galatasaray yönetimi bu maçı oynatmak için resmen canını dişine taktı. helal olsun. öncelikle bu tavrı takdir etmek lazım. ikincisi bu havaya rağmen yaklaşık on bin civarında seyirci'nin bu maça gelmiş olması da çok önemli bir olay. onlara da helal olsun. son olarak ta takımda ki futbolcuların tüm olumsuzluklara rağmen mücadele azimleri muhteşem di. onlara binlerce kez helal olsun..
tarihe not düşmek açısından;
-(bkz:
22 kasim 2009 galatasaray manisaspor maci/@zizonkovac)'ndan sonra bu sezon oynadığımız üçüncü
ters kale maçtır. (maça başlarken eski açığın önünde ki kaleyi aldık)
-galatasaray tarihinde başka örneği varmı tam hatırlayamadım. ara transfer de gelen iki oyuncudan birinin, ayağının tozuyla, ilk onbir de, diğerinin ise ikinci yarıda maça girip top oynadığı.
tek hatırlayabildiğim
kosecki oldu. ara taransfer (1990) ile geldiği hafta ayağının tozu ile
konya da kupa maçına çıkmıştı.
-bu sezon
jo'nun oyuna girmesi ile uzun zaman sonra çift santrafor oynadığımız ilk maçtır.
-en önemlisi hiç sakat vermeden atlatmamızdır. umarım her maçı böyle sakatsız atlatırız. an itibarı ile üç oldu sakatımız. (baros-zan-kewel)
uzun uzun anlatmaya gerek yok. gene geride iki kişi bırakarak (servet-neill), sol ve sağ beki ileri çıkartıp 8 kişi ile saldıralım arkadaşlar muhabbeti bu maç ta aynen tekrarlandı ve gene son bir-iki maçtır
kaleyi gören vursun prensibi ile
gaziantepspor'un kalesi bol bol yoklandı.
antep li futbolcu, daha ilk yarı'nın ortasında kırmızı kart görüp takımını on kişi bıraktı. ikinci yarıda büyük teknik direktörümüz
rijkaard, bizleri ve
elano'yu bir kez daha şaşırtmayı başardı.
nonda'yı alacak diye heveslenirken, tabela
elano'yu gösterdi. eldeki tek santrafor'un moralini bozmayayım derken,
elano'nun psikolojisini resmen skip attı. adam da selamsız sabahsız soyunma odasının yolunu tuttu. yani geçen sezon
lincoln'ün yaptığının aynısını yaptı.
tabi bu durumda ne oldu. taraftarlarımız, geçen sene ki
lincoln olayında olduğu gibi, hemen takımın teknik direktörüne sallamaya başladılar. yok yok şaka.. o
bülent korkmaz'a yapılır.
rijkaard'a yapılırmı hiç öyle şey. bizde taraftar her zaman çifte standart uygular. pozitifi yabancı için kullanılıp, kendi çocuğumuzu aşağılamak şanımızdan dır.
gerçi bir kaç taraftar mırıldanıp ıslıklamaya kalktıysa da, taraftarımızın büyük çoğunluğu'nun ağzına almayı çok sevdiği
nonda'nın tarrağı ortaya çıkarıldı. o ünlü "şabani nondaaaa... şabani nondaaaaa... otuz santimlik tarrak var ondaaaa..." tezahüratını büyük bir çoşku ile hep bir ağızdan söyleyip, bu vızıldayanlar bastırıldı.
önceleri bu değişikliği anlamadıysak ta, teknik direktörümüzün jo-nonda ikilisi ile çift santrafor oynamak istediği için jo'yu soktuğunu anladık. tabi maçı götüyle seyrettiği için takım da bir sürü kötü oynayan adam varken tutup
elano'yu çıkardı, o başka.
önceden de bir kaç defa yazdım. bu diziliş ve saldırı prensibi, rakip takım eğer güçlü bir takım değilse, on kişi ile kalenin önüne dizilip "
çanakkale geçilmez" oynamasına ve bu nedenle yıpranmasına neden oluyor. bu arada teknik ve taktik açıdan yaratıcılık olamayacağından, on kişilik defans bloğunun içerisinden topu geçirebilmek için işiniz ya bala-göte kalıyor, ya da bir duran top organizasyonun dan gol bulabiliyorsun.
bizimki genellikle ikincisi oluyor. kupa maçları hariç son zamanlarda hemen hemen tüm maçlarda olduğu gibi bu sefer de yine bir duran top organizasyonu'ndan golü bulabildik. arda muhteşem yolladı,
gerenimo (bkz:
mustafa sarp) arka direkte kaleciyi solladı.
sonuç olarak üç puanı aldık ya.. beni o ilgilendiriyor.. gerisi boş..
edit:
feanor uyardı sağolsun. bu sezon'un ali sami yendeki ilk maçı olan (bkz:
15 ağustos 2009 galatasaray denizlispor maçı)nda da ters kale oynamıştık. lig maçlarında bu üçüncü ters kale maçımız oldu.. seviyorum beton hafızalı ve zeki insanları.. binlerce teşekkür..