belki de boka sarmaya yüz tutmuş sezonu geri çevirebilecek bir rüzgar yaratan, yıllar sonra efsane sıfatıyla anılacak olması çok muhtemel maç. iki güne yayılması, bu sezon neredeyse boşu olmayan takımın gruptan ikinci çıkacak takımı tayin edecek maçta
clean sheet çıkarması, 40bin civarı taraftarın"ne olacaksa olsun ulan" diyerek isyan edip istanbul'un hava ve trafik muhalefetine kafa tutarak
* stada gelmesi, her ne kadar maç seçtiklerinin göstergesi olsa da "istemiyorlar" diyerek ruhsuzluklarından dem vurduğumuz takımın çamurlar içinde son ana kadar tepinmesi gibi bir dolu umut verici olaya sahne olmuştur. belki bir iki sağlam takviye, belki geri kazanılacak bir özgüven, kim bilir belki de çok daha fazlasını kazandıracaktır. entry yazarına ise zoraki girilen bir ders sırasında göğe sessizce yumrulanan bir iki eli, babadan gelen 10 mesajını, fiziki benzerliğinden dolayı sneijder lakabıyla anılan arkadaşı gösterip bilgisayar labaratuarının öbür ucuna olayı anlatmayı yadigar bırakmıştır. anlık duygu sağanakları bir kenara, günün sonunda geriye tek bir şey bırakmıştır aslında;
(bkz:
it is such a big privilage to be a part of galatasaray)