maçtan yaklaşık 1.5 saat önce yeni açıktaki yerimi almıştım, hava güzel bulunduğum tribün nerdeyse full doluydu. ambiansın güzel olacağı zaten maç öncesi belliydi. maçın başlamasına yakın bütün stad doldu. gerçekten uzun zamandır görmediğim kadar coşkulu bir taraftar vardı maçta.
maça dinamo daha iyi başladı bir kaç kere kalemize geldiler. sonrasında ise aldık sazı elimize ve başladık türkü söylemeye ilk yarı bitene kadar nerdeyse top görmediler. 4-0'dan sonra fenerbahçe maçını düşünen rijkaard ve takım neredeyse rölantiye alıp terlerini kurutmadan maçı bitirdiler. bu arada olmazsa olmaz bir tane de nazar boncuğu yedik.
geçen maçta fırça yendiği belli ki, defanstan bütün maç sadece 1 tane uzun top yapıldı. kaptırma riski olsa bile hep kısa paslarla oyun kuruldu ki bu sayede top sürekli bizdeydi ve herifler resmen bayıldı. eğer tempoyu biraz daha yükseltebilirsek bu paslarda süper über ötesi bir oyun bizi bekliyor olacak.
oynayan oyuncularımızın performansları ise:
leo franco: kendisine çok iş düşmedi, golde yapabileceği çok bir şey yoktu. oyunu hep kısa pas olarak geriden kurması çok iyi, bu işi bu kadar iyi yapabilecek dünyada çok az kaleci var. çok soğukkanlı ve çok teknik.
caner erkin: eski maçlara göre çok daha iyiydi. ilk yarı iki defa bölgesini açık bıraktığı için tehlike yaşandı, servet en sonunda uyardı:) uyarı işe yaramış olacak ki defansif olarak da çok iyiydi. hakan baltanın ileri çıkışlarını gördükten sonra rahat rahat diyebilirim ki sol bekte caner oynar. kesinlikle ilk mantığı hücum ve ortaları çok iyi.
servet çetin: muh-te-şem-di. her topa bastı, hiç kimse geçemedi. allahtan marsilyaya transferin yatmış. sensiz ne bok yerdik bilmiyorum valla.
mehmet topal: defansta servetin partneriydi. sırıtmadı, risk almadı, çok da zorlayan kimse olmayınca orta şeker maç bitirdi.
sabri sarıoğlu: maın başında kaptırdığı top gol oluyordu nerdeyse. ama onun dışında sürekli koştu, pres yaptı. bir de hiç itiraz ederken bile görmedim! artık takımın olmazsa olmazlarından olacak. rijkaard sabriyi de adam ettin ya ne diyeyim ben sana, bide berberin kötü olmasa, güzel gömlek seçsen shwhshksjsh....
mustafa sarp: maçın uzak ara en kötüsüydü. sürekli geriye ve yana oynadı. ilk yarı çok pas hatası yaptı ikinci yarı da bunun etkisiyle top almaktan çekindi. linderotj iyileşirse işi zor olacak.
ayhan akman: kaptan orta şekerdi bugün. hırslı mücadelesini oyuna yansıttı. oldukaç koştu. her zamanki performansındaydı diyebiliriz.
harry kewell: oz büyücüsü kilidi açan isim oldu. oldukça etkili işler yaptı, hep dediğim gibi, gitme kal bu şehirde...
elano blumer: maçın adamı olacak diye gaz verdim ama yok kardeşim, galiba alışma süresi biraz daha sürecek. ilk yarı çok basit top kayıpları yaptı, kendisini de seyircileri de şaşırttı. güçsüzdü ve takımın yavaş hücum etmesinin en büyük sebeplerinden oldu. ama arada attığı bazı paslar vardı ki abooovv dedik hep beraber. yetenek tartışılmaz, ama biraz daha zaman.
abdul kader keita: insan üstü mahlukat, bu lige üç-beş gömlek fazla.takımı hızlandıran bir katalizör gibiydi dün akşam. aldığı her topu ileriye doğru sürüyor. rijkaard fener maçını düşünerek erkenden oyundan aldı. bizde 55 dk izleyebildik malasef.
shabani nonda: yine iki golünü attı. defansla boğuştu, olumlu bir maç çıkardı, kendisine güveninin gitmemesi açısından iyi bir maç oldu.
uğur uçar: devre arasında orta sahadan direklere vurdurmaca oyununda hedefi tutturan uğur maçta da hiç sırıtmadan oynadı. kaptanlık çok yakıştı.
aydın yılmaz: devre arasında uğurla oynadığı direklere vurdurma oyununda karavana salladı. ama oyuna girdikten sonra penaltısını yaptırdı. ileriye çıkışları iyiydi. takımın temposu çok düştüğü için çok aktif olamadı.
barış özbek: son 20 dk girdi oyuna. ben onun dinamizminin takım için çok iyi olduğunu düşünüyorum. son dakikalardaki şutuyla yardı geçirdi zaten.
eski açık: çok süperdi, maç başlamadan şovlar başladı, bütün maç hiç susmadılar. yeni açıkta olduğum için çok net görebildim, bütün tribün tezahüratlara katıldılar ve kendi aralarındaki uyum çok güzeldi. ilk yarı gol bulana kadar saldır galatasaray, golü bulduktan sonra
sen varya sen söylendi. hele karşıdan dinlemesi çok hoş bir beste olmuş, uyku ne demek insanın tüyleri diken diken oldu dinlerken. ikinci yarı sürekli fenerle uğraşıldı, maçla ilgilenen pek kalmadı. golü yediğimizde eminim çoğu kişi ilk anda farketmedi bile. tek eksi verebileceğim yer, maçın içinde değillerdi, yani hakemi etki altına alma konusunda biraz daha çalışmamız lazım. bir dahaki maçta ailecek yenide değil eskide olacağız efendim. dün seyrettik, bir dahakine icra edelim.
kapalı: önceki maçlara göre daha iyi olmakla birlikte eski açıkla o uyum yine tam yoktu. ama daha da iyi olacak. bu gözüktü.
yeni açık: içinde bulunduğum tribündü. iki uç ta oldukça aktifti. bu kadar dolu bir stadta seyirciler böyle coşkuluyken maç izlemesi çok keyifliydi.
numaralı: kalkmayan fenerli olsun diyince kalktılar, sarı-kırmızı-şampiyon-cimbom tezahüratına katılıp tekrar çekirdek çıtlatmaya devam ettiler.
yayında ve yapımda emeği geçen herkese teşekkürler. son olarak:
(bkz:
içim rahat etmiyor fenere koymayınca)