• 428
    bin kere de dile getirsek hiçbir şey değişmeyecekti. denizlispor' un bize çok önemli bir iyilik yaptığı maçtır. bazı ısrarlardan vazgeçmemiz gerekiyor. jimmy durmaz bu hızlanma kapasitesiyle özlellikle deplasmanda olmak üzere ters ayaklı kanat oynayamamalı.
    selçuk inan ne yazık ki temposu, oyun görüşü(markaj altındaki oyunculara attığı paslar) ve olumsuz defansif meziyetleri ile saha içinde maç izleyen bir seyirciden farksız. bu maçı tüm olumsuzluklara rağmen gol yemeden bitirebilirdik. orada da teknik heyet devreye girdi ve ahmet çalık oyuna alınarak(3lü defansa geçiş) zaten olmayan orta sahayı iyice boşalttı. o dakikaya kadar 24 orta yapıp neredeyse tamamında luyindama'ya takılan denizlispor hücumuna alternatif bir hücum bölgesi oluşturuldu. iki golü de merkezden gelen ani atakları izleyerek yedik. ahmet çalık rodallega' yı bırakın marke etmeyi gözüyle bile takip edecek meziyette bir defans oyuncusu değildir. bu mağlubiyet umalım ki takımı kendisine getirir. yoksa yine aynı hikaye; taraftarın önünde agresif mücadele, pres, deplasmanda temposuz futbol, yan pas, adam kaçırmalar...
  • 429
    ne zaman deplasmanda bir penaltı kaçırsak, devamı büyük bela açıyor başımıza. geçen yıl akhisar maçı böyle oldu, 0-0 iken penaltı kaçırdık 3-0 yenildik ligden düşen takıma. sonra rize'de 1-0 önde iken penaltı kaçırdık, adamlar 2-1 yaptı skoru, son dakikada zor çevirdik ondan sonra maçı. bugün de aynısı yaşandı; kaçan penaltı, kırmızı kart ve 2-0 mağlubiyet. aslında maça iyi de başlamıştık ama eline fırsta geliyorsa atacaksın işte. laubaliliğin lüzumu yok.
    bu maç sezona henüz hazır olmadığımızı da gösterdi tabii. orta saha eksikliği bariz hissediliyor. seri hazır değil, selçuk ne iş yapar çözen beri gelsin. inşallah nzonzi hazırdır da hemen 11'e koyup oynatabiliriz. marcao-luyindama ikilisini yedekleyecek bir oyuncu da lazım ama ne yabancı kontenjanımız var bunun için ne de piyasada yerli stoper kaldı. babel, emre mor, jimmy durmaz bu yıl katkı sağlayacaklar bence, bunun ışığını gördüm bugün. orta saha çözülürse diagne bile çok sırıtmaz takımda. orta sahada ise tek umudum seri-nzonzi ikilisinin işlemesi. ondan sonrası kolay, tek mağlubiyetten yangıncılığa gerek yok. olur böyle kazalar, hem kuşlar da umutlansın biraz. sonra daha sene başında osmanlı döneminden kupa aramaya başlıyorlar şampiyonluk saydıracak, yazık adamlara.
  • 432
    tipik fatih terim lig başlangıcıdır. 2011-2012 sezonu başlangıcını anımsatmıştır. zaman içerisinde doğru 11 bulunacak ve seri galibiyetler gelecektir. oyun olarak penaltıyı kaçırana kadar iyi oynadık. ilk yarım saatlik oyun bu maçı alacağız oyunuydu. kaçan penaltı sonrası marcao'nun gereksiz ikinci sarı kartı ile oyundan düştük. ikinci devre on kişi oynamamıza rağmen doğru kenar hamleleri gelseydi maçı yine kazanabilirdik. sağlık olsun. denizlispor iyi takım. gerçi ligde artık kötü takım kalmadı. hele hele kimse ben anadolu deplasmanına gideceğim rahat kazanacağım demesin. hatalarımızdan ders çıkarıp yolumuza devam edeceğiz. nzonzi'nin takıma girmesi çok şeyleri değiştirecek.
  • 433
    maçın başından 10 kişi kalana kadar geçen sürede ara ara pozisyonlar buluyorduk, ancak maçın kontrolünü elimize alamıyorduk. izlerken ne oynamaya çalıştığımızı anlayabilen bi renktaşım varsa beni aydınlatsın lütfen. selçuk seninle geçen güzel günlerin hatrına ağzımdan kötü sözler dökülsün istemiyorum, lütfen futbolu bırak, çünkü o seni bırakalı 3 sene oluyor.
    stoperlerimizin kötü performansını selçuk seri ikilisine bağlıyorum. ama marcaonun bu ciddiyetsiz, lakayt tavırları sezon başı hazırlık maçlarından beri devam ediyor. sırtı dönük havadan top almaya çalışan rakibi, pehlivan gibi sarılıp yere fırlatmak nedir ?
    iki kartta son derece doğruydu ama en ufak tehlike olmayan pozisyonlar için çok gereksizdi. sezon başı bu tokat kendimize getirtti. fatih hocam neden donk değilde ısrarla seriyi ön liberoya çekip selçuk'u oynatıyor, anlayabilen varsa bilgilenmek isterim.
  • 434
    beni 2-0 kaybetmemizden ziyade futbolun f'sine dair hiçbir şey oynamadan kaybetmemiz endişelendirmiştir. yoksa kazanırsın, kaybedersin, yenişemezsin. futbolun içinde var bu. ama zerre mücadele etmeden, salt yan pas yapıp da bunu sezonun geneline yayarsan, işte o zaman büyük bir problem var demektir. sezonun ilk maçı da bu problemin kıvılcımı niteliğindeydi, umarım sezonun sonu böyle olmaz.
  • 435
    içinde selçuk inan olan bi takım maç filan kazanamaz. feghoulinin olmaması, belhandanın kötü oyunu, mariano ve nagatomonun henüz hazır olmaması, kötü oyuncu değişiklikleri ve eksiklikler kazanmamız süpriz olurdu ama en azından beraberlik almamız lazımdı. bu yıl da deplasman maçları eziyet olacak gibi gözüküyor. 2018-2019 sezonununda ki akhisar deplasmanına benziyor. kaçan penaltı, kötü oyun ve mağlubiyet. umarım sezon sonuda benzer olur.
  • 436
    biz takım olarak sanırım rakip analizi yapmıyoruz. belli bir kaç adam var (bkz: hugo rodallega) gibi farklı farklı takımlarda olsalar dahi her maç bize gol atıyorlar. bunu anlayabilmiş değilim.

    öte yandan takımda inanılmaz bir konsantrasyon eksikliği, şımarıklık var, sarı kartlı bir defans oyuncusu rakibe o şekil girip ikinci sarıyı görebiliyor. takımın 10 numarası en çok top kaybı yapan oyuncu oluyor vs. fatih terimin acilen takımdaki bu gevşekliğe son vermesi gerekiyor.
  • 440
    uzun süredir bu kadar yenilmeyi hakettiğimiz bir maç olmamıştı. maça iyi başlamış olmamız bu durumu değiştirmiyor. lige yeni çıkmış, toplama bir takım denizli. sezonu kaçıncı bitirirlerse bitirsinler bu durum bu şekilde. kaçan gol, kaçan penaltı ve kırmızı kart koca takımın fişini çekti. bizim bu kırılmaları her sene yaşıyor oluşumuz üzüntü verici. takım toparlanabilir ama sonuçta 3 puan kaybettik. sonra iş x/x başlıklarına kalıyor.
  • 442
    hazırlık maçlarını saymazsak, uzun zamandır ligde bu kadar hak ettiğimiz bir mağlubiyet aldığımızı hatırlamıyorum. bu mağlubiyetin elbette telafisi olur, ancak bahanesi olamaz.

    oyuncu tercihlerinden sahadaki topçulara, oyun temposundan rehavete kadar “bugün de iyi yaptık” diyebileceğimiz hiçbir şey yok maçla ilgili.

    maddeleri tek tek sıralayacağım.

    1) selçuk inan’ın 2019-20 sezonunda, süper kupa maçında sahaya giren çıkan dahil 20 küsür futbolcunun en kötüsü olmasına rağmen bu maçta yine yeniden 90 dakika forma giymesi ihanettir. bunun mantıklı en ufak bir açıklaması olamaz.

    2) selçuk, bu maç özelinde jimmy ve genel olarak diagne ile 8 kişi sahaya çıktık. marcao atılınca 7’ye düşen oyuncu sayısı artmayınca kazanmak zor.

    3) oyun tempomuz gelen giden insanlara rağmen zerre artış göstermiyor. ev maçlarında taraftarın gazı ile “olgunlaşması 5-7 dakika süren 1 atak” taktiğimizden sapıp başarılı oluyoruz, ancak 2 sezondur özellikle deplasman maçlarında bu taktikle ite kaka kazanıyoruz. top defanstan orta sahaya 2 dakikada çıkarsa, ileride kalan rakip forvet bile “abi insanlar izliyor ayıp olmasın” diye geri geliyor ve taktiğimiz ile rakibi zorla 11 kişi topun arkasına yerleştiriyoruz. artık süperstarı olmayan takımların oynadığı modern futbolda ataklar 20-30 saniye 4-5 pas sistemine döndü. bizde böyle bir adam yok ve bu topu oynamaya devam ediyoruz.

    4) bacağı kopmadıktan sonra seri, hiçbir şey oynamayan, penaltı kaçıran ve top kaybedip zaten dengesiz girme potansiyeli olan marcaonun atılmasına sebep olan selçuk yerine sahada kalır. ahmet çalık 42837484. kere bu takımda altyapı stoperinin kendisinden önce oyuna girmesi gerektiğini ispatlamıştır; bundan sonra değişikliklerin bu kafa ile yapılması gerekir.

    5) bu futbol devam ederse ligde şampiyon olabiliriz ama başarımız maalesef bununla sınırlı kalır. hazırlık maçları, süper kupa, ligin ilk maçı ve 2 senedir en ufak bir artış göstermeyen oyun temposu ile, yani bugün oynanan futbol ile avrupa’da başarı gelebileceğini düşünen arkadaşların fps oyun nicklerini polyannax (x=memleketin plaka numarası veya doğum tarihi) olarak değiştirmesini öneririm.
  • 444
    kötü oynayarak kaybettiğimiz maçtır. benim için can sıkıcı olan kaybetmek değil. geçen sene 3/3 ile başladık da ne oldu? ilk yarının sonunda liderin 8 puan gerisindeydik. can sıkıcı olan ilk yarım saatte maçı bitirme şansı elimize birkaç defa geçti ancak bunu değerlendiremedik. kalan kısımda da 10 kişi oynadık zaten.

    takım ve özellikle birkaç futbolcu hazırlık döneminden beri sinyal veriyordu zaten. özellikle marcao, mariano ve nagatomo bir an önce kendine gelmeli. özellikle de marcao. bu maçta gördüğü kırmızı kart da çok amatör işiydi.

    2. yarı seri'nin çıkıp selçuk'un 90 dakika oyunda kalmasına ise hala anlam veremiyorum.
  • 445
    (bkz: #2733519) ortalığın karışacağı tahminimde doğru çıktığım maç *

    ilk yarı için konuşursam; iki takım da kötü idi. sanki bir hazırlık maçıymış gibi lakayt tavırlar, saçma sapan pas hataları, temponun yetersizliği vs. kötüydüler işte. klasik türkiye ligi maçı.

    ilk yarıdaki bize gelirsek, iyi oyuncu yoktu; o yüzden o kötü bu kötü diye yazamayacağım. maçın bazı bölümlerinde iyiydik ama genele yayamadık. pas kalitemizin yüksek olmasını bekleriz bu orta alanla ancak ileri 3'lü topu bizde tutamıyor. ne pasla * ne de güçle *. orta alandan pasla çıksak dahi ileride topu tutamadığımız için ortada bir pozisyon yok. aksine önde yanlış paslar vs. ile kaptırdığımız bazı toplarda tehlikeli kontralar yedik. 2 tehlikeli kontra yüzünden 2 sarı yiyen marcos do nascimento teixeira marcao da kızardı haliyle *

    ikinci yarı için konuşmak yersiz. ilk yarı sonunda ryan donk, selçuk inan yerine girer diye düşünüyordum. böylelikle 4-4-1 tarzı bir oyuna döneriz diye tahminde bulunmuştum. topu bir türlü ileride tutamıyoruz, kontralarla artık gol arayabiliriz haliyle emre mor oyuna girip hareketlilik getirebilir demiştim. site çöktüğü için bunları o an yazamadım tabii * ancak değişiklikler de kötü olunca 10 kişi bile bir ihtimal kazanabileceğimiz maçı kaybettik. selçuk inan artık ikili orta alanda oynayamaz. eski selçuk yok. jean michael seri de iyi oynamıyordu, kabul ama belki 6 numara gibi takıldığından diye olabilir. yapmamız gereken donk'u selçuk yerine alıp zaman zaman 6 numara gibi zaman zaman stoper gibi oynatmaktı * seri'yi de 8 numaraya çekmekti. evet, risk alınacaktı ama böyle de kaybettin zaten. o zaman da en azından risk alıp kaybederdin. hem de seri'yi 8 numarada görürdük.

    denizli için konuşursam; pek beğenmedim onları da. ligde pek iddaalarının olacağını sanmıyorum. saçma sapan bir şekilde kaybettik ama en basitinden ilk 10 dk. içindeki pozisyonda mbaye diagne uyumasa maç 1-0'dı. penaltıyı da kaçırmasak 2-0. sonra da maç kopardı zaten. sağlık olsun, yapacak bir şey yok. 6 numara ve 9 numara gelip sofiane feghouli yerini aldıktan sonra takımı görmek lazım bir de.
  • 447
    kusura bakmayın ama ağır konuşacağım maç.

    öncelikle babel ve jimmy severlere giydireceğim.
    arkadaş ne gördünüz de bukadar beğendiniz, siz ki onyekuru'yu beyinsiz, feghouli'yi gamsız ilan etmiş adamlarsınız, ancak haberiniz olsun jimmy'den cacık olmaz, babel'de ancak sol kanatta etrafındaki adamlar sağa sola kaçan hareketli oyuncular olursa işe yarar, takım bu kadar hareketsizken babel'den de cacık olmaz. neymiş onyekuru'nun futbol zekası geriymiş, rodrigues beyinsiz buruma malmış, arkadaşım öncelikle futbol için fizik gerekli, hız gerekli, kondisyon gerekli, gençlik gerekli senin o beğenmediğin onyekuru feghouli ile maçta olsa ilk yarıdan maçı koparmıştık. oyun aklıymış, götü göbeği çekemeyince bir işe yaramıyor o akıl. aynı zeki ama çalışmıyor denen öğrenciler gibi, önce çok iyi bir atlet olacak bir futbolcu, daha sonra futbol aklı gerekli. hadi illa ki babel ve jimmy'i kullanacaksınız, kesin olarak babel kanatta jimmy orta sahada olmalı, bizim ekip tam tersini deniyor malesef.

    gelelim teknik ekibe, bu maça selçuk'la başlama fikri kimin çok merak ediyorum, ne gibi bir beklentiniz var bu adamdan yemin ederim atalay matalay koyun kimsenin gıkı çıkmaz, şu herifi ilk onbire koyarak insanların sinirlerini oynatıp akılları ile dalga geçiyorsunuz. herif yorgunluktan en iyi yaptığı işi bile beceremiyor artık, o nasıl kötü bir penaltıydı.
    diğer bir konu da 70. dk da zaten eksik olan takımın ön tarafından adam alıp ahmet çalığı (tırnakla ayırmıyorum o kadar sıradan ki özel isim değil nesne gibi düşündüm kendisini) oyuna alan hangi süper zeka ise yaptığı hamlenin meyvesini hemen gol yiyerek aldı, bu hamleyi kim yaptırdıysa kendisine selçuk inan'dan bile önce teşekkür edilip üç hayır ile gönderilmeli. o kadar kötü bir stratejiydi.

    gelelim bartali hocamıza, hoca bu takımın hali ne yürüyecek halleri yok, umuyorum aşırı yüklemeden kaynaklı bir durumdur ve daha sonra takım açılır, sezon bu şekilde geçecekse geçen seneki fenere döneriz.

    marcao kardeş, bu sezon izlediğim tüm maçlarda rezildin götü göbeği büyütüp gelmişsin belli, aldığın iki sarı kart da yorgunluktan dolayı beynine kan gitmemesinden kaynaklı, bence bu arkadaş kendisine gelene kadar ozornwafor ya da donk orada denenmeli, ahmet çalık demedim bakın, beni koyun ahmet'i koymayın rezalet.

    fiorentina maçında yediğimiz tokat yetmemiş olacak ki tokatlanmaya devam ediyoruz.

    ha bir de emre mor kardeşimize her önüne gelen topçumuz akıl veriyor bakıyorum da, hayırdır ya bu çocuğun saha dışındaki hallerine akıl verin saha içinde zaten çoğunuzdan daha akıllı ve daha iyi.

    gelelim denizlispor'a. sanmasınlarki kendileri iyi olduğu için maçı kazandılar, biz leş gibiydik. bence çok kötüydüler ve bu halleri ile küme düşmemeye anca oynarlar.

    ha ben takımdan umutluyum çünkü şuna inanıyorum, takım birkaç hafta sonra kondisyon olarak oturacaktır ve en büyük kozumuz fatih hocamız kenarda olacak, bu maçta hocamız kenarda olsaydı maçı alırdık eminim
  • 450
    insanların mağlubiyetten çok oynanan oyun ve taktiksel hatalara üzülüp/sinirlendiğini düşündüğüm maç.

    yoksa evet bayern münih de açılış maçında kendi sahasında 2-2 berabere kaldı.
    (bkz: 16 ağustos 2019 bayern münih hertha berlin maçı)

    ancak biz beklediğimiz oyunu oynayıp yine orta sahadan o golü yiyip kaybetsek bu kadar yangın yeri olmazdı buralar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın