koşmaktan başka bir yeteneği olmayan 11 kişinin falan 10 dakikada 3 gol attığı fenerbahçe'ye karşı yine dünyaları kaçırıp ya sidik zoruyla 1-0 falan kazanacağımız ya da mağlup olacağımız bilmemkaçıncı derbi maçı.
adına ister kader deyin, ister karma deyin, ister üç büyükler isimli tiyatronun gereği gibi marjinal paranoyak bir isim verin...
bu siktiğimin düzeninde avrupa fatihi olmanın, kupa beyi olarak anılmanın, birçok istatistikte en önde olmanın bedelini tarihimizin en iyi takımlarıyla çıkığımız derbilerde dahi fenerbahçe'ye "takım kalitesi ne olursa olsun" aldığımız mağlubiyetlerle ödüyoruz...
eskiden fenerbahçe'nin çuvalladığı her maçtan sonra neşelenirdim. hatalı bir gol yediklerinde falan goygoy şamata yapardım. şimdi üzerine koyarak gelme durumu oluyor, şu takımı bile yenemeyeceğiz diye...
yaşım 29, taraftarlık yaşım da 17 falan. çürüdük artık ya içimiz geçti. normalde de içim geçmişti zaten benim o da ayrı konu...
galatasaray sağolsun başarının sevincin her türlüsünü gördük, bazılarının hayal edemediği kadarını hem de...
ama 17 yılda o kadar fenerbahçe maçında toplam kaç dakika "aha şimdi bi tane atacaklar oyundan düşücez yine aynı hikaye başlıyor" korkusu olmadan izledik dersen dakikaların toplamı bir maç süresi yapmaz...
tarihinin en iyi takımıyla 4 forveti sahaya sürsek ceza sahasına girmeden gol atarlar, aslanlar gibi top oynayıp "bittik biz bittik" dedirte dedirte 0-2'den gelsek 22 kişiyi sıyıran top gider yine üst direğe çarpar, daha eskilerden alırsak gökmen'in direkte üç tane çamurlu top izi kalır bir tane tartışmalı golle 1-0 yeniliriz falan...
maça daha bir ay var ama az çok biliyorum başımıza gelecekleri. konu fener maçı olunca işin ucunda kupa mupa yoksa yaşadığımız onca rezilliği fener şansı ile açıklamak da salakça geliyor artık. yine taraftar gaza gelecek, yine herkes favori diyecek, yine bu zibidileri hayata döndürecez...
mayıslar bizim falan. ileri saralım... alıştık artık yine çekeriz sineye...