19 mart 2009 galatasaray hamburger sv maçı

• 403

  hafizamdan sildigim mac. 19 mart 2009 gunu bende hic yasanmadi.
• 447

  (bkz: galatasaray tarihinin travmatik anları)
  (bkz: tarihte bugün)
• 418

  sıkıntılı bir haftanın ilk maçıydı. üç, dört gün sonra da içeride eskişehir'e kaybetmiştik.
• 411

  öne geçtiğimiz halde kaybettiğimiz son avrupa maçıdır. enteresan bir istatistik. bu maçtan sonra hiçbir rakibe comeback yaptırmamışız avrupa'da.
• 397

  19 mart 2002 galatasaray barcelona maçı ile birlikte hatırlanan, tarihimizdeki en büyük hüznü barındıran maçlardan biridir. kadıköy'de uefa kupasını kazanma fırsatının kaçırıldığı maç. maçı bir mekanda izledikten sonra maç içi yapılan hataların verdiği sinir ile ankara bahçelievlerde 7. caddede maçı izlediğimiz mekandan çıkınca bağıra bağıra sinirimi boşaltmıştım.
  
  ayrıca ne tesadiftür ki 19 mart 2002 galatasaray barcelona maçı ile aynı gündür. bir cenabetlik var sanırım bu 19 mart'da.
• 435

  30 mart 2021 türkiye letonya maçından sonra akla gelen maç... bir insan ayağını attığı yeri kurutur mu be kardeşim.
• 467

  hakan balta'yı saymazsak kadrodaki tek stoperin yedekler arasında bulunan ve o dönem henüz 18 yaşında olan semih kaya'nın olduğu, teknik direktör bülent korkmaz'ın tercihi ile hakan balta ve sabri sarıoğlu* stoper tandemiyle sahaya çıktığımız ve evimizde 2-0 öne geçip 2-3 kaybederek uefa kupasından elendiğimiz son 16 maçı. ilk maç deplasmanda 1-1 bitmişti. tarihimizin en büyük hezimetlerinden biri olabilir ama kadroya bakınca çok da neden aramamak lazım gibi. * * *
  
  (bkz: neler yaşamışız lan biz)
  
  not: yanlış hatırlamıyorsam maçın belli bir bölümünde kewell'ı da stoperde izlemiştik...
• 468

  dengesiz takım kurmanın kurbanı olduğumuz maç.
  önceki turda bordeaux karşısında bu durum az çok belli olmuştu aslında ama yine de ümitliydik. hücumcuları çok iyi, orta sahası vasat ve defansı rezalet bir kadro ile oraya kadar gidebilmiştik. daha dengeli ve bilhassa orta sahası kaliteli bir takım olsaydık ne bordeaux bize 3 gol atabilirdi ne de hamburg'a elenirdik.
  hey gidi günler.
• 422

  bülent korkmaz'ın lincoln takıntısına ve lakabı cesur olmasına rağmen cesaret gösteremeyip stoperde kewell ile başlamasına kurban gitmiş mücadeledir.
  yazık oldu. belki de daha o yıl fenerbahçe stadında hem de tesadüfen(!) avrupa kupası kaldıracaktık.
• 423

  en üzüldüğüm üç mağlubiyetten biridir.
  
  diğerleri 1992'deki werder bremen ve 1998'deki athletic bilbao maçlarıdır.
• 452

  (bkz: kapat müziği muhittin abi)
• 424

  kahvehane ortamında izlediğim, üçüncü golden sonra sinirden yeni açtığım sigara paketini ekrana fırlattığım ve o günden sonra sigarayı bıraktığım maçtır. benim için böyle olumlu bir yönü oldu.
  
  benim nezdimde bülent korkmaz'a yazan maçtır. en yapılmayacak zamanda maç 2-2 iken lincoln-ümit karan değişikliğini yapmıştı. maçı tam orada verdik zaten. süper lig'de golü olmayan, o sezon yokları oynayan adamı maç 2-2'ye gelmişken ve rakip ivme kazanmışken oyuna almak tam manasıyla fiyasko bir karar. üstelik lincoln'den doğan yaratıcı oyuncu boşluğunu, yine o sezon sakatlık sorunlarıyla boğuşan, jübilesi gelmiş hasan şaş'ı oyuna sokarak kapatmaya çalışmak nedir allah aşkına?
• 454

  (bkz: çalma kardeşim bu şarkıyı anısı var)
• 438

  yazdığımı sanıyordum ama nasıl acı veriyorsa artık, daha önce hiç entry girmediğimi fark ettiğim maç. o zamanlar hotbird uydusunda basit şifreli birkaç fransız kanalı vardı bu maçları yayınlayan. bordeux maçını da oradan izlemiştim. bordeux maçında yapılan saçmalıkların aynısı yine olunca bu sefer dönüşü olmadı. almanlar cezayı kesti... 98 de ki bilbao maçından daha kötü bir iz bıraktı. çok farklı yenilgiler bile bunun kadar koymamıştı.
• 441

  canımı en çok yakan avrupa maçımız.
  
  3.golü yediğimizde çökmüştüm evde. ikinci uefa kupası olacağına final olmasa da en kötü ihtimalle yarı final göreceğimize inanıyordum, inanıyorduk. 2-2 olduğunda bile umutluydum ama o 3.golü yediğimizde sanki ömrümü verdiğim sevgilim seni sevmiyorum demiş gibi hissettim uzun zaman.
• 444

  olmasaydı sonumuz böyle dedirten uefa kupası son 16 turu rövanş maçı. ortaokulda yatılı okuyordum ve 1 kez okuldan kaçtım o da bu maç için. okuldan kaçmak derken aklınıza caddelerin arasından geçip eve gitmek gelmesin; bizim köy ile yatılı okulun arası bildiğiniz çöldü -bozkır, kum temalı- ve o yaştaki bir çocuk için korkutucuydu ama pazartesi günü okula giderken aklımda tek şey o maçı izlemekti -yurtta yat saati 9 olduğundan maçı izlemem mümkün değildi- bu sebepten, o yaşıma kadar hayatımın en cesur eylemini yapıp okuldan kaçtım ama akşamında, 2-0 öne geçip maçı vererek ve turnuvadan elenerek hayatımın şokunu yaşadım. ayrıca harry kewell'ın stoper oynadığı maç olma özelliğini de taşıyor.
• 409

  daha önce de belirtimştim ama beni ilk ağlatan maçtır bu. bugün bile fernando meira'yı satıp, bu maça stopersiz çıkmamıza vesile olan adnan polat'a küfreder dururum.
• 410

  kaptan o maç için gaza gelip kewell'ı defans oynatmıştı. yanlıştı kaptan. semih kaya vardı, daha yeni geliyordu. ona güvensen belki senin seviyene çıkabilirdi, potansiyeli vardı.
  
  küstüren maçlardan biridir.
• 395

  hayatımda yaşadığım en büyük travmanın kaynağı, uzunca bir süre gözümü kapatınca paolo guerrero ve ivica olic'i görmeme sebep olan maç.
• 421

  ilk macta ve bu macta bülent korkmaz‘in yaptigi sacma oyuncu degisiklerin yüzünden kaybedilen uefa karsilasmasi.
  
  iyi oynadigi halde lincoln‘u iki macta da gerekeiz bir sekilde oyundan almisti. ilk macta lincoln tepki göstermisti oyuncu degisikligine. ikinci macta da aynisini yapti bülent korkmaz. ondan sonra da golü yedik.
• 480

  9 aralık 1998 athletic bilbao galatasaray maçından sonra sonucuna en üzüldüğüm ikinci maç.
• 404

  birden fazla dramatik mac izledim ama su 19 mart 2009 galatasaray hamburger sv maçı'nin bende olusturdugu travma sanirim bir yerlerimden cikar ilerde.
  
  universitedeydim arkadaslarla bi 3-4 saat tepksiz ekrana baktigimizi hatirliyorum.
• 443

  hayatim boyunca en çok üzüldüğüm maçtır. bir hafta kendime gelememiştim.
• 457

  kapat şu müziği muhittin abi nidalarıyla başlığına geldiğim travmatik maç. ne olur hatırlatmayın olic'i, guerrero'yu :(
• 439

  benim için hiçbir zaman travma olmamış olan maç. çok merak ediyorum benden başka bu şekilde hisseden var mı ama gerçekten bundan daha travmatik 10 maç sayarım rahatlıkla.
  
  her şeyden önce öyle bir lanse ediliyor ki sanki maç 2 2 bitse tur atlayacaktık. oysa 2 2 bitse de elenecektik ve zaten saldığımız için 3.golü yedik. 2 0’dan maç vermek olağan üstü bir durum değil, hele türk takımları için hiç değil.
  
  zaten o sene uefa kupası’nı falan alamazdın, kadro zayıftı,rotasyon zayıftı , her geçen gün takımın pili bitiyordu, ligde bile şampiyon olamadık zaten. bir sonraki turda elenme olasılığın çok fazlaydı.
  
  2 0’dan 2 2’ye maç getirmeyi bu kadar çok travma haline getirmek kulüp genlerine zarar veriyor. 2 0 öne geçtiğimiz her maçta bunu hissederiz farkında olmadan. nasıl kadıköy mağlubiyet serimizin ana sebebi 6 0 travması olduysa, bu tarz gereksiz şeyleri travma haline getirmek de avrupa karnemizi olumsuz etkileyebilir. geçti gitti işte, üstüne ağıt yakmanın manası yok.