2018-19 UEFA Avrupa Ligi Son 32 Turu İlk Maçı
20:55 Türk Telekom Arena
1 - 2
  • 374
    öncelikle şunu belirteyim, benfica porto'dan çok çok daha iyi bir takım. diğer taraftan bizim benfica'yı hiç iyi analiz etmediğimizi düşünüyorum. adamlar maç boyunca takım boyunu o kadar iyi ayarladılar ki, bir ara defans 4'lüsü ile orta saha 4'lüsünün arasındaki mesafe 15 metre filandı. diğer taraftan bizim stoper oyuncularımızın iyi olmasından ötürü, attıkları 2. gol de dahil maçın özetine girecek net pozisyon vermedik. he zaten buraya oyunu kilitlemek için geldiler diyenler olabilir. maçtan önce twitter hesabımdan da yazmıştım. onyekuru'nun yerine hazır olmayan emre akbaba'yı tercih ederdim. karşımızdaki rakip öyle haldur huldur hücum ederek yenebileceğimiz bir takım değil. sabırla, ve yüksek isabetli pas ile bu takımı çözebiliriz. çözebiliriz diyorum çünkü 21 şubat 2019 tarihinde oynanacak rövanş için benim hala umudum var. linnes'in kestiği ve onyekuru'nun gol yapamadığı pozisyon ile yine fernando'nun aslında linnes'in önüne atmak yerine şut çektiği pozisyon doğruyu yaptığımız anlardı. maalesef onyekuru bu tarz maçlar için hiç doğru oyuncu değil. hazır olmayan emre akbaba çok daha faydalı olurdu. ayrıca henry yuto'yu da oynatamıyor. belhanda hücum bölgesinde %44 pas isabeti ile oynamış. zaten %70 ile oynasaydı muhtemelen maçı kazanırdık. yanlış oyuncu tercihi ve yanlış diziliş ile başladığımız maçı kaybettik. bir diğer konu da duran toptan çok daha fazla pozisyon ve gol bulabilirdik. elimizde luyindama ve diagne gibi hava toplarında üstün futbolcular var. karambollerde biraz daha dikkatli olsaydık çok farklı olurdu. orta sahamızın değişmesi gerektiğini, hatta forvetten önce orta saha oyuncusunun acil ihtiyaç olduğunu söyleyen biriyim. bu maç özelinde oyuncularımız sınıfta kalmış olabilirler ama yetersizliklerinden değil, daha çok yanlış diziliş ile maça başlanmasından dolayıdır.
  • 375
    maçın üstünden yeterince vakit geçtiğini düşünüyorum ve ligdeki maçımız* öncesinde birkaç kelam etmek istiyorum.

    öncelikle, bana göre, galatasaryımızın türkiye'deki en büyük takım olmasının sebebi kupa sayıları bir yana, efsanemiz metin oktayın kurduğu "türk olmayan takımları yenme" felsefesi. ben de bu felsefeyi oldukça benimsedim ve bu yüzden de derbi galibiyetleri hatta bazen şampiyonluktansa (mutlak şampiyonluk isteğinde minimum 3 takımla ligimize başlıyoruz, bu sene olmasa bile öbür sene alırız kupayı. heh bu tabi şampiyonluğu sevmediğim anlamına gelmiyor daha çok uluslararası turnuvalarda bi istikrarımız yeterince olmadığı için denk geldiği zamanları sonuna kadar gidilmesi tarafındayım. uzun bi açıklama oldu, kusuruma bakmayın devam ediyorum) avrupa'da tur geçmeyi tercih ederim. işte tam da bu yüzden hafta içi seansının avrupa sahnesinde maçımız olunca, olabilecek tüm gözlerimle takip ediyorum.

    şimdiyse fatih terim'in 3-0 kaybettiğimiz 23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçı sonrasındaki açıklamasını hatırlatmak istiyorum.

    --- alıntı ---

    bu işi halledeceğiz. sahada halledemezsek ocakta halledeceğiz. ocakta olmazsa haziranda halledeceğiz.

    --- alıntı ---

    ben bu açıklamayı hep kadro eksikliği üzerine yormuştum. ta ki perşembe günkü avrupa ligi mesaimize kadar.

    benfica öyle rahat eksiklerimiz ortaya çıkardı ki... hem de benfica hocasının*, takımı neredeyse üstüne kurduğu ve ayrıca bi yerlere en az 55m ye verecekleri oyuncuyu* kadroya alınmama kararından sonra.

    hocamın demek istediği de buymuş, bu oyuncularla istediği seviyeye hiçbir zaman ulaşamayacak bunun farkında.

    bu futbolcular tartışıldığı kadar kötü kesinlikle değil, hatta bazı maçlarda ulan olur mu hissiyatı gelmiyor değil. ama bu genellikle maç içi dinamiklerin lehimize gelişmesi sonucu oluyor.

    peki, oyunu toparlayamadık ama şampiyon olabilir miyiz? bi galatasaraylı olarak bu soruya hayır cevabını son hafta 4 puan fark olsa bile veremem ama objektif gözlüklerimi takarsam şunu söyleyebilirim ki biz bi şekilde topu 3. bölgeye taşıyoruz. sorulması gereken sorular pozisyona girebiliyor muyuz, rakibi boğabiliyor muyuz? benfica maçına bakılırsa hayır ama türkiye ligi seviyesini baz alırsak duruma daha pozitif bakmamız mümkün olabiliyor.

    deplasman işini nasıl çözeceğiz sorusu aklımıza geliyor hemen. bana göre burada kilit isim sofiane feghouli. neden mi? ligimizde fark yaratan (yani yoktan pozisyon/gol üreten) çok ama çok az oyuncu var. hatta bak sayabiliriz: serdar ortaç'ın takımından* visca, biraz robinho; beşiktaş'tan -topuna bakarsa- burak, biraz ljajic-kagawa; fenerbahçe'den ... kimse. bu sıfata uyan bizde yegane isim o, bi de yanına kasımpaşa'nın fark yaratanını aldık üstelik. oyun sıkıştığı anda -eğer iyi duruma gelirlerse- bizi kurtarabilirler. tabi basit hatadan goller yemediğimiz müddetçe...

    d: imla
App Store'dan indirin Google Play'den alın