kabul edilmesinde bir beis yok; şu ana kadar sınıfta kaldığımız dönemdir.
10 gün sonra yeni bir aya giriyoruz ve sezon başlıyor, şampiyonlar ligi elemeleri ve lig maçlarıyla beraber neredeyse 8-9 maça çıkacağız bu yeni ayda.
icardi beklenebilir ama bu süreci idare edebilecek bir yedek santrfor gelmeli artık.
orta saha krizimiz sürüyor, mertens'in artık dibini sıyırmışız.
6-8 takviyesi için yine beklenebilir ama mertens'in bölgesini ne yapacağız?
bir yandan oraya wonderkid düşüncesi hakim bir yandan son gün sağlam bir 10 numara transferi yapılacak beklentisi.
1-2 takviye ile yine ağustos ayına çok kötü bir giriş yapmayız ama şurada kaldı 10 gün.
bunlar beklenen takviyelerdi.
peki ya takımdan ayrılacaklar ne olacak?
gençtir düzelir falan dememize gerek yok, yusuf ile kimyamız tutmuyor abi yapacak bir şey yok.
kiralıksa kiralık, satılıksa satılık gönderilecekse gitmeli bir an önce.
cicaldau-taylan ikisinin de bileti kesildi ama ortada netleşen bir anlaşma göremiyorum.
bir kere de ayrılmak istediğimiz futbolculardan az çok demeyelim para kazanalım.
%90 ihtimal takımda bulunmasını istemediğimiz bu oyuncuların hiçbirinden kiralık ücreti dışında yine para kazanamayacağız.
velhasıl artık hızlanmaya başlamamız lazım, çok hafife alınıyor ama avrupa'nın hızlı oynamayı bile 3. sınıf bir takımı gelip şampiyonlar ligi 3. turunda bizi eleyebilir.
hazırlık maçında karşımıza çıkan graz'da şampiyonlar ligi elemelerinde, adamlar 2 yarıda 2 farklı kadroyla oynadı ve iki kadroyla da bizi yerle yeksan etti.
biraz ciddiyet biraz şans yardımıyla bizi beşlik yaparlardı.
yani işin özü artık
erden timur'un ''show must go on!'' deme zamanı gelmiştir.