bundan bir önceki gün oynanan maçta beşiktaş' a alışıldığı üzere bir kez haddini bildirerek izlemeye koyulduğumz, sonucunda evde oturarak şampiyon olduğumuz bir maç olmuştur.
(bkz:
24 mayıs 2015 galasataray beşiktaş maçı)
maça dair ilginç anektodlardan birisi de, maçın hakeminin ali palabıyık olmasıdır.
ne ilginç değil mi, o günlerde fenerin 4 oyunsunu atacak kadar objektif maç yönetebilen adam bugün gelinen noktada sonunda goller yediğimiz gözünün önündeki faulleri, lehimize olması gereken penaltıları çok rahat es geçebiliyor, var'a gitmeye, var ile iletişim kurmaya tenezzül bile etmiyordu.
buna dair bir çırpıda aklıma gelenler;
(bkz:
14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçı); soso'ya yediğimiz gol öncesi yapılan faulde var a bile gitmemesi, 2 kere kırmızı görmesi gereken topal'ın oyunu bir sarı kart ile tamamlaması
(bkz:
8 aralık 2018 galatasaray çaykur rizespor maçı); son dakikada linnes'i arkadan ittikleri pozisyonda var a gitmemesi ya da danışmaması diyelim.
(bkz:
1 aralık 2019 trabzonspor galatasaray maçı); sorloth'un golünde yapılan açık faulü görmemesi, emre mor'un rakip ceza sahasında indirilmesini sadece izlemesi.....vs..vs..
5 senede büyük değişim doğrusu. zaten kendisi sonradan "düzenin adamı olmak" deyiminin ete kemiğe bürünmüş hali olarak, fenerin nam-ı diğer "yetiş ali" si olarak hayatını idame ettirmektedir.