galatasaray'ı ilk kez canlı olarak
türk telekom arena'da izlediğim maç.
o zaman lise 2'deydim ve devamsızlığım olmadığı için rapor alıp müdür yardımcısına götürmüştüm, anlamıştı bi bokluk olduğunu tabii. hatta arkadaşlarla aramızda akşam beni televizyonda görse ne olur acaba diye geyik yapıyorduk.
benim için çok özel bir gündü, statta maç başlama saatini beklerken yağmura karşılık, kadıköyde yaşayan amcamı aramıştım, burada bulut bile yok yıldızlar gözüküyor demişti. kim bilirdi maçı perişan edecek yağmurun aslında başladığını.
oturduğum yer üst tribünde köşe bloktaydı, hatta o kadar paraleldim ki kale çizgisine yan hakem kadar ince ofsayt kesebiliyordum. ilk golü cluj atmıştı, ardından bir penaltı olmuştu. yanımdaki arkadaşa ulan sonunda gol atmosferi göreceğiz demiştim ama
felipe melo o penalıtıyı kaçırmıştı (bkz:
swh)
sonrasında ise benim hizasında olduğum kaleye kral
burak yılmaz güzel bir kafa golüyle beraberliği getirmişti, şimdi dönüp baktığımda hala o efsane yağmuru hatırlıyorum. okula döndüğümde arkadaşlarım,
nordin amrabat daha topu süremiyor gibi yaftalasalar da aslında topun yağmurdan dolayı nasıl çamura saplandığını anlatmaya çalışmıştım. güzel günlerdi...
sözlükteki ilk entryim de böyle özel bir olayla olmasını istedim, merhaba
galatasaray sözlük