen bir golle maçı berabere bitirmek çok adaletsiz görünse de bunun galatasaray açısından çok daha hayırlı bir sonuç olduğunu düşünüyorum.

    oyuncuların en azından uyduruk bir takim 6/6 – 7/7 gibi rekorlara takılmadan, spotlight effect’e maruz kalmadan futbol oynayabilmesi açısından böylesi daha iyi oldu. eğer galatasaray kötü futbolla beraberliğe gitmiş olsa bu kadar rahat olmazdım, ama son bir kaç haftaya oranla çok daha düzgün bir saha parselasyonu, çok daha sakin ve düzgün paslaşmalarla oynanan bir maçta bu sonuç her ne kadar ağızda acı bir tat bıraksa da bir bardak su içip o tadı unutmak mümkündür.

    galatasaray bastan sona “sistem” içinde oynadı, son saniyelerde bile sisteminden ödün vermedi. bunlar geleceğe dair en önemli donelerdir kendi açımdan.

    bu maç sonrası olacaklar aşağı yukarı söyle:

    rıdvan dilmen vb. futbolculuk kariyeri sonrası koca bir sıfır olan adamlarla, şen kardeşler kıraathanesi seviyesindeki spor yorumcuları rijkaard’a saldıracaklar. akıl verecekler ve aslında bugüne dek kazanılan zaferlerin rijkaard’in hocalığından değil yedek kulübesinin gücünden kaynaklandığını söyleyecekler.

    galatasaray sistem futbolu oynamayı öğrenmeye devam edecek. arada düşüp kalkacak, hatta yenilecek. belki 10. haftada da yenilecek, belki şampiyon olamayacak. bir takim kaypak taraftarlar ettikleri sabır yeminlerini unutup rijkaard’a küfretme densizlikleri yapacaklar. ama tüm bunlara rağmen her şey çok güzel olacak.

    en azından 75 dakika boyunca kati savunma yapıp ileri top şişiren ve karambolden gol arayan bir anadolu (misal eskişehirspor) takimi taraftarı ya da ne idüğü belirsiz zaferler kazanan bir lümpen-mafya istanbul takimi taraftarı olmayıp, 90. dakikaya girildiğinde hala kalecisinden aldığı pasla geriden oyun kurmaya çalışıp hücum eden ve devrimci karakterinden ödün vermeyip bir zihniyeti değiştirebilmek pahasına yenilmeyi göze alan bir takimin taraftarı olmanın güzelliği var işin ucunda.
  • 134
    merak ediyorum, uzun kaleci varken yukardan top atmaktaki ısrar niyedir?
    merak ediyorum, baros'la başlayıp rakip defansı yorduktan sonra nonda'yı oyuna almak işe yararken, bu işi bozmak niyedir?
    merak ediyorum, oyuna sonradan alınan aydın'ın bu maçtaki yararı nedir?

    puan kaybımız illa ki olacaktı, olacak da. yalnız her takıma 3-4 atıp kazanmaya alıştığımız için garip geliyor haliyle.
  • 135
    galatasarayımız'ın ilk yarı boyunca tartışmasız en iyi topunu oynadığı maçtır. ikinci yarı oluşan durgunluğu bende anlamadım. ama takımın oynadığı genel oyundan memnun olmamak için hiç bir sebep yok. mehmet topal ve sabri sarıoğlu maçı katletmek için ellerinden geleni yaptılar.

    keita galatasaray'ın hayat damarı olduğunu, sezonun en formda ismi olduğunu bu maçta gösterdiği insan üstü perfomansla kanıtladı. yaptığı asist inanılmazdı. böyle devam etmesini diliyoruz. dakika 70'den sonra yorulan keita 90 dakika konsantrasyonunu korudu.

    puan kaybı önemli bir kayıp kuşkusuz. ama panik olmaya gerek yok. bu takım kanırta kanırta şampiyon olacaktır.
  • 136
    puan kaybedince eskişehir taraftarına ayıp ettik tribünde. adamların ağzından tek kötü tezahurat çıkmamıştı bizim tribünlerden piç denene kadar, üstelik alpaslan dikmen için birlikte tezahurat bile yapmıştık. zaten böylesi önemli bir günde peşindeyiz'i söyleyememek koydu, bir de üstüne yapılan bu ayıp canları sıktı. kaybedilen iki puandan çok bu iki şeye üzülüyorum.
  • 137
    uğur uçar ve kewell'la hücuma sol taraftan hiç destek verilememesi nedeniyle ikinci golü bulamadık ve şanssızlık sonucu bir gol yiyince maçı berabere bitirmek zorunda kaldık. mehmet topal ve mustafa sarp'ın da forvetle pas bağlantısını iyi kuramaması etkinliğimizi azaltınca, maç düğümlendi. 1-0 öndeyken bulunan birkaç pozisyonu değerlendirebilseydik maç buralara gelmeyebilirdi. keita'nın maç boyunca didinip, hücum aksiyonlarında baş rolu üstlenmesine rağmen golü bulamadık. eskişehir gibi sert bir takıma karşı gol bulmak biraz zordu, neticede bizi yordular ve 2 puan kaybettik. oyunu çirkinleştirmemeleri futbol adına olumluydu. ligde ilk puan kaybımız biraz şanssızlık, biraz sakatlıklardan kaynaklandı. uğur'un sol bek oynamak zorunda olması buna bir örnek. puan kayıpları ne ilk ne de son, sahaya yüreğinizi koyduğunuz zaman problem yok. sezon içinde bütün maçları kazanamazsınız sonuçta.
  • 138
    fenerbahçeliler ciddi ciddi kutlama yaptığı maçtır. şampiyon olduklarında böyle sevinmemişlerdi lan. ola ki bir maç daha berabere bitiririrsek bunlar kesin bizi küme düşürür.

