• 432
    emre kılınç sakatlıktan dolayı oyundan alındı ancak morutan neden çıktı bilen varsa yeşillendirsin. oyunda top tutabilen akıl kalmadı maalesef ondan sonra. babel değişikliği bundan kaynaklıydı. taylan varken aytaçı almak hiç anlayamayacağım bir değişiklikti. halil kanatta ne yapabilir bilmediğimiz için kaç aydır oynamayan oğulcan değişikliği bile anlamlıydı ama aytaç...
  • 434
    takim psikolojik olarak one gecince gol atmaktan, hucum etmekten kaciyor. guya takim genc. hucuma az adamla cikip kaptiriyoruz, kaptirmaya yakin ileriye yaklasan ne kadar adam varsa ileride kaliyor bu sefer geride eksik kaliyoruz. gerideki eksiklik kapatilana kadar aylar geciyor, nasil genc bunlar anlamiyorum. su takim kimyasini oturtmadan biz boyle rakip geri gelislerini cok izleriz.
  • 436
    önce devreye girmeden yediğimiz gol, sonra da devredeki oyuncu değişikliklerini görünce bu maçı kazanma umudum kalmamıştı. maalesef hoca 3. haftadaki kasımpaşa maçından ders almamış olacak ki takımın en etkili oyuncularından, en patlayıcı ismi olan morutan'ı çıkardı sahadan.

    takımın ilk yarı ile ikinci yarı arasındaki görüntüsü, zekası, oyun anlayışı arasında gece ile gündüz fark olacağı çok ama çok barizdi. maalesef de öyle oldu. fatih hoca çıksın bir zahmet konuşsun, neden gümbür gümbür oynayan takımı kendi hür iradesi ile bozup el freni gören babel'i oyuna aldığını. madem emre kılınç ağrı hissediyordu, alırsın taylan veya aytaç'ı geçersin.

    ilk yarıda aldığımız her topta dikine oynadık ve her an gol bulacakmışız hissi ve beklentisi verdi takım. peki koca ikinci yarıda babel'in çizgide buluştuğu toplar ve halil'in bireysel yetenekleri dışında yaptığımız bir şey var mı? eyvallah morutan'ı da o aldırdı, halil'i de lakin beni aklımı yitirme noktasına getiren şey neden oynayan takımı bile isteye bozduğu. morutan'ın sakatlanmadığı müddetçe sahada kalması gereken oyunculardan biri olduğunu kendine kural edinseydi belki de kasımpaşa ve trabzon maçlarını +4 puan ile geçirmiş olacaktık.

    ayrıca halil dervişoğlu'na bugün bir kez daha hayran kaldım. emeğine, çalışkanlılığına, yeteneğine teşekkür ederim.
  • 437
    yine elimizdeki galibiyeti verdiğimiz bilmem kaçıncı maç. evet 2-0 tehlikeli skor falan. evet zamana ihtiyacımız var falan. böyle diye diye atı alan üsküdar'ı geçiyor, rakipler ilk haftalardan bam bam bam oynuyor.

    ilk yarı fena değildik aslında, oyun planı olmasa bile en azından oyuncular basıyordu her yere. ne zamanki değişiklik yaptık oyun düşmeye başladı. çünkü babel. bu adamdan daha fazla zarar veren bişey yok şu takıma. senede bi kez hasbelkader şut çekecek ceza sahası dışından da o da gol olacak diye bu kadar güvenebiliyosak ben de çıkayım maçlara, ihtimalim daha az değil babelden. en azından utanırım bunun için para istemeye, galatasaray'ın parası da cebinde kalır.

    morutan çıkana kadar sahada şapkadan şapka çıkarma ihtimali olan tek oyuncu. kimse yabancı sınırı falan demesin. yokları oynayan yedlin'i çıkarıp alpaslan'ı alırsın yine de morutan'ı tutarsın oyunda.

