• 277
    verilmeyen penaltı, kaçan penaltı bunlar ayrı konu ancak bu takım geçen sezon averaj ile şampiyonluk kaçırmamış gibi nasıl bu kadar rahat pozisyon harcıyor, nasıl bu kadar öne geçince rehavete kapılıyor ben anlamıyorum. yahu rakip 10 kişi kaldığında bastırıp atsanıza 1 2 gol daha. ben gerçekten anlayamıyorum. geçen sezon kaç maç da 90+ da gol yiyip puan kaybettik ben sayısını tutamaz hale geldim... üstelik bu maçta da rakip de biraz şans olsa, luyindama kötü gününde olsa gene belki puan, belki averaj kaybedebilirdik.
  • 278
    ilk golü atmanın avantajı ve penaltılarla kötü oyun perdelendi lakin gerçekler maalesef acı. galatasaray'ın yine futbol olarak tatmin etmedi. geçen sezon ne oynuyorduysak onu izledim. işin kötü tarafı geçen sezonun başında da sonunda da bunu oynuyorduk zaten. gelişmiyor bu sistem. kısır bir döngü gibi hep başa sarıyor. nasıl çözülecek bilmiyorum. son 3 senedir canım sıkılıyor maçlarımızı izlerken. kendi aramızda pas yaparken yediğimiz anlamsız goller de cabası oluyor. hayır rakip takımı da kitleyen bi havası var oyunumuzun. böyle ağır aheste top çevire çevire rakipleri de bezdiriyoruz sanki. umarım düzelir.
  • 279
    giresun'u beğenmedim. oyuncu kalitesi olarak lig ortalamasının çok altında gözüktüler. savunmada da kötülerdi. daha da doğrusu fizik durumları iyi olduğu için baskıya çalışmışlar ama kalite eksikliği yüzünden hücum da sonuç vermedi. savunmaları da çalıştıkları baskı dışında kötüydü. ara ara savunmada iyi dizildiler ama hep pozisyon vermeye müsaitlerdi.

    galatasaray ise ilk 30 dk baskıdan çıkarken yine zorlandı. bunun başlıca sebebleri orta sahaların yeterince yaklaşmaması, luyindama'nın top ayağındayken rakibi iştahlandırması ve rakibin baskıyı arttırması, taylan'ın sırtı dönük top alma zaafiyeti olarak çeşitlenebilir.

    bu sorunun da nasıl çözüleceği belli. orta sahaların daha fazla yaklaşması ve sürekli hareket ederek pas opsiyonu olmaları gerekiyor, gerekirse taylan stoperlerin arasına girecek veya berkan, taylan'ın yanına konumlanıp çift pivot olarak top çıkacak. her halukarda aslında bu sorunun çözümü için takımın pas alma konusunda daha hareketli olması şart. feghouli'de dinamik olmadığından arka taraf pas açısı bulamadıkları için iyice bocaladı.

    van aanholt ve boey tavanları çok yüksek olmasa da iyi ve ideal bek oyuncuları.

    cicaldau yeterince canlı bir oyuncu değil. belli oldu. belhanda mesela çok canlı bir oyuncuydu. sürekli top alır, pas hatası yapardı. bu adam öyle biri değil sanırım. biraz daha görmek lazım. bence oyun zekası var, kalitesini de hissettirdiği bir kaç yer oldu. biraz daha görmek lazım.

    diagne kaçırdığı penaltı hariç iyiydi. alpaslan'ın son dakikadaki engellediği pozisyon hem kötü başlangıcından sonraki özgüvenini bulması anlamında hem de marcao'nun bir süre kesin olmayacağı için takım adına iyi oldu.

    marcao'nun olayıyla ilgili de şöyle bir pollyannacılık yapalım; şampiyonluk hikayelerinde bu tarz kavga kaos olumsuz olaylar olur. '' bu takım sezona böyle bir maçla başlamıştı ordan geldiler'' denecek şey var tam. dediğim gibi maddi gerçekliği dışarda bırakan bir pollyannacılık oldu ama şampiyon olunursa da hikaye böyle başlayacak içimde kalmasın buraya iliştirmiş olayım.
  • 280
    fatih terim'in gitmesi gerektiğini bir süredir söyleyen yazar olarak 16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçında hocaya ve takıma fazla yüklenildiğini düşünüyorum. maçın ilk 30 dakikasını saymazsak kerem-marcao olayına kadar iyi futbol oynadık.eğer kerem-marcao olayı yaşanmasa 4-5 farka gidip ilk haftayı lider bitirmek işten bile değildi. rakibimiz giresunspor'a maçtaki tek gol pozisyonunu 90+6'da kademe hatasından verdik. zaten o pozisyonda da alpaslan araya girip topu kornere yolladı.

    galatasaray futbol takımı 4 büyükler içinde kağıt üstünde isim olarak en zayıf ancak potansiyelli oyunculardan oluşan bir takım. bu takım daha hazır değil ve özgüven sorunu yaşıyor. bu süreçte (psv'yi dışarda tutuyorum) st johnstone, giresunspor, randers gibi zayıf takımlarla oynamak bizim şansımız.takıma zaman tanınması gerektiğini düşünüyor ve 16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçının bireysel performanslarına geçiyorum.

    ikinci yarı iyi oynamasına rağmen luyindama tam bir saatli bomba.

    van anholt çok iyi oynuyor, futbolu biliyor, kalitesine diyecek laf yok. eğer son paslarda ve şutlarda biraz becerikli olsa geceye gol ve asist katkısı bırakabilirdi.

    boey. temposu, bindirmeleri ve atlet özellikleriyle ilerisi için umut veriyor.

    berkan, gol ve asist katkısı pek olmayan ancak sahada basmadık yer bırakmayan tam bir dinamo.

    cicaldau. riskli paslar denemedi, garanti oynadı. penaltıdan da olsa ilk maçında golle tanıştı. takıma ne vereceğini zaman gösterecek.

    kerem gün geçtikçe üstüne koyuyor. yaşadığı talihsiz olaydan kötü etkilenmemesi en büyük dileğimiz.

    fegholi'yi eğer gönderemiyorsak mutlaka kadroda olmalı. ilk golde yaptığı top kontrolü ve vuruşu birinci sınıftı.

    ve diagne. şu anki formuyla kadroya yazılması gereken 1. santrafor.
  • 281
    bu maçta babele yapılan hareket penaltının ve kırmızının tillahıdır. gri değil, tartışmalı değil net oğlu net. çok penaltı verildi, çok olaylı maç oldu diye veremediler. 85 penaltı bile verdiysen doğru kararsa 86. bile verilir. kural neyse o. nabza göre, skora göre, gidişata göre karar veriyorlar. sizin ben zihniyetinize, bu lig bitmez. 2 gol yüzünden şampiyonluk kaybettik biz. yönetim harekete geçmeye başlasın.
  • 285
    galip geldiğimize sevinemediğimiz 2021-2022 sezonu açılış maçı.

    epey bir baskı yediğimiz ilk on beş dakikadan sonra toparlayıp golü de bulup akabinde 2-0 ve rakibin 10 kişi kalması ile keyifli bir ikinci yarı izleyeceğimizi düşünürken vahim olayla yine nur topu gibi bir kaosu kucağımızda bulduk. hatta bir tane de değil en az 3 tane çözmemiz gereken problemlerle geceyi tamamladık.

    birincisi ve hepsinin önüne geçen 16 ağustos 2021 marcao kerem aktürkoğlu olayı . o an hepimiz ekran başında şok yaşadık ve değişik duygular ile şu maç bi an önce bitsin diye bekledik. takımımıza geldiği günden beri aslında aidiyet duygusu olan ve kaptanlık pazu bandını da takmış bir oyuncu herkesin gözü önünde bir maç oynanırken nasıl böyle bir reaksiyon verdi, sebep neydi, altından ne çıkacak koca bir bilinmez. fatih hoca ve yönetim bu olayı nasıl çözer, bir şekilde çözüldükten sonra takıma, taraftara ve sezonun geri kalanına nasıl yansır çok çok merak ediyorum. şu da bir gerçek ki her kriz aynı zamanda bir fırsat da doğurur ve teknik direktörlük kariyeri boyunca krizleri hep fırsata çeviren bir hoca oldu fatih hoca. bizim camiamıza hiç yakışmayan bu olay umarım en kısa sürede en doğru şekilde çözülür demekten başka elden bir şey gelmiyor.

    ikinci sorunumuz ise mostafa mohammed ahmed. bu maçta forma şansı bulamadı ve ciddi anlamda beklentide olduğumuz harika da bir girişle hepimizde çıtayı yükselten genç ve değerli oyuncumuzun sezona bu şekilde başlaması ve 2-0 önde olduğumuz bir maçta oyuna sonradan girmesi için bile tercih edilmemesi yine koca bir bilinmez. mental problemleri mi var, hoca mesaj mı vermek istiyor ya da başak bir şey mi var ama bir an önce bu sorunu da oyuncuyu kazanacağımız şekilde çözmemiz gerek.

    üçüncü sorun ise planlı olarak 2 sezondur devam eden ve bu sezon da daha ilk maçta aleyhimize yapılan hakem hataları. babel'in maçın sonlarına doğru çizgide ayağına rakip tarafından basıldığı pozisyonda ve hakem çok net görmüşken, üstüne var tekrar tekrar izlemişken es geçilmesi ve görmezden gelinmesi maalesef ki art niyet. bizim bu sezon için bu art niyete bu eyyama ve adaletsizliğe en sert şekilde tepki vererek dur dememiz gerekecek, sonra çok geç kalıyoruz ve atı alan üsküdar'ı geçmiş oluyor.

    ne olursa olsun takıma kattığımız genç oyuncular ve dinamizm ilerisi için umut vericiydi. bu oyuncularla oynama ezberleri oluştuğunda daha iyi bir takım olacağımıza inancım sonsuz.

    maalesef yukarıda bahsettiğim ilk mesele saha içinde çözmemiz gereken teknik problemlerin önüne geçti. umarı krizi fırsata çevirerek avrupa ligine kalmamız içi oynayacağımız maçları ve aradaki lig maçlarını kayıpsız geçeriz.
  • 286
    ilk 25 dk super lige merhaba diyen giresunsporun tüm gücüyle saldırdığı, sonrasinda golle beraber oyunu kontrol altına alıp farka gidecekken öfke kontrol mekanizması bozulmuş bir oyuncunun hareketi sonrasi son 20 dakikanın bitse de gitsek kıvamında oynandığı mac olmuştur.
    topluluk içinde yapılan bir hareketin özrü tabi ki topluluk içinde olmalıdır. yaptığı saçma sapan hareketten dolayi tüm türkiye önünde özrünü diler kerem de kabul eder ise (ki etmek zorunda değil ), galatasaray markasına verdigi zarardan dolayi alacagi okkali bir disiplin cezası ve öfke kontrol terapisi yeterli olur diye düşünüyorum. tekrarında da direk şutlanır.
    yorumcu, gazeteci vs bakıyorum yazilanlara; sanki futbol sahalarında bu hic yokmus, bu adamlar medeniyetin sembolü gibi konuşmalar. hic antrenman takip etmemiş mi bu adamlar. bu yanlışa yanlış demekten farkli bir durum. bir de kendi takim oyuncusu olmasının farki nedir ? rakip takım oyuncusuna da yapamazsın kendi takim arkadaşına da.
    -olur ama kendi arkadasina saldıran ilk.
    -olur ama ilk kez iki kel oyuncu saldırdı birbirine.
    -yani olur ama ilk defa iki tirnak batması olanlar kavga etti.
    futbol sahalarında benzer yüzlerce olay oldu.
    keremi de tebrik ederim olayi karşılıklı kavgaya cevirmedigi icin. yaşadığı olayi umarım en kısa zamanda aşar ve yoluna devam eder.
    bir de son olarak, bu söylediklerim takimin en değersiz oyuncusu da olsa en değerlisi de olsa böyle yapılmalıdır.
    marcao da üzerine düşeni yapmalı,
    -haksiz ve sert davranışı nedeniyle
    - tum turkiyenin ağzına galatasarayi sakız etmesi nedeniyle
    - galatasaray markasına verdiği zarar nedeniyle özür dilemelidir. (sonucu ne olursa olsun)
  • 288
    bu maç hakkında yazmak istediğim maç yazısı planlarına marcao tarafından limon sıkılan maç.

    artık ben limon sıkmak diyorum, siz nasıl anlarsanız işte. maç ile ilgili notlarımı ala ala, keyifli şekilde maçımı izliyorum. durduk yere beyefendi 40-50 metre koşarak gelip takım arkadaşına kafa atıyor, iki de yumruk sallıyor.

    daha maç için konuşacak pek bir şey kaldı mı, bilmiyorum. ama biraz da konuşmak gerek.

    delirmemek işten değil. sadece marcao olayına da değil, takımın oyununa da. ilk şut 22'de berkan'dan geldi, uzaktan etkisiz bir pozisyon. biliyorum çünkü 20. dakikada şut istatistiği paylaştı yayıncı kuruluş.

    genel olarak ama bu hücuma çıkabilmek, rakip ceza sahasına yaklaşabilmek için topu her alan oyuncunun pas yapmadan en az 2 kere dürtmesi, etrafında bir dönmesi ve ne olursa olsun 40 pasa ulaşma çabası beni yoruyor. şimdi bir premier lig maçı izlerken de yorulabilirsiniz ama orada tempodan. ben artık sıkılmıyorum bizim maçları izlerken, yorulduğumu hissediyorum ciddi biçimde.

    gole kadar dikine oynamayı düşünen 2 isimden birisi kerem aktürkoğlu, diğeri alexandreu cicaldau.

    oyuncu oyuncu bakalım:

    nando - fabrika ayarlarına döndü gibi, ofsayt olan bir pozisyonda yine dizi ile st. johnstone maçındaki gibi bir çıkış yaptı ama allahtan bir şey olmadı. bunu yapmaması lazım, uyarılır mı üzerine çalışır mı bilmiyorum. onun dışında aklımda kalan göze batan bir şey olmadı.

    sacha boey - çok dinamik. ama önündeki oynayan isim önemli. feghouli bu maçta cicaldau'nun yerini biraz gasp etti tüm koridor ona kaldı. oradan çok gelmese de giresun biraz daha akıllı oynasalar belki bir sıkıntı olabilirdi ama sorunsuz geçildi bu maç özelinde. önünde savunmaya daha yardımcı, hücumda daha dinamik birisi olursa çok farklı bir oyun izletebilecek potansiyelde bize. ama hata da yapabilir, yaptığında daha sağlıklı düşünmek lazım.

    luyindama - marcao atılana kadar beğenmedim, çok risk alıp pres yaptı, bu hataları arkadaşlarının da pres yemesine neden oldu. özellikle bir kaç pozisyonda boey çizgiye basarken ona döndü rakip ikili prese gelince çocuk çaresiz kaldı. ama marcao atıldıktan sonra o da ilk geldiği günlerdeki gibi bir liderlik gösterdi, düzgün işler yaptı özellikle pas ve uzun atma anlamında. bu maç özelinde 10 üzerinden 7 derim ama genelde de bunu tutturmalı artık.

    marcao - maç içerisinde yaptıklarını komple silip attığı için ayrı bir paragraf açacağım.

    patrick van aanholt - çok ayrı bir oyun izletti bize, özellikle çizgiye basarak yaptığı işler çok başarılı. yılların premier lig tecrübesi görünüyor, umarım daha iyi olacak.

    taylan antalyalı - çok pres yedi. bazı pozisyonlarda topu alır almaz pres yemesinin etkisi var ancak daha hızlı düşünebilmeli, top daha gelirken pas opsiyonunu belirleyip hızlı tek pas yaparsa şu anda olduğundan daha muazzam bir seviyeye kısa sürede çıkar.

    berkan kutlu - bu kadar sade, bu kadar düz ama bu kadar etkili oynayan çok az oyuncu izledim. ekstra hiç bir iş yapmıyor, çalışmıyor ama yapması gereken işleri de harika yapıyor. biraz daha ince işler, biraz daha dikine oyun ile muazzam bir orta saha tandemi kurarlar taylan ile.

    cicaldau - ben çok beğendim. oyun aklı iyi, feghouli onun bölgesine girince kanada doğru açılarak alan aradı, kendisinin hiç hatası yok benim gözümde de bunda ki baktığımızda aslında doğrusunu da yaptı ancak kanat özelliği olmadığından zaman zaman aksar görüntü verdi bana, ama suç feghouli'ye yazar. penaltıyı çok net ve düzgün attı. ayağı iyi, ince işleri var. zamanla takıma uyumu arttıkça daha iyi olacaktır.

    feghouli - 1 milyon euro maaşı olsa "saçmalamayın gönderilir mi böyle adam?" diye ortalığı inletiriz. 3.850 maaş olunca çaresiz göndermeyi istiyoruz. oyun aklı çok üst düzey, topa çok basıyor ve dürtüyor hızlı oynamıyor ama oynadığında da doğrudan iş yapıyor. cica'nın pozisyonunu gasp etmesi de bana göre hatası ama kanatta olmadığı için kayıyor dediğim gibi. normal de ama merkez değil kanat yazılıyorsa kanatta devam etmeli, hem cica'nın hem boey'in dengesini bozuyor böyle olunca.

    kerem - aslanım benim. yine çok iyiydi maç boyu, giresun sürekli 3 kişi pres yapmaya çalışmasına rağmen tek topları hızlı ve düzgün oynadı, koşuları iyi, savunma desteği var, bekle uyumu iyi. her şeyiyle memnunum ben kerem'den.

    mbaye diagne - olum seni seviyoruz lan. vallahi bak. verilen bonservis ve maaş önceki yönetimin hatası biliyoruz, onu da geçtik artık. ama senin yaptığın iş görünüyor. biraz daha kendini verirsen eğer çok daha başka bir iş çıkarabilirsin ortaya, eminim de kendini vereceğinden. zaman senin zamanın.

    oyundan genel olarak pek memnun değilim, ilk 20 dakika zaten sahada yok gibiydik. sonra gelen gol ve rakibin hataları ile penaltılar daha rahatlattı bizi. 2. yarıya çıkarken hocanın "aktif dinlenerek maçı böyle bitirin" dediğine eminim, takım da bunu yapmaya çalıştı. doğruydu da, perşembe maç var ve bu takım bize orada da lazım. o yüzden 2. yarıdaki oyuna biraz daha tahammüllü yaklaşıyorum.

    gelelim zurnanın zırt dediği yere.

    marcao - abi derdin ne senin? ciddi ciddi soruyorum sorunun ne? yanındaki luyindama hata yapar seni zor duruma düşürür ağzını açmaz güler geçersin, bek hata yapar zor durumda kalırsın güler geçersin, kademeye girer hamleni yapar güler geçersin. derdin ne abi 40-50 metre koşup da takımdaki belki de en naif oyuncuya, kerem aktürkoğlu'na saldıracak kadar? hayır bir de sakinleştirilemiyorsun, derdini gidip anlattığın takım arkadaşın bile (babel) yüzüne bakmıyor hatalı olduğunu bildiği için. sen de biliyorsun hatalı olduğunu. ne abi sıkıntın?

    bonservis olmadan transfer dönemi sözleşmem fesh edilir haklı sebepten, alacağımı alamam belki ama daha iyi bir teklif bulurum kafası mı? e kim isteyecek şimdi seni? benim maç keyfime, yazı keyfime belki limon sıktın ama kendi kariyerine de bombayı koydun fünyeyi ateşledin yetmedi üfleyerek daha hızlı yanmasına sebep olup patlattın olum kariyerini, napıyorsun lan?

    sen bu takımın en önemli oyuncularındansın, kaptanlar sahada değilse pazu bandını takan isimsin, en yüksek bonservis getirisi beklediğimiz oyuncusun ki teklif oldu satmadık bile seni (roma mevzusu) derdin ne derdin? ne sıkıntın var? gitmek mi istiyorsun? getirsin menajerin makul bir teklif "gitmek istiyorum" de, zaten gidersin. ne gerek var bu kadar tantanaya?

