• 127
    şafak 97 derken, erat binasının arkasında küçüçük bir radyonun başında geçmeyen 16 dakika…
    bitiş düdüğüyle birlikte bölüğü şampiyon diye inletme ve nöbetçi subaydan yalvar yakar alınan gece 12’ye kadar televizyon izleme izni.
    14 mayıs 2006 benim için böyle geçmişti.
    ertesi gün çarşıya göreve çıkacak arkadaştan bütün spor gazetelerini istemiştim.
    öğlene kadar hepsinin keyifle okumuştum.
  • 128
    17 yaşımda iken yakaladığım, türk futbol tarihinde ciddi bir kırılmaya yol açan unutulmaz oğlu unutulmaz tarih. o günden entry tarihine kadar da bir 17 sene geçmiş. o gün galatasaray ve fenerbahçe'nin lig şampiyonluğu sayıları 16'ya 16 olarak eşitlenmişti. bugün 22-19 galatasaray üstünlüğü var, birkaç hafta içinde belki de 23-19 olacak. 17 senede 7 galatasaray, 3 fenerbahçe şampiyonluğu yaşanmış olacak.

    1973-87 arası hasretten sonra 1987-1992 arasına 3, 1992-2002 arasına 7* şampiyonluk sığdırmıştı galatasaray. 2002'den sonrasında ise biri o periyottaki en kötü derecesi olmak üzere şampiyonluktan uzak 3 sene geçirmişti. o gün eğer kağıt üzerinde favori olan fenerbahçe şampiyon olsaydı, üst üste üçüncü şampiyonluğu kazanmış olacaktı. karşısında futbolculara maaş ödemesi bile yapamayan bir galatasaray ve yıldırım demirören'e borçlanmakla meşgul olan beşiktaş vardı. 2006-07'deki güçlü kadrolarıyla üst üste dördüncü şampiyonluk bir kenara, belki de yeni bir seriye başlayabilecek konumdaydılar.

    2006 yılında başlayan allah fenerbahçe gerginliğinin başladığı gün olarak bilinen bu tarihte atamadıkları tek bir golle şampiyonluğu kaçırdılar. bursaspor'un şampiyon olduğu 2009-10 sezonunda da ligin son 2 ayında sadece 1 gol yemiş, o golle son hafta kaybettikleri 2 puanla şampiyonluktan olmuşlardı. 3 temmuz'dan bu yana içinde bulunulan süreç sonrası biraz paranoya çokça da rezilliklerinden ötürü başlarına gelen her boka bir kumpas etiketi koyup hayali hikayeler uydurma refleksleri malum.

    bu tarihle ilgili de tabi ki işlerine geldiği şekilde eksik ve yanlış tarih okumalarıyla bir kumpas hikayesi yaratılmış durumda. o yıllardaki türkiye ligi'nde yazılı olmayan kurallar dahilinde yaşanıp bitmiştir o gün olanlar ki bu ülkede kritik son hafta maçında zaman geçsin diye sahaya paraşütle atlandığı bile olmuştur. yarışın puan puana gittiği 2000-2001 sezonunda fenerbahçe'nin de böyle çok konfeti macerası vardır mesela.

    yine bu kumpas hikayeleri kapsamında denizlispor'un ekstra motivasyonundan, durduk yere fenerbahçe düşmanlığı yaptığından falan bahsedilir. oysa bu tarihten sadece 2 yıl önce, 2003-2004 sezonunun sondan bir önceki haftasında ikinci sıradaki trabzonspor'un 2 puan önünde denizli deplasmanına çıkan fenerbahçe'ye stadın 4'te 3'ünü açmıştır aynı denizlispor. ligdeki sırası* garanti olan denizlispor'un sahada da oynarsam ipime oynamazsam sikime bir oyunla 4 golü kalesinde görmesi ve bizim de trabzon'da trabzonspor'u yenmemizle şampiyonluğu güle oynaya ilan etmiştir fenerbahçe.

    o gün küme düşme hattının son sırasıyla puan puana olan denizlispor haliyle aynı performansı gösterememiş, can havliyle alabileceği puanı almak için saldırmıştır. hatta şimdilerde aspor'da ahkam kesen selahattin kınalı klasik kazmalık nöbetlerinden birini geçirmese ilk yarıdan 3-0 gibi bir denizlispor galibiyetinin çıkması işten bile değildi. o gün denizli'de tüm o konfetilerin atııp meşalelerin yakılma sebebi olan 14 mayıs 2006 gaziantepspor malatyaspor maçının bitimi tüm çabalara rağmen anca maçın 94. dakikasına denk gelmiştir. oradan gelen gaziantespor'un maçı kazandığı haberi averajla önde olan denizlispor'un skordan bağımsız olarak kümede kaldığı haberiydi aynı zamanda.

    o haberle tekrardan bir dalgalanma yaşanmıştı denizli stadı'nda. oyun tekrardan başladıktan hemen sonra da fenerbahçe golü bulup skoru 1-1'e yapmıştır. o dakikadan sonra da maç tamamen denizlispor kalesi önünde geçmiştir. fenerbahçe'nin bulabildiği iki net pozisyonda da topu dışarı atan fenerbahçe futbolcuları olmuştur.

    ancak günümüze gelince tıpkı 1992-1993 sezonunun son haftasında olduğu gibi yanlış bir okumayla gaziantepspor'un malatyaspor'u yenmesinden hareketle "zaten kümede kalacaklardı" gibi saçma bir düşünceyle denizlispor'un bu maçta boşu boşuna hırs yaptığından falan bahsedilir. oysa 106 dakikalık maçın sadece son 8 dakikasında denizlispor kümede kalmayı garantilemiştir. zaten o sürede de fenerbahçe bir gol atıp iki tane de yüzde doksandokuzluk* gol şansı yakalamıştır.

    oysa resmi tarih 3 sene mükemmel futbol oynatsa da sadece o gün anelka'yı yedek kulübesinde oturttuğu için daum'un kovulduğunu yazar. ya da takımdan önce* denizli'ye giden, o takımın mimarlarından hakan bilal kutlualp'in afaroz edildiğini. ya da denizli yolundaki fenerbahçe taraftarının mola yerinde olay çıkarıp zevkine kavga ettikleri köylülerden bir tanesini öldürdüklerini...

    ondan sonra federasyonundan mhk'sına herkesi bağlayıp yine de kupayı alamayan ali koç çıkıp "ne yaptıysak şans faktörü bizden yana olmadı" desin.

    neden acaba...
  • 130
    sosyal medyada devamlı dolanan "saldır gs" görselinin dört elemente nüfuz edip dünyamıza zuhur ettiği yegane akşam.

    o sezonla ilgili fetö, himmet, şike vs. lafları ortaya atmak; fenerbahçe'nin o sezon gerek saha içi gerek saha dışındaki performansına haksızlık etmek olur.

    o sezonki fenerbahçe'yi durdurabilecek herhangi bir şike organizasyonu türkiye sınırlarında kurulamazdı. kurulsa bile, aziz yıldırım onu da satın almanın bir yolunu bulurdu...

    peki madem bu kadar yenilmezdi bu adamlar, bu iş nasıl oldu diye sorar insan haklı olarak.

    her şakanın bir gerçeklik payı vardır çünkü..

    https://i.ytimg.com/...W0/maxresdefault.jpg
  • 132
    eski açık'ta hüngür hüngür ağladığım tarihtir. tam ağlama duruyor, diğer maçı radyodan dinleyen birisinin yüzünün ekşimesiyle tekrar gözyaşları boşalıyor. sırılsıklam olmuştum be ağlamaktan gözyaşı bezleri kurudu. o kadar yorulmuştum ki, diğer maç bittikten sonra millet sahaya girdi, benim yerim tribünler dedim, oturdum ağlamaya devam ettim. allah kimseyi bugünkü kadar ağlatmasın ya.
  • 139
    bir başka "kumpas"a konu olan maç. mayıs ayı bizim için kutlama ayıyken suyun karşı tarafın için kumpaslar ayı şeklinde ilerlemekte.

    32 yaşında birisi olarak her anını hatırladığım ilk şampiyonluktur. belki de bu sebepledir ki en özel şampiyonluğumuz olduğunu da hep düşünürüm ve düşünüyorum da. yokluk içinde çıkan bir şampiyonluk. başta eric gerets olmak üzere emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. bir kez daha tarihin akışını değiştirdiğimiz ve fener'in dominasyonuna, 4 sene üst üste şampiyonluğuna sekte vurduğumuz şampiyonluktur. denizli'den gelen o güzel gol haberi, bayram yerine dönen ali sami yen ve mutluluktan sevinen ve ağlayan milyonlar. çok seviyoruz galatasaray'ı be.
  • 142
    türk futbol tarihinin kırılma noktası olan tarih.

    o gün şampiyonluğu kazanan bir fenerbahçe bugün öyle ibriklerle güğümlerle değil hakikaten 28-29 şampiyonluğa ulaşırdı.

    bizim önümüzü fetö kesti hikayesi, bu gerçeğin ve kaçan fırsatın büyüklüğünün acısıyla çıkmaktadır.

    20 sene sonra geriye dönüp o maç tatil edilmeliydi şeklinde aşırı bilmiş yorumlar, mağdur oldukları her konuda olduğu gibi, tek taraflı ve yanlış bir okuma örneğidir.

    sahaya konfeti atıp maçın oynanmasını erteleme işi ezelden beri türk sahalarında olan bir olaydı. kaldı ki o şikayet edilen konfeti yağmuru sayesinde verilen 16 dakikalık müthiş uzatmanın yaklaşık 12 dakika denizlispor'un kümede kaldığının garantilendiği bir durumda oynamıştır. bunun 8-9 dakikasında da skor zaten 1-1'e gelmişti.

    denizlispor maç boyu can havliyle saldırmış, özellikle şimdilerin yorumcusu o dönemlerin sakar forveti selahattin kınalı ile pek çok gol kaçırmıştır. ama özellikle kümede kaldıktan sonra öyle aşırı bir motivasyon da göstermemiştir. zira golleri kaçıran, topu direkten dönen bu bölümde fenerbahçe olmuştur.

    bunların hayal dünyasında denizlispor takımının sahayı açıp kaleyi de boşaltması gerekiyordu herhalde.

    gerçi iyice garip bir algoritmaya döndüler artık. her seferinde dünyanın en saçma argümanını icat edip büyük bir ciddiyetle gayet kendinden emin savunuyorlar. sen ciddiye almadıkça daha da azıtıp tahrik ediyorlar.

    adam yerine koyup ya da canına tak edince tane tane, gerizekalıya anlatır gibi anlatıyorsun. kafayı çevirip devam ediyorlar. sen de sinir olduğun ve efor harcayıp yorulduğunla kalıyorsun.

    o denizlili abimizin dediği gibi, allah'ın dediğinin olduğu gündür. allah yürü ya kulum deseydi, yürüyecektiniz.

    artık ne yaptıysanız, vetoyu o gün yediniz.

    ona buna iftira atmaktansa durup düşünün bakalım kime ne yaptınız da başınıza bunlar geliyor diye...
  • 144
    o dönemleri yaşamayan kardeşlerimize söyle özetliyim. fenerbahçe galatasaray maçında biz “milyonluk eşekler” diye bağırırken onlar bize “üç kuruşluk ibneler” diye bağırıyordu. sınıfsallığın dibini yaşıyorduk biz saidou’yu transfer ederken fenerbahçe appiahlar indirdiğinde.

    hayalet sevgilimin patladığı yıl aldığımız şampiyonluk.
  • 147
    ilahi adaletin tecelli ettiği bir sezonda, şampiyonluğumuzu 16 dakika diğer maç sonucunu bekleyip ilan ettiğimiz tarih.

    2 puan farkla şampiyon olduk fakat puan farkının daha fazla olması gerektiği bir sezondu, tıpkı bu sezon gibi.

    en aklımda kalan maç ise, anelka’nın 2-0 geride oldukları konyaspor’a dk.70’te elle attığı ilk gol sayesinde maçı çevirip, konyada 3 puan aldıkları maçtı. aynı maç içinde skor konyaspor lehine 2-0 iken, hakem fenerbahçenin bir kırmızı kartını es geçmiş, konyaspor’un bir penaltısını da vermemiştir. zaten hakemlik hayatı bitti o maçtan sonra.

    sonra bu haksızlıklar dönüp dolaşıp sezon sonu denizlide bir şekilde sahibini buluyor işte. karma de, ilahi adalet de, evren de, ne dersen de.
App Store'dan indirin Google Play'den alın