2013-14 UEFA Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu Rövanş Maçı
21:45 Stamford Bridge
2 - 0
  • 402
    mancini' yi seven tek kişi olamam diye düşünüyorum. hiç kuşkusuz takıma bir mentalite kazandırmıştı. ancak elindeki malzeme çok kötüydü ve maalesef galatasaray formasını giymemesi gereken isimler formayı giymekteydi.

    bir önceki maçta formayı çıkararak neden bir daha galatasaray forması giydirilmemesi gerektiğini gösteren bir oyuncumuz vardı, bir daha da asla sevemedim kendisini. ayrıca yekta kurtuluş'un oynadığı takımdan tur beklemek bir bana mı tuhaf geliyordu?

    rakiple aramızda fersah fersah kalite farkı olan maçtı: lampard, terry, cahill, azpilicueta, ivanovic, hazard, schürrle, willian, eto, demba ba, david luiz, torres.

    sonrasında bu chelsea kadrosu; veratti, cavani, moura'lı psg'yi de eleyip, yarı finalde; gabi, costa ve arda'lı atletico'ya elenmişlerdi. atletico ise finalde uzun süre önde götürdüğü maçı 90+'da ramos'un golüyle uzatmaya gitmesine engel olamamıştı. uzatmalarda ise real madrid'e 4-1 yenilmişlerdi. bir ara gündemimizde olan di maria, 110.dakikada gole yaklaşmış ama top havalanmıştı ve arka direkte gareth bale kafa vuruşuyla madrid'in 2.golünü atmıştı - bu golü hatırlayanlarımız çıkacaktır.

    her neyse ben yinede formamı giyip izlemiştim- tam parçalı olarak bilinen 8 parçalı formam, metin oktay parçalısı.

    üzüleceğimi bile bile sevdim. yine olsa yine yaparım.
  • 404
    drogba ile ilgili acayip bir şehir efsanesine dönen maçtır. drogba'nın maçı sattığı, rakip chelsea olunca top oynamadığı rivayet edilir ve sürekli olarak ''drogba o maçta gözümden düştü.'' diye bahsi geçer taraftar arasında.

    tabii ki efsanelerin çoğu gibi bu da büyük ölçüde yalandır. galatasaray, tarihinin en silik avrupa performanslarından birini sergilemiştir bu maçta. maça dair akılda kalan bir aksiyonumuz, bir şutumuz yok. kaleyi bulan ilk şut sanırım 90'da mı ne gelmişti. onun dışında da 3-4 şut çekmişizdir muhtemelen. bu arada mourinho'nun o chelsea'si zaten kendi evinde çok zor gol yiyen, maçı çok iyi kapatan bir takımdı. yani gerçekten maçı öldürmeyi çok iyi bilen bir takımdı ve erkenden öne geçince de bunu uygulayabildiler.

    he drogba kötü oynamıştır, 1-2 tane de alakasız deneme yapmıştır evet. takımdaki birçok futbolcudan daha kötü oynamamıştır yani o akşam. olsa olsa aynı seviyede oynamıştır. baktı takım kaleye gidemiyor, belki imza atarım hevesiyle 1-2 tane 30-40 metreden sıkmıştır. kaldı ki drogba'nın ligde de böyle denemeleri vardı zaten. uzak frikiklerde falan topun başına geçip dağa taşa vurmayı severdi. o yüzden yani öyle ekstra kötü bir oyunu falan yoktu. belki hali tavrı, rakibin ve taraftarın ona karşı tutumu derken olaya biraz daha profesyonel yaklaşmıştır o kadar.

    öyle bir anlatılıyor ki takım iyiydi ama drogba çok kötüydü, maçı sattı, bir sürü net fırsatta dışarı vurdu, aldığı her topu kaleye yolladı... lan zaten 3 tane şut çekmişsin maçta, drogba kaç tane vurmuş olabilir?* hadi drogba çok kötüydü, drogba chelsea'ye kıyamadı da takımın kalanı ne yapıyordu? onlar da inşaat mı izliyordu londra'da?

    bu saçma sapan ezber yorumları ve bir de bunların bu kadar yayıldığını görmek kadar canımı sıkan bir şey yok gerçekten.
  • 405
    drogba tarafindan stanford bridge'de last tango havasinda oynanmis mac. madem daha sonra gidip yedek forvet olacaktin neden bizi bu kadar etkisiz biraktin. mac ile ilgili tek hatirladigim detay drogba'nin frikigin basina gecip topu turkiye'ye geri gonderme cabasiydi. eslesme ile ilgili hatirladigim detay olimpiyat cocugu terry'in burak'in sik golunu sabote etmesi, telles'in gegenpress ile top kapip sut cekmesi.
  • 406
    drogba tarafından satılmamış, en baştan kaybedilmiş bir maçtı. drogba her zaman yok frikik atayım yok 40 metreden gol atayım denemeleri yapardı zaten. büyük oyuncu olmak için böyle şeyleri de denemek, deneye deneye başarmak lazım biraz. adam hazır kariyer sonu geldik takımın abisiyiz bunları da yapalım madem diye takıldı bizdeki kariyerinde. bu maç özelinde ekstrem bi şey yapmadı. ayrıca takım rezalet top oynamıştı.
  • 407
    hani ortama kız girince dengesi bozulan, normalde samimi olduğu arkadaşlarını bozmaya çalışan, onlardan sürekli rol çalan tipler vardır. öyle ortamlarda hep ön planda olmak isterler. normalde de baskın karakterlidir bunlar. bencilliklerini 1 kilometre öteden sezersiniz. arkadaşlık ilişkileri de genelde normal arkadaşlıklara göre daha fazla çıkar ilişkisine dayanır. ortamın popüler çocuğudur ama herkesle ilişkisi de yüzeyseldir. ne yapıyorlarsa aslında kendi faydaları için yapıyorlardır.

    işte drogba tam olarak bu insan bence. biz galatasaray olarak onun arkadaşı olduk. birlikte eğlenceli vakit de geçirdik. ama drogba ne zaman ortama güzel bir kız gelse hep 2. plana attı bizi. sadece chelsea maçında da değil, örneğin yanında selçuk, sneijder varken frikikleri uzaya yollaması... veya real madrid maçında da attığı golden sonra topu alıp santraya koşmadı mesela. kendi golünü kutladı. ama en azından bizi de sevindirmişti ne olursa olsun o maç. neyse ufak tefek şeyler...

    ben drogba'yı çok severdim. her ne kadar ne zaman frikik olsa topun başında mesafe tanımaksızın kendisini gördüğümde cinnet geçirsem de çok iyi oyuncuydu.

    ama chelsea maçı... güzel bir kızın yanında biraz caka satmak için en yakın arkadaşını aşağılayan o insan olduğunu tam olarak fark ettik işte. resmen aşağılandık o maç abi... sırf bir chelsea uğruna. hani biz senin takımındık olm... niye sattın bizi...

    şöyle de bakmak lazım, her arkadaşlık ilişkisi de aynı olmak zorunda değil. fatih, hasan, necati, arda, sabri, muslera, melo, icardi... bu isimler bize değer verdiklerini az çok hissettirdiler. bazılarıyla da arkadaşlık anlayışımız farklı olsun. ne yapalım... bazı arkadaşlıklar da gomis gibi oluyor. bazıları da drogba gibi oluyor. sonuçta onlarla da güzel zamanlar geçirdik.

    galatasaray'ın şampiyonlar ligi'nden elenmesine sebep olan maç.
  • 408
    efsanevi 2 günlük juventus maçı sonrası lig yavaş yavaş mantara bağlarken tüm ümidi bağladığımız, eylül'de kapanan/kapattırılan üçüncü fatih terim dönemiden yadigar son ümit kırıntılarının* da dibini sıyırıp sezonu kapattığımız, aylarca "hedef chelsea maçları" diye uyutulan taraftarın silik mi silik bir oyun sonrası bir kamyon hayal kırıklığıyla bilinçaltında drogba'ya yazdığı maç.

    o günleri hatırlamayanlar için taraftar ocak'a kadar sabredecek metaforunun 2013-2014 sezonundaki hali de denebilir, taraftara hedef gösterilmesi açısından...
App Store'dan indirin Google Play'den alın