2015-16 Türkiye Süper Lig 6.Hafta Maçı
19:00 Ali Sami Yen Arena
2 - 1
  • 17
    hocamız olayı sneijder ve sniejderin dilinden anlayan avrupa altyapılı futbolculara bıraksa rahat alabileceğimiz karşılaşma. amma illa ki bir karadeniz serpintisi yapmak istiyor onu da böyle kabul etmek lazım. hocaya da sormak lazım gerçekten böyle bir takıntısı varsa seneye stoperleri trabzondan alalım. ama lütfen oyun kurma ve gol atma işini şino ve onun dilinden anlayanlara bıraksın.
  • 157
    başın göğe ermiştir; taraftarın göz bebeği galatasaray'ın muhtemel geleceği, sinan gümüş'ü oynatmadın. en az 10.000 kişi sayende maça gelmedi, egonu tatmin ettin, ileride kendin bile inanmayacaksın, galatasaray hocası olduğun hatırlatılınca torunlarına anlatacaksın. koskoca sneijder'i, podolski'yi oyundan çıkardım diyeceksin. sinan'ı 10 dakika kala kanije kalesi savunmasına geçtiğinde oyuna sokacaksın ki, çocuk pozisyona giremesin, gol mol atamasın. sen de şans verdim gördünüz çakallığına oynayacaksın. zift medyasındaki galatasaray maymunlarını kullanıp 3 puanı umut'la aldığına tabelacı galatasaraylıları inandıracaksın.

    artık hocalığını, insanlığını tartışmayacağım. elinden geleni ardına koyma. ligin en kötü takımına karşı, bırak umut bulut'u, malzemeci veli'yi bile oynatsan gol atardı. sinan atmasın sebebi nedir mutlaka çıkaracağız, vazgeçemediğiniz umut boş kaleye atsın, koluna serum bağlatıp, ömrüne ömür kattığını sanadur. siz umut'un dostu umudun düşmanısınız.

    6. hafta kalamozasına 3 puanı yazdık, inanın çocuklar ligin sonuna doğru bu 3 puan, - 8 puan olarak burnumuzdan gelecek. yol yakın diye saldırıyorum, derenin tam ortasına gelmedik henüz, atı değiştirebiliriz.

    küçük takım hocalarının, amentüsü, mottosudur. ''galip takım değiştirilmez'', halüsilasyon gördü trabzon maçını kazandım sandı, aynı orta sahayı ligin en kötü takımına karşı sahaya çıkardı. istakoz'un planları aritmetiğe göre tutmuş sayıldı. aynı takımı bir felakete kadar oynatır. vikipedya zabitleri, umut'un boş kaleye kaçırdığı golleri, düştüğü ofsaytları, burak'ı aratmayan faüllerini yazmaz, boş kaleye vurduğu dandik şutun gol olduğunu yazar. bir de bu şebekler çıktı, koşu mesafesi tutucular. o şebeklere göre bilal bey iyi koşmuş. bir tane akıllı hoca ne zaman çıkacak çok merak ediyorum, al orta sahaya 2 tane zenci 10.000 metreci, her maç banko oynat, dünyanın en çok koşan takımı ol, nasıl olsa avrupa şampiyonluğuna oynamıyorsun, bari namın böyle yürüsün.

    büyük takımda aptal futbolcu koşar, akıllısı kaytarır, fazla koşmamak için topu koşturur, kaptırmaz. fazla koşmak, kendisinden daha kaliteli takıma karşı oynayan takımın, dezavantajı minimize etmek için başvuracağı yoldur.

    önemli olan 3 puandır diyen, beni okumasın. maçın sonucunda kupa yoksa başınıza çalınsın kötü oyunla alınan 3 puanınız. işte tam bu yüzden, kombinesi olanlar bile maça gitmiyor. bilal'le umut'un, podolskiyle sneijderin takımında ilk 11 oynaması bizim asla büyük futbol oynamayacağımızın somut belgesidir. nitekim attığımız ilk golü hatırlayın, umut bulut vasat bir santraforun yapması gerekeni yapıp kaleye doğru gitse, gol olmayacak, kötü futbolcu olduğundan geri döndü, iyi ki de dönmüş, kendisinden sonra 8 futbolcu daha topa dokundu, ve klas bir büyük takım golü izledik. eğri gemi doğru sefer yaptı.

    soruyorlar bana abi kim iyi oynadı diye. bana sorma, hamza kimi çıkarmışsa bilin ki o iyi oynamıştır. adam galatasaray'a kötü futbol oynatmak üzere programlanmış robot gibi. ne var ki dna müsait değil, direniyor, pusudan her seferinde kurtuluyor. her şeyi yaptılar da büyük galatasaray taraftarına beyin ameliyatı yapamadılar. taraftarın ortalama aklı, gelmiş geçmiş bütün galatasaray hocalarından daha iyi bilir bu işi. taraftar 1 kişi olsa ebediyen galatasaray hocası olarak kalır. hele ki mevcut hocayla mukayese bile etmem.

    bir maçın iyi maç olup olmadığını daha kolay anlamak için metod var. maçı tekrar izleyebilir misin? eğer izleyebiliyorsan o maç iyi maçtır. var mı içinizde galatasaray'ın her hangi bir maçını yeniden izleyebilecek çıkar mı?

    sinan gümüş'e artık bir şey yapamam, futbol dışı bir cezası olduğu kesin, benden bu kadar. tek başıma başlattığım savaşta ne mutlu ki taraftarı da yanıma almayı başardım, kadroya aldırdım, yalandan da olsa oynatıyorlar. çocuğu aklı hür, vicdanı hür büyük taraftara emanet ediyorum. bundan sonra adamım cipsi rodrigo. ben artık orta sahada gitar konçertosu dinlemek üzere kendimi rehabilite ettim. takımdan iyi futbol beklemiyorum.

    biz eskiden galatasaray forması seyretmek için tribünleri yıkardık. içinde kim var bakmazdık. mübarek formayı başka yerde görmemizin imkanı yoktu. şimdi öyle mi, herkesin sırtında aynı forma var, maça gidenler içindekini de merak ediyor. sabri'nin, olcan'ın, umut'un formasını seyretmek için maça niye gitsinler.

    yekta'dan, eray'dan, aydın'dan, sabri'den takımı kurtaran büyük galatasaray taraftarının, mevcut çöplerden, olcan'dan, umut'tan da kurtaracağına şüphem yoktur. beklentim ise kravatlı eşkiyaların gemlerini ellerine geçirmeleri, bir daha asla çöp futbolcu aldırmamaları, enerjilerini onları kovmak için harcamamalarıdır.

    umarım o günleri görmeye ömrüm vefa eder.
  • 158
    galatasaray'ın ilk golünü konuşmamız lazım. çok güzel bir gol. güzelliği basitliğinde.

    videoyu açtığınızda top podolski'nin ayağından çıkmadan (denayer'e pas) bir durdurun. 4 savunmacı bekliyor. umut sol stoper'in oradan çapraza koşuya başlıyor tam bu sırada. top denayer'e gidince yakın direğe düz bir koşu yapıyor. (bu pozisyon başlamadan önce umut uzak direkte idi. ama çapraz koşu ile top podolski'ye geldiğinde sol stoper ile sol bek arasında kaldı.)

    zaten defans hat halinde hareket ediyor. bu yüzden sağ bek direkt ekarte olmuş durumda. sağ stoper için de pasifize olmuş diyebiliriz. umut sol stoper'i arkasına aldığı için ona gelebilecek bir topu kesebilecek sadece sol bek kalıyor. haliyle sol bek de umut ve denayer arasına konuşlandırıyor. sonuç orada bir boşluk oluşuyor.

    bunların hepsi aynı anda oluyor. bunu unutmayalım. çok kısa sürelerden bahsediyoruz. top denayer'e giderken umut koşusunu yapıp o boşluğu açmış oluyor. podolski de zaten pası verip koşmaya başlıyor.

    şimdi sıra geldi podolski'ye. podolski onu marke etmeye çalışan adamı soluna aldığı için ve aynı zamanda umut sol stoper ve beki çektiği için podolski'ye gelen ortayı kesebilecek oyuncu kalmıyor. bundan sonrası kafa vuruşuna kalıyor zaten. ve gol. es geçmeyelim. podolski'nin arkasındaki adam podolski'yi bozamıyor çünkü uzak. bunun sebebi ise sneijder'in podolski ile diagonal bir şekilde pararlel koşusu. bu oyuncuyu 2'sinin arasına alıyor.

    özellikle söylemek isterim. bu ne rakibi 18'ine sıkıştırdığımız ne de kontra olan bir pozisyon. orta sahamızın sırtındaki adamdan kurtulup döndüğü bir pozisyon.

    burada umut'u kutlamak istiyorum. aslında kutlanacak çok şey var. rodriguez'in dönüşü, denayer'in ortası, podolski'nin vuruşu (ki ben podolski'yi çok eleştriyorum, hala), umut'un koşusu. ama umut'u ayrı tutuyorum. yaptığı şey çok kolay ve her santraforun yapması gereken bir şey. ekstra bir şey yok. ama iş burada işte. bir santrafor hareketi bu.

    bizim gayet fazla silahımız var. önde çok yüksek bir silaha daha ihtiyacımız yok. biraz kaliteli santraforculuğu bilen biri lazım. hatta ismi cismi olmasa daha iyi. (ama biz daha nantes'ın elinden oyuncu alamıyoruz. bu konuya girersem çok uzayacak.)
  • 154
    2-1 kazanarak kendi sahamızdaki ilk galibiyeti aldığımız maçtır. aynı zamanda bu sezonun en güzel futbolunu oynadık. rodrigez ve bilal oynadıkça açılıyorlar. selçuk melo ikilisine göre defansif yönleri zayıf ama hücuma katkıları çok daha fazla ve renkliler. carole her geçen gün takıma alışıyor ve katkısı artıyor. jpk da süre aldığı dakikalarda sırıtmadı. bu sezon bu tarz süreler alacaktır.

    takım selçuk ve buraksız daha hızlı ve verimli oynuyor. ofsaytlar ve hücum fauller azaldıkça top oyunda daha çok kaldı ve bu bize yaradı.

    devre arasına kadar zirveye tutunursak yapacağımız 1-2 transferle gene şampiyon oluruz gibi geliyor.
  • 22
    ileride umut yerine poldiyi görürsek eğer kazanacağımız maç olacaktır. sinandan bahsetmiyorum bile musleradan sonra kendisi yazılmalıdır kadroya*

    efsane futbol beklemiyorum ancak sağda sinan solda yasin* ile kanatlardan etkili organizasyonlar gerçekleştirebiliriz. göbekte birlo-jose ikilisi, beklerde de carole-denayer ikilisi olur inşallah. stoperde chedjou geri döndüğüne göre hakan balta ya da semih ile güzel bir tandem olur. poldiyi de forvete koyduk mu galibiyet uzak değil. gaziantep ters takım ancak 1 gol olsun bizim olsun. sonra da kuşların kavgasını zevkle izleriz.

    kazandığımız takdirde çıkışa geçeceğimiz maç olacaktır bence. bir kıvılcım şart takımı alevlendirmeye.

    (bkz: bugün günlerden galatasaray)
  • 11
    savunma 4lusunu oturtan, merkez ikili icin simdilik jose-bilal formulunu bulmus galatasaray'in sezon basindan beri en az belirsizlikle cikacagi mac. o da burak'in yoklugunda yapilacak tercih.

    ben hamzaoglu'nun taslarla cok oynamayacagi fikrindeyim. sinan gumus ismi cok konusuluyor ama ilk 11 icin erken olabilir. hucumda yasin-umut-podolski uclusu, sneijder'le birlikte maca baslayacaktir. sinan gumus ve sabri ofansif hamle oyunculari olur.

    galatasaray gaziantepspor'u iceride yener, moralli bicimde astana'yi yenip uefa kupasi biletini cebine koyar, donuste de ibb macini kazanirsa milli takim arasina bambaska bir takim olarak girer. biraz destek gerekli.
App Store'dan indirin Google Play'den alın