(bkz:
ihaneti gördüm)
frank rijkaard'ın galatasaray'ın başındaki son resmî maçı. rijkaard ile çok güzel başlayan, ua forumlarında "manchester united - ferguson 23 yıl, galatasaray - rijkaard ???" gibi başlıklarla uzun soluklu hayallerin kurulduğu masalımsı dönem çok kısa sürmüş, (bkz:
28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe maçı)ndaki yıkımla da masalın ummadığımız şekilde sonuçlanacağı aşağı yukarı belli olmuştu.
yaz döneminin başındaki tugay kerimoğlu hamlesi bir nebze umutlandırsa da transfer sezonunun önceki 2 seneye göre baya baya sönük geçmesi, karpaty lviv faciası ve ligi 2'de 0 ile açmak (yanlış hatırlamıyorsam sivas ve içeride bursa mağlubiyetleri ile başlamıştık) sezonun nasıl geçeceğini az çok göstermişti. zaten rijkaard'ın galatasaray'a bakış açısı da tüm bunların tuz biberi olmuştu. sezon öncesi, "benden önceki sezon 5. olan galatasaray, benimle birlikte 3.lüğe yükseldi." minvalindeki açıklamaları lüle saçlı sofistike aşkımıza veda edeceğimizin yolun dönemeçlerinden birisiydi.
2 maçlık mağlubiyetin ardından 4 maçlık galibiyet serisi (yine yanılmıyorsam eskişehir, antep, buca, ibb maçları) saman alevi gibi bir umuda sebep olsa da karabük deplasmanındaki mağlubiyetin ardından, fenerbahçe deplasmanı öncesi zaten dibine kadar tartışılan rijkaard'ın durumunu kritik hale getirdi.
o gün sami yen'de, sahada kaos, tribünde ufak çaplı bir cinnet hali hakimdi. sahada, servet çetin'in başrolde oynadığı ihanet filminin yardımcı oyuncusu, sonraları yeniden seveceğimiz ve şu anda saygıyla adından söz ettiğimiz hakan balta'ydı. ekserisi yerli bir takım oyuncular da rol kapmayı ihmal etmediler ve elbirliği ile zaten sallantıda olan ve sonu az çok tahmin edilen rijkaard'ı yediler. milan baros'un olağanüstü gayreti, o sezon sık sık nükseden sakatlığını yeniden yaşamasıyla son buldu. o gün servet ve diğerlerinin ihanetini nasıl unutmadıysam baros'un o canhıraş halini de unutmam.
maç koptuktan sonra kapalının ortasında "imparator fatih terim" sesleri yükselmeye başladı. 2. milli takım dönemini noktalamış olan hoca, her ne kadar 2. galatasaray dönemi dramatik bir şekilde bitmiş olsa da yine bir çok galatasaraylının gönlündeki adamdı. kısa süre sonra kapalının solundan rijkaard tezahüratları duyulunca iki grup birbirine girdi. zaten tribünlere biraz aşina olanlar, kapalının ortasındaki grubun bir kısmının kapalının solundaki gruba bakış açısını bilir.
sahada ihanet, tribünde kaosla rijkaard dönemi acı bir şekilde sonuçlandı. 4g 4m ve dengesiz, düzensiz bir kadroyla galatasaray 8. haftada hocasız kaldı. netice herkesin malumu.
hafta içinde hagi'nin gelişi ve hafta sonunda oynanan fenerbahçe maçındaki futbol yalancı bahar yaşattı. servet'in fenerbahçe maçından sonraki, "hoca oyuncuya güvenirse nasıl oynadığını herkes gördü." açıklaması da ihanetin belgesi oldu. 7 gün içerisinde servet'in değişimi gerçekten muazzamdı. ancak hainlerin gösterebileceği bir performanstı.