• 502
    yaklaşık olarak son 20 gününe girilirken takımın öncelikli eksiklerinin hiç birinin giderilmediğini görmek üzücü. çok fazla detaya girmeyeceğim. basit bir şekilde trabzonspor'un bu sezon yapmış olduğu cavanda ve m'bia transferlerini biz gerçekleştirmiş olsaydık şu an net bir şekilde %20 daha kaliteli bir takım olurduk.

    hem peşin hükümlü olmayayım hem de transfer sezonu kapanınca detaylıca ekleme yaparım diye 9 ağustosta depolamışım. söylenmesi gereken her şey dile getirildiğinden olduğu gibi ekliyorum. fiyasko.
  • 503
    yapılan hatalar: jem transferi, sabri zammı, umut-olcan-tarık-hamitten kurtulmak yerine senelik maliyetleri aynı olan bruma-dzemali-amrabatı yollamak, takıma forvet transferi
    yapılmaması, melo'nun son gün gönderilmesi ve yerine takviye yapılmaması, sneijderin sözleşmesinin uzatılmaması, danayer'in opsiyonsuz kiralanması ve hepsinden önemlisi taraftar ile hiç iletişim kuramamak yapılmak isteneneni doğru olarak anlatmamak.

    yapılan doğru hamleler: ilk defa scout başarısı transferlerin(carole, rodriguez) yapılması, podolski-grozzkreutz transferleri, takımdaki çoğu fazlalığın temizlenmesi, tellesin satışı(bence bu anlaşmalı bir satış, kiralama değil ffp'den dolayı anlaşmamız gereği sene sonu belirtilen meblağa alacaktır inter), maddi zorluklar varken büyük paralar ile oyuncu transfer etmemek.

    şimdi baktığımız zaman bana göre yanlışları doğrularından iki tık fazla bir transfer dönemi yaşadığımızı düşünüyorum. bu yüzden dolayı genel manada başarısız bulduğum bir transfer dönemidir. 1 haziran gününe geri dönsek ve başkan ilk olarak taraftara maliyeti az ve takıma katkı sağlayacak oyuncular alıp, hocamızın düşünmediği oyuncularımız ile yollarımızı ayıracağız diyerek başlaması lazımdı. daha sonra hamlelerde temizlik yapılırken tarık-hamit-olcan-umuttan en az ikisi bu yaz gönderilmeliydi. amrabat ve bruma kanat transferi yapılmayacak ise kalmalıydılar. ayrıca transfer sezonunun başında mbia tarzı bir orta saha takviyesi ve gingac tarzı bir forvet takviyesi yapılsaydı bence çok başarılı bir transfer dönemi geçirmiş olurduk. he unutmadan hala vakit varken sneijder'in sözleşmesini uzatacaklarını düşünüyorum.
  • 504
    ffp gereği almaktan ziyade gereksiz kadro şişkinliği azaltılmış, ciddi bir maaş yükünden kurtulunmuş, gerekliyerlere genç ve gelecek vaad eden nokta transferler yapılmıştır. yedek kaleci, sağlam bir stoper, gerektiğinde ön libero ve açıkta oynayabilecek sağ bek, sol bek, gerektiğinde forvet oynayabilecek sol açık ve orta sahaya transferler yapılmıştır. ontivero, hayrovic, pandev, cemaili, veysel, tarık, bruma, ambrabat, olcan, telles transferi gibi fayda maliyet açısından içler acısı bir politika yerine ayağı yere sağlam basan, beklenen performansı veremese bile içinin yanmayacağı, beklenti az olacağı için baskının da az olacağı bir dönem olmuştur. bu arada yukarıdaki tranflere ses çıkarmayıp daha yolun başında yönetim aleyhine #hırsızvar gibi başlıklar açılması bence çok ağır olmuştur. bundan sonra yapılması gereken de eksik bölgelere ya yıldız ve dünyada piyasası olan takım oyuncuları ya da düşük maliyetli potansiyelli gençler alınıp alt yapıdan oyuncu yetiştirilmelidir. maalesef takıma maddi katkımız az olduğu için ve pazarlamayı beceremediğimiz için gelirlerimizi çok arttıramıyoruz en azından giderlere dikkat edilmesi elzemdir.
    bu transfer döneminin yanlışları sabri'nin sözleşme tutarının arttırılması (ki burak ve selcuk'unki kadar dramatik ve hatalı değil) ilerde top tutabilecek ve pas oyununa yatkın bir forvet alınmaması ve kendinden kaynaklansa da melo'nun gidişidir.

    imza: hamza fanboyu muhasebeci taraftar
  • 505
    [biçim]
    sözleşmeli ve kadromuzda bulunan futbolcularımız:
    fernando muslera 3'300'000 eur
    eray işcan 800'000 eur
    cenk gönen 900'000 eur ( 600'000 eur transfer)
    semih kaya 1'600'000 eur
    aurelien chedjou 2'200'000 eur
    koray günter 800'000 eur
    jason denayer 822'000 eur ( 438'000 eur transfer)
    sabri sarıoğlu 1'500'000 eur
    tarık çamdal 1'284'000 eur
    hakan balta 1'250'000 eur
    lionel carole 700'000 eur (1'500'000 eur transfer)
    selçuk inan 2'800'000 eur
    hamit altıntop 2'750'000 eur
    bilal kısa 750'000 eur
    jem paul karacan 650'000 eur
    jose rodriguez 800'000 eur
    wesley sneijder 4'500'000 eur
    emre çolak 470'000 eur
    olcan adın 1'700'000 eur
    sinan gümüş 550'000 eur
    yasin öztekin 1'050'000 eur
    lukas podolski 3'000'000 eur
    kevin grosskreutz 1'850'000 eur (1'500'000 eur transfer)
    burak yılmaz 2'800'000 eur
    umut bulut 1'850'000 eur

    maaş:
    toplam gider: 40'676'000 euro / toplam tasarruf: - / toplam gelir: -
    [/biçim]

    [biçim]
    saçma bir şekilde kiralanmış olan futbolcularımız:
    blerim dzemaili - 800'000 eur onlar devralıyor kalan (1'300'000 eur biz ödüyoruz)
    lucas ontivero - 450'000 eur tümünü biz ödüyoruz
    umut gündoğan - 230'000 eur onlar devralıyor kalan ( 45'000 eur biz ödüyoruz)
    furkan özçal - 600'000 eur maaş biz ödüyoruz, onlar 500'000 eur transfer bedeli veriyor
    endoğan adili - maaşı hakkında hiç kap bildirimi yapmamışız. wil bize 190'000 eur kiralama bedeli veriyor

    toplam gider: 2'395'000 euro / toplam tasarruf: 1'220'000 euro / toplam gelir: 500'000 euro
    [/biçim]

    [biçim]
    satılan ve bonservis bedeli aldığımız futbolcularımız:
    nordin amrabat - 1'300'000 eur maaş (3'500'000 eur transfer geliri)
    felipe melo - 3'100'000 eur maaş (675'500 fesih bedeli / 3'700'000 eur transfer geliri)
    toplam gider: 675'500 euro / toplam tasarruf: 4'400'000 euro / toplam gelir: 7'200'000 euro
    [/biçim]

    [biçim]
    sözleşme feshettiğimiz ve sadece maaş tasarrufu yaptığımız futbolcularımız:
    yekta kurtuluş - 1'700'000 eur maaş (600'000 eur fesih bedeli)
    dany nounkeu - 1'200'000 eur maaş (fesih bedeli açıklanmadı)
    kaan baysal - 175'000 eur maaş ( 75'000 eur fesih bedeli)

    toplam gider: 675'000 euro / toplam tasarruf: 3'075'000 euro / toplam gelir: -
    [/biçim]

    [biçim]
    kiralanan, maaş tasarrufu ve kiralama bedeli aldığımız futbolcularımız:
    bruma - 1'100'000 eur (1'900'000 eur kiralama ücreti)
    sercan yıldırım - 700'000 eur (bedelsiz)
    alex telles - 1'500'000 eur (1'300'000 eur kiralama ücreti)
    alperen uysal - 9'300 eur (bedelsiz)
    oğuzhan kayar - 44'000 eur (bedelsiz)
    emre can coşkun - 90'000 eur (bedelsiz)

    toplam gider: - / toplam tasarruf: 3'443'300 euro / toplam gelir: 3'200'000 euro
    [/biçim]

    [biçim]
    diğer
    birhan vatansever - ne maaşı hakkında, ne de kiralanması hakkında kap bildirimi yapmamışız
    berk ismail ünsal - maaşı hakkında kap bildirimi yapmamışız. bedelsiz olarak kiralanmıştır, maaşını onlar ödüyor
    ibrahim coşkun - ne maaşı hakkında, ne de kiralanması hakkında kap bildirimi yapmamışız
    [/biçim]

    [biçim]
    sözleşmesi sona eren futbolcularımız:
    goran pandev - sözleşme sona erdi
    gökhan zan - sözleşme sona erdi
    emmanuel eboue - sözleşme sona erdi
    sinan bolat - sözleşme sona erdi
    aydın yılmaz - sözleşme sona erdi
    [/biçim]

    [biçim]
    genel toplam:
    gider:
    kadrodaki futbolcuların maaş gideri: 40'676'000 eur
    kadroda olmayan futbolcul. maaş gideri: 2'395'000 eur
    fesih bedeli gideri: 1'350'500 eur
    bonservis bedeli gideri: 4'038'000 eur

    toplam gider: 48'459'500 eur
    ---------------
    ---------------

    ---------------------------------------------------------
    gelir:
    kira geliri: 3'700'000 eur
    bonservis geliri: 7'200'000 eur

    toplam gelir: 10'400'000 eur
    --------------
    --------------
    ---------------------------------------------------------
    tasarruf:
    kiralanan futbolcuların maaş tasarr.: 4'663'300 eur
    sözleşme feshedilen futbolc. maaş tas.: 3'075'000 eur
    satılan futbolcuların maaş tasarr.: 4'400'000 eur

    toplam tasarruf: 12'138'300 eur
    --------------
    --------------
    [/biçim]

    not: gbp, try ve chf para biriminde yapılan anlaşmaları bugünün döviz kuruyla eur'a çevirdim. hafif fark olabilir.
    not 2: sözleşmelerdeki bonusları (15 maç oynarsa 250'000 eur daha alır gibi) saymadım. futbolcuların alacağı net maaşı saydım. bonusları ve maç başı ücretlerini sayacak olursak 60 milyon'a ulaşırız herhalde. ama bunu hesaplamak için deli olmalıyım.
    not 3: verilen ve alınan bonservis bedeli arasında pozitif fark var.
    not 4: maaş tasarrufu 12 milyon euro'nun üzerinde. bu güzel bir rakam.
  • 508
    her ne kadar santrafor mevkisine birini bulamamis olsak da, eninde sonunda aldigimiz podolski, grosskreutz, jose rodriguez, carolegibi isimleri daha erken transfer edebilmis olsaydik, sampiyon takima hic de kotu olmayan takviyeler ile daha mutlu girilebilirdi sezona. ancak podolski disinda diger isimler cok gec kadroya dahil edildi ki grosskreutz transferinde yaşanan rezillik isin tuzu biberi oldu!

    bir de jem karacan transferi ve sabri sarioglu'na yapilan zam konulari var ki taraftar yildiz transfer beklerken iyice ortami germis olan islerdi bunlar.
  • 509
    taraftar açısından oldukça stresli bir transfer dönemini geride bıraktık. aslında son 1 yıldır uefa’nın sıkı denetiminde olan kulübümüzün işbilmez başkanı dursun bey seçim sürecinde herkes galatasaray’da oynamak istiyor, yıldız yağdıracağız minvalinde açıklamalar yapmasa çoğumuz strese girmeden sakin sakin takip edebilirdik. kulübün finansal durumundan haberi mi yoktu, yoksa bu tür söylemlerle taraftarı kandırabileceğini mi düşündü bilmiyorum ama seçimle geldiği makamın önemini bilmiyordu. gerçeklerin farkına vardığında ise iş işten geçti ve bir daha basının karşısına çıkacak yüzü bulamadı. olan bizim 2 kupamıza oldu. çifte kupayı doyasıya kutlayamadan kendimizi bu yönetimle şampiyonlar liginde nasıl başarılı olabiliriz konusunda endişelenirken bulduk.

    dursun özbek seçildiğinde birçoğumuz yönetim kurulunda cüneyt tanman gibi bir ismin olmasına sevinmişti. ancak yabancı sınırının kaldırıldığı yerde, aynı görevde daha önce başarısız olmuş bir ismin sportif direktörlüğe getirilmesinin ne kadar yersiz bir hamle olduğu çok geçmeden anlaşıldı. ülkemiz futbolunun en önemli sorunlarından biri olan yerli seviciliği maalesef cüneyt tanman’da da vardı. gelir gelmez sabri’nin sözleşmesini büyük oranda zam yaparak uzatması bunu kanıtlar nitelikte. bu olay yüzünden gereksiz şekilde başta hamza hocaya yüklenildi. oysa fatih terim’in bize alıştırdığının aksine bu tür olaylar teknik direktörü ilgilendiren meseleler değildir. teknik direktör yönetime sözleşmesinin uzatılmak istendiğini söyler, görüşmeyi yönetim yapar.

    burada hamza hocayı eleştireceğimiz nokta sabri’nin takımda kalması değildir. takımın bariz bir şekilde sağ beke ihtiyacı varken sabri’nin as oyuncu olarak takımda kalmasıdır. yukarıda bahsettiğim mali durum nedeniyle aynı dönemde iki sağ bek alarak riske girmek istemeyebilirsin ama ihtiyaç varken aynı rotasyonla devam edersen sen de suçlu olursun. aslında transfer döneminin başında hoca sağ bek aradıklarını söylemişti. basında da bir çok isim geçti. ama zaman geçtikçe hoca transfer çalışmaları hakkında bilgi verirken sağ bek mevkini hiç telaffuz etmemeye başladı. hatta son demeçlerinde sabri, tarık ve hamit rotasyonun yeterli olduğunu söyledi. ki hazırlık maçlarında bariz bir şekilde bu takımın en önemli eksiğinin sağ bek olduğu anlaşılıyordu. yönetimi korumak için böyle bir açıklama yaptığı aşikar. yalnız bunu yaparken kendisine inanan taraftarı karşısına alarak kendi kuyusunu kazdığının farkında değil.

    geçen sene kadromuzdaki en büyük eksiklerden birisi kanat rotasyonumuzun zayıf olmasıydı. büyük umutlarla alınan olcan’ın evrim geçirerek göbekli bir dayıya dönüşmesi, bruma’nın yaşadığı ciddi sakatlıktan sonra hala istenilen seviyeye gelememesi bu sorunun en temel nedenleri. yasin ikinci yarıda yaptığı patlamayı yapmasa geçen sene büyük ihtimalle şampiyon olamayacaktık. tüm bunları hesaba katınca kanat rotasyonuna şampiyonlar liginde de katkı verebilecek bir isim katmak şarttı. yıllardır ilgilenip bir türlü alamadığımız podolski transfer edilerek bu eksik giderilmeye çalışıldı ama bence kadro mühendisliği açısından iyi bir transfer değildi. elimizde bulunan bütün kanat oyuncuları solda oynarken rahat eden oyunucular. podolski de aynı şekilde sağ kanatta oynadığında verimli değil. bu açıdan sağ tarafta oynayan bir kanat alınsaydı daha iyi olurdu. ayew’un ismi geçti ama sanırım çok yüksek bir imza parası istediği için transferi gerçekleşmedi. her şeye rağmen podolski bir fırsat transferidir ve mevcut kanat rotasyonunda solda en fazla verim verebilecek oyuncudur.

    gelelim orta sahaya. şampiyonlar liginde gol yeme rekoru kırdığımız sezonda melo-selçuk-sneijder üçlüsünün bu seviye için yeterince dinamik olmadığı anlaşıldı artık. bu bağlamda orta sahaya ısıran bir oyuncu almak lig için değil ama şampiyonlar ligi açısından gerekliydi. jem paul karacan’ı hiç izlemedim. böyle bir oyuncu mu bilmiyorum ama hazırlık maçlarında aldığı kısa sürelerde bu ışığı vermeyi bırak galalatasaray’ın kapısından geçemeyecek bir oyuncu görüntüsü verdi. bu kalitede bir oyunucunun, sakatlık geçmişi de olmasına rağmen alınmasında ısrar edilmesi hamza hocanın hanesine yazılacak başka bir eksi. bilal transferini anlayabilirim. her hoca eski takımından katkı vereceğine inandığı oyuncuları ister. yine de bilal ve jem yerine bize daha fazla katkı verebilecek bir orta saha alınsaydı daha iyi olabilirdi.

    jose ise belki az önce bahsettiğim tipte bir oyuncu değil ama pas yeteneği muazzam, çok büyük potansiyeli olan bir oyuncu. selçuk’un artık yavaş yavaş piyasadan çekilmeye başlayacağını düşünürsek çok iyi bir transfer. oynadığı maçlarda da ilk on biri hakettiğini gösteren performansı bunu kanıtlar nitelikte. emre’yle beraber sneijder’in tek pas oyununa çok fazla yardımı dokunacak bir isim. hele melo’nun gittiği yerde bizim için çok büyük şans. aynı tip oyuncular değil. lakin melo’nun transfer süreci çok uzadığından ve onun tipinde bir oyuncu alamadığımız için bizi en azından bilal’e mahkum etmeyecek kalitede bir oyuncu.

    melo’nun gitmesine de ayrı bir parantez açmak lazım. kazandırdığı şampiyonluklarla ve kupalarla, taraftarla kurduğu bağ ile, saha içinde ve dışında tek başına psikolojik üstünlük olmasıyla bana göre çoktan efsanelerimiz arasına adını yazdırdı. keşke gitmeseydi demiyorum. onun yerine tabiri caizse zirvede bırakarak gitmesi daha değerli. çünkü saha içinde verdiği katkı yavaş yavaş tartışılan bir oyuncuydu. fiziksel olarak da eski melo yoktu artık. olası bir kötü performansının ardından taraftarın teneke bağlayarak yollaması yerine bu şekilde zirvede bırakarak, üstelik güzel de para kazandırarak gitmesini tercih ederim.

    hamza hocanın transfer döneminin başından beri düzenli olarak dillendirdiği mevki olan forvete takviye yapmadık. üstelik açık açık pandev’in gidişinin ardından burak ve umut rotasyonu bizim için yeterli değil, üçüncü bir forvet istiyoruz demesine rağmen alınmadı. en son kimse alınmayınca burak, umut ve sercan benim için yeterli demeye kalksa da galatasaray taraftarı için önceliğin karakter olduğu gerçeğini gördü. sonuç olarak elinde forvet olarak sadece burak ve umut kaldı. transfer döneminin başındaki süreç iyi yönetilseydi eğer niasse’ı kiralama formülü uygulanabilirdi belki. en azından umut bulut’u izleme süremiz azalırdı.

    hocanın dilinden düşürmediği bir başka mevki olan stoper için, fatih terim’in ikinci sezonundan itibaren takımı çalıştıran 4 teknik adam da ısrarla takviye istedi. semih’in, ujfa’nın gitmesiyle gelişiminin durması, chedjou’nun maç içerisindeki konsantrasyon kayıpları, hakan’ın sürekli sakatlanması ideal stoper ikilisini bulamamamıza neden oldu. yine de kadronun bu kadar sorunu varken stoper ihtiyacının acil olmadığını düşünüyordum. bu açıdan bakınca genç bir isim olan denayer takviyesi yerinde gözüküyor. carole transferine çok sevinmiştim. yıllar sonra carole-telles ikilisiyle birlikte çok iyi bir sol bek rotasyonumuz olmuştu. telles’in gitmesi bu sevincimi kursağımda bıraksa da carole bizim için daha yararlı bir seçenek gibi gözüküyor. ayrıca bu transfer için geçtiğimiz sezon içerisinde çok eleştirdiğimiz scout ekibini tebrik etmek lazım. ilerleyen dönemlerde umarım bu tarz transferleri daha çok görürüz.

    transfer döneminin başında gönderilmesi gereken birçok oyuncu vardı. kadrodaki oyuncu sayısını indirme konusunda iyi iş yaptık. eleştirilebilecek tek nokta oyuncu satamama konusu olur. geçen sene menajerlere 8.5 milyon dolar para ödemiş bir kulüp için oyuncu satmak bu kadar zor olmamalı. yapılması gereken takviyeler ise sağ bek, forvet, kanat oyuncusu* ve koşan orta saha idi. daha az acil olan mevkiler ise yedek kaleci, yedek sol bek olarak gösterilebilirdi. kevin grosskreutz transferi aynı anda bek, kanat ve orta saha rotasyonuna girebilecek olması açısından çok güzel bir transferdi ama onu da yüzümüze gözümüze bulaştırdık. inşallah fifa’ya yaptığımız itiraz olumlu sonuçlanır. aksi takdirde ocak ayına kadar bizi zorlu bir süreç bekliyor.
  • 511
    bugün ligin yüzde 25'i geride kalıyor ve defans, orta saha ve forvet mevkilerinden birer tane olmak üzere 3 yeni transferden sakatlıkları nedeniyle henüz yararlanamadık. şanssızlığa bağlayamayız, çünkü bu oyuncular sakatlık geçmişleriyle meşhur. buna rağmen yönetimin transfer sezonunu başarılı geçirdiği değerlendiriliyor. standardı, beklentileri ne kadar düşürdüysek artık...
  • 512
    galatasaray'ı bitiren sezondur. şampiyonlar liginde 19 gol yiyen bir takıma rağmen alınan 3 kupaya aldanarak takımın yeterli olduğu görüşüyle ve özbek&hamzaoğlu ikilisinin yaptığı transferlerle enkaz büyümüştür. eğer o gün sabri, selçuk, burak, chedjou, semih, yasin, hamit, umut gibi oyunculara yol verip; melo, sneijder, muslera önderliğinde yeni bir yapılanmaya gitseydik şu an çok daha farklı şeyleri konuşuyor olabilirdik. ayrıca bu sezon yabancı kuralının serbest olduğu ilk sezondur.
  • 513
    dursun özbek denince aklıma gelen rezilleri oynadığımız transfer sezonu. ibrahimovic diye taraftarın oyalandığı ama ne ibrahimovic'in geldiği ne de ihtiyaç olan hiçbir mevkiye gerekli transferlerin yapılmadığı bir sezon olarak sonuçlandı. bu süreçte eğer dursun özbek pinokyo olsaydı söylediği yalanlardan ötürü burnu arşa değerdi.

    bu sezon, bruma, melo ve alex telles gibi oyuncuların gönderildiği, sabri sarıoğlu'yla sözleşme uzatılıp jem paul karaca ve bilal kısa gibi oyuncularla sözleşme imzalanan efsane sezon. lige bu sezonun ardından defanssız, orta sahasız ve forvetsiz başlamıştık adeta. hakan balta orta sahada falan oynamıştı o derece çaresiz kaldığımız anlar olmuştu. üstüne bir de faks skandalı yaşanmış olup kevin grosskreutz isimli kanat oyuncumuzdan transferi süresinde tamamlanmadığı için zerre kadar faydalanamamıştık.

    fenerbahçe'yse bu süreçte defanstan forvete taş gibi takım kurmuştu. hiç unutamıyorum lige van persie / fernandao forvet rotasyonuyla başlamışlardı. bizdeyse burak kıskanır diye forvet transferi yapılmamış, burak / umut ikilisine kalmıştık. futbolcuya dayalı düzene inanılmaz prim veriliyordu. mario gomez ismi ilk olarak bize gelmiş ama muhteşem(!) hocamız tarafından veto edilmişti.

    işin ilginç tarafı bu kadro süper ligi güç bela altıncı sırada bitirmesine karşın cl gruplarında en azından 3. olup uefa'ya kalabilmişti. dursun / hamza / cüneyt yerine iş bilen birileri olsaydı belki dördüncü yıldızı taktığımız ve taraftarın ateşli olduğu dönemde birkaç transferle bizi gene gruplardan çıkarabilirdi. en çok içimde kalan sezonlardan birisidir dördüncü yıldızı taktığımız sezonun ertesi. roma imparatorluğu bile böyle çökmemişti. vasıfsız adamların nasıl bir çuval inciri berbat edebileceğini yaşayarak gördük.
  • 514
    birtakım dış güçlerin ibrahimovic ismini meydana atarak verimsiz geçirmemizi sağlamış sezon. hatta o zamanki başkanımız, asrın liderimiz, büyük dursun aydın özbek paşa hazretlerimiz ibrahimovic'le hiçbir zaman alâkamızın olmadığını deklare etmiştir.

    yukarıda yazdığım her saygı ifadesi yerine yazanları görmeyip dimağınızda ne kadar küfür ne kadar hakaret varsa onları koyup içinizden okuyun.

    ahlâksız dursun özbek döneminde yaşadığımız transfer sürecidir. 4. yıldızı taktıktan sonra bizim zirveden paraşütsüz atlamamıza neden olmuştur ve müteakibindeki sezonda rezil bir performansla 6. tamamlamıştık. ve evet sayın okuyucu türlü türlü rezillik yapan dursun özbek denen vasıfsız bundan 2 gün önceki 26 mayıs 2018 galatasaray başkanlık seçimlerinde 1361 oy almış ve ondan iki ay önceki genel kurulda da ibra edilmiştir. işte buna da galatasaray lisesi'nin elitliği deniyor, yüksek fransız kültürü deniyor.
  • 516
    galatasaray'ın büyük zorluklar sonrası kazandığı dördüncü yıldız sezonu* sonunda dursun özbek ve vizyon vizyonoğlu* tarafından felaket şekilde yönetilmiş sezondur. neden mi felaket diyorum? aşağıdaki transfer listesine bakarsanız anlayacaksınız.

    --- alıntı ---
    işte 2015-2016 sezonu öncesi galatasaray'da gelenler ve gidenler.

    gelenler: bilal kısa (akhisar bld.), lukas podolski (arsenal), jem karacan (reading), lionel carole (troyes)

    gidenler: sinan bolat (porto), pandev (genoa), nordin amrabat (malaga), aydın yılmaz (kasımpaşa), bruma (real sociedad)

    kiralıktan dönenler: dany nounkeu, lucas ontivero, furkan özçal, umut gündoğan, oğuzhan kayar, sercan yıldırım, berk ismail ünsal

    sözleşmesi bitenler: gökhan zan, engin baytar, emmanuel eboue, aydın yılmaz

    --- alıntı ---

    kaynak: goal
    http://www.goal.com/...transferleri-2015-16

    şampiyon olmuş ve bir sonraki sezon şampiyonlar liginde mücadele edecek takıma yapılan transferlere bakar mısınız? bilal, jem paul ve carole. eli yüzü düzgün bir podolski transfer edilmiş. böyle skandal bir yönetim olur mu? evet oldu. bu transfer sezonu vizyon vizyonoğlu'nun devre arası gelmeden kovulmasına ve dursun özbek ile geçecek başarısızlıklarla dolu 2 sezona* sebep oldu.
  • 521
    kulübün mali şartları uyarınca bir şeyler yapılmaya çalışılmış fakat bu durum taraftara anlatılamamıştır. bir futbolcuya yıllık 5 milyon euro maaş veremediğimiz için alamadığımız mario gomez ne yazık ki elimizdeki başka futbolcu üzerinden kıyaslanmıştır. bu durum yıllık 4 milyon euro veremediğimiz sağ bek transferi için de geçerlidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın