emre belözoğlu'nun oynayamayacağı konuşuluyor.
oynamasının bizim için avantajları:
1. emre atmosferden etkilenebilen, gerilen ve kart görebilen bir futbolcu. bu kadar gergin bir maçta takımını eksiltebilir.
2. bir nefret objesine dönüştüğü için bizim takımı ve taraftarı havaya sokabilme, maça sokabilme durumu var. bir hareketiyle bütün tribünleri maça sokabiliyor emre.
3. kaliteli bir futbolcu olsa da hem yaşlı hem de temposuz. sakatlık durumunu da düşününce o tempoyu kaldırabilir mi, kaldırırsa kaç dakika dayanır belli olmaz.
oynamasının bizim için dezavantajları:
1. ne olursa olsun çok kaliteli bir futbolcu. başakşehir için çok önemli bir futbolcu. epureanu'nun yokluğunda emre'yi de kaybetmek aslında başakşehir'i çok büyük sıkıntıya sokar.
2. yine etkilenme durumuna rağmen başakşehir kadrosunun kalanına göre bu maçları daha fazla oynamış
* bir isim. sahaya çıktığında ayakları titremez. kırılma anlarında takımını toplayabilir. bunu pek yapamasa da yapma potansiyeli var anlamında söylüyorum.
yine de bütün bunların dışında bir şey söylemek istiyorum. başakşehir'de kim oynarsa oynasın fark etmez. bunu bir güç gösterisi olsun diye demiyorum, gerçekten fark etmez bence. bu maç bir tarafın zaferiyle sonuçlanacaksa ya biz kazanacağız ya da biz kaybedeceğiz. bu maçın skorunu belirleyen taraf biz olacağız yani. bizim isteğimiz, hırsımız, konsantrasyonumuz, taktiğimiz, becerimiz olacak.
ligde 35 maçtır evimizde kaybetmiyoruz. tesadüf mü bu seri? demek ki gerçekten bu sahada biz farklı oynuyoruz. kaybetmiyoruz dediğim de 30'unu kazandık bu maçların. bu sezon ilk yarıda kendi elimizle verdiğimiz maçlar olmasa 34 galibiyet falan olabilirdi.
buraları oynamayı bilen bir takımız. bilen bir camiayız. karşımızda ise tam tersi durumda olan bir takım var. buraları hiç oynayamıyorlar ki oynayamadılar da. 8 puan geriden geldik bu noktaya. liderliği alma maçı olarak düşündüğümüz maça şampiyon olmak için çıkacağız.
başımızda bu maçları defalarca oynamış biri var. dahası çoğundan zaferle çıkmış bu maçların. çok çok daha stresli maçlara çıkmış. daha stresli deplasmanlardan bu takımı şampiyon olarak çıkartmış bir adam var. en büyük güvencemiz de o zaten.
geçen yıl gençler mağlubiyeti sonrası ağırlamıştık başakşehir'i. çok sıkıntılı bir atmosfer vardı. başakşehir şimdikinden çok daha iyi durumdaydı. hem oyun olarak motivasyon olarak. belki biz de sayısız pozisyona girmedik ancak temiz bir galibiyet almıştık. ''mariano o golü atmasa...'' demeyin şimdi. mariano o golü hep attı. mariano değilse sneijder attı. o değilse drogba attı. o değilse elmander attı. o değilse nonda attı, hagi attı. biz o golü hep attık. atacak birilerini hep çıkardık. onlar atmasa muslera tuttu, mondragon tuttu, taffarel tuttu. biz bu maçları hep aldık.
takıma, hocaya ve taraftara sonuna kadar inanıyorum. beraberlik de bize yarıyor. mağlubiyette ise canımız sağolsun. bu sezon ciddi sıkıntılar yaşadık, tekrar saymaya gerek yok. belki erzurum maçından sonra birçoğumuz kırılma yaşadı ancak şimdi bu noktadayız. kötü senaryoda da işleri bu noktaya getirebildiği için bu takıma saygı duyar, ''bir finalde de galatasaray bizi üzmüş olsun.'' der gelecek sezona bakarız. önümüzde 5 gün var. 2 galibiyetle gelebilecek 2 kupa var. bu en anlamlısı olabilir. hayat, neden olmasın?
(bkz:
zaferler senin ruhunda var)