    sonuç olarak geçen sezondan da çok acı şekilde tecrübe ettiğimiz gibi şampiyonluğu böyle maçlarla veriyoruz, sadece ilk haftalar olunca akıllara gelmiyor sezon sonunda. ha bu arada, trabzon da berbattı, beşiktaş veya fener buradan galibiyet çıkarır.
  • 439
    babel ikinci yarı oyuna girdiği andan itibaren mükemmel oynamıştır. manipüle olduğunuz için ne yapsa yaranamaz. aytaç denen yeteneksiz ile kerem denen vitaminsiz maçın çevrilmesine sebep olmuştur. nellson da çok kötü bir performans sergilemiştir. tam bir amatör ama taraftarımız luyindama'nın üzerine basmayı alışkanlık edindiği için onu çok gömmezler.
  • 440
    geçen hafta oynanan kasımpaşa maçının akabinde 2-0’dan yine 2-2 yaptırdığımız maç. ben yine de takımdan oldukça umutluyum. sağ bek sacha boey, en önemli futbolcumuz marcao ve büyük bir gediği kapatmasını beklediğimiz assunçao’dan eksik çıktık trabzon deplasmanına. 2-0’dan maçı vermek üzüyor biliyorum ancak kasımpaşa maçına nazaran takımı beğendiğimi söylemeliyim. 40-70 arası inanılmaz bocaladık ama 70’den sonra toparlamasını bildik. tekrar öne geçecek fırsatları da bulduk. ben inanıyorum. daha da iyi olacağız. biraz daha sabır gerekiyor. dört maçımızın üçünü deplasmanda oynadık ve bunlardan biri trabzon deplasmanıydı ancak rakiplerimizden iki puan gerideyiz. beşiktaş bir, fenerbahçe ise henüz iki deplasmana çıktı. bunun yanı sıra ilk dört haftada biz zorluk derecesi daha yüksek takımlarla oynadık. olacak olacak.
  • 441
    babel değişikliğinin kağıt üzerinde doğru olduğu karşılaşma. ilk yarının ilerleyen dakikalarında gördük ki ileride kerem'den ziyade topa basıp oyunu sete döndürecek adam gerekiyordu. ayrıca set oyununda baskı yiyeceğimiz için topu şişirebileceğimiz hava topu iyi oyuncu lazımdı. bu şekilde düşünüldüğünde babel değişikliği doğruydu. hatta hava topu üstünlüğü sebebiyle aytaç'ın oyuna girişini de plan dahilinde ele alabiliriz. fakat bence çıkması gereken kişi kerem'di.
    yine de kağıt üzerinde plan mantıklı ve denenebilir gözüküyordu. fakat babel normal formundan da kötü oynadı, kerem de sağ kanatta hiçbir varlık gösteremeyince aytaç - berkan - ciculdau orta sahasının tüm yaratıcı yükü ciculdau'ya kaldı. aytaç kanatlara yardım etmeye çalıştığında da fiziki dezavantajı ortaya çıktı. aslında set oyununda gereken pasları yapabileceğini birkaç pozisyonda gösterse de oyunun akışı yavaşlamadı ve planın dezavantajlı yanları yüzünden takım bolca pozisyon verdi ve golü de yedi.
    yine de maçı çevirecek pozisyonlar bulsak da, trabzonspor da öne geçecek fırsatları yarattı. ilerideki tek efektif adam olan halil'in de yorulup oyundan düşmesiyle zaten maçın dönmeyeceği anlaşıldı. ben mustafa yerine diagne hamlesi bekliyordum çünkü bu tarz oyunda mustafa'nın etkisiz olduğunu geçen hafta görmüştük. diagne örneğin halil'in bitiremediği pozisyonlarda daha etkili olabilirdi ya da geri çekilip orta sahaya yardım edebilirdi.
    bu 2-0'dan çok kolay rakibi döndürmelerin sebebi aslında iki haftadır aynı, ya çok geri çekiliyoruz ya da eksik yakalanıyoruz ve kanattan hızlı atak yiyoruz. kanattan içeri çevrilen toplarda da etkisiz kalıyoruz. burada bence sorunun en büyüğü kanatlarımızın çok tecrübesiz ya da yaşlı olması. yaşlı olan babel feghouli gibi oyuncular defansa yeterince yardım edemezken kerem gibi tecrübesiz kanatlarımız da alanını kapatamıyor ve bekine gerektiği verimde yardımcı olamıyor. bu duruma çözümü fatih terim'in ileride bulacağını düşünsem de korkum çözümü daha statik bi kadro ve oyunda bulması.
    her şeye rağmen seyir zevki iki yarıda da yüksek ve yenişememenin bence adaletli olduğu bir oyun oldu. iyi yaptığımız şeyleri daha güçlü bir rakipte test edip başardığımızı gördük, kötü olduğumuz konularda da hala çözüm bulamadığımızı fark ettik. fakat bu noktada fatih terim ve oyuncu değişiklikleri üzerinden eleştirilerin altını doldurmak gerekir. kimse dünkü çocuk değil ve ezbere iş yapmıyor. fakat iki haftadır fatih terim'in kurduğu planların tutmadığı da gerçek. bu noktada konu istifaya davet bile olsa saha üzerinden neden sonuç ilişkileriyle söylemlerin altını doldurmak önemli.
  • 442
    emre kılınç - babel degisikligi icin orta sahada morutan'ı harcadığımız ve yerine aytaç'ı koyarak berbat bir pas istasyonu oluşturduğumuz, sonunda da 2 puani biraktigimiz mac. degisiklik oldugu anda maci verdik dedim yanimdakilere. 3 kurusluk futbol bilgisiyle ben bile bunu diyebiliyorsam yahu yazik ya yazik cidden sinirden aglayabilirim o derece.

    bu degisiklik icin yabancı oyuncu sınırı bahane gosterilebilir ancak, emre kılınç yerine cok da guzel ömer bayram tercih edilebilirdi. hic de oyle bahaneye gerek yok!

    sorumlu fatih terim'dir! bu kadar basit!

    elin oglu 30. dakikalarda 2 oyuncu degistirerek maca ortak olurken, bizimki elindeki maci veriyor.

    trabzonsspor'un attigi 2. golde yan kameradan pozisyonu tekrar izleyin! aytaç efendi ne is yapiyor acaba orada?

    ha unutmadan işe yaramaz prensimiz geleceğin fenerbahçe futbolcusu kerem de macin basindan ciktigi dakikalara kadar zerre katki saglamadi! 2. yari basinda onun da çıkması gerekiyordu. ama tabi bahane hazir yabanci oyuncu sınırı. neyse bu sene bu kafayla daha cooook 2-0'dan 2-2 deriz biz.

    son olarak cicaldao ve morutan siz ne guzel futbolcularsiniz! alninizdan öpmek lazim. helal olsun size.

    edit; kypbnlk uyardi. kadroda 4 yerli varmis :( babel - emre kılınç degisikligi yapabiliyoruz boylece. lan bu morutan neden cikti o zaman?
  • 443
    beraberliğe sevinmemiz gereken bir maç. 2-0 öne geçmemiz oldukça yanıltıcı bir veri. buna karşılık trabzonspor’da da göklere çıkarılan kadro ve futboldan eser yoktu. maçın hakkı bir puandı. sorun giren-çıkan oyunculardan ziyade olmayan taktik ve futbolumuzda. puanları rakip hatalarından ve kişisel becerilerden toplar, kayıpları ise olmayan futbol anlayışımızdan kaybederiz gibi görünüyor.
  • 444
    iyi sinyaller vermediğimiz maç.

    birincisi; bu ne biçim orta alan? bir ara o kadar rahat geçildi ki bu bölge, 10 kişiyiz falan sandım. rakipte de aynı problem vardı ama bu beni ilgilendirmiyor. bizde olmamalıydı.

    ikincisi; defansın uyumu. yenilen iki golde de adam paylaşımı çok çok kötü. misal ilk yarının sonlarında rakibi 4'e 3 yakaladığımız ve patrick van aanholt'un saçma şutuyla heba olan atağımıza bakın. rakip o kadar iyi yerleşti ki zaten adamın pas opsiyonu kalmamıştı. en başta pas atıp kendi ileri koşsa belki daha iyi olabilirdi ama biraz bekleyince rakip çok iyi yerleşti. rakipteki defans oyuncularını bireysel olarak beğenmedim ama takım olarak daha iyiydiler. bir de bizdekileri bakın; yediğimiz iki gol de komedi. ilkinde victor nelsson tek başına iki kişiyi de tutması gerekiyordu ki golü önleyebilsin. imkansızdı tabii. ikincisinde de yine 3 kişi, hatta çalımı yiyen deandre yedlin'i de sayarsak 4, aynı adama bastı. o da pası çıkarınca ki içerideki eleman bomboştu, golü atan arkadaş çok kolay bir gol atmış oldu.

    en azından yenilmedik ama ben skorda değilim, bu kadar kolay goller yenmez. orta alan bu kadar boş bırakılmaz. takım olarak uyum sağlamamız gerekiyor. kaç yıldır kadroyu sil baştan yapa yapa her sezon başı çile çekiyoruz. inşallah uyum sağlarız yoksa işimiz yaş.
  • 445
    babel’i ve aytaç’ı sokmak yerine zaten oyunun her iki yönünde de olumlu hareketi olmayan yedlin(zaten hiç başlamaması gereken) yerine alparslan, zorunlu emre kılınç-taylan değişikliği ile berkan-taylan-cica orta sahası ile başlayıp mohammed/diagne-kerem değişikliği ile halili kanada atabilirdik bir müddet sonrasında dakika 60-65 gibi ömer halil değişikliği ile temposu düşen oyunda kontrolü eline alan taraf olabilirdik. birçok farklı seçenek vardı yani.

    fakat biz aytaç-babel hamleleriyle oyunu tamamen trabzon’un istediği hale getirdik ve değişiklikler ile oyunu kaybettik. muhtemelen emre kılınç-taylan hamlesi ile girsek ikinci yarıya yine böyle olmazdı hatta yedlin alparslan hamlesini ben olsam ilk yarıda yapardım(kafama silah dayayıp yedlin ile çıkartsalardı maça). maçın başından beri aksadı. iki stoperimizin de performansını dibe çekti ama biz morutan’ı çıkardık.

    sorun morutan ise neden hala sağ kanattan pozisyon vermeye devam ettik? sorun morutan değilse böyle bir futbolcuyu neden çıkarttık? sağ koridordaki zaafiyetimiz sayısal üstünlüğü trabzon’a vermemiz mi yoksa x kişisinin mesela yedlin’in pozisyonunu kaybetmesi ve luyindama’nın maçın 1. dakikasından itibaren onun alanını savunması mıydı? yani nicel mi nitel miydi problem? aytaç hamlesi takıma ne katacaktı ve ne kaybettirecekti? ne kazandırdı ve ne kaybettirdi? babel hamlesi yıllardır bize ne kazandırdı? (ne kaybettirdi sormama gerek bile yok. kazandırdığı bir şey yok zaten) babel sırtı dönük kaç top aldı ve kaçını aktarabildi onu çok merak ediyorum. galatasaray kariyerinin başından itibaren bunun istatistiğini bulan yeşillendirirse sevinirim. adam yeni gelmiştir denersin. fakat adam yıllardır aynı. biz hala onunla maç kaybediyoruz.

    sorular maç öncesi, maç esnasında, maç sonrasında sorulması gereken sorular. daha fazla soru da sorulur. fakat bence her şeyden çok şu soru sorulmalı. teknik direktörümüz seçenekler arasından en kötülerini nasıl her maç seçebiliyor? daha kaç maç bu şekilde puan kaybedeceğiz? burada üst makam yok mu? bu soruları kim soracak? 3 sezondur oyun ve değişiklikler olarak kötü bir teknik direktör performansı izliyoruz. bu maç sonrası basın açıklaması daha da acı verici. gollerimizin de rakibin bireysel hataları ve emre kılınç’ın bireysel performansı ile geldiğini söylemek lazım. maç sonu forma için verilen şansı değerlendirmekle alakalı demeçler verdi hoca. fakat oynayan futbolcular babel ve aytaç. maçı kaybettiren değişiklikler bunlar. 3 kanat oyuncun sakat olduğu için zorunlu forma verdiğin emre kılınç ise 2 golün sahibi. burada net bir teknik direktör dokunuşu var. fakat epey talihsiz bir dokunuş. fatih terimin’in kaybettiği 2 puan diyorum ben bu maça. çünkü oyuncular ile atılan 2 gol ve teknik direktör yüzünden yenen 2 gol var ortada.
  • 447
    tanju çolak trabzonspor’un maçı 4-0 kazanacağını iddia etti.

    aspor’da haydi maça programının sunucusu ümit aktan trabzonspor’un 4-1 kazanacağını iddia etti.

    tugay kerimoğlu, evren göz vesaire yorumcuların %90’ı trabzonspor’un rahat kazanacağını iddia etti.

    sözlüğü okuyamadım ama burada da benden başka ümitli olan yoktu galiba. hiçbir şekilde maçı kaybedeceğimizi düşünmedim ve maçtan önce de yazdım. neden güveniyordum peki? çünkü takımımızın hücum hattı türkiye’nin en iyisi. hızlı, oyun zekası yüksek futbolculardan oluşuyor. tek sıkıntımız, golleri attıktan sonra maç bitmiş havasına girmemiz ve motivasyonumuzun aşırı düşmesi. bunu da çözmeliyiz. koşu mesafesi (115 km üstü) ve pas hızını artırıp motivasyonumuzu da korursak her maçı farklı kazanabiliriz.

    rakiplerimiz yaşlı ve statik futbolculardan kurulu kadrolar yaptılar. biraz zorlayınca oyuncuları sahada patpr-oatır dökülüyor. beşiktaş’tan üç, fenerbahçe’den iki futbolcu darbe almadan sakatlanıp oyunu terk ettiler. aynen böyle koşu koşu koşu. koşu mesafemizi 120 kmlere çıkarırsak önümüzde kimse duramaz. avrupa takımları zaten hep 120 km civarında koşuyor. hatta birinci sınıf takımlar 125 km’yi bile aşıyor.

    (bkz: 12 eylül 2021 trabzonspor galatasaray maçı)
  • 448
    galatasaray'ın kötü, trabzonspor'un daha kötü oynamış olduğu maç. iki takim baklavasına maç yapar gibi bir hava vardı maalesef. kimsenin yorulası yok. herkes işe gidecek sanki yarın. yine de biz daha derli topluyduk. istesek çok rahat maçı alırdık fakat istemiyormuşuz gibi atağa çıkmamız çileden çıkarttı.

    maçtan notlar:

    - koşmamız gerekiyor.
    bu maçta sergilediğimiz performans profesyonel futbola benzemiyor. premier lig'de ortalama bir takim ne kadar koşuyorsa o kadar koşmamız lazım.

    - aytaç bu takımın oyuncusu olamaz.
    hocanın yaptığı en büyük hata aytaç'ı oyuna almak oldu. trabzon, taraftarı dahil baskılı geliyordu. trabzon'un pilinin biteceğini öngöremedi. bunu normal karşılıyorum. fakat aytaç bu takımın oyuncusu maalesef olamaz. 3 farkla önde olduğumuz maçlarda veya türkiye kupası maçlarında forma giyebilir. misyonunun daha fazla olmaması gerektiğini düşünüyorum.

    - oğulcan da bu takımın oyuncusu maalesef olamaz gibi. daha genç olduğu için gibiyi ekledim.

    - muhammed yıldız değil.
    muhammed çok iyi bir golcü ve çok yetenekli. fiziği de iyi. fakat muhammed galiba mısır'da futbolu öğrenmemiş. topa sahip olmadığımız anlarda pek oralı değil. takim halinde oynamak, takim halinde savunma yapmak, koşmak onun önceliği değil. tek misyonunun gol atmak olduğunu düşünürcesine oynuyor. öğrenmek istemesi ve öğrenmesi lazım. bugün itibariyle birinci forvetimiz olamaz.

    - futbol beyinle oynanması gereken bir oyun. beyin ortaya koyamazsanız iyi futbolcu olamazsınız. çileden çıkartmayan futbol futboldan anlayan futbolcularla oynanır.

    - hocanın scout ekibiyle birlikte aldırdığı futbolcular gerçekten takımın iskeleti olarak kurulup üzerine proje yazılası cinsten. özellikle morutan, nelsson, cicaldau, halil. saf olarak halil çok özel...
    sonuç olarak fena değiliz. daha iyi olacağımıza inanıyorum. oyna.
  • 449
    sabırsa sabır, krediyse kredi. varsın şampiyon olmayalım ama hala babel'i oyuna almasını maç sonunda arda, feghouli olsa farklı olurdu falan demesini anlamak mümkün değil. morutan'ın 45te çıkmasının mantıklı hiçbir açıklaması olamaz. aytaç'ı hiçbir maçta doğru düzgün oynatmayan fatih hoca bu maçta oyuna aldı. 2. yarı koca bir hiç. yine de kazanabilirdik. ben bu tercihleri anlayamıyorum. hocanın son birkaç sezonda doğru oyuncu değişikliği yaptığı sayılıdır. feghouli, babel, arda ilk 11de değilse 45te oyuna giriyor. yeter artık gerçekten. gün olur ihtiyaç olur oynarlar ama her maç aynı şey yaşanıyor. bu herifler kurtarıcı değil hoca bunu ısrarla anlayamıyor.

    bu takımın daha iyi yerlere geleceği belli ama çok net yapısal sorunlar var. kimse pas opsiyonu olmuyor. ikinci yarı koca 45 dakika 1 kere düzgün pas yaparak çıktık o da pozisyon oldu zaten.

    2. yediğimiz gol sadece galatasaray'ın yiyeceği bir gol. uğurcan auttan topu dikti ve yedlin'le wakayeme birebir kaldı. üstüne ceza sahasında 5 adamımız var 3 tanesi wakayemeyi izliyor. hocam siz ne yapıyorsunuz allahınızı severseniz ya. ekran başında bir şeyleri parçalıyorum ben. bu kadar kolay gol yenir mi? bir değil iki değil. 2-0dan maç veriyoruz 2 haftadır. başka takım olsa 4-5 yapardı ilk yarıda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın