• 331
    şu alper potuk gereksizinin sağa sola dengesiz bi şekilde top sürerken uyguladığı sarı kart tuzaklarına ve duran top şanssızlığına düşmeyelim yeter.

    edit: orada aldığımız şampiyonlukta uyguladığım totemim de hazır. kazanamazsak seneye tekrar inanacağım. illa ki bir gün övündükleri son saçma sapan başarılarını da er ya da geç ellerinden alacağız ve susacaklar.
  • 260
    kendimi asla kazanmaya şartlamadığım maç. hatta içimde bir rahatlık var. cidden artık büyü mü*, psikolojik faktörler mi, bambaşka şeyler mi bilmiyorum ama olmuyor yani senelerdir. dolayısıyla ben baya rahatım, hiç stres yok vallahi. şuraya bağlamaya çalışıyorum, dolayısıyla çıkıp bam bam bam oynayalım amk. başka bir şey değil. taktik maktik yok. gerekirse yenilelim ama 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçındaki gibi yenilelim. vahşiler gibi, barbarlar gibi saldıralım istiyorum. "ne istiyorsunuz barbarlar" diye ağlaşan fenerbahçe taraftarlarını görmek istiyorum. yenilelim, önemli değil, gomis'in 90 dakika boyunca ayıyı yıprattığını görmek istiyorum. kan istiyorum vahşet istiyorum ulan.
  • 138
    5 gün kalan maç. *

    https://mobile.donanimhaber.com/...2e1cdcf8595699b2.jpg

    https://store.donanimhaber.com/...089e0f2a3b7bfcd9.jpg

    https://mobile.donanimhaber.com/...ca4e3687779819f3.jpg

    http://1.bp.blogspot.com/...terimedis2209ax9.png

    http://1.bp.blogspot.com/...u/fatihterim1976.jpg

    -------------------------------------------------------5-------------------------------------------------------

    bir kere bizim için değil ama fenerbahçe için sezonun en önemli maçı. kazanamazlarsa lig kendileri için bitiyor. kazanırlarsa bir nebze ümitlenirler ama bence yine bu oyunla şampiyon olma şansları yok gibi. galibiyetleri yalnızca bizi şampiyonluktan etmeye yarayabilir. milli maç arasıyla birlikte fenerbahçe'de moraller yerine gelir, herkes şampiyonluk yeminleri eder falan sonraki ilk deplasmana kadar o gazla giderler. belki lig sonuna kadar da götürebilirler ama bu kez tek takım yok toplamda 3 takımı geçmek zorundalar ve bu oyunla oldukça zor görünüyor.

    ben 1999'da kazandığımız 22 aralık 1999 fenerbahçe galatasaray maçında sonraki istisnasız her kadıköy derbisine "o sene bu sene" diye gittim. bu sene elimden geldiğince stres yapmadan bekleyeceğim, zaten dün gece fazlasıyla stres yaşadım amk böyle maçın* :(

    ben artık fikstürde puan hesabı yaparken kadıköy' e 0(sıfır) yazıyorum. fazlası ekstra oluyor. benim hesabım genelde kadıköy'de ikili averajı vermemek üzerine artık, buna alıştım :(
    yalnız bu sene ikili averajı vermemek için de kaybetmemek lazım, kaybedersek fener'le aramızdaki puan farkına 3 değil 2 diyebilirsiniz.

    yıllarca bu maçlarda nasıl kaybettik?

    cevap vereyim: "her türlü"

    yani iyi oynayıp da kaybettik, rencide olacak şekilde kötü oynayıp da kaybettik. defalarca hakem hatalarıyla kaybettik, dayak yiyip kaybettik, kıçımza başımıza çarptı kaybettik. kaybettik de kaybettik.

    ne zaman ilk puanımızı aldık?

    24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçında fener'e 1.50 oran verilip tarihimizin en kötü döneminde gittiğimiz maçta.

    sonraki yıllarda da hiç ezilmeden ya son anda kaybettik ya da puanı alıp geldik. kaldı ki 12 mayıs 2012 günü şampiyonluğu kadıköy'de ilan etmek gibi 100 yılda bir olacak bir hadiseyi gerçekleştirdik. bu olay zaten tüm galibiyetlerden kıymetlidir. hemen bir sene sonra da şampiyonluğu ilan edip gittiğimiz maç ise fener'i yenmek için en uygun zamandı fakat fatih terim'in drogba, burak, elmander'li saçma kadro tercihi ile 0-1 öne geçip sonra 2-1 kaybetmiştik.

    zaten fatih terim'in aykut kocaman'a karşı kadıköy'deki tek yenilgisi de bu maç. diğer maçlarda beraberlik almışız.

    bu sebeple ben hocanın bu maçta herhangi bir baskı hissetmeyeceğine eminim, ondaki tek baskı son kadıköy galibiyetini alan hoca olarak 19 sene sonra alacağı galibiyetten sonra söyleyecekleri olur.

    ayrıca galatasaray gerektiği yerde istediğini alacak güce sahiptir diyen adam eminim ki maça takımı en iyi şekilde hazırlayacaktır. son galibiyette gol atan hasan şaş da bugün teknik ekipte.

    kadroda başka takımlarla da olsa kadıköy galibiyeti gören futbolcularımız var, martin linnes, fernando reges, tolga ciğerci, serdar aziz :(

    fenerbahçe'nin derbilerde yaptığı iş belli; kaos. derbinin deplasman ya da kadıköy'de olması fark etmiyor, eğer maç çığırından çıkarsa bu fenerbahçe'ye yarar. bu sebeple bizim çok çok sakin kalmamız lazım.

    kadromuzda belhanda, feghouli gibi üzerine oynaması son derece kolay oyuncular var. bunlara 1 hafta boyunca her dakika dikte etsen de maçta gene çıkıp rakibi itip, tekme sallayıp oyundan atılabilirler. dilerim maça psikolojik olarak iyi hazırlanırız. çünkü bizi yenebilecekleri tek alan burası. oyun oynanırsa maç bize döner.

    fenerbahçe bu sene bir iki maç dışında öyle ileride baskı yaparak maç kazanmadı, genelde beklediler. duran top kovaladılar ama bu maçta bir klasik olarak ilk 20 dakikada taraftarla birlikte golü bulmaya çalışacaklardır.

    bizim yapmamız gereken ise sahamıza doğru yerleşip, özellikle taç çizgisine yakın yerlerde gereksiz fauller yapmayıp, kaptığımız toplarda garry rodrigues ve feghouli ile hızlı çıkmak. kapanan takımları duran top dışında açamıyorlar. üretkenlikleri çok düşük.

    bir de çoğu derbide olduğu gibi ilk golü atan kaybetmez. ilk golü biz atarsak kontrolden çıkabilirler fakat golü yersek bu sefer maçı gayet soğutup, ite kaka maçı bitirirler.

    yani buraya sayfalarca yazsak da, günlerce analiz etsek de hakem çıkar bir karar verir maç biter. bu sebeple bu maçta hangi hakemin olacağı çok önemli. 25. haftada görev almayan ali palabıyık bu maçın hakemi gibi duruyor ki kendisiyle derbi kazanmamız neredeyse imkansız. saçma sapan faullerle fenerbahçe'ye duran top kazandıracağı kesin. bizim oyuncularımıza karşı da kartları çok bonkör kullanacağına eminim. üzerinde anlaşabileceğimiz bir hakem olmasını isterdim ama öyle bir hakem de yok. keşke yabancı hakem gelse...

    zaten bana kalırsa video hakem gelmeden kadıköy'de maç kazanmak imkansıza yakın ama neyse.

    sonuç ne olursa olsun bizim için yıkım olmaz ama kaybedersek, ciddi zor bir fikstüre tüm avantajımızı kaybederek girmiş oluruz.

    fatih terim'in bu maçta maç planı ne olacak bilmiyorum ama yerinde olsam fernando-donk ile maça başlarım. yani maçı kendi yarı sahamızda kabul edip, adam kovalayacaksak, selçuk'la o iş olmaz. ayrıca fener'in duran top silahından başka çaresi olmadığını düşününce donk ve fernando ikilisi daha doğru tercih olur. bu sebeple istediğim ilk onbir,

    -------------muslera--------------
    linnes-maicon-serdar-nagatomo
    -------------fernando-------------
    feghouli--belhanda--donk--garry
    --------------gomis---------------

    ama fernando'nun son durumu, selçuk'un son maçlardaki arzusu ve hırsı hocanın tercihinde etkili olacaktır. selçuk bu atmosfere çok çıktığı ve dahası burada şampiyonluk yaşayan 2-3 oyuncudan biri olduğu için ilk onbirde başlarsa da şaşırmam.

    netice ne olursa olsun bu yolun sonu şampiyonluk, sahada sonuna kadar maçı istediğinizi ve kazanma arzusunu görelim yeter!

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 189
    20 senedir "yenilelim de aziz gitsin, yok lorant gitsin, yok ismail kartal gitsin, yok aykut gitsin" diyen fenerlileri ve buna inanan galatasaray'lıları gördükçe şaşkınlığımı gizleyemiyorum.

    bunu yazan fenerliler bildiğin yalan söylüyorlar, amaçları bu, gayeleri bu, daha doğrusu ellerinden gelen tek şey bu: kadıköy'de bize yenilmemek. yönetimlerinin de hedefi ve amacı bu, oyuncularının da amacı bu taraftarlarının da. içlerindeki sığ vizyon bu. yok kaybedelim de bir şeyler değişsin diyenlerin aslında demek istedikleri, "bizim tek amacımız bu ama bunu ulu orta ifade ederek sığ vizyonumu dünyaya göstermek istemiyorum, aslında vizyonun ne olmasının gerektiğini biliyorum ama içimdeki sığlık buna izin vermiyor, ben de açıklamaya utanıyorum."

    pilgrim'in yazdıklarına katılmamak mümkün değil. futbolla, ligdeki sıralama ile, kimin daha çok ihtiyacı olması ile ilgili bir durum değil. olay aidiyetin sizden ne beklediği ne istediği ile ilgili. ali sami yen'de kaybedilen bir derbi bizler için sadece şampiyonluk veya kupa yolunda bizi kayba uğratırsa önemli, suyun öbür tarafında öyle değil. 20 yıldır bizde olduğu gibi onlarda da topçular değişiyor, kim gelirse gelsin 15 km koşuyor, bu tesadüf mü? çünkü kendilerine itiraf edemeseler de camialarının onlardan tek gerçek anlamda somut hedef gösterdiği beklentisi bu. gelen topçu biliyor ki, bu maç sağlam durduğum müddetçe kontratım devam eder, primlerden prim beğenirim. başkan biliyor ki, vizyonsuz, sığ taraftar kitlem bu maç ile her şeyi unutur, yöneticileri biliyor ki sadece bu maç ile şampiyonluktan daha fazla prim yapar, isim sahibi olurum. hakem biliyor ki, 20 yıllık serinin bozulmasını bana yazarlarsa bir daha maç alamam benden öncekiler ne yaptıysa onu yaparım diyor.

    bu fenomen ancak fenerbahçe değiştiğinde değişecek. bu avam ve düşük seviye anadolu kulübü ne zaman günü birlik başarılardan vazgeçip, yurtta ve avrupa'da kupa sayısını arttırmayı kendisine hedef olarak koyar, sığ taraftarı ne zaman kendilerine itiraf edip artık avrupa'da başarıyı, ligde sürdürülebilir başarıyı öncelik sırasında üste çeker, o zaman o şer yuvasında eşit şartlar ile oynamaya başlarız.

    ilk paragrafta yazdığım gibi, bizden de hala yok fenerlilerin yarısı şöyle diyor falan diyenleri gördükçe tekrar ediyorum gülmemek için zor tutuyorum kendimi, adamlar bunun için yaşıyor ya, sadece bunun için. hiç bunların böyle vizyon sahibi, hedef sahibi insanlar gibi konuşmalarına bakmayın, benim çevremde de var bunlardan, arkadaş meclisinde falan akılsız gibi konuşmamak için "aman aziz gitsin de, yenilelim derler", maç günü kazanırlar, aynı tas aynı hamam. çünkü zaten aksi şekilde davranmayı tercih edecek olsalardı, aksi beklentiler ile taraftarlık duygularını şekillendirebilecek olsalardı, zaten fenerbahçe'yi tutmazlardı.

    bizim cephede kendi adıma bende değişen bir şey yok. her sene çekincelerim olsa da, ters bir sonucun bir hafta beni kahredeceğini bilerek, ama dünyanın sonu olmadığının bilinci ile, her sene "bu sene, o sene" inancımı korumaya çalışıyorum.

    er geç bitecek, başka matematiği yok bu işin. aylar öncesinden totemimi de yaptım, sözlüğe de yazdım, vatoz gibi kuma yattık bekliyoruz. bu maçı kazanacağız. herkesin aksine, kart görmek, cezalı duruma düşmek anlamında demiyorum, ama sakinlikten ziyade, olduğumuzdan daha sert ve pis olmamız gerek diye düşünüyorum (nizami sınırlar içinde) o vizyonsuzlar, o sığ herifler tek maça dayalı tezgahlarının bozulabileceği korkusunu yaşamalı, anahtarlardan biri de burada saklı.

    kadıköy'deki son deplasman galibiyetimizde dershaneye gidiyordum, dersi kırıp, ankara ziya gökalp caddesi'ni bilenler için söylüyorum* sonradan mado olan, yanlış hatırlamıyorsam ersan pilsen'de maçı izlemiştim, parayı ver, sandalyeyi al. dönüş yol param dışında yeterli param olmadığından da adında pilsen geçen bu mekanda maçı çay içerek geçirmiştim. bu hafta bütün konsantrasyonumu o günü tüm detayları ile hatırlamaya çalışmaya verdim.

    kaybedersek ligin ve dünyanın sonu değil, ama bu kazanmamız gerekmediği anlamına gelmez, japon bayraklarınızı hazır edin galatasaray'lılar!
  • 168
    galatasaray'ın bundan sonraki fikstüründeki en önemsiz maçı. bu maça 0 puan yazabilirsiniz. bu maçta sahada futbol mutbol olmayacak. normal şartlarda derbiler için kim kazanır tahmininde 3 ihtimalli maç yorumu yapılabilir. ama kadıköy'deki derbiler için değil. orada sadece 2 ihtimal var. sadece galatasaray değil yıllardır trabzon ve beşiktaş da kazanamıyor. orası normal bir yer değil. büyülü falan demiyorum, böyle şeylere inanmam. ama orada her maç pis şeyler dönüyor. oradaki pisliğe karşı koyabilmeniz için 2-3 tane melo, 2-3 tane sneijder karakterinde adam lazım. orada hırslanan ama sinirlenmeyen oyuncular lazım. orada lider oyuncular lazım. orada aklıyla oynayan oyuncular lazım. bizde de bu zaten yok. derbi ve zor maç istatistiklerimiz ortada. o yüzden kimse aşırı umutlanıp da hayal kırıklığına uğramasın. sonuçta ne olursa olsun başakşehir ve beşiktaş'la yapacağımız maçlar şampiyonu belirleyecek. bu maç bizim için olmazsa olmaz değil.

    fenerbahçe'nin ise bundan sonraki süreçteki en önemli maçı. bizle aralarında 6 puan fark var. bu durum, fenerbahçe'nin oyun yapısını değiştirmeye zorlayabilir. aykut'un taraftarın aşırı hücum futbolu beklentisine cevap vermesi fenerbahçe'yi bozabilir. o gün kesinlikle klasik bir fenerbahçe görmeyeceğiz. fener şöyle fener böyle yorumları şimdilik boş yorumlar. bu maç tamamen psikoloji. bizim de günümüzde olmamız lazım, topun bizi sevmesi lazım, hakemin maçı adil yönetmesi lazım. bunların hepsi birleşirse o gün fener'i yeneriz. akhisar orada sürekli yeniyormuş fener'i. iyi de fener için biz akhisar değiliz. adamlara galatasaray deyince taraftarıyla futbolcusuyla bir anda canavara dönüyorlar. tek ümidim aykut kocaman. yaparsa o bir güzellik yapabilir.
  • 114
    (bkz: 17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)