    ne bekliyordunuz yahu 34'te 34 mü? futbolcularda insandır, yaptıklarını yapmışlardır. galatasaray bu sezon gerçekten çok iyidir. eskişehirin 1\4 tane pozisyonu vardır oda gol olmuştur.

    varsın 34'te 33 olsun. :)
  • 140
    iyi yoldayız. kesinlikle iyi yoldayız. işte yıllardır avrupa devlerinde gördüğümüz futbol anlayışı ve bundan taviz vermemek. resmen yeni bir ekol peşindeyiz. her daim atağı düşünen, onlarca atak kombinasyonu olan, duran topları karambole sallamayıp sistemli kullanan bir takım olduk bile. evet puan kaybettik, mükemmel oynayıp rakibe sadece 1 pozisyon vererek onca pozisyonu harcayıp 2 puan kaybettik. sözlükten anladığım kadarıyla herkes umutlu. gerçi kahvedeki dedeler, cahil ergen veletler, futboldan gram anlamayan güruh hala rijkaard'a giydiriyor ama önemli değil.

    neyse bu takım şu an böyle oynuyorsa önümüzdeki senelerde nasıl oynar cidden heyecanla beklemedeyim. bu takıma top kullanan bir stoper ve ayhan'ı yedekleyecek bir adam daha alınınca her maç tecavüz olmaz mı? önde basmayı öğrenmiş anadolu kulüplerine her maçta 5 atılmaz mı? bal gibi de atılır lan. futbolcuların performanslarından, "demek ki galatasaray uzay takımı değilmiş, bak fenere" triplerinde gezen tabelacı *veletlerin ne dediğinden, diyeceğinden konuşmaya gerek yok.

    onlar akbabalar gibi üzerimize üşüşedursun, yine biz kazanan olacağız.
  • 144
    rıza çalımbay'ın beraberlik için geldiğini daha ilk dakikadan anladığımız maç olmuştur. tesadüfi gol'ü atamasalar dahi katiyen hücumu veya galibiyeti düşünmüyordu eskişehir. yaklaşık 60-65 dakika kendi alanında 30-35 dakika da kendi ceza alanı içinde 10 kişi ile müdafa yapan bir takıma gol atma şansımız da çok geçti elimize fakat bazen şans faktörünü de gözlemlemek zorunda kalıyoruz. fakat özellikle uğur-mehmet topal-mustafa sarp ve servet takıma fayda sağlayamadılar. maçın en güzel pozisyonu ise sabri'nin sağdan açtığı 3. orta idi. topun kale veya ceza sahası hatta saha dahil hiç bir bölümüyle alakası olmayan bu ortadan sonra sabri orta yapmamaya karar verdi ve takdirimi kazandı.
  • 145
    iyi oynayıp, sonuna kadara hakederek zittiriboktan bir gol yiyerek puan kaybettiğimiz maç. bu sene asy'de puan vermeyeceğimizi düşünüyordum ama böyle puan kaybına can feda. rijkaard doğru bildiği yolda, skor yazarlarının ''aağğbi nondayı çıkarıp baroşu sokuyo, olmaz'' diyerek sığlaştırdığı sistem futbolunu oynamaya devam ettiğimiz sürece bu ligi domine edeceğiz, o kadar!!!
  • 147
    alpaslan'ın yası vardı bugün. maç başı ali sami yen civarında hüzün vardı. bir büyük maç havası yoktu. biz maçın nasıl olacağını az çok seyirciden anlayabilen tecrübeli taraftarlar olarak kuşkuya düşmüştük bile. ancak bu moralsizliği alpaslan'ın ölüm yıldönümünün hüznüne bağladık. takıma güvenimiz tamdı.

    her zamanki gibi ali sami yen tıklım tıklımdı. yeni açığın boş olduğuna kafanızı takmayın. hangi akla hizmet ise, alt tarafı loca yapmışlar, dolayısıyla yılların en kötü tribünü imajını kolay kolay değiştiremez. yanlız ali sami yen'in misafir tribünü her zamanki gibi değildi. bir büyük seyirci vardı kale arkasında. büyük takıma yakışan bir seyirciydi es es taraftarı. keşke takımları da kendileri kadar büyük olsaydı.
    takım sahaya 10 numara alpaslan formalarıyla ısınmaya çıktı. sevgi karşılıklıydı. tribünlere alpaslan kareorafisi hakimdi.

    hakem cüneyt çakır en güvendiğim hakemdir. o yüzden rahattım, ne yaptıysa kefilimdir. zaten yazılarımda hakemden söz etmem kolay kolay. maçta da hakemlik olay varmıydı yokmuydu bilmiyorum.

    stoper laneti geçen yıldan devam ediyor. nöbetçi stoper sakatlanınca kurgu bozulmuş. en sağlam bölgemiz olan sol bekteki hakan balta stopere geçince yerine nedendir bilemediğim uğur oynadı. caner sol bek olarak transfer edildiğine göre eğer bu durumda oynayamıyorsa demek oynayamayacak. biz geçen haftaki oyununa zayıf vermiştik. dersten geçeceğe benzemiyor.

    eskişehirspor'u büyük taraftarıyla büyük takım sananlar yanıldılar. büyük eskişehispor'un unutulmaz futbolcuları, kamuran, fethi, ender, ismail, burhanlar dururken vizyonu olmayan rıza'nın ne işi olduğunu sorguluyor insan porsuk çayı civarında.

    takımın sağ tarafında kara şimşek ilk yarı muhteşem bir çalımın ardından topu manda yiyicisi'ne aktardığında ameliyat başlamıştı. ikinciyi bulmamız lazımdı. küçük hoca akıllardan çıkmamalıydı. kısmete bir gol bulduktan sonra iki forveti oyundan aynı anda çıkardı. gol olan pozisyonda hakan balta kıçını döndü, emre aşık olsa kafasını uzatacağı pozisyondan korktu. topda bizi cezalandırdı. işte o andan sonra rıza çıktı ortaya. son forvetinide çıkartıp rahatladı. %65 den aşağı değildi topla oynama galatasaray lehine. hafta arasında rıza galatasaray'ı yeneceğiz demişti. puan alacağız dese tamam, gol atamayız ama yemeyeceğiz. oyun şekli de bu görüşe uygundu. ancak ey rıza kaptan, gol atmadan, hücum etmeden nasıl yeneceksin. atağı yok, pozisyonu yok, sıçan gibi oynamış ve puan almış. başın göğe ermiştir 1 puan için.

    küçük düşünce puanda alsa fark etmiyor bizim için. galatasaray puan kaybedecek bir oyun oynamadı. sülükler kına yakacaklar. şimdi zevkle irinlerini kusacaklar.

    surinamlı'ya söyleyecek bir lafımız var ise şunlar olabilir. 2 metre kaleciye karşı ısrarla orta yaptırdı. servet'in uzun top çıkartmasına göz yumdu. koskoca brezilya milli takımı bankosunu oyuna bile sokmadı. maç doldur boşalta gitmiş, her an serbest vuruş kazanılıyor elano düşünülmüyor. aydın'a koşma diye talimat mı vermiş? haddimize düşmez vardır bildikleri diyeceğiz, puan kaybı nazar boncuğu olsun.

    maç sonu taraftarımızın eskişehir taraftarına ettiği küfüre üzüldüm. maçın başında alpaslan için beraber tezahürat yapmıştık oysa.

    kötü oynayan fener'in gerisinde kaldık. kimse üzülmesin iyi oynuyoruz, oyun elbet sıralamadaki yerimizi tayin edecektir.
  • 148
    ilk puan kaybımızı yaşayıp rahatladığımız maç oldu. evet rahatladık, artık üstümüzde bütün maçları kazanma ya da her maç fark atma stresi kalmadı. bugünü bekleyen leş kargalarına da gün doğdu. bırakalım günlerini yaşasınlar. maça gelirsek, tuhafıma giden bir iki şey oldu. birincisi, savunması ve kalecisi ile basketbol takımı oluşturma potansiyeli olan bir takıma karşı sabri ve kewell'ın neden havadan orta yapmaya çalıştıkları. btün yüksek ortalar ivesa'nın ellerinde eridi. sabri neyse de kewell'a hiç yakıştıramadım. ikincisi, topal'ın ısrarla sol ayakla top dağıtmaya çalışması. arkadaş solla attığın hiç bir top yerine gitmedi, bu ısrar niye? üçüncüsü de sevgili uğur'un olmayan sol ayağıyla soldan çizgiye inip orta yapması.

    genel olarak iyi oynayıp pozisyon vermeden yediğimiz bir şans golüyle 2 puanı bıraktık ama sorun değil. kötü oynayıp bala atılan gollerle 7'de 7 yapmaktansa böyle devam etmeyi tercih ederim.

    mehmet topal'a ayrı bir paragraf açmak istedim. euro 2008'den sonra keşke everton'a satılsaydı. geçen sene de yoktu bu sene de yok. kötü oyunu mustafa sarp'a da etki ediyor. resmen elde patlamıştır. ayhan'ı 4 gözle bekliyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın