25-9'luk muhteşem bir son periyod performansıyla fenerbahçe'yi yirmiye yatırdığımız maç.
greg whittington 20,
tai webster 17,
aaron harrison ise 14 sayıyla oynadı. ek olarak whittington 9 ribaund, harrison 8 asistle double double'ı kaçırmış oldu.
genel olarak gücümüzün yettiğince oynadığımız, sahaya çıkan her bir basketbolcunun üzerindeki formanın hakkını verip elinden gelenin azamisini yansıttığı bir maç oldu. saha içi ve serbest atışta başabaş gitsek de fenerbahçe 5/19 gibi kötü bir yüzdeyle üçlük atınca, biz de 12/24 gibi ortalamanın da üzerinde bir yüzdeyle üçlük sokunca tertemiz bir galibiyet elde etmiş olduk. ikinci şans sayısı olarak nitelendirilen potadan seken toplardan yapılan sayılarda 17-5 üstünlüğümüz takımın maça ne kadar konsantre olduğunun, ne kadar savaştığının bir diğer göstergesi oldu. toplam ribaundlardaki 39-29'luk üstünlük de bu alanda değinilmesi gereken bir başka istatistik.
velhasıl, 15'te 1 bütçeyle ezeli rakibini mağlup etmeyi başardı ertuğrul erdoğan ve öğrencileri. maçların sahaya çıkmadan, mücadele edilmeden, istemeden kazanılamayacağını bir kere daha gösterdiler. genel istikrar ve organizasyon zaafiyetlerine rağmen, fenerbahçe gibi komplike bir takımın oyununa karşılık vermeyi becerdiler. en az onlar kadar hücum edip şut kullandılar, onlardan çok daha fazla ribaund aldılar. biraz da dış şutlarda hem bizim takım iyi hem de fenerbahçe kötü bir gününde yakalanınca mücadeleleri karşılıksız kalmadı ve bu farklı galibiyet geldi.
bir de
jan vesely'nin rasim başak ekolünden gelen bir takım şebekliklere giriştiğini de atlamamak lazım. yerde yuvarlanmalar falan, takımca yaşadıkları çaresizliği gözler önüne serdi adeta...
hepsinin eline koluna yüreğine sağlık...