galatasaray – gaziantepsor : 2-1 tam zamanında
haydi cim bom haydiiiii tam zamanı tam zamanı şimdi diye bağırıldığı her defasında saate bakan adamım ben, isterseniz beni fazla ciddiye almayın. ama bu galibiyet tam zamanında geldi. geçen hafta trabzon’dan alınan 3 puanın anlamı olması için önemliydi, alındı çok şükür.
efendim her zamanki gibi galatasaray kadrosu açıklanınca ortalık karıştı. umut bulut ilk 11’deydi, sinan gümüş yedekteydi. tabii ki twitterda ortalık karıştı, başka mecramız yok ki. önce umut konusuna değinelim. hamza hoca burak yılmaz’ın yokluğunda umut’u oynatmazsa onu kaybedeceğini düşünüyor olabilir. olmayabilir de. umut’u kaybetmemek için bu riski alıyorsa gereksiz bir risk alma bu. umut genç topçu değil ki, odana çağırırsın konuşursun, anlatırsın umut da anlayışla karşılar. bugüne kadar umut’tan oynatılmadığı için ne bir şikayet duyduk ne de tavır. yok eğer ona sormadan hoca kendi kendine yorum yapıyorsa doğru değil. diğer seçenek, umut’un sinan’dan yararlı olacağını düşünüyordur. burada projektörü hem hamza hocaya hem de sinan’a çevirmek lazım. sinan idmanlarda bu formayı istediğini yeterince belli edemiyor mu acaba? bakın gençler (gerçi yılların taraftarları da var bazı şeyleri görmezden gelen, neyse) futbol tarihinde böyle enayilikler çoktur. taraftarın büyük beklenti içinde olduğu ama idmanda formayı kapma isteğini belli edemeyen adamlar kaybolur gider. sinan’ın kendisine bir bakması lazım. arda turan’ın hikayesi buna örnektir. millet sanıyor ki arda boleslav maçında öyle oynamasaydı formayı alamazdı. peki boleslav maçında nasıl ilk 11 çıktı ki? azıcık düşünün be canlarım benim.
galatasaray rakip sahada pres yapıp topu kazanma arzusunda bir takım olduğunu bugün gösterdi. bugüne kadar da bunu oynamak istiyordu ama tutturamıyordu. hala da aksak yerler var. melo’nun kendisinin gitmek için çırpınmasını görmek istemeyenler ısrarla orta sahanın çok yumuşak olduğunu söylüyor. yok canım. o öyle değil işte. bilal de jose de ön libero özellikli adamlar. bir tane değil 2 tane ön libero varken nasıl yumuşak oluyor acaba? senin orta sahanda selçuk inan olmayınca topu kapsan bile derin top atman sıkıntı yaratıyor. farkında değilsin belki ama orta sahadaki hücum sorunların savunmaya yansıyor. ayrıca, selçuk inan özelinde adamın savunması da var.
sağda oynayamaz denen poldi gayet de iyi oynadı. asıl yeri değil denen denayer de gayet iyi oynadı. ya kusura bakmayın da, akıllı topçu her yerde oynar. ille de uzmanlaşma diye tutturanlar her işçinin sadece “arabanın sol arka üçüncü bijonunu sıkan eleman” olarak kalmasını istiyor sanırım. fundemental denen şeyin sadece sağ bek uzmanlığı verdiğini mi sanıyorsunuz? devam edin.
hamza hoca hala arayışta. transfer sezonunda yaşananları bilmiyoruz. muhabir denen arkadaşların verdikleri haberlere güvenemiyoruz ne yazık ki. biri haberinde hoca bilmem kimi reddetti derken, diğer haberinde yönetim alamadı diyor. bunları hazma hoca çıkıp anlatmadıkça bilemeyeceğiz. aldığım izlenime göre de hamza hoca sıkıntılarını dile getirecek biri değil.
bu akşam aşağı yukarı hamza hocanın ne oynatmak istediğini anladık. önde pres yapan, topu hızlıca kapıp rakibin üstüne giden bir takım. güzel. en sevdiğimiz stil. fatih terim’in neredeyse 20 yıl önce galatasaray taraftarının vazgeçemeyeceği şekilde gönlüne kazıdığı futbol şekli. bu tarzdan vazgeçen kendisi dahil her hoca hiç sevilmedi. hamza hocanın tempoyu arttırması gerekli. ve en önemlisi: yerine geçtiği prandelli lig sonuçları yüzünden değil şampiyonlar ligi sonuçları sebebiyle gönderildi. galatasaray böyle bir yer. kendisi de çok iyi biliyordur diye tahmin ediyorum.
takım trabzon galibiyetinden sonra zihinsel olarak form tutmaya başlamış. isimlere takılmayın, bir de takıma bakın be arkadaş. takım ne yapmak istiyor, becerebiliyor mu falan. isimlerle kazanılacağını sanıyorsanız sizin takımınız los galacticos ya da cosmos. ağır gelecek belki ama alıntı yapmam lazım: büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler kişileri konuşur. kimin söylediğini bilmiyorum ama mevlana’nın söylemediğini biliyorum. içerik önemli, kimin söylediği değil.
kişileri konuşmayın diye bu kadar laf ettikten sonra ironik bir şekilde emre çolak konusuna değinmek istiyorum. önceki hafta 30lu dakikalarda oyundan alındı, geçen hafta trabzon’a götürülmedi. hamza hoca emre’yi gözden çıkardı mı soru işaretleri oluştu. bu akşam oyuna girdi, sağ çizgide oynadı, kısa süre içinde çok başarılıydı. ne oldu sizce? emre 2 haftada futbolu mu öğrendi? mümkün olmadığına göre terapi aldı. galatasaray’da bu işi profesyonelce yapan kimse olmadığını biliyorum. demek ki hamza hamzaoğlu’nun mesleğimde gözü var. hamza hamzaoğlu gibi meslektaşım olsun, galatasaray’da olsun, mis gibi.
olacak, olacak….
*