    sezonun açılış maçı, 2-0 öndesin rakip 10 kişi, oyun kontrolü sende rakibin zaten bir şey yapabileceği yok ne abi sıkıntın ciddi ciddi anlamak istiyorum ya. şampiyonluk maçı olur son dakikada atışırsın arkadaşınla bir münakaşa vs. hadi diyelim ki kabul edilebilir. ama kafa atmak, yumruk sallamak, sokak dalaşı gibi saçma sapan işler!

    galatasaray lan burası! nerede olduğunun farkına varacaksın önce! seni sen yapan yer burası, milli takım listesinde adın "olabilir" kısmına geldiyse galatasaray sayesinde, neyin tavrındasın?! biz olmasak portekiz'de küme düşen takımlarda takılacaksın gelmiş bize tavır yapıyor, ne olum senin derdin problemli misin kafadan, tahta falan mı eksik?!

    yazıklar olsun ya! düşündükçe çıldırıyorum, sinirleniyorum! 10 maç ceza alacaksın ulan 10 maç, ne işe yarayacak? sen ne işe yarayacaksın 10 maç ceza alınca, sezonun 3'te 1'i gitti lan saçma sapan bir mevzudan! çocuk "sus" yapmış, sus maç bitince soyunma odasında konuş ne derdin varsa!

    valla bilmiyorum. yani kabul edilebilir bir şey değil yaptığı. bakalım ne kadar çıkacak.
  • 289
    marcao olayının gölgesinde kalsa da son dakika da babel’e verilmeyen penaltı ve emre kılınç’ın kaçırdığı gol üzerinde çok kafa yoran taraftar gördüm. nedeni de geçen sene kaçan şampiyonluğun averaj farkı ile kaçması.

    arkadaşlar daha henüz ligin ilk haftası bitti, her maçtan sonra herhangi bir oyuncunun kaçırdığı golden sonra geçen seneyi hatırlayacaksak bu sezon bitmez. şampiyonluğu kaçıran biz değildik, beşiktaş az daha skandala imza atacaktı ve şampiyonluğu bize verecekti. geçen sezonun taraftarın zihninde bu kadar yer kapladığını bilmiyordum.

    marcao’nun gereksiz agresifliğini bile geçen seneye bağlayanlar var. bir an önce bu sezona odaklanmamız lazım yoksa işimiz çok zor olur.
  • 290
    oynadigimiz son iki maç bana olumlu sinyaller verdi. gelecege umut dolu bakabiliriz. taylan, cicaldau, berkan ortasahasi i$ yapar. oraya bir de gedson'u monte edebilirsek, takim olarak çok daha iyi seviyelere gelebiliriz. boey ve rva'dan memnunum. bilhassa boey'i çok begeniyorum. ya$ina göre çok olgun uynuyor. bu kadro ile lige rahat ortak oluruz. gedson da gelirse, avrupa liginde bir hayli ilerleriz diye dü$ünüyorum.

    maça gelince. konsantrasyon kaybi ya$adik. takim olarak giresun'un kirmizisindan sonra oyunu rölantiye aldik ve marcao-kerem olayindan sonra takim olarak oyuna bir türlü adapte olamadik. ara ara parladik. parladigimiz anlarda tehlikeli olduk ancak pozisyon da verdik.

    oyunun genelinde hakim olan taraf bizdik. marcao haricinde kazasiz, belasiz ve kayipsiz, temiz bir galibiyet aldik. nerede ise 3 günde bir maç oynayacagimiz için, maçi erken koparmak önemli idi ve bunu da ba$ardik.
  • 292
    rakibin eksik kalması sonucunda kazanmadığımız, rakip eksik kaldığı anda halihazırda 0-1 önde olduğumuz ve beraberinde kırmızı kartla sonuçlanan penaltıyı gole çevirmek suretiyle farkı ikiye çıkardığımız karşılaşma.
    kaldı ki maçı her iki takım da on kişiyle tamamlamıştı.
    üstelik, maçın son bölümünde penaltımız verilmemiş ve rakibin görmesi gereken kırmızı kart da atlanmıştı.
    ayrıca maçın ilk yarısında bir de penaltıdan yararlanamamıştık.
    yani farklı kazanacağımız maçı sadece iki farkla kazanmıştık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın