• 129
    mustafa denizli tarık'ı çıkarıp jose'yi oyuna alarak yönetime ve sabri'ye çok net mesaj verdi. bu değişiklikte sorun yok. ama yapmadığı değişiklikler adamı delirtiyor gerçekten. ikinci değişikliği 88'de yaptı. üçüncüyü yapmadı bile.

    yasin ve bilal çok yorulmuştu, ikisini de çıkarmalıydı mustafa denizli.

    ***

    maçın benim için tek olumlu yanı; oyuncuların artık golden sonra geriye yaslanmaması. gol attıktan sonra tekrar gol için çaba sarf ediyorlar. bu önemli gerçekten.

    chedjou: her ne kadar sahanın dikine sürpriz sıçramalar yapıp, sürpriz paslar atarak olumlu işler yapsa da yeri göbek değil. hakan-chedjou ikilisini bozmamak gerek.

    semih: formsuz. ben kötü bir stoper olduğunu düşünmüyorum. eksikleri var evet. ama kötü değil. lakin dediğim gibi formsuz. ve form tutması için çok oynaması lazım. bu takımın da buna sabredecek gücü yok.

    umut: bu maç kötü oynamadı ama bu takımın golcüsü değil. ve de bencil abi, çok net. son dakikalarda olcan 70 metre top sürdü, herkesi çalımladı. kaleye vurmak yerine (ki bence hata yaptı) umut'a pas atmak istedi. atamadı, önemli değil. ama umut'un tavrı çok kötü. olcan kendisine pas atamadı diye sinirlendi herif. neyin tavrı abi bu? adam 70 metre top sürmüş, kaleye vur diyeceğine, tebrik edeceğine, "olur, üzülme" diyeceğine pası atamadı diye adama sinirleniyor. ya bir bırak arkadaşım bu işleri!

    sinan: daha fazla süre almalı. yasin 60'tan sonra tükeniyor.

    tarık: maçın en iyilerindendi bence. denizli mesaj vermek için çıkardı dediğim gibi. ama keşke çıkarmasaydı. neden ıslıklandığını da anlamadım.

    poldi-sneijder-muslera: siz adamsınız, yoruma gerek yok.

    bilal: yaşlı, koşmaya hali yok.

    jose: göbek oyuncusu değil. dikine oynayışlarına ihtiyacımız var. bence bir maç sağda denenmeli, kupada filan. fatih terim'li sezonda engin-selçuk-melo-emre sistemi gibi.

    yasin: iki hamleden sonra beyni duruyor. rotasyon oyuncusu, fazlası değil.

    olcan: solbekte iyi oynuyor gerçekten. vasatı aşıyor. carole iyileşince daha da iyi olacak.

    sabri: naber?
  • 132
    mücadele gücümüz ve oynama arzumuz üst düzeyde olmasına rağmen ayrıca galip gelmemize rağmen ne yazık ki beni memnun etmeyen karşılaşmadır. evet akhisar iyi bir takım, kazandığımız için mutlu olmalıyız fakat ben mutlu olamıyorum. çünkü çok fazla hata yapıyoruz, çok kalitesiz bir kadromuz var.

    yasin ilk yarıda tüm pozisyonlarımızı hiç etmesine rağmen sırf galip geliyoruz diye alkışlanıyor.

    semih anadolu takımın topçularına rağmen yerlere düşüp duruyor ki bir tanesinde rakip çok fena geçmişti, bence faul de yoktu. yediğimiz 2. gole bakalım, semih nerede ?

    şu takımın en iyi forvetinin umut bulut olması bana koyuyor. kesinlikle ve kesinlikle ara sıra 70. dakikadan sonra oyuna girmesi gereken bir futbolcu.

    podolski 90 dakika boyunca sanırım 25-30 saniye falan topla buluşuyor. bu kadar etkili bir golcünün çok daha fazla oyunun içinde olabimesini yaratmamız gerekiyor.

    tarık sabri'nin yarısı kadar bile oynayamıyor ister kabul edin ister etmeyin. ptt liginde dahi yedek kalır bu adam. o kadar amatör ki...

    sadece günü kurtardığımızı düşünüyorum. umarım haftaya bir deplasman galibiyetine imza atıp devre arasına gireriz.

    2 hafta boyunca rakiplerimizinde puan kaybı yapması bizi tekrar umutlandıracaktır, zira ikinci yarıda büyük maçlarımızın çoğu ve derbiler arena'da oynanacak.
  • 134
    maçtan eve döndükten sonra maç süresince yapılan yorumları okumak her zaman ilgimi çekmiştir. yine aynısını yaptım. kafadan o niye oynuyor bu niye oynamıyor diyen klasik yazıları bir kenara koyuyorum. kanaatim tv başında yorum yapan arkadaşların bazıları fena halde yanılıyorlar. en çok değinilen konular arasında jose rodriguez niye tarık la değiştirildi; çıkması gerekenler yasin veya bilal değilmiydi? tabi bu arkadaşlar tarık'ın adama basmayıp sürekli geri kaçmasının takım içinde gördüğü tepkinin farkında değiller. öyle ki, chedjou ve podolski zaman içinde fırça çekme sınırını bile zorladılar. tarık'ın çıkarılması kesinlikle doğruydu çünkü takım bir kişi eksik oynuyordu. ben jem karacan veya rodriguez'in sağ beke alınabileceğini düşünmüştüm; denizli farklı bir şeyler düşünmüş. diğer bir tespit semih'in yenilen gollerdeki hatası. ilk gol normalde faul ama iş galatasaray olunca bu sene nedense o düdük çalınmıyor. ikinci golde semih'in kornere kafaya gitmesi ve çabuk dönememesi tartışılabilir ama podolski'nin niye geriye dönmediğine nedense kimse değinmiyor. zaten 70.nci dakikadan sonra hem yasin hem podolski bittiler ve geriye desteği kestiler. son dakikalarda yediğimiz aşırı baskının başlıca sebebi de bu iki kanatın yorulmasıydı. tribünden bakınca takımın en iyisi olcan idi. umut bu kadar protestoya ve hafta içi yapılan takas söylentilerine rağmen son iki sezon oynadığı en iyi topunu oynadı. zaten umut'un en iyi tarafı iyi niyetini hiç bozmaması. chedjou ön libero pozisyonuna biraz daha ısınmış gibi göründü. özellikle ilk yarı hatasız oynadı.
    neticede sağ bek şu anda boş, hatta bugün sağbek olmadan 10 kişi sahaya çıksaydık da sonuç ancak bu kadar olurdu.
  • 135
    gayretli gözüktüğümüz maç. ikinci yarı hem kondisyon eksikliği hem de skoru koruma psikolojisi ile geri çekilince zor anlar yaşadık. selçuk'suz bir galatasaray'ın da iş yapabileceğini görmüş olduk. gollerin tribün çekimi görüntülerini aşağıda bulabilirsiniz:

    umut: https://www.youtube.com/watch?v=onDeIJMjcZY
    podolski: https://www.youtube.com/watch?v=4uWdKrN4uyA
    yasin: https://www.youtube.com/watch?v=6vyjMsoZjPE
  • 136
    takımın kanayan yarasının defans olduğunu bir kez daha bize göstermiş olan maç. 2-0 öne geçen bir takım böyle defans yapmamalı. antalyaspor maçından beri her maç kötü performans sergileyen bir defansımız hattımız var. semih iki hafta üst üste çok ciddi hatalar yaptı. geçen hafta gökhan törenin önüne topu indirdi, akhisar maçında da n'guemo ya resmen topu hediye etti. beşiktaş maçını kaybettiren akhisar maçında da rakibi cesaretlendiren isim hep semihti maalesef. mustafa hoca şu budama işine başlasa keşke diyorum ama doğru kişilerden mi başlar diye endişe etmiyor da değilim.
  • 138
    galatasaray – akhisar belediye : 3-2

    hafta içi kupa grubunda galatasaray 2-1 kazanmıştı, eksik kadrolarla. sezon başından beri istikrarlı bir futbol oynayamayan, taraftarını küstüren galatasaray’ın güçlü akhisar karşısında puan kaybetmesi sürpriz olmazdı.

    akhisar’a güçlü demişken, kadro kalitesinden bahsetmiyorum ama ne oynadığını bilen, belli bir planı programı olan bir takım olarak görmek lazım. hani bizim anlı şanlı takımlarımız iskandinav ülkelerinin sıradan takımları karşısında zorlanır ya, ona benzer bir durum. akhisar tam da iskandinav takımları gibi oyun disiplininden kopmayan, futbolun basit işlerini yaparak başarılı olmuş bir takım. bütçeye göre müthiş işler çıkartıyorlar. tebrikler.

    mustafa denizli, maça yine önde 4’lüyle başladı. önceki maçlara göre bu handikap hiç sırıtmadı. neden? çünkü, burak yılmaz’ın yokluğunda oynayan umut bulut’un bütün özelliklerini ortaya koyabileceği bir akhisar vardı.

    akhisar avut atışlarında bile savunmayla pas yaparak çıkmaya çalışan bir takım. umut’un en sevdiği rakip oyun şekli. kaleciye, stoperlere, beklere pres yaparak sevdiği ve en iyi şeyleri yaptı umut. böyle olunca, efektif kullanılabildi. tabii ki, takımın hep birlikte savunmayı öne çıkararak presi genişlettiklerini de belirtelim.

    aslında önde presle oynamak galatasaray gibi takım savunması zayıf takımlar için en ideal oyun şekli. alan daraltarak oynayınca orta sahanın yükünün 2 kişiye binmesi söz konusu olmuyor. forvetteki becerili ama savunmaya destek vermeyen, destek verse bile beceremeyen oyuncular için de şahane bir ortam.

    nitekim öyle de oldu. presten kazanılan bütün toplar dar bir alanda sneijder, podolski, yasin, bilal’le akhisar üzerinde baskı kurmayı sağladı. akhisar’ın planı muhtemelen o presten sıyrılıp galatasaray savunmasının arkasına sarkmak şeklindeydi. fena fikir değil aslında ama olmadı. kontraya bile pas yaparak çıkmak istediler. ah.

    galatasaray’ın öndeki presi ve fazla pozisyon vermemesini sadece oyun planına da, akhisar’a da bağlamıyorum. maçtan önce mustafa denizli “bambaşka bir takım izleyeceksiniz” demişti. bambaşka takım= iştahlı, coşkulu takım. gerçekten de bu sezonun en coşkulu, en iştahlı galatasaray’ını izledik.

    bu iştahlı takım hala büyük bireysel hatalar, önemli pozisyon hataları yapıyor. hala çıkarken çok basit top kayıpları yapıyor. yenilen iki golde de bu hataları gördük. semih’in kaleye yüzü dönükken dan diye vurmamasını nasıl açıklarız bilmiyorum. halbuki en iyi yaptığı şey. hani, sneijder, yasin falan gibi becerili ve savunma inceliklerini bilmeyen bir oyuncu olsa, önce topa basmak isteyebilir anlarım da, sen semihsin be kardeşim, vur gitsin işte. ikinci gol, bu sene
    galatasaray’ın klasiği oldu. bu kaçıncı acaba? takımın attığı kornerden sonra yenen kontra, alan, adam paylaşımı doğru yapılmamış, rakip için altın tepside sunulmuş lezzetli bir yemek gibi. sorarsan, golü muslera yedi.

    devre arasına az kaldı. birileri gidecek bu takımdan. artık idmanlarda, maçlarda çok daha iştahlı oyuncular görmek istiyorum. bir futbolcuyu galatasaray’da kalmak motive edemiyorsa ne motive eder bilmiyorum.

    geçen haftaki beşiktaş yenilgisinden sonra çok gerekli bir galibiyet kazandı takım, devamı gelir inşallah.

    daha bu takıma selçuk inan girecek sevgili can :)

    www.mevzubahis.com 'da yayınlanmış bir yazıdır.
  • 139
    galatasaray'in iyi oynamadigi ama buldugu 6-7 pozisyondan 3 gol cikararak kazandigi maç. takim devre arasi gelsin diye yalvariyor resmen. maalesef yuruyecek ne fizik ne de moral yok oyuncularimizda.

    muslera: yedigi gollerde yapabilecegi bir sey yoktu. ilk golde semih verdi, balta'ya carparak kontrpiyede kaldi. ikincisindeyse antremanda orta-kafa-gol golu yedik.

    tarik: bu maçta siritmadi ama bunun nedeni akhisar'in anlasilmaz bir sekilde onun uzerine gitmemesiydi. tesekkurler cihat hocam. bu madeni kullanmayarak efendiligini gosterdigin icin.

    semih: eh be kardesim ne diyeyim ben sana? yani o yedigimiz ilk gol cidden inanilmaz. bak o topa dan diye vuramayan bir hucumcu olsa anlarim. nihayetinde bilemiyordur ne yapacagini derim. ama sen semihsin yahu. dan diye topa vurmak genlerinde var. neyse. biraz dinlendirilse iyi olur zira taraftarin sabri cidden tasiyor.

    balta: yerinde ve kritik mudahaleleri vardi. ikinci golde takim olarak sictik. hakan da bundan ari degildi.

    olcan: macta en begendigim oyuncularimizin basinda geliyor. cidden iyi oynadi.

    chedjou: akhisar bir besiktas olmadigindan besiktas macindaki kadar siritmadi orta alanda ama ne olursa olsun yeri degil bence.

    bilal: ilk yarida cok pas hatasi yapsa da, takim halinde baski kurdugumuzdan bu toplari kolay kazandik. bence fiyat/performans olarak kolay vazgecilmemesi gerekiyor. bu neviden maclarda guzel isler yapabilir. jose r.'nin cok cok cok onunde.

    yasin: aklini kullandigi maclardandi. savunmaya yardimci olmasi ile one cikti. golu de kiraz oldu. cok mu iyiydi? hayir. ama savunmaya yardim onemli, savunmaya yardim sart.

    podolski: iyi mac cikardi. golunu yazmasi disinda savunmaya da, kendisine gore, epey katki sundu.

    sneijder: paslari ve sutlariyla etkiliydi. keske o guzel sutlarindan biri gol olsaydi.

    umut: kendi standartlarinda iyi bir mac cikardi. burak'in haftalardir yaptigi gibi takimi on kisi oynatmadi en azindan. eksiklerini vs hepimiz biliyoruz. bunlar degismeyecek de ama dun takimin iyilerindendi.

    jose: macta sahaya adim atmis en kotu performans veren oyuncu kimdir deseler pek cok kisi semih der herhalde ama bence jose idi. olaganustu sayida top kaybetti. olaganustu umursamazdi. kumasini musasini konusmuyorum ama hakikaten olacak is degil. oyuna girmesiyle orta sahada ezildik resmen. su kadar entry yazilmis ama bir kisi de jose'nin ne kadar kotu oynadigini soylememis. o da ilginc.

    sinan: son dakikada girdi. bir ofsaytla maci tamamladi.
  • 140
    3-0 kazandığımız bursaspor maçı dahil son zamanlarda izlediğim en iyi galatasaray vardı sahada... şu anki kadroyla daha fazlasını beklemek hayalcilik olur zaten... önde baskı yaparak özellikle ilk yarı rakibi hiç çıkarmadık...maç 0-0 iken o kadar belliydi ki gol atacağımız, hem de pozisyon üretemediğimiz halde... sonra olcan'ın çabasıyla ikinciyi de bulduk. sağ bek allah'a emanet olduğundan iki golü de o kanattan yedik...

    takım hırslı, azimli, istekli ama defans her zamanki gibi s.o.s vermeye devam ediyor... semih'le olmayacağı çok açık. ikinci yarı hakan- chedjou ya da chedjou-denayer ile o bölgeyi idare etmeliyiz. sağ beke transfer şart. sol beki olcan- carole bu sezon götürür.
  • 143
    hugo rodallega'nın çaprazdan topu zayıf bir şekilde muslera'nın üzerine vurduğu pozisyondan sonra arkamda maçı izleyen iki liseliden biri "ben orda olcaktım muslera'yı kalenin içine sokardım :)))" dedi.

    ne zaman böyle tiplere rastlasam aklıma sahaya kundurayla dalıp daha ayakta bile duramadan göt üstü düşen dangıl dungul tipler geliyor.

    bok sokarsın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın