288
bu maç hakkında yazmak istediğim maç yazısı planlarına marcao tarafından limon sıkılan maç.
artık ben limon sıkmak diyorum, siz nasıl anlarsanız işte. maç ile ilgili notlarımı ala ala, keyifli şekilde maçımı izliyorum. durduk yere beyefendi 40-50 metre koşarak gelip takım arkadaşına kafa atıyor, iki de yumruk sallıyor.
daha maç için konuşacak pek bir şey kaldı mı, bilmiyorum. ama biraz da konuşmak gerek.
delirmemek işten değil. sadece marcao olayına da değil, takımın oyununa da. ilk şut 22'de berkan'dan geldi, uzaktan etkisiz bir pozisyon. biliyorum çünkü 20. dakikada şut istatistiği paylaştı yayıncı kuruluş.
genel olarak ama bu hücuma çıkabilmek, rakip ceza sahasına yaklaşabilmek için topu her alan oyuncunun pas yapmadan en az 2 kere dürtmesi, etrafında bir dönmesi ve ne olursa olsun 40 pasa ulaşma çabası beni yoruyor. şimdi bir premier lig maçı izlerken de yorulabilirsiniz ama orada tempodan. ben artık sıkılmıyorum bizim maçları izlerken, yorulduğumu hissediyorum ciddi biçimde.
gole kadar dikine oynamayı düşünen 2 isimden birisi kerem aktürkoğlu, diğeri alexandreu cicaldau.
oyuncu oyuncu bakalım:
nando - fabrika ayarlarına döndü gibi, ofsayt olan bir pozisyonda yine dizi ile st. johnstone maçındaki gibi bir çıkış yaptı ama allahtan bir şey olmadı. bunu yapmaması lazım, uyarılır mı üzerine çalışır mı bilmiyorum. onun dışında aklımda kalan göze batan bir şey olmadı.
sacha boey - çok dinamik. ama önündeki oynayan isim önemli. feghouli bu maçta cicaldau'nun yerini biraz gasp etti tüm koridor ona kaldı. oradan çok gelmese de giresun biraz daha akıllı oynasalar belki bir sıkıntı olabilirdi ama sorunsuz geçildi bu maç özelinde. önünde savunmaya daha yardımcı, hücumda daha dinamik birisi olursa çok farklı bir oyun izletebilecek potansiyelde bize. ama hata da yapabilir, yaptığında daha sağlıklı düşünmek lazım.
luyindama - marcao atılana kadar beğenmedim, çok risk alıp pres yaptı, bu hataları arkadaşlarının da pres yemesine neden oldu. özellikle bir kaç pozisyonda boey çizgiye basarken ona döndü rakip ikili prese gelince çocuk çaresiz kaldı. ama marcao atıldıktan sonra o da ilk geldiği günlerdeki gibi bir liderlik gösterdi, düzgün işler yaptı özellikle pas ve uzun atma anlamında. bu maç özelinde 10 üzerinden 7 derim ama genelde de bunu tutturmalı artık.
marcao - maç içerisinde yaptıklarını komple silip attığı için ayrı bir paragraf açacağım.
patrick van aanholt - çok ayrı bir oyun izletti bize, özellikle çizgiye basarak yaptığı işler çok başarılı. yılların premier lig tecrübesi görünüyor, umarım daha iyi olacak.
taylan antalyalı - çok pres yedi. bazı pozisyonlarda topu alır almaz pres yemesinin etkisi var ancak daha hızlı düşünebilmeli, top daha gelirken pas opsiyonunu belirleyip hızlı tek pas yaparsa şu anda olduğundan daha muazzam bir seviyeye kısa sürede çıkar.
berkan kutlu - bu kadar sade, bu kadar düz ama bu kadar etkili oynayan çok az oyuncu izledim. ekstra hiç bir iş yapmıyor, çalışmıyor ama yapması gereken işleri de harika yapıyor. biraz daha ince işler, biraz daha dikine oyun ile muazzam bir orta saha tandemi kurarlar taylan ile.
cicaldau - ben çok beğendim. oyun aklı iyi, feghouli onun bölgesine girince kanada doğru açılarak alan aradı, kendisinin hiç hatası yok benim gözümde de bunda ki baktığımızda aslında doğrusunu da yaptı ancak kanat özelliği olmadığından zaman zaman aksar görüntü verdi bana, ama suç feghouli'ye yazar. penaltıyı çok net ve düzgün attı. ayağı iyi, ince işleri var. zamanla takıma uyumu arttıkça daha iyi olacaktır.
feghouli - 1 milyon euro maaşı olsa "saçmalamayın gönderilir mi böyle adam?" diye ortalığı inletiriz. 3.850 maaş olunca çaresiz göndermeyi istiyoruz. oyun aklı çok üst düzey, topa çok basıyor ve dürtüyor hızlı oynamıyor ama oynadığında da doğrudan iş yapıyor. cica'nın pozisyonunu gasp etmesi de bana göre hatası ama kanatta olmadığı için kayıyor dediğim gibi. normal de ama merkez değil kanat yazılıyorsa kanatta devam etmeli, hem cica'nın hem boey'in dengesini bozuyor böyle olunca.
kerem - aslanım benim. yine çok iyiydi maç boyu, giresun sürekli 3 kişi pres yapmaya çalışmasına rağmen tek topları hızlı ve düzgün oynadı, koşuları iyi, savunma desteği var, bekle uyumu iyi. her şeyiyle memnunum ben kerem'den.
mbaye diagne - olum seni seviyoruz lan. vallahi bak. verilen bonservis ve maaş önceki yönetimin hatası biliyoruz, onu da geçtik artık. ama senin yaptığın iş görünüyor. biraz daha kendini verirsen eğer çok daha başka bir iş çıkarabilirsin ortaya, eminim de kendini vereceğinden. zaman senin zamanın.
oyundan genel olarak pek memnun değilim, ilk 20 dakika zaten sahada yok gibiydik. sonra gelen gol ve rakibin hataları ile penaltılar daha rahatlattı bizi. 2. yarıya çıkarken hocanın "aktif dinlenerek maçı böyle bitirin" dediğine eminim, takım da bunu yapmaya çalıştı. doğruydu da, perşembe maç var ve bu takım bize orada da lazım. o yüzden 2. yarıdaki oyuna biraz daha tahammüllü yaklaşıyorum.
gelelim zurnanın zırt dediği yere.
marcao - abi derdin ne senin? ciddi ciddi soruyorum sorunun ne? yanındaki luyindama hata yapar seni zor duruma düşürür ağzını açmaz güler geçersin, bek hata yapar zor durumda kalırsın güler geçersin, kademeye girer hamleni yapar güler geçersin. derdin ne abi 40-50 metre koşup da takımdaki belki de en naif oyuncuya, kerem aktürkoğlu'na saldıracak kadar? hayır bir de sakinleştirilemiyorsun, derdini gidip anlattığın takım arkadaşın bile (babel) yüzüne bakmıyor hatalı olduğunu bildiği için. sen de biliyorsun hatalı olduğunu. ne abi sıkıntın?
bonservis olmadan transfer dönemi sözleşmem fesh edilir haklı sebepten, alacağımı alamam belki ama daha iyi bir teklif bulurum kafası mı? e kim isteyecek şimdi seni? benim maç keyfime, yazı keyfime belki limon sıktın ama kendi kariyerine de bombayı koydun fünyeyi ateşledin yetmedi üfleyerek daha hızlı yanmasına sebep olup patlattın olum kariyerini, napıyorsun lan?
sen bu takımın en önemli oyuncularındansın, kaptanlar sahada değilse pazu bandını takan isimsin, en yüksek bonservis getirisi beklediğimiz oyuncusun ki teklif oldu satmadık bile seni (roma mevzusu) derdin ne derdin? ne sıkıntın var? gitmek mi istiyorsun? getirsin menajerin makul bir teklif "gitmek istiyorum" de, zaten gidersin. ne gerek var bu kadar tantanaya?
sezonun açılış maçı, 2-0 öndesin rakip 10 kişi, oyun kontrolü sende rakibin zaten bir şey yapabileceği yok ne abi sıkıntın ciddi ciddi anlamak istiyorum ya. şampiyonluk maçı olur son dakikada atışırsın arkadaşınla bir münakaşa vs. hadi diyelim ki kabul edilebilir. ama kafa atmak, yumruk sallamak, sokak dalaşı gibi saçma sapan işler!
galatasaray lan burası! nerede olduğunun farkına varacaksın önce! seni sen yapan yer burası, milli takım listesinde adın "olabilir" kısmına geldiyse galatasaray sayesinde, neyin tavrındasın?! biz olmasak portekiz'de küme düşen takımlarda takılacaksın gelmiş bize tavır yapıyor, ne olum senin derdin problemli misin kafadan, tahta falan mı eksik?!
yazıklar olsun ya! düşündükçe çıldırıyorum, sinirleniyorum! 10 maç ceza alacaksın ulan 10 maç, ne işe yarayacak? sen ne işe yarayacaksın 10 maç ceza alınca, sezonun 3'te 1'i gitti lan saçma sapan bir mevzudan! çocuk "sus" yapmış, sus maç bitince soyunma odasında konuş ne derdin varsa!
valla bilmiyorum. yani kabul edilebilir bir şey değil yaptığı. bakalım ne kadar çıkacak.
artık ben limon sıkmak diyorum, siz nasıl anlarsanız işte. maç ile ilgili notlarımı ala ala, keyifli şekilde maçımı izliyorum. durduk yere beyefendi 40-50 metre koşarak gelip takım arkadaşına kafa atıyor, iki de yumruk sallıyor.
daha maç için konuşacak pek bir şey kaldı mı, bilmiyorum. ama biraz da konuşmak gerek.
delirmemek işten değil. sadece marcao olayına da değil, takımın oyununa da. ilk şut 22'de berkan'dan geldi, uzaktan etkisiz bir pozisyon. biliyorum çünkü 20. dakikada şut istatistiği paylaştı yayıncı kuruluş.
genel olarak ama bu hücuma çıkabilmek, rakip ceza sahasına yaklaşabilmek için topu her alan oyuncunun pas yapmadan en az 2 kere dürtmesi, etrafında bir dönmesi ve ne olursa olsun 40 pasa ulaşma çabası beni yoruyor. şimdi bir premier lig maçı izlerken de yorulabilirsiniz ama orada tempodan. ben artık sıkılmıyorum bizim maçları izlerken, yorulduğumu hissediyorum ciddi biçimde.
gole kadar dikine oynamayı düşünen 2 isimden birisi kerem aktürkoğlu, diğeri alexandreu cicaldau.
oyuncu oyuncu bakalım:
nando - fabrika ayarlarına döndü gibi, ofsayt olan bir pozisyonda yine dizi ile st. johnstone maçındaki gibi bir çıkış yaptı ama allahtan bir şey olmadı. bunu yapmaması lazım, uyarılır mı üzerine çalışır mı bilmiyorum. onun dışında aklımda kalan göze batan bir şey olmadı.
sacha boey - çok dinamik. ama önündeki oynayan isim önemli. feghouli bu maçta cicaldau'nun yerini biraz gasp etti tüm koridor ona kaldı. oradan çok gelmese de giresun biraz daha akıllı oynasalar belki bir sıkıntı olabilirdi ama sorunsuz geçildi bu maç özelinde. önünde savunmaya daha yardımcı, hücumda daha dinamik birisi olursa çok farklı bir oyun izletebilecek potansiyelde bize. ama hata da yapabilir, yaptığında daha sağlıklı düşünmek lazım.
luyindama - marcao atılana kadar beğenmedim, çok risk alıp pres yaptı, bu hataları arkadaşlarının da pres yemesine neden oldu. özellikle bir kaç pozisyonda boey çizgiye basarken ona döndü rakip ikili prese gelince çocuk çaresiz kaldı. ama marcao atıldıktan sonra o da ilk geldiği günlerdeki gibi bir liderlik gösterdi, düzgün işler yaptı özellikle pas ve uzun atma anlamında. bu maç özelinde 10 üzerinden 7 derim ama genelde de bunu tutturmalı artık.
marcao - maç içerisinde yaptıklarını komple silip attığı için ayrı bir paragraf açacağım.
patrick van aanholt - çok ayrı bir oyun izletti bize, özellikle çizgiye basarak yaptığı işler çok başarılı. yılların premier lig tecrübesi görünüyor, umarım daha iyi olacak.
taylan antalyalı - çok pres yedi. bazı pozisyonlarda topu alır almaz pres yemesinin etkisi var ancak daha hızlı düşünebilmeli, top daha gelirken pas opsiyonunu belirleyip hızlı tek pas yaparsa şu anda olduğundan daha muazzam bir seviyeye kısa sürede çıkar.
berkan kutlu - bu kadar sade, bu kadar düz ama bu kadar etkili oynayan çok az oyuncu izledim. ekstra hiç bir iş yapmıyor, çalışmıyor ama yapması gereken işleri de harika yapıyor. biraz daha ince işler, biraz daha dikine oyun ile muazzam bir orta saha tandemi kurarlar taylan ile.
cicaldau - ben çok beğendim. oyun aklı iyi, feghouli onun bölgesine girince kanada doğru açılarak alan aradı, kendisinin hiç hatası yok benim gözümde de bunda ki baktığımızda aslında doğrusunu da yaptı ancak kanat özelliği olmadığından zaman zaman aksar görüntü verdi bana, ama suç feghouli'ye yazar. penaltıyı çok net ve düzgün attı. ayağı iyi, ince işleri var. zamanla takıma uyumu arttıkça daha iyi olacaktır.
feghouli - 1 milyon euro maaşı olsa "saçmalamayın gönderilir mi böyle adam?" diye ortalığı inletiriz. 3.850 maaş olunca çaresiz göndermeyi istiyoruz. oyun aklı çok üst düzey, topa çok basıyor ve dürtüyor hızlı oynamıyor ama oynadığında da doğrudan iş yapıyor. cica'nın pozisyonunu gasp etmesi de bana göre hatası ama kanatta olmadığı için kayıyor dediğim gibi. normal de ama merkez değil kanat yazılıyorsa kanatta devam etmeli, hem cica'nın hem boey'in dengesini bozuyor böyle olunca.
kerem - aslanım benim. yine çok iyiydi maç boyu, giresun sürekli 3 kişi pres yapmaya çalışmasına rağmen tek topları hızlı ve düzgün oynadı, koşuları iyi, savunma desteği var, bekle uyumu iyi. her şeyiyle memnunum ben kerem'den.
mbaye diagne - olum seni seviyoruz lan. vallahi bak. verilen bonservis ve maaş önceki yönetimin hatası biliyoruz, onu da geçtik artık. ama senin yaptığın iş görünüyor. biraz daha kendini verirsen eğer çok daha başka bir iş çıkarabilirsin ortaya, eminim de kendini vereceğinden. zaman senin zamanın.
oyundan genel olarak pek memnun değilim, ilk 20 dakika zaten sahada yok gibiydik. sonra gelen gol ve rakibin hataları ile penaltılar daha rahatlattı bizi. 2. yarıya çıkarken hocanın "aktif dinlenerek maçı böyle bitirin" dediğine eminim, takım da bunu yapmaya çalıştı. doğruydu da, perşembe maç var ve bu takım bize orada da lazım. o yüzden 2. yarıdaki oyuna biraz daha tahammüllü yaklaşıyorum.
gelelim zurnanın zırt dediği yere.
marcao - abi derdin ne senin? ciddi ciddi soruyorum sorunun ne? yanındaki luyindama hata yapar seni zor duruma düşürür ağzını açmaz güler geçersin, bek hata yapar zor durumda kalırsın güler geçersin, kademeye girer hamleni yapar güler geçersin. derdin ne abi 40-50 metre koşup da takımdaki belki de en naif oyuncuya, kerem aktürkoğlu'na saldıracak kadar? hayır bir de sakinleştirilemiyorsun, derdini gidip anlattığın takım arkadaşın bile (babel) yüzüne bakmıyor hatalı olduğunu bildiği için. sen de biliyorsun hatalı olduğunu. ne abi sıkıntın?
bonservis olmadan transfer dönemi sözleşmem fesh edilir haklı sebepten, alacağımı alamam belki ama daha iyi bir teklif bulurum kafası mı? e kim isteyecek şimdi seni? benim maç keyfime, yazı keyfime belki limon sıktın ama kendi kariyerine de bombayı koydun fünyeyi ateşledin yetmedi üfleyerek daha hızlı yanmasına sebep olup patlattın olum kariyerini, napıyorsun lan?
sen bu takımın en önemli oyuncularındansın, kaptanlar sahada değilse pazu bandını takan isimsin, en yüksek bonservis getirisi beklediğimiz oyuncusun ki teklif oldu satmadık bile seni (roma mevzusu) derdin ne derdin? ne sıkıntın var? gitmek mi istiyorsun? getirsin menajerin makul bir teklif "gitmek istiyorum" de, zaten gidersin. ne gerek var bu kadar tantanaya?
sezonun açılış maçı, 2-0 öndesin rakip 10 kişi, oyun kontrolü sende rakibin zaten bir şey yapabileceği yok ne abi sıkıntın ciddi ciddi anlamak istiyorum ya. şampiyonluk maçı olur son dakikada atışırsın arkadaşınla bir münakaşa vs. hadi diyelim ki kabul edilebilir. ama kafa atmak, yumruk sallamak, sokak dalaşı gibi saçma sapan işler!
galatasaray lan burası! nerede olduğunun farkına varacaksın önce! seni sen yapan yer burası, milli takım listesinde adın "olabilir" kısmına geldiyse galatasaray sayesinde, neyin tavrındasın?! biz olmasak portekiz'de küme düşen takımlarda takılacaksın gelmiş bize tavır yapıyor, ne olum senin derdin problemli misin kafadan, tahta falan mı eksik?!
yazıklar olsun ya! düşündükçe çıldırıyorum, sinirleniyorum! 10 maç ceza alacaksın ulan 10 maç, ne işe yarayacak? sen ne işe yarayacaksın 10 maç ceza alınca, sezonun 3'te 1'i gitti lan saçma sapan bir mevzudan! çocuk "sus" yapmış, sus maç bitince soyunma odasında konuş ne derdin varsa!
valla bilmiyorum. yani kabul edilebilir bir şey değil yaptığı. bakalım ne kadar çıkacak.