    o kadar cok sey benziyor ki... ayni günde bu derbi. hemen sonrasinda icerde trabzonspor ile oynuyoruz. dogal olarak ilk yaridada önce icerde fener sonra deplasmanda trabzon du. ve yine ilk yarida bjk derbisini deplasmanda oynamamiz. her seyi ile 2011-2012 sezonuna cok benzeyen bir sezon. ancak ne var ki; tudor sagolsun o ilk yaridaki derbilerde rezil rüsva oldugumuz icin 2011-2012 sezonuna tam olarak benzeyemeyen bir sezon olarak geciyor mevcut sezon.* 2011-12 sezonu benim icin en efsane sezondur. asla ama asla unutamam. eger sampiyon olursak bu senede öyle olacak. fakat cok icime oturuyor ilk yarida oynanan derbiler. oysa fikstür ile takimin oynadigi futbol ile (özellikle sene basindaki) kötü gecen yillardan sonra ayaga kalkmis olmamiz ile tam bir 2011-2012 dejavusu olacak sezon, ilk yari oynanan derbiler yüzünden buruk kaliyor. sezon basinda fikstürdeki benzerligi ve ilk haftalarda ki harika takimi görünce sürekli kendimi "ah ulan fatih hoca olacakti var ya tam 11-12 dejavu olacakti" demekten ali koyamiyordum. icime dogdu heralde, hoca cikti geldi.
    maca gelirsek,en kötü ihtimal beraberlik ile bile ciksak inanilmaz isimize yarayacak. olur da kaybedersek ise hic bir sekilde sorun olmayacak mactir bana göre, zira esas önemli olan dönemec icerde oynanacak 3 derbi. akbilspor a derbi diyorum istanbul takimi diye yanlis anlasilmasin* ama olurda kazanirsak bu maci, o zaman neler olacak neler...
  • 219
    kendimi kandıramam. bu maçı yenilelim ama şampiyon olalım bizim için önemli olan tek şey şampiyonluktur demeyi çok isterdim ama olmuyor. bu maçı da kazanmamız gerek, sonra şampiyonluk da gelir. bilmiyorum belki iyi bir taraftar değilimdir. bir galatasaraylı için fener galibiyeti mi şampiyonluk mu desen tercih edilecek şık bellidir. bende de öyle ama kadıköyde alınacak bir galibiyet de şampiyonluk kadar değerlidir artık benim için. her sene kadıköy maçlarından önceki stresi tekrar yaşamaya başladım. rüyalarıma bile girmeye başladı. kadıköyde galibiyet görmeden ölmek istemiyorum. ne şanssızlıklar yaşadık orada. tek tek bahsetmenin anlamı yok. bu artık bir maç değil, makus talihin kırılması anlamı taşıyor. asla ümidimi kaybetmedim. hayal etmeye çalışıyorum. maçı kazandığımız son düdük çalıyor. fenerlilerin elindeki tek kozu ortadan kaldırdığımız gözümün önüne geliyor. maç sonunda fatih terimin kenardaki gururlu duruşu aklıma geliyor. kadıköyde fenerlilerin mağlubiyeti hazmedemeyip stadı yakıp yıkması aklıma geliyor. o sene bu sene mi bilmiyorum ama her seneki gibi ümidim var bunu biliyorum.
  • 325
    hasan şaş bugünkü antrenmandan sonra bu maç hakkında "bu maçı en ince detayına kadar çalıştık." dedi. ve bana göre futbol dışı etmenler hakkında da oyuncuları çok ciddi uyardıklarını düşünüyorum ben bu açıklama sonrası. umarım gerçekten öyledir. neden bilmiyorum ancak şu açıklama bana çok güven verdi. kadıköy derbisinde teknik taktik işlemez. ümit, hasan ve fatih hoca da oranın nasıl bir cadı kazanı olduğunu gayet iyi bildikleri için, oyuncuları bu konuda çok iyi tembihlediklerine inanıyorum. umarım gerçekten öyledir. zira rakipte bir sürü pislik adam var. umarım her birini futbolumuzla sahadan sileriz.

    başarılar aslanlar.
  • 187
    bu maç için futbol odaklı değerlendirme yapan arkadaşları görünce üzülüyorum. kadıköy'de oynanan bir derbide futbol dışı faktörler devreye giriyor maalesef. yine öyle olacak ve bize yenilmeyeceklerdir. olaya futbol olarak bakmak yeterli olsaydı 20 senede en az 7-8 kere galip gelmemiz gerekirdi orda.

    bu arada bence ligin kaderini etkileme konusunda içeride oynayacağımız derbiler kadar önemli olmadığını düşünüyorum.
  • 43
    bir an önce oynanmasını dilediğim maçtır. ulan iki hafta var maça şimdiden kalbim çıkacak gibi çarpıyor yattığım yerde. galibiyetten umutsuzum ama beraberlik şansımızı bir hayli yüksek görüyorum. ha olur da böyle gergin bir sezonda orada kazanırsak helal olsun fatih hoca'ya! mağlubiyet de şampiyonluk şansımızı bitirmez ama mağlubiyetle gelebilecek moral bozukluğu evimizdeki ts maçını son derece olumsuz etkiler.

    edit: beyler beni asıl korkutan cephemizdeki galibiyet hevesi. ilginç bir şekilde havada gereksiz bir özgüven var. lütfen heveslenmeyelim. benim en hevesli izlediğim kadıköy derbisi guiza'dan topuk yediğimiz maçtı. 10.seneden sonra kadıköy'e hep sıfır puan yazdım. ha tabi ki takımımıza güvenelim ama galibiyeti çok da dillendirmeyelim. (totem)
App Store'dan indirin Google Play'den alın