• 155
    o gün -sonradan yandaş basın ve hikayenin böyle yazılması işine gelenlerin uydurdukları gibi- kesinlikle organize bir protesto, hazırlanılmış bir eylem yoktu. evet, 2009'da bordeaux* maçında olduğu gibi recep tayyip erdoğan ismi anons edildiğinde şahsi tepkilerden oluşan bir uğultu ve ıslıklama oldu fakat bu süreklilik arz etmeyen anlık bir tepkiydi. bir kaç rutin konuşmanın ardından dönemin toki başkanı; erdoğan bayraktar adlı, hakkında rüşvet aldığı iddiaları bulunan ve bu iddiaları itiraf eden(u: 17-25 aralık sonrası ntv telefon bağlantısındaki "ben bütün bunları başbakan'ın emriyle gerçekleştirdim." ifadesine dayanarak söylüyorum) devrik bakan eskisi kürsüyse çağrıldı. cılız bir ıslıklama ve formalite alkışları arasında mikrofonun başına geçti.

    film daha ilk kelimesinden sonra kopmaya başladı. ilk etapta konuşmayı dinlemeyen, kendi halinde takılan, etrafıyla sohbet eden insanlar dahi bu zat yüksek perdeden bağıra çağıra konuşmaya başlayınca kulak kesildiler. duydukları cümleler inanılır gibi değildi. daha 10 ay önce vefat eden rahmetli başkanına, "aciz", "sorumsuz" gibi hakaretleri işiten taraftar, on defa, yüz defa, bin defa haklı olarak tepki göstermeye başladı. islıklar yükseldikçe bir misafir olarak yaptığı hatayı anlayıp durulacağına, sesini ve hakaretlerinin seviyesini iyice yükselten bakan eskisi, galatasaray camiasının yıllarca beklediği yeni stadının açılış gününü mahvetti. kendisi şu an kendi kanadında jurnalci, 'reis'i satan; onu istifaya davet eden itirafçı ve korkak gibi sıfatlarla anılırken diğer kanatlarda rüşvetçi, kanserli bir genç kıza* dilenci muamelesi yapan, insanlıktan nasibi almamış bir ukala gözüyle bakılıyor. galatasaray ise gelip saygısızlık yaptığı statta, açılışının üzerinden daha 7 yıl geçmeden nice zaferler kazanmış vaziyette dimdik ayakta duruyor/duracak.

    dik durmaktan söz açılmışken 15 ocak 2011 günü muhatabı kim olursa olsun, kendi içindeki fikir ayrılıklarına rağmen kendi değer ve kutsallarına saygısızlık ettiğinde gözünü kırpmadan haddini ve yerini bildiren galatasaray, sürekli bedel ödetilmesine rağmen o günden sonra 3 lig şampiyonluğu, 2 türkiye kupası, 4 türkiye süper kupası kazandı, şampiyonlar ligi'nde ardarda 4 sezon oynadı; bunların 2'sinde gruptan çıktı, birinde çeyrek finale kadar yükseldi. o sezonun sonundan itibaren sistemli yalama operasyonlarıyla yaptığı pisliği ört bas etmeye çalışanlar ise bütün zorlamalara rağmen gün yüzü göremedi.
  • 161
    şu an başımızda ne kadar vasıfsız varsa, ne kadar problemle yüzleşiyorsak, aslında altında yatan olaydır. kin güdenlerin kininin sebebidir. muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki asil kanda olduğunu gösteren en güzel sarı kırmızı anlardandır.

    (bkz: #2121056)

    sözlüğe yeni üye olduğum dönemde dursun ve yönetimi ile ilgili yazmıştım bir kısımında bu konu ile ilgili görüşlerimi yazmıştım, bu protestonun yıl dönümünde bu giriye de eklemek istedim.

    yıllar geçtikçe bu protestonun önemi daha da iyi anlaşılacak. "iyi ki galatasaray'lıyım" denildiğinde aklıma gelen ilk üç olaydan biridir. bu camiaya gönül vermiş basit bir taraftar olarak sarı kırmızı apoletimdir, şeref madalyamdır.

    dik duruştur, vefadır, cesarettir, içtenliktir, öngörüdür, adanmışlıktır orada kulakların duyduğu ıslık seslerinin beyindeki ve benlikteki tercümesi.

    bu protestonun muhatapları elbet hak ettikleri neyse o şekilde hatırlanacaklardır şüphem yok, bu protestonun da artan bir kıymet ile unutulmuyacağından eminim. vicdansızlığın "bayraktarlığını" yapanlara ağzının payının verilmesinin yıl dönümünün, vicdansızlığın "bayraktarı" ile yürek dağlayıcı bir biçimde muhatap olmak zorunda kalan dilek özçelik'in vefatının aynı zamana denk gelmesi de içimi bir garip yaptı, vurgun yemişe dönüyor insan. nasıl adamlarsınız be siz, cümleleri bağlamaya çalışırken fena oluyorum, çocuğumu, eşimi, sevdiklerimi düşünüyorum aynı durumda bayılacak gibi oluyorum, siz nasıl dayanıyorsunuz bu kadarına?
  • 163
    bu protestonun ilk haberini 19 mart 2009 galatasaray hamburg maçı ile esasında vermiştik. kapalıdan çıkan o uğultuyu herkes bilir hatta tayfa o kadar panik yaptı ki yapmayın etmeyin diye triplere girdiler ama nafile. köksal toptan ile rte'ye ilk soğuk duş orada geldi. maç oynanırken anons yapmak nedir lan? prens misin? padişah mısın? nereye geldiğini unutma tayyip efendi.

    ali sami yen arenanın açılışına gelirsek ise esasında bir kitle taraftar fena gaza gelmişti. bunların içinde ben ve bizim grupta vardı. çünkü yıllardır mecidiyeköy'de maça giden biri olarak yeni stadımıza taşınmak için yıllarca beklemiş bir de üzerine leş gibi bir yerde stadyumu* bir de üstüne biz olmasak sizin stadınız olmaz kafa yapısı. mecidiyeköy elimizden alındı arkadaşlar, bu tarihe not düşülsün. trafik problemi olur diyen bu bademler, oraya residence,otel,avm yaptılar. bunların allah filan korkusu yok. bunlar edilen beddular mutlaka bir yerlerinden çıkacaktır.

    back to topic

    tepkinin esas olayı akp'nin olayı showa dönüştürmesi. kendilerini yıkılmaz kale gören, biz her şeyden sorumluyuz mantalitesinden olan, allah'ın kuruşu yok diye demeç verenler o gün arkalarına bakmadan kaçtılar. zaten erdoğan bayraktar'ın dünyanın en salak konuşmayı yapması ile beraber stat yerinden kalktı. zurnanın koptuğu yer rahmetli özhan canaydın ile olan kısma gelince oldu. bir kısım insan erdoğan bayraktar'ın ne dediğini anlamadı çünkü tt arenada ki ses sistemi o kadar kötü durumdaydı ki ne dediği anlaşılmıyordu. eğer tam olarak anlaşılsaydı daha feci şeyler olabilirdi. çünkü batı vip bölümünde bulunan bir çok kişi çok fevri hareketler yaparak bu adama tepki gösterdiler. diğer insanlar ne oluyor lan modun da olayı anlamaya çalışıyorlardı. çünkü kimse ama kimse bu kadar küstah olup bizim yüzümüze karşı böyle konuşabileceklerini zannetmiyorlardı.

    sonuç; artislik yapmaya geldiler. iki adet ağızlarına tokatı yiyip gittiler. o gün maçtaydım, allah biliyor ne yaptığımı. bizi tehdit eden adnan polat'a kendimi ifşa eden mektup yazdım. adnan polat ne dedi; bu bir toplu organizasyondur. kameraları izlettireceğim. ulan namussuz sen kimi kime izletiyorsun?. ben yaptım, götün yiyorsa git beni polise ver. bak ben sana ne yapıyorum diye. zaten nefesi yetmedi. kongrede hayatının ezilikligini yaşadı.
    çok argo ama alem bir kere daha gördü gerçek galatasaray taraftarını.

    15 ocak 2011 protestosu büyük bir olaydı. zincirleme başlayan kazalar zinciri ile ilk önce adnan polat'ı koltuktan oldu sonra ünal aysal başkan oldu ondan sonra da fatih terim'i takımın başına getirtti. bizi ele geçirmeye çalışan kitle, her zaman olduğu gibi yaptıkları rezil planlama sonucu bizi ayağa kaldırdılar. bu olayda piyon adnan polattır. kendisi inşaat olayından yürümek için neler yaptığını hepimiz çok iyi biliyoruz.

    bugün ise aynı tehlike ile karşı karşıyayız. dursun özbek denilen şahıs, hükümetin maşasıdır. sırf florya ve riva ihalelerinden dolayı galatasaray'dan men edilmesi lazım iken yeniden 2. kere başkan adayı olabilecek kadar gözlerini karartmış bir galatasaray düşmanıdır.

    arkadaşalar,tarihi bilemeyen,geleceğini belirleyemez . güzel transferler, efsane hoca bunların hepsi hikaye. dursun özbek bunları taraftarın gazını alabilmek için yapıyor. ii. kere yapılması gereken bu protesto yapılmadığı için bugün başımızda dursun özbek gibi bir şahıs var. bunlar hep paralel hareketler, lisenin genç yıldızları twitter aleminde, kongre de güzel sözler söylesin,çıksın platform kursun yine bir şey değişmez. çünkü hepsi abilerinin karşısında ezik ve sessiz.

    olayın özü; devrim, taraftar ve tribün ile yapılır
  • 164
    gurur vesilesi olan hadise ve tabi hüküm süren zihniyete baş kaldırma olması nedeniyle de sonuçları olmuştur kulübümüz için. ayrıca yönetimimizdeki yalakaları ve korkakları da görmemizi sağlamıştır. ertesi gün yaptıkları basın toplantısı ile taraftarını tüm ülkenin önüne atan adnan polat ve yönetimi galatasaray tarihi için kara leke olmuştur.
  • 167
    malum şahsiyetin gücüne karşı sesini yükselten, dik duran ilk taraftar kitlesiydi "arena"daki. o karaktersiz toki başkanının konuşması, malum şahsiyetin sonraları defalarca yaptığı gibi, ülkenin en büyük kulübüne özel bir geceyi siyasi bir şova dönüştürmeye çalışması gibi durumlar sinirlerimi yıpratmış, ama galatasaray taraftarının gösterdiği tepki sonrası sinir yerine gurura bırakmıştı. bir kez daha yüksek sesle "iyi ki galatasaraylıyım be" demiştim.

    rahmetli birand'ın ekran başında "eyvah" deyişini, adnan polat'ın pıtı pıtı malum şahsiyetin peşinde koşuşunu hiç unutmayacağım. galatasaray taraftarı birlik olduktan sonra titretemeyeceği güç yoktur çok şükür. gerekirse o stadı yıkar, dağ başında maç izlemeye devam eder, yine de ödün vermez gururundan.
  • 171
    fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarının özhan canaydın bile olsa hiçbir galatasaraylıya laf ettirmeyeceğini bir kere daha ispat ettiği protesto.

    erdoğan bayraktar rutin bir propaganda konuşması yaparken, hatta ekranda tribünde olup konuşmasıyla dalga geçen insanlar görünürken "özhan canaydın'ın o aciz duruşu hala aklımda" demesiyle ortalık karışmıştı.

    olay aslında bir patavatsızlığın yarattığı etkiye tepki iken, erdoğan bayraktar da aynı üslup ile konuşmaya devam edince olaylar büyüdü. habercilik ve ortayolculuk üstadı mehmet ali birand'ın hala hatırlanan eyvah nidası sonrasında yaşananların yanında devede kulak kaldı.

    ultraslan ıslıklar yükselirken eller havada şekilde göstererek alkış tuttu. recep tayyip erdoğan ve yanındakiler stadı terketti. adnan polat hepsini tespit edeceğim dedi, hiçbir şey tespit edemediği gibi birkaç ay sonra ibra edilmeyerek yarattığı etkiye hakettiği tepkiyi aldı. galatasaray taraftarı bir ara muhalif falan sanıldı. stadın yolları bitmedi, üstü kapanmadı.

    biz de fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarı pankartıyla iyi prim yaptık şimdi yalan yok...

    işin en komik tarafı sırf ceza olsun diye fetönün türkçe olimpiyatları ak parti tarafından türk telekom arena'ya verildi. o dönem böyleydi bu işler kimse hatırlamaz şimdi...

    o değil de erdoğan bayraktar, umarım bir gün çaresizliği tadarsın...

    (bkz: tarihte bugün)
  • 172
    yeni ali sami yen stadımızın açıldığı ve yeter denilmesi gereken anda yeter dediğimiz gündür.

    bir operatör ün en çok sms atana davetiye verme kampanyası vardı ve bir davetiye kazanmıştım, babama hediye ettim. açıkçası kalabalıkta doğru kapıyı bulabilir mi diye de çok endişe etmiştim. o günü her andığımızda, her konusu açıldığında teşekkür eder babam. o anlara şahit olduğu, tepkisini dile getirebildiği için.
  • 173
    bazı tatlı su kalelerinin 3 temmuz'dan sonra cemaate açıktan cephe almak için doğru zamanı beklemesine benzemez; galatasaray taraftarı iktidara en güçlü olduğu dönemde yapmıştır bu protestoyu. sonrasında yıllarca cezalandırıldık, stadımız yarım yamalak, metromuz kapalı, metro çalıştığında da klimalar açılmadığı için havasızlık tehlikesiyle maça gidip gelen insanlar, sermaye artırımının reddi, leş gibi yabancı sınırları vs.

    sonrasında tüm oklar aleyhimize dönse de yakın geçmişteki en gurur duyduğum akşamlardan biriydi bu. orada olup bu haklı protestoda sesi bulunan herkesin yüreğine sağlık.
  • 174
    galatasaray'a gönülden bağlı her taraftarının vicdanını sızlatan konuşmalar sonrasında gereken cevabın gerekli kişilere verildiği gündür. parayı kolay kazananların, birilerinin eline bakanların ve birilerinden emir alanların yapamayacağını; tarihine bağlı, geçmişine saygılı, geleceğine sahip çıkan şanlı taraftarımız yapmıştır.
  • 175
    ömrüm boyunca tribünlerde yaşananları ve galatasaray taraftarına hakaret edenleri unutmayacağım bir gündür.

    protestoyu ultraslan foruma taşıdığımız için, 2001 yılından beri bünyesinde bulunduğum, yurtdışında bir ülkede koordinatörlüğünü yaptığım oluşumdan dışlanmış ve kovulmuştum. gerçi o gece belki de 1000' in üzerinde bilinçli galatasaraylı, iktidar yanlısı reisler tarafından oluşumdan çıkarıldı hemde tehditlerle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın