• 526
    bir efsane bugün itibariyle fenerbahçe'ye ve türk basketboluna veda etti. işin içine tarafgirlik girince 7 yılda 250 milyon dolara yakın maliyetle 1 euroleague kupası gören de var, tarafsız gözle bakınca aynı zaman dilimi içerisinde 11 kupa kazandığını gören de. ayrıca adam euroleague'in eş anlamı. 9 kez kazanmış bu kupayı. euroleague'i sürekli şampiyonlar ligiyle, bizim 2000'de kazandığımız uefa kupasıyla kıyaslıyoruz da; hem şampiyonlar liginde, hem de uefa'da bu kupayı 9 kez kazanan değil teknik direktör, real madrid dışında takım yok.

    bütçe düşüşü sebebiyle ayrılacağı 2-3 ay öncesinden kabak gibi belliydi de, yine de yönetimle yüz yüze görüşmek için belgrad'dan kalkıp istanbul'a kadar geldi. medyaya yansıyan kısmı kadarıyla 'ailesiyle görüşüp sonra cevabını vereceği' haberleri vardı, bana göre en başından beridir verdiği kararı sıcağı sıcağına değil, uzaklaştıktan sonra vermek istemesi. herkesin dilinde 'para bitti obra kaçtı' tarzı ithamlar var da, yüksek bütçeli, kaliteli ama egolu oyuncuların olduğu takımları yönetebilmek de apayrı bir meziyet ister. zaten bu yüzden yüksek meblağlar obra gibi koçlara veriliyor. senelik 25-30 milyon dolarlık bütçeyi ertuğrul erdoğan'a -ki çok severim ve başarılı bulurum kendisini-, ufuk sarıca'ya, ne bileyim xavi pascual'a, bartzokas'a falan vermiyorlar.

    yaşı 60, bence bir senelik nadastan sonra tekrar euroleague sahnesine dönecektir. çoğu kişi panathinaikos'a döneceğini söylüyor da, bence barcelona da yaptığı yüksek yatırımı daha emin ellere teslim etme adına obra ile görüşmek isteyecektir.

    ezcümle, ülke basketbolundan harika bir figür, çok büyük bir basketbol aklı geçti.
  • 528
    obra'nın bütçe küçültme fikrini reddettiğini kabul ederek yazıyorum; kendisiyle yolları ayırmak ali koç'un kulübü adına yaptığı en doğru ekonomik hamlelerden biri olabilir çünkü konu yalnızca obra'nın yüksek maaşından ibaret değil(di), oyuncu maaş bütçesi de apayrı bir sorun(du) fenerbahçe beko adına. koç'un futbol takımı için çöpe attığı milyon euro'lar ise bambaşka bir tez konusu, karıştırmıyorum hiç.

    sponsor destekli de olsa -ki beko, koç'un kendisi- avrupa basketbolu için 30 milyon euro'luk takım bütçesi korkunç yüksek bir bütçe. e ilaveten kur meselesi de malum, 1 euro = 7,5 küsür lira. ülker sports arena'dan yıllık 5 milyon euro gelir kazanıyormuş fb her yıl, ismail şenol'un verdiği bilgi bu. kazanılan bu miktara kombineler, kompleksteki dükkanların kira gelirleri, localar vs. hepsi dahil. zalgiris kaunas'ın bu kalemdeki yıllık kazancı 10-12 milyon euro arasında imiş. pandemi* nedeniyle önümüzdeki sezon bu gelirin tamamına yakınından mahrum kalacak fb. dolayısıyla bütçe kesintisi hatta devrimi elzemdi, pandemi olmasaydı da elzemdi aslında ama şimdi zorunluluk (aynı şey anadolu efes için geçerli değil mesela. efes bir müessese kulübü olduğundan farklı dinamiklerle bütçeyi belirliyor. belli açıdan kesintiye gidilecek lacivert beyazlılarda da ancak söz konusu kesinti çok büyük olmayacak.). belli ki obra bu küçülme ortamında kariyerini, markasını riske atmak istemedi. öte yandan ben kendisinde bir doymuşluk hali olduğunu da düşünüyorum. ya da hava değişikliği ihtiyacı...

    obra yönünün yanında işin bir de koç yönü var; fb yönetimi obra'yla yola devam etme konusunda pek de ısrarcı olmadı, bu bariz. yönetim erkek basketbolda küçülmek istiyordu fakat bunu obra takımın başındayken yapamazlardı. zaten tam da bu yüzden obra'yla diyalog minimum seviyede tutuldu, gerek sezon boyunca gerekse de pandemi sürecinde. bir anlamda bilinçli bir soğukluk hali yaratıldı. koç istediğini aldı.

    normal şartlar altında (kurların daha stabil olduğu, pandemi ekonomisinin olmadığı koşullarda) sarunas jasikevicius'un koltuğa geçeceğini düşünürdüm ama bu pek mümkün değil gibi, niye? saras, zalgiris'le birlikte yeni sezonun kadro çalışmalarına başladı bile, zalgiris'i bırakmaz. ek olarak sözleşmesi de iyileştirilip tazelendi diye biliyorum. fb beko'nun yeni koçu bence yardımcı antrenör erdem can olacak. can'ın iyi bir cv'si var, şaşırtıcı da olmaz açıkçası.

    bir başka detay da ergin ataman önderliğindeki efes'in son 2 sezon boyunca fb beko'yu her platformda dümdüz etmesiyle ilişkili. basketbol da diğer tüm takım sporlarında olduğu gibi iyi oyuncularla ve iyi kimyayla oynanır. efes an itibarıyla avrupa basketbolunun zirve noktası. böyle bir takım hem euroleague arenasında hem de yerel ligde sizin direkt rakibinizse belli açılardan bir dönemi gözden çıkarabilirsiniz, çok ama çok amiyane tabirle "nasılsa işi götürecekler, en iyisi bu periyodu en az zararla atlatalım" diye düşünebilirsiniz, bunda anormal bir durum yok.

    son olarak; "fenerbahçe erkek basketbol takımı = obra" gibi bir bakış açısı var, yanlış. son 2 sezonu ve ara ara işin içine dahil olan takımları*** saymazsak 10-15 yılı kapsayan bir fb beko ağırlığı oldu türk basketbolunda. bunun temelinde fenerbahçe'nin ülkerspor'la birleşmesi ve aydın örs faktörü yatıyor. neven spahija'lar, simone pianigiani'ler ise dev kafasızlıktı.

    o değil de, türk basketbol medyası yasta... :(
  • 529
    bütçe konusuna girmeyeceğim, kendisini de fenerbahçe'ye ciddi başarılar yaşattığı için de sevmem ama bir gerçek var ki; ayrıldığı takımların kendisinden sonra beli bir türlü doğrulamıyor. böyle söyleyince fenerbahçe beko açısında kötü bizim açımızdan gayet iyi bir durummuş gibi gözüküyor. ancak benim burada asıl vurgulamak istediğim obradovic etkisi. şimdi biraz daha yakından bakalım.

    herkesin bildiği gibi željko obradović 1 tane partizan belgrad'dayken, 1 tane joventut badalona'dayken (o zamanki adı joventut 7up), 1 tane real madrid baloncesto'dayken, 5 tane panathinaikos bc'deyken ve 1 tane de fenerbahçe beko'dayken toplamda 9 tane euroleague kupası kazandı. euroleague kazandırtamadığı tek takım bennetton idi ve onla da 2 kere saporta kupası'nı kazanmayı başarmıştı. ayrıca 1997 yılında yani benetton treviso'u (o zamanki adı benetton basket) çalıştırmaya başladığı ilk yıl final four görmüştü.

    obradovic henüz 31 yaşındayken partizan'ın başındaydı ve 2 yıl boyunca bu takımı çalıştırdı. yugoslavya'daki iç karışıklık sebebiyle o zamanlarda partizan iç saha maçlarını bildiğim kadarıyla ispanya'da yapıyordu. 1992 yılında obradovic ile birlikte euroleague şampiyonluğu yaşadılar. obradovic 1993 yılı sonrasında takımdan ayrıldı. daha sonra ne oldu hemen bakalım: partizan, 1998 ve 2010’da final four’a kalmayı başardı ama her ikisinde de maç kazanamadı ve 4. oldu. maddi sebeplerden dolayı 2014’ten beri euroleague’den uzak kalıyorlar.

    1992 euroleague finalinde partizan ile yıktığı takım olan joventut'un başına 1993'te geçti. 93-94 sezonunda finalde olympiakos'u yıkan joventut bu sefer sevinen taraf oldu. aynı partizan gibi joventut için de bu euroleague zaferi ilk ve tek oldu. ayrıca ispanya basketbolu da 1979-80 sezonundan (real madrid) sonra ilk kez euroleague’i kazanmayı başardı. obradovic’in ardından joventut bir daha asla o günlere dönemedi. sponsor değişikliğiyle (o dönem sponsoru 7up idi) birlikte küçülen ispanyol ekibi, birkaç küçük euroleague macerası dışında pek bir iz bırakmadı.

    obradovic'in bir sonraki durağı 3 yıl boyunca çalıştıracağı real madrid idi. en son taaa 1980 yılında euroleague'i kazanan real madrid'i henüz daha ilk sezonunda, yani 1995'te, avrupa'nın en büyüğü yaptı. bu finalde joventut'ta olduğu gibi yine olympiakos'u devirmişti. 1997 yılında da saporta kupası'nı kazandı. 10 kere ile euroleague'in en başarılı takımı olmasına rağmen obradovic sonrasında real madrid'i karanlık günler beklemişti. bir daha final four'u 2010-11 sezonunda görebilmişlerdi ve 2014-15 sezonunda da pablo laso önderliğinde euroleague'i 18 yıl sonra tekrar kazanabilmişlerdi.

    1997-99 yılları arasında obradovic bennetton'u çalıştırdı. euroleague kazanamadığı tek ekip olan bennetton ile de ilk sezonunda final four yapıp 3. olmuştu ve bir sonraki sezonda saporta kupası'nı kazanmıştı. belki de obradovic sonrası dönemden en az etkilenen takım gibi gözüken bennetton, 2002-03 sezonunda, yani obradovic bıraktıktan 3 sezon sonra, final four görüp finalde barcelona lassa'ya kaybetmişti. ama daha sonraki yıllar bennetton için felaket oldu. 2007'den itibaren onları euroleague'de dahi göremiyoruz.

    pana'yı uzun yıllar çalıştıran obradovic tam 5 sefer euroleague kazandı. obradovic öncesinde 1995-96 sezonunda euroleague'i kazanmayı başaran pana, obra ile beraber 5 sefer euroleague'i kazandı ve halen bu kupayı en çok kazanan maccabi tel aviv ile beraber 3. takım konumunda. ayrıca yunan basketbolundaki dengeleri de alt üst etmişlerdi. 1999-00 sezonundan 2010-11 sezonuna kadarki 12 sezonun 11'inde (yalnızca 2001-02 sezonunda aek'ya şampiyonluğu kaptırmışlardı) yerel ligde şampiyon oldular. pana'nın yerel ligde toplam 18 şampiyonluğu bulunuyor ve 11'i obra ile gelmiş. ek olarak, yunan basketbol liginde playoff uygulamasının geldiği 1986-87 sezonundan bu yana obradovic öncesinde pana'nın yalnızca 2 şampiyonluğu vardı. obradovic 2012 yılında panathinaikos bc'den ayrıldıktan sonra pana yerel ligde şampiyonluklar gördü ancak bir daha hiç final four göremedi ve sürekli koç değiştirerek eski havasını yakalamaya çalıştı. aradıkları saadeti bir türlü bulamadılar ve bir süre daha bulamayacaklar gibi gözüküyor.

    sıra fenerbahçe beko'da...
  • 531
    büyük bir spor adamı.

    fenerbahçe gibi bir takıma gelmek yeni bir maceraydı. kendisine istediklerini verdiler, o da kendisinden istenilenleri verdi. kendisine istediklerini verme konusunda sıkıntılar oldukça bu takım içi ya da sportif sıkıntılar olarak geri döndü. kendisine istediklerini veremeyecekleri belli olunca da haliyle benden bu kadar diyerek 7 yıl süren fenerbahçe serüvenine noktsyı koydu.

    fenerbahçe'ye gelmenin macera tarafı şuydu, istediklerini(yani o kadarını) daha önce herhangi bir türk kulübü başka bir koça vermemişti. fenerbahçe'nin maddi manevi sundukları gerçekten türkiye şartlarının çok üzerindeydi, hatta avrupa'da bile sayılıydı.

    ama işte herşey bütçeyle de bitmiyor. ceyhun yıldızoğlu örneğinde olduğu gibi çok büyük bir bütçe ve takımla çok kötü bir coaching yapıp sıçıp sıvamak da olası. obradovic bu konuda doğruları yapmayı başardı, bütçenin ve kadronun hakkını verdi.

    üst üste 5 f4 hiçbir şekilde yabana atılacak bir iş değil. o kadroyu ve bütçeyi istikrarla korumak, her sezon giden-gelen oyunculara rağmen o havayı ve isteği korumak, en çok da ünvan korumak için sahaya çıkmak...

    avrupa'da bu şekilde uzun süreli bu seviyelerde kalan kulüpler var elbette ama tüm neredeyse tüm ligin 1 sezonluk kontratlarla döndüğü ortamda daha da önemli bir başarı...

    ama ali koç dönemiyle birlikte yönetim ve obradovic arasında sorunlar olduğu, en azından hareket alanının eskisi kadar konforlu olmadığı ve hem bütçe hem idari anlamda baskılar olduğu konuşuluyordu. bu daha sahaya yansımaya başlamıştı aslında. bu sezonki kötü oyun ve sonuçlar, ergin ataman ve anadolu efes'in yenmekten artık bitap düşmesi, galatasaray'a karşı 394557393 sene sonra içerde dışarda kaybedilmesi, tüm avrupa'nın gözü önünde yaşayan molada ana avrat küfür hadisesi...

    bunlar hem yönetimle ilgili durumların sonucuydu, hem de yönetimle olan durumlar işi buralara getiren faktörlerdi. taraftarın sportif anlamda güncel olarak elde avuçta kalan tek dayanağı olduğu için saklanmaya ya da bu ayrılık ötelenmeye çalışılsa da eninde sonunda kaçınılmaz olan gerçekleşti.

    fenerbahçe ülker, 2007'den beri üzerine koyarak gelen bir yapı oldu. sadece saha içi başarı olarak değerlendirmemek lazım. bir kültür, ekol, bütçe hatta lobi olarak sürekli geliştiler. bu sürecin yarısı, gelişmenin yarıdan da fazlası obradovic döneminde ve onun sayesinde/lokomotifliğinde oldu.

    obradovic gibi bir karakterden sonra göreve talip olmak da birine görev vermek de zor. bu seviyelerde bütçe indirimiyle kalmak zor. neredeyse 15 yıldır hep büyürken birden küçülmek de zor. zaten işlerin her alanda kötü gittiği bir kulübün şubesi olarak çok daha zor...

    ne olacak ne bitecek merak konusu...
  • 534
    şaka maka fenerbahçe erkek basketbol takımından ayrılmayı muhtemelen 2019 yazında kafasın koymuş olan kişi. 2019-2020 yazında posası çıkmış, birbirine düşmüş, top oynamayan, birbirine oynatmayan, basket olunca basketi atana göre sevinen bir kadroya maşallah yüklü kontratları yaptırdı. en son benchte küfür falan edecek noktaya geldiği takımla güç bela sezonu tamamlayıp bir süre yönetimi de oyalayıp çekti gitti.

    giderken de 2020-2021 ve 2021-2022 sezonlarında beklendiği kadar top oynaması imkansız olan bir kadroya 25-30 milyon euroluk ödeme planını garantiye alarak gitti. şu an tarafsız bir gözle, bu takımın ilk defa maçını izlemiş birine "sen koç olsan kimleri yollarsın bu takımdan" dense ilk 5-6 sırada söylenecek basketbolcular üstelik bunlar. bütçe küçültmeye çalışıp sırf bu kontratlardan dolayı küçültememe durumu bile var.

    tarih boyunca ayrıldığı takımlar bir süre kendine gelememişti. şimdi sıra fenerbahçe'de. türkiye ligi'nde bu sezonu belki götürürler bir şekilde ama 2022 yazında para akıtacak birilerini bulup doğru harcamaları yaparlarsa euroleague'de en azından averaj takımı olmaktan kurtulabilirler.
  • 536
    https://twitter.com/...TXdtyTShx1Q&s=19

    her durumdan mağduriyet çıkarmasıyla ünlü klasik sırbistan vatandaşı.

    senin ülken 99'da bosna'da, kosova'da soykırımlar katliamlar yaparken sen tüm dünyanın önünde insanlıktan nasibini almamış çetniklerin selamını vermekle meşguldun.

    https://images.app.goo.gl/6VTwqxBq8HLYefam7

    bunu söyleyip de ardından ırak, afganistan falan demen apayrı bir samimiyetsizlik, çünkü zaten bu ülkelerde işlenen insanlık suçlarını bosna ve kosova'da işlediğiniz ve bunların durdurulması gerektiği için ülkeniz bombalandı.

    99'da nato sırbistan'ı bombalamasa bugün bosna ve kosova diye bir yer olmayacaktı. çünkü senin ülkenin o sıralarda işlemediği bir insanlık suçu kalmamıştı.
  • 538
    https://twitter.com/...Y8I2_mOfd3w&s=19

    --- alıntı ---

    partizan'da koç zeljko obradoviç, adriyatik ligi final serisinde kendi taraftarı başta olmak üzere olaylara sebep olan holiganlara çok sert eleştirilerde bulunmuştu. ligden çekilme, bu tavrı bir adım daha ileri götürmek anlamına geliyor.

    --- alıntı ---

    taklitler aslını yüceltir...

    (bkz: ergin ataman)
    (bkz: 17 haziran duruşu)
  • 542
    partizan gibi sıradan bir takımla, real’i deplasmanda 2-0’la elek edip final four’a koşar adım ilerleyen koç. kariyerinin 23. play-off’unda 22. kez final four bileti almasına 1 maç kaldı. türkiye’deki son yıllarında ergin ataman karşısındaki hezimetiyle artık ‘top class’ için yavaştan miadını doldurduğu kanısındaydı
    birçok kesim. olur da kupayı alırsa son yılların en undergog takımıyla unutulmaz bir şampiyonluk yaşayacak. yarı finalde sarunas’ı da ham yapar, finale kalır diye düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın