• 139
    barış'ın son dakikalardaki şutundan sonra yedek kulübesinin beni benden aldığı maçtır. arda, sabri, keita alkışlayarak resmen taşşak geçtiler. daha sonra aykut'da katıldı bu kervana. barış bu görüntüleri görünce arkadaşlarına karambol yapabilir. işte dostluk, işte arkadaşlık budur arkadaş! işte galatasaray'ın gerçek ruhu! hoşgeldin ey ruh..
  • 45
    bazı yorumları dehşetle okuduğum maç. ya arkadaş niye önemsiyorsunuz bu kadar fenerbahçe'yi? avrupa ligi maçı oynayacağız. çemişgezekspor değil bu. ne demek yedek takımla çıkalım lan? galatasaray'ın her zaman vizyonu avrupadır ve bu maça da gereken takımla çıkıp asılacaktır. o dediğinizi fenerbahçe yapar genelde. adamların tek amaçları galatasaray'a rakip olmak olduğu için eminim ki oynayacakları avrupa maçında yedek oyuncu sürebilirler.

    sonuç olarak galatasaray'ın vizyon farkını hala anlamayan varsa yazık diyorum. ne yedek takımı, ne rotasyonu kendinize gelin. kendi evimizde en kritik avrupa ligi maçını oynuyoruz 30 küsur hafta sürecek olan bir ligin sadece bir maçı için rotasyon yapacağız. vay arkadaş. önemsemeyin bu kadar fenerbahçe'yi. mümkünse şu aşamada sadece bu maça odaklanın.

    sonuç olarak galatasarayımız'ın galibiyet serisi yakalayacağı maçlardan biri olacaktır. fenerbahçe maçını sonra düşünelim.
  • 164
    yeni açık tribünde latin amerikalı taraftarların da yer aldığı orta bölümden seyrettiğim maç olmuştur.

    bir tur şirketi ile türkiye’ye seyahat eden 4 çift meksika ve brezilya’lı sporsever, sightseeing (üstü açık tur otobüsleri) ile istanbul turu atarken, mecidiyeköy’deki atmosfer kendilerine bahsedilmiş. bu arkadaşlar da “galatasaray ise iki elimiz kanda olsa seyrederiz” düşüncesyile stada gelip, üstelik karaborsadan bilet almışlar. artık o hangi karaborsacıysa, şu anda aramızda dolaşan, en az bir petrokimya fabrikası sahibi kadar varlıklı bir iş adamıdır, 4 “çift” insan diyorum sevgili sözlük!

    işin tuhafı, biz brezilya deyince aklımıza hep suyun karşı tarafındaki rakibimiz gelir lakin o kadar tatlılardı ki, sal eğlenmeye gelmiş ve ortalama 2 dakikada bir fotoğraf çekme yarışına girmişlerdi ve galatasaray’ı çok iyi biliyorlardı. kimisinin üstünde brezilya forması, kimisinin üstünde cruz azul t-shirtleri vardı. meksikalı olanlarla bir ara almaguer geyiği bile dönderdik, o derece yani. yeni açıkta oyunu seyreden renktaşlarım muhtemelen bu çılgın çiftleri görmüşlerdir. tuvalette bile resim çektiler –ki kesinlikle çok eğlenceli bir resim oldu, kesinlikle çirkin herhangi bir görüntü yoktu-, daha ne diyeyim! (bkz: yedek kulübesinde bile gördüm)

    bu arkadaşlardan biri; “peşindeyiz”, “warchant” ve maçın başında çektiğimiz 3’lüden sonra mabetteki atmosferi anlatan şu kelimelerine kulak veriyoruz, bu sayede tias’ın (bkz: #215807) no’lu entrysine de bir parça bilgi vermiş oluruz.

    maria: “have never seen like this before, such an amazing view! basically i should say that even better than olé my friend”

    rosario: “what are you guys s’posed to say about fenerbahce during the game?”

    maria adlı arkadaş, meksika dalgası olan olé’den bile daha etkileyici bir atmosfer olduğunu itiraf etmesi gerektiğini söylerken, rosario ise sürekli fenerbahce ile ilgili neler söylediğimizi bilmek istedi.

    bir ara sabri’nin içine messi kaçtı sandık, keita’ya bugün uğur meleke “çim pilotu kader” demiş, buna şahit olduk.

    esas olan, takımımın attığı 2. golü gururla seyretmek oldu. burada surinam’lının ne istediğini görmüş olduk. saymadım ama leo’dan servet’e, ondan topal’a, ondan tekrar leo’ya ve sonra ne olduğunu anlayamadığımız bir şekilde keita’nın önüne atılan toplan nonda’nın golü sanıyorum 20 pas sonrasında oluştu. bu süre zarfında hiçbir sarı-siyah formalı topa dokunamadı. bilinçli taraftar, bu sahneyi görünce ağzı bir karış açık kalan seyircidir, bulunduğum çevrede maalesef leo’ya ve topal’a küfür yağıyordu, gol olduktan sonra hepsi birden “meksikalı” oldular. bilmem anlatabiliyor muyum?

    güzel bir skor ve eğlenceli taraftarlarla geçen keyifli bir akşam oldu. türk spor basını, bugün sabri’nin “eyvallah’ını” konuşuyor, her fenerbahçe maçı öncesinde ve karşı yakada her galatasaray maçı öncesinde bu tuhaf “ritüel” yapılıyor ama spor müdürü aynı zamanda bir “bestekar” olunca –görevleri ters yazmış olabilirim, hangisi asıl kariyerdi artık ben de karıştırıyorum, ne kolaymış bu işler- onlarca emniyet toplantısı sonrası alınan kararlarda ve topluma verilen “sevgi, dostluk” mesajları da böylece toptan “taca çıkmış” oluyor.
  • 62
    bu akşam oynanacak bu maç. ama hepimizin gözünü nefret bürümüş gibi sanki, sol frame'den kaybolmasına izin veriyoruz. niye mi? daha önemli konularımız var çünkü. mesela fenerbahçe. bu konu gündemde olmalı, hatta derbi öncesi ya rakibimiz hakkında nötr zamanlarımızda yazılan olumlu entryler tek tek bulunup "vay anasını aramızda fenerliler var" diye oflanmalı. itina ile fenerbahçe'den daha üstün olduğumuz aynı 10 kelimeyi kullanarak tekrar edilmeli. evet bunu yapıyoruz. bugünkü maça paralel bir maç daha var, fenerbahçe'nin avrupa maçı, ama onların da umrunda değil bu maç. nerede kaldı farkımız, eğer aynı moddaysa her iki taraftar da?
    bu akşam maçımız var, rakip öyle çok dişli değil, ama platform avrupa.

    bu akşam maç var, rakibi kolay geçeceğimizi düşünüyoruz, ama konsantrasyon fenerbahçe'de.

    bu akşam maçımız var, hedefimiz türk olmayan takımları yenmek, bugünkü rakibimiz türk değil, ama hafta sonu oynayacağımız rakip bizim milletten.

    bu akşam maçımız var ama bu akşam yenersek "olum nası koyduk ama" diyebileceğiz sadece, halbuki pazar günü yenersek bu cümleninin sonuna "size" eklenecek, ne büyük onur!

    bu akşamki maça 9 saat var, hafta sonu lig maçımıza 68 saat.

    bu akşam maçımız var, hagi de orada olacak.

    bu akşam maçımız var ama tribünler fenerbahçe tezahuratı yapacak, ağlamak isteyeceğim.

    ne zaman bu hale geldik ve nasıl her sene daha da kötüye gidiyor bilmiyorum.

    tek bildiğim fenerbahçe derbisini bu akşamki maçtan sonra, yani 23 ekim tarihi itibari ile düşüneceğim artık.
  • 25
    önemini frank rijkaard'ın basın toplantısında bir muhabire verdiği cevaptan yola çıkarak anlayabileceğimiz maçtır: "şu an fenerbahçe'yi düşünmüyoruz, önümüzde uefa* var."

    ama benim anlayamadığım çok şey var be sözlük. mesela nasıl olur da galatasaray sözlük'te, aynı gün oynanan gs ve fb maçları için girilen entry sayıları arasında bariz bir uçurum almasına karşın, fb maçına bu denli ilgi alaka gösterilir? kendilerinin, bizden puan olarak önde olması, yani direkt rakip konumunda olması mı? dünkü maçta* önde olduğumuz anlarda, fb aleyhine yapılan bağırışlar son bulacak mı bir gün? ya da bunun gs üzerinde pozitif değil de negatif bir etki bıraktığını anlayabilecek mi o kitle, hatta biz anlayabilecek miyiz? ve hepsiyle alakalı olarak, günümüzde fenerbahçe'yi sevmemekle galatasaray'ı sevmek ve desteklemek eylemlerini, tuhaf bir akıl döngüsüyle aynı potada eritme ritüelinden kurtulabilecek miyiz?

    zahmet etmeyin, ben cevaplayayım sorucuklarımı. pek sanmıyorum ne yazık ki! değişen bir şey olmayacak, biz değişsin diye yazmamıza rağmen. ama daha çok yazacağız, yılmayacağız. belki bir gün...

    dip sos olarak gelsin. elbette gs-fb derbileri her zaman önemlidir, ben bunun zıttını söyleme gayretinde değilim, ancak yukarıda yazdıklarımın ışığında söyleyebilirim ki bir yerlerde büyük yanlışlıklar var.
App Store'dan indirin Google Play'den alın