• 476
    fazla bir şey yazmaya gerek yok bu maç için aslında. bir kaç şey var kısa kısa bahsedeceğim.

    öncelikle, takım da, taraftar da şahaneydi. formanın hakkı verildi iki tarafca da. işte herkes bunu istiyor aslında. güzel futbol, skor da bir yana; ilk önce formanın hakkını vermek. o formayı hak etmek için savaşmak. en önemlisi bu işte benim gözümde. sonra gelir güzel futbol, skor. herkes elinden geleni ardına koymadı bu maçta, ve bu kadar eksiğe, sakata rağmen güzel bir sonuç geldi. galibiyet de geliyordu, ama gelmedi.

    pino maçın yıldızı. baros'u aratmadı neredeyse. sağda, solda, ortada. her yerde pino. deli etti fenerbahçe'yi.

    her sene kadıköy'de, fenerli futbolcuların sertliğine mağruz kalan galatasaray, bu sene fener'i bıktırdı sertlikten. özellikle de cana ve elano'nun sertlikleriyle. he bu arada, cana gibi 50 tane bulurum yea(!) hagi'nin değişilmez adamlarından biri olacak cana. diğeri de elano. elano kendine gelmiş, güzel ve istekli oyunun yanına bacak arası resitallerini ekledi bir de.

    maçta, toplasan 15 dakika etkili olmuştur fenerbahçe, maçın geriye kalanında biz vardık her yerde. sezon başından beri, çok kuvvetsiz, dirençsiz deniliyordu hep, bu maçta kuvveti ve direncin yanına akıllı oyunu ekleyerek takır takır top oynadık.

    hagi-tugay ikilisi için bir şey söylemek için daha erken. bu maçtaki güzel futbola laf yok, kabul ama hemen sorun halloldu diye düşünülmemeli. derbi maçlarının havası hep farklı olur. yalnız merak ediyorum. bu takım, neden rijkaard zamanında bu kadar istekli değildi? neden bu kadar mücadele etmiyordu? 2-3 günde taktik şov yapmadı ya hagi ile tugay.

    bu arada; insua'yı kadrosunda düşünmüyor diyorlar hagi için, umarım yoktur öyle bir şey.

    fenerbahçe böyle pozisyonlar yakalasa, gole bu kadar yakın oynasa gider fark atar. ama biz yakalayınca, biz böyle pozisyonlara girince, olmuyor işte. top çizgiden çıkıyor, volkan panterleşiyor, ona buna çarpıyor girmiyor.

    10 senedir yenilme serisi sona erdi artık. her şey tersine dönebilir aslantepeyle birlikte..

    son olarak, kötü olduklarında yerden yere vuruyoruz hakemleri. iyi maç çıkardı bülent yıldırım, tebrik etmek gerek.

    http://jaimelesport.blogspot.com/...nn-hakkn-vermek.html
  • 477
    maçin adami: pino

    maçin en tehlikeli pozisyonu: servet in altipas icinde kalecimiz aykut a cektigi $ut *

    maç tan akillarda kalanlar / göze çarpanlar:
    - pino nun fenerbahçe savunmasini abluka ya almasi
    - cana nin alex e top göstermemesi
    - misimovic ve elano nun müthis top teknikleri
    - takimin üzerindeki agresiflik (pozitif anlamda) ki, bu antrenör degisikliklerinden sonra genelde böyle olur
    - sabri nin üçlü çektirmeye gittiginde yüzündeki haya (olm ziktir edin hibneleri, zaten ezdik, bir de 3lü istemeyin benden, birakin allahlarindan bulsunlar, gibi bir ifade vardi çehresinde)
    - hagi nin yumruk $ovu

    ayriyeten maçi 4 fenerli nin arasinda izledigimi bilakis beyan etmek isterim. niye seviniyonuz dediler bana maçtan sonra. beraberligimi kutluyosunuz falan. kesinlikle galbiyeti kutlamiyoruz, aksine kaçan galibiyete üzülüyoruz, bizim sevincimiz ba$ka, dedim..
  • 478
    maçın en keyifli anları misimoviç ve elano fenerli oyunculara bacakarası pazar çekerken bizim de ona binaen seslendirdiğimiz "oleeey" sesleriydi.

    uzun zamandır izlememişiz böyle keyifli bir derbi. galatasaray kadıköyde döktürüyor, fenerbahçeliler izliyor, fenerbahçeli taraftarlar kurbanları kesilir gibi dua ediyorlar.

    ikinci yarı oyundan düşüşümüz bir handikap gibi görünse de hazır olmaktan çok uzak, fizik kondüsyonu yerlerde galatasaray ekibinden böyle bir armada yaratan imparatore hagi'me buradan kucak dolusu sevgiler.

    hagi'mizin tek kötü yanı oyuna müdahale edişteki seçimleri sanırım, ancak oyuna sokacak alternatifi olmayışı göz önüne alınırsa o işi de gelecekte kewell'lı, arda'lı, baros'lu kadroda gereğince yapacaktır.

    işin özeti bu maç bir milattır, bugün kadıköyde hagi'li beraberlik, yarın kadıköyde hagi'li zaferlere, ötesinde çok güzel günlere alamettir.
  • 481
    her yönüyle çok faydalı bir maç olmuştur bizim için. beraberlik gayet iyi bir skordur çünkü derbilerin puan'ı 3 değil 6'dır. hala kasımpaşa maçıyla fenerbahçe maçı arasında fark olmadığını düşünenlere şöyle anlatmak isterim ; geçen sene fenerbahçe ligi tam 10 puan önümüzde bitirdi. bunun başlıca sebebi derbilerdir. nitekim 2 derbide almış olduğu 12 puandır.

    fenerbahçe 74
    galatasaray 64

    şimdi tam tersini düşünelim. yani geçen sene 2 derbiyide bizim kazandığımızı farzediyoruz ;

    galatasaray 70
    fenerbahçe 68

    10 puanlık fark kapandı. üstüne üstlük 2 puan'da öne geçtik. işte derbilerin mantığı budur. aldığın her derbi'de 3 değil 6 puan kazanırsın. bu yüzden yenemiyorsanda yenilmiceksin !

    biz bu maçta öncelikle yenilmemeyi başardık. hep söylüyordum. ilk önce şu adamları bir durdurmalıyız diye. fener, ali sami yen'e hiç bir zaman yenmek için gelmez. onların aklında her zaman ilk başta kaybetmemek vardır. bunu da sağlayan antrenörler değil aziz yıldırımdır ! yoksa her hoca'da aynı şekilde mi oynatır be kardeşim ? sami yen'de kazandıkları maçlardan sonra skor tabelasında fenerbahçe şöyle oynadı böyle oynadı yazmıyor. fenerbahçe kazandı yazıyor.

    senelerdir derbi deplasmanlarında oynadıkları anadolu takımı futbolu ve sertlikle kazanan fenerbahçeliler artık biraz tedirgin oldu sanırım. dün fb tv'de büyük futbol uleması (!) selçuk yula hazretleri galatasaray'ı kötü futbol ve sertlikle eleştirdi. anadolu takımlarının oynadığı futbolu oynuyorlar falan dedi. * hakemlere demediğini bırakmadı. 2003'te 7 kişi kalmamızı , 2005'te prates'e yapılan faul sonrası attıkları golü , 2009'da alex'in kazandırdığı penaltıyı unuttular şimdi.

    bir de her kadıköy sonrası camiamız içinde oluşan buhran dolu günlerde bu sefer olmadı. aksine birlik beraberlik daha da arttı. taraftar bir şeylerin değişeceğine inandı. artık var gücümüzle galatasaray'ımıza her zaman olduğundan daha fazla destek vermeliyiz. aslantepe'de bitti sayılır. önümüz açık hem de çok ! (u: şimdi ben eski açığa fırlıyorum (: )
  • 483
    hayatımda ilk defa bu kadar umutsuz bakıyordum bir derbi maçımıza,tüm hafta içi fenerbahçeli arkadaşımlarımdan taciz mailleri alıyordum ama cevap vermiyordum ,polemiğe girmek istemiyordum ancak pazartesi sabahı atacağım maili hazırlayıp draftıma eklemiştim.
    maç günü her zaman ki gibi büyük bir heyecan vardı, psikolojik tüm etkenler aleyhimize iken o gün kardeşimle hiç yapmadığımız bişey yaptık ve evde maç izlerken totem olsun diye formalarımızı giymiştik,
    90 dakika sonunda gözlerimiz dolmuştu ,adeta futbol nasıl oynanırın dersini vermiş galibiyeti kaçırmıştık,
    pazartesi sabah 7.30 işte olduğumda yaptığım ilk iş mailimi açıp daha önce hazırladığım maili reply to all yapmak oldu.
    mail neydi derseniz? sadece bir cümle "galatasaray adinin olduğu her yerde umut vardir"
  • 484
    elden kacan bir galibiyet ve seytanin bacagini eline verdigimiz bir tarih aslinda. futbolda sansin ne denli onemli oldugunu, kotu oynayarak kaybettigimiz bir kac saracoglu deplasmani disinda gordugumuz maclardan sonra, sezonun en zor ve kriz donemlerini gecirdigimiz sirada galibiyeti kacirdigimiz bir mactir ama en azindan sansizliklarin da bir sekilde son buldugunun gostergesidir aslinda. simdi sirada galatasaray'in kadikoydeki galibiyet serisinin ilk maci var, tabi eger sikeciler bank asya'ya dusmus olmazsa o tarihte! (bkz: 18 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)
  • 489
    galibiyeti kaçırıp hafta içi 5'ten aşağı inmeyen fenerlileri susturduğumuz maç.belki o sezona faydası olmadı ama ertesi sezon son maçta şampiyon olmamızda büyük etkisi vardır bence.17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçıyle beraber 2 defa üst üste yenilmeden kadıköy'e gittik, o güvenle "başarabiliriz, şampiyon olabiliriz" inancı yerleşti ve bu 2 basamakla zirveye tırmandık.tekrar teşekkürler hagi.
  • 490
    8 mart 2015 fenerbahçe galatasaray maçından avantajlı bir şekilde ayrılmak istiyorsak 0-0'lık süper final maçı kadar ders çıkartmamız gereken maç. öyle ki, sezonu ama şike, ama oynayarak şampiyon olarak tamamlayacak fenerbahçe'ye karşı kulüp olarak da takım olarak da inanılmaz zor bir durumda olmamıza rağmen delikanlı gibi oynayarak 1 puan almış, hatta galibiyetten bile olmuştuk.

    maçın özetini en kompakt şu şekilde buldum;

    https://www.youtube.com/watch?v=seSRiOBh3Q0

    aykut, balta-cana-servet-sabri, neill-ayhan-sarp, elano-misimovic-pino

    kadroya bakar mısınız? stoper ön liberoya, ön libero stopere, kanatlar kanat değil, forvet forvet değil...

    volkan, caner-yobo-lugano-gökhan, emre-topuz-alex, dia-niang-stoch

    adamların kadro aynı, şablon aynı, şahsen fenerbahçe bana daha tanıdık geldi yani bizden o derece, bizim takıma bakınca "neymişiz yahu?" dedim... ama ne yaptık, kararında sert, elano sağ olsun güzel paslar, dengeli oyun ve 90 dakika boyunca diri bir takım... taktik kadar motivasyon da bize bu maçta 1 puan getirmiştir ama dediğim gibi galip de gelebilirdik.

    o yüzden unutulmasın, eğer şu kadroyla o sahayı bunlara dar ettiysek daha neler yani, her zaman yapabilecek güçteyiz, yeter ki isteyelim...
  • 491
    herkesin yaşayabileceği anlık salaklıklardan birini yaşadım bu maçta. dakika 5-6 falan. pino volkan'ı geçip boş kaleye topu gönderdiğinde* gol diye ayağa kalktım. sadece ayağa kalksam gene iyi, bayağı hoplayıp zıpladım. bağırdım, çağırdım. yanımdakilere sarıldım falan filan. 1-2 dakika sonra yerime oturduğuma skoru hala 0-0 olarak görünce n'oluyoruz lan oldu. meğer gökhan gönül topu çizgiden çıkarmış. maçı kalabalık bir ortamda izliyordum üstelik*. çizgi film karakteri cedric gibi üzülüp büzüldüm, sessizce yerime oturdum.

    o pozisyonu da daha bir kere tekrar izlemişliğim yoktu. taa ki digitürk'ün reklamlarından birine kadar. arkadan reklamın sloganı veriliyor, görüntülerde de gs, fb ve bjk'ın maçlarından pasajlar. bir baktım bu maçtan bir görüntü var. * tam da bu pozisyonu koymuşlar. yuh dedim lan, bu pozisyon ne zaman oldu. meğer kendi kendimizi trollediğimiz pozisyonmuş....

    bu da böyle bir anımdır.
  • 492
    ilk kez kadıköy deplasmanında tribünde yer aldığım maç. hatta bu sıralar tekrar kaldırılmış deplasman yasağından önceki son seyircili derbiydi.

    birkaç bin çılgın renkdaşla galatasaray taraftarlığını en yoğun biçimde yaşamıştım. maç sonrası karanlıkta hafif tezahüratla beklenen saatler, çıkışta metrobüse kadar robocoplar eşliğinde yürüyüş falan inanılmaz bir tecrübeydi.

    hagi'ye sonsuz sevgilerimizi sunmuştuk maç boyunca. yenilmemiş, ezilmemiştik. juan pablo pino biraz becerikli olsa kazanabilirdik de. gol beklediğimiz isim pino'ydu. düşünün artık nasıl kötü bir kadro varmış o zaman. hagi sayesinde başımız dik ayrılmıştık kadıköy'den o gün.
  • 493
    tarihimizin en kötü sezonlarının birinde sisten geçilmeyen br dönemde 3 puan falan için değil direkt onurumuz için çıktığımız tıpkı 3 yıl önceki kupa maçı gibi kadıköy'ü titrettiğimiz ama yine de sonuca ulaşamadığımız maç. fark beklentisiyle stadı doldurup devre olunc 0-0 bitsin diye dua eden fenerli'leri veriyordu digiturk yönetmeni, öyle bir akşamdı.

    20 yılllık serinin 14.maçıydı ama galatasaray'ımız tam 11 yıl sonra puanla tanışıyordu kadıköy'de. bir şeylerin olacağı o günden belliydi.
  • 497
    sallantili sezonda farkli maglup olmayi bekliyordum.hagi yeni gelmisti galiba.o macta sistem falan yoktu.yani galatasaray sistemli degil her yere kosarak top oynamisti o macta.sanki son macina cikmisti takim.sistem yoktu yurek vardi o macta.
    ki fener boyle bir oyun beklemiyodu.1-2 atak yaptiktan sonra bocaladilar.
    galatasaray o macta topu dikine yana oynuyor her sekilde bir oyuncumuzla bulusuyodu top.herkes kosuyodu topa vrya oyle bi pozisyon almistik ki o macta top illa bizimle bulusuyodu.
  • 498
    demek bazen böyle umutsuz, kafa rahat gitmek gerekiyormuş maça. zira nasılsa yenileceğiz bari tribünde ezilmeyelim zaten en kötüsünü gördük 6 yedik, 4 yedik , şampiyonluklarını gördük daha kötü ne olacak 10 mu yiyeceğiz kafası vardı. rahattık yani. gayet güzel tribün yaptık, pinonun çizgiden çıkan topu ve son dakika daki garip şutu az kalsın giriyordu. ama olmadı. tribün açısından daha enteresanı ise maç sonu bjk a bol bol küfür içeren "totondan kan almaya geldik" bestesinin bir anda hemen orada yazılıp, fb ile uğraşmayı bırakıp oraya yönelmemizdir.
  • 500
    kpss için yazıldığım dersanenin ilk gününün akşamına denk gelir bu maç. o gün tanıştığım ve halen de sık sık görüştüğüm fenerbahçeli arkadaşım, klasik fenerli özgüveniyle "beş atarız, altı atarız" gibilerinden konuşmuş; "bir insanı tanıyacaksan, onunla birlikte maç izle, maç sırasındaki hali onu sana tanıtır" gibilerinden abuk subuk bir şeyler söylemişti. tabi sonra pino önderliğinde öyle bir top oynamıştık ki bu sözleri söyleyen arkadaşım karşılaşmanın doksan dakikasını fenerbahçe stoperlerine söverek geçirmişti. :) yaklaşık on sene geçti, bu on senenin yüzde seksenini de fenerbahçe stoperlerine söverek harcamıştır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın