resim
Younès Belhanda
Takım:Al-Shamal SC
Mevki:On Numara
Yaş:34
Boy:1.75
Uyruk:Fas
  • 9029
    dünya'nın hiçbir yerinde, takımının son iki yılda kazandığı şampiyonluklarda ciddi katkısı olup da bu kadar hakaret edilen, itin götüne sokulan başka da bir futbolcu yoktur.

    sırf şu adamın başlığında iki dakika dolan, ülkedeki bakış açısını, niye santim ilerleyemediğimizi, niye başımızdakiler tarafından sömürüldüğümüzü anlarsın zaten. burası, kampa geç katılan, deplasman seçen, senden benden göbekli, iki no look pas attı, üç beş topa vurdu diye rahatlıkla fan kasılabilecek, efsane olunacak üçüncü dünya ülkesidir. siyasete bak, aynı. milletle dalga geçen, aptal yerine koyanlar prim yapar burada. neden burnumuzun boktan çıkmadığını buradan hesap et artık.

    istisnasız, gün aşırı buraya gelip sayfa sayfa bu adama hakaret edenler, kin kusanlar; gidin bi tedavi olun lütfen. çünkü bu hiç normal değil, ciddi söylüyorum. içimizi baydınız, kabak tadı verdiniz artık. emre belözoğlu, volkan demirel bu ortamda, bu kadar yerilmemiştir.
  • 9031
    %50 gerçek, kalan %50si rüzgara uyma amaçlı yapılan eleştirilere maruz kalan "futbolcumuz". "ya dur bugün belhanda'ya sallamadım" tarzında bir ruh hali mevcut. kar topu misali günlük belhanda başlığındaki yorumları sırasıyla okuyunca eleştiri dozunun kartopu gibi şiddetlendiğini görebiliyorsunuz. "kendini durduramama" gibi bir durum hasıl oluyor ki bunun adını da galatasaray sevgisi koyuyoruz.

    bir diğer sıkıntı da aldığı para üzerinden yürüyor. nedense kulüpten çıkan para değil de futbolcuların cebine giren para bizim derdimiz oluyor. "avrupaya gitse kimse vermez" dediğimiz para. örneğin ispanyaya gitse yıllık net 2 milyon kazanacağı bir kulüp bulsa belhanda'nın o kulübe maliyeti vergi oranı yüzünden 4bucuk milyona yakın. yani belhanda'nın ispanyadaki bir kulübe maliyeti bize olan maliyeti kadar (gerçi matematiğim kötüdür yanılıyor olabilirim). bizim derdimiz gerçekten maliyeti mi? yoksa kazandığı paranın bize verdiği his mi?

    oynadığı futbolu beğenmemek kişiye göre değişen bir durum. herkesin fikrine saygı duymak lazım ama öyle "eleştiri"ler okuyoruz ki insanın inanası gelmiyor.

    eleştirinin şiddeti arttıkça etkisi azalır, ayarı tutturmak lazım.
  • 9035
    kendisini seviyorum, son iki şampiyonluktaki oyununu beğendiğim de bir gerçek. bu şampiyonluklarda önemli katkısı vardı, burada boş boş sallayanları geçin, yok ona rağmen şampiyon olmuşuz da bilmem neymiş. maçları oturup izlemesek inanacağız. yani adam yokken kaleye gidemiyorduk kaç maçta yahu. ayrıca savunmacılar hariç en fazla top kesen ve top kazanan adamdı. kilit pas konusunda iki sezon da takımda açık ara liderdi, hücumda adamın ayağına bakıyorduk. şimdi gelmiş hak yiyorsunuz ama size lafım yok gerçekten. belhanda zaten bu sezonki oyunuyla sizin ağzınıza laf verdi, bu sezon yapılan eleştirileri de haketti. siz de bu anı bekliyordunuz zaten, bundan istifade adamın geçmişte yaptıklarını da siliyorsunuz.

    tabi burada bir gerçek var, bu sezon doğru düzgün oynadığı bir tane bile maç yok. bu duruma müdehale etmeyen, gereken zamanda kadrodan kesmeyen fatih hocanın da sorumluluğu var bunda. umarım ayrılır takımdan da biz de rahat ederiz, siz de hergün gelip burda çocuğunuzu kesmezsiniz. ayrıca abi çok mu mutsuzsunuz? hiç mi başka derdiniz yok? her gün her gün buraya gelip de adamın başlığında cinnet geçiriyorsunuz? valla anlamak zor. hayırlısı olsun.
  • 9036
    buradaki bazı arkadaşlar transfer komitesinden sanırım. 10 milyon euro teklif geldiğinden fazla eminler. rekor gol atmış gomis’i zar zor 5 milyona satabilen, yine rekor gol atan diagne’ye takım bile bulanamayan ortamda belhanda’ya 10 milyon teklifler havada uçuşmuş :)

    her şeyi doğru kabul edelim. fatih terim 10 milyonu reddedip belhanda’yı takımda tuttu ve 2 sene şampiyon oldu. belhanda’nın katkısı yok diyenin kendi insafına kalmış olay ancak şampiyonlukla 10 milyondan çok daha fazlasını kazanıyoruz hatırlatalım.
  • 9037
    son iki şampiyonlukta(17-18,18-19) yedeğinin selçuk olması, sağ bekin sabri olması, cavanda olması da adamın suçuymuş, ne diyelim. yahu öyle ya da böyle bu adam yokken gidebiliyor muyduk, hayır. sonuçta katkısı yok, şampiyonluk ona rağmen geldi demek ne derece doğru bilemedim? şimdi zaten kötü oynuyor diyecek bir şey yok. yani tamam daha iyisi varken tutalım diyen yok, kötü oynarken harika diyen yok. ama zamanında verdiği katkıyı silmek nedir ya? bu nasıl bir taraftarlık anlamıyorum. aurıca devre arasında gitmesi gerekiyor, umarım gider. çünkü ilk alternatif selçuk, sabri ya da cavanda değil.
    edit. entrymi yumuşatma ihtiyacı hissettim. cevaben yazmadım bu entry'yi, karıştırılan konuyu açıklamak için yazdım. saygılarımla.
  • 9038
    hakarete varan laflari kesinlikle kabul etmeyip kenara ayiriyorum, lakin hakkinda giderek artan elestiri dozu var ise, kimse kusura bakmasin bunun baslica sebebi bu sozlukte kendisini olur olmaz bahanelerle, ukalaca savunmaya calisan yazarlar yuzundendir. uzun suredir mac olmadiginda veya forma giymediginde buraya gelip yazabiliyorlar, gerisinde yoklar ne hikmetse. bir siz akillisiniz anasini satiyim. selcuk inan da bu formayla katki verip cok basari kazandi, katki vermeden basari kazanan kadroda da cokca yer aldi. taraftarin kicini yirtmasina ragmen onu da fatih hoca israrla takimda tutuyor. bunu mu referans alacagiz yani simdi, dogru ornek bu mudur?
  • 9040
    sırf fatih terim hocamız kendisine sahip çıktı diye bir grup tarafından ölümüne savunulan futbolcu. yoksa konu futbol, teknik, taktik falan değil. bu adam 5 metreye pas atamıyor. şut yok, derin top, diyagonal pas yok. hocası tarafından anahtar oyuncu olarak seçilen bir merkez ortasaha oyuncusunun yapması gereken temel islerin hiçbirini yapabilecek ne teknik ne de mental özelliklerin hiçbiri yok. göbekli diye laf attığınız wesley sneijder' ki hagi'den sonra gelen tek gerçek oyun kurucu ortasaha (10 numara) kendisidir, eğer hocamız tarafından bunun %10'u kadar sahiplenilseydi şimdi neler konuşuyor olurduk acaba? diye düşünmeden edemiyorum.
  • 9041
    kendisiyle herhangi bir sorunumun olmadığı, ilk geldiği zamandan bu sezonun belirli bir dönemine kadar her zaman desteklediğim, arkasında olduğum, sevdiğim bir futbolcumuzdu. fakat şu vakitten sonra bize vereceği bir şeyin olduğunu düşünmüyorum. son zamanlardaki formu oldukça düşük. galatasaray hayır kurumu değildir. hiç doğru düzgün katkı vermeyen bir futbolcuya da yıllık o kadar milyonlar verecek kadar zengin bir kulüp de değildir. bu devre arasında ayrılsaydı kendisini her zaman iyi hatırlayacak, güzel ayrıldığımızı düşünecektim. ama bu adam sözleşmesinin sonuna kadar takımda kalıp parasını alacak gibi duruyor. dediğim gibi, bu vakitten sonra kendisinden herhangi bir performans beklemiyorum. sahaya çıkmasın, taraftarla dalaşmasın yeter. ha bu arada kendisinin ırkıyla yahut diniyle alakalı bir sorunum da yok. eleştirilerim tamamen saha içi odaklı olup, galatasaray menfaatlerine dayalıdır. 3 yılda 3. kupa falan demiş ama kendisinin bu sene kupa alınacaksa pek fazla katkısının olacağını da sanmıyorum. mis gibi istanbulda çok güzel şartlarda yaşıyor, doğal olarak bırakıp gitmek istemez. bu sözleşmeyi yapan dursun ve ekibinin eleştirilmesi de elzem tabii bu noktada.
  • 9042
    belhanda sevmeyen bir adamım ve çokça futbol ve kişilik olarak eleştirdim, eleştirmeye de devam ediyorum. cok net bir sekilde gitsin diye dua ediyorum.
    fakat kardesim siz nasıl insanlarsınız ki buraya gelip rahat rahat adama ırkçılık boyutunda hakaretler ediyorsunuz? ne demek bedevi vs ya. sizin eboue'ye muz gösteren vicdansizdan cahilden ne farkınız kalıyor?
    burasının hep düzgün insanlardan oluştuğunu düşünüyorum ama böyle yorumlar gördükçe üzülüyorum.
  • 9045
    bu arkadaş özelinde, taraftarın futbolcuya bakış açısını yeniden sorgulamaya başladım. düşünüyorum, ediyorum ama olmuyor, anlamıyor...

    bir dönem, ki rekor olan 83 puanla şampiyon olunan sezon bu takımın sağ beki, defansif orta sahadan bozma cihan haspolatlı, sol beki ise, aslen stoper olan orhan ak'tı. o günleri çok ama çok iyi hatırlıyorum, cihan'ın beceriksizliği, takozluğu falan kalmazdı. orhan ak desen saatli bomba, çelimsiz, sakar diye uzar giderdi. sürekli hor görülürdü bu adamlar, varlarını yoklarını ortaya koysalarda, bir an mücadeleden kaçmasalar, problem çıkarmasalarda sürekli bir memnuniyetsizlik hâkimdi. çünkü skor katkıları yoktu, görsel bir etkileyicilikleri de. sanki bu adamlar, silah zoruyla kendilerini transfer ettirmiş, sahaya çıkmış gibiydi, pek kimseler sevmezdi. şartlar da kötüydü, transfer yapamıyordun, yönetim ve transfer anlamında beceriksiz bir dönemdi. taa o zamanlarda empati yapmayı öğrendim ben. bakıyorum, adamın yetenekleri çok kısıtlı, hataya çok meyilli ama elinden geleni yapıyor, kapasite bu diyordum. adamın yapabildiği bu kadar. eğer bir sıkıntı varsa onda değil, onu oraya transfer edende diyordum. futbolculuklarına değil ama mücadelesine, iş ahlakına büyük saygım vardı bu adamların. ki nitekim ite kaka da olsa şampiyon oldu bu adamlar, emekleri geçti. sonraki yıllarda da, pek çok yetersiz isim katıldı takıma. barış özbek, mustafa sarp, volkan yaman ve adını bile sayamayacağım pek çok isim. bu oyuncular da çoğu kez tepki çekti taraftardan, yuhalandı, ıslıklandı, forumlarda eleştirildi, yetersiz denildi. bu adamların da kapasitesi, maksimumu buydu halbuki. 10 yılda 7 sampiyonluk, 3 avrupa kupası vaadeden başkan bu oyuncuların almıştı, ne yapabilirdin. benim için hata bu oyuncularda değildi hiç, kapasiteleri, verebilecekleri bu kadardı ve o kadarını verdiler. oysa taraftar hep daha fazlasını istedi, göze hoş gelen şeyler talep etti. barış özbek koşmaktan, ciğerini parçalarcasına mücadele etmekten ölürken, maç seçen, deplasmana gitmeyen, ayağına gelince oynayan lincoln gibi adamlar kadir kıymet görüyordu. taraftar onun adını haykırıyordu çünkü izlemesi keyifliydi. mesele, keyfi yerine gelince oynamasıydı. yeteneği, yapabilecekleri sınırsızdı ama yapmıyordu, zorlamıyordu, çalışmıyordu, taraftara, formaya saygı duymuyordu. iki hareket yapıyor taraftarı kandırıyordu ama arka planda takımın hamallığını yapanlar, o formaya öyle ya da böyle ruh verenler hiç takdir görmüyordu.

    bugün benzer şeyler belhanda için de geçerli. ben olsaydım, 2017-18 sezonunda, 9,5 milyon euro verip belhanda'yı almazdım. 3 küsur milyon euro maaş bağlamazdım. yine gidip, brezilya liginden 29 yaşındaki maicon'u 8 milyon euro ya almazdım. hatta 2 ye 3 e bile almazdım. o kontratı yapmazdım. ama alındı, ama yapıldı. bu yanlışın veremedim niçin bu adamların sırtına yüklüyorum. 4 milyon alıyormuş da, o paranın karşılığı bu muymuş! değil tabii, biz de biliyoruz. peki o bonservislerin karşılığı bu oyuncular mı? belhanda efendi, dursun özbek'i arayıp beni almazsan, bu parayı vermezsen ailenin kökünü mü kazırım dedi, silah mı dayadı. o maaşı talep edince, altına imzayı atmak şartmıydı. bunu bunu verelim dedin, adam da geldi. iddia ediyorum, fikret orman belhanda'yı 3-4 e alırdı. aksini tartışmam bile. o zaman bu adamın günahı, kabahati nedir? adam çıktı oynadı. yeteneği, verebileceği ölçüde mücadelesini yaptı. iyi yaptı, kötü yaptı ama kapasitesi buydu, tıpkı barış özbek gibi, cihan haspolatlı gibi, orhan ak gibi, sabri gibi. eğer yönetim, 100 milyon euro verseydi, messi ile kapışmasını mı bekleyecekti, anlamıyorum ki, vermeseydi. yukarıda adı geçen tüm oyuncular, kapasiteleri, yapabilecekleri doğrultusunda verebileceklerinin maksimumunu vermişlerdir. salatalığa, niçin muz olmuyorsun diyemezsin. kızacaksan, tepki koyacaksan muz diye sana salatalığı kakalayana tepki koyacaksın, bu oyuncuları transfer edene, kötüyse forma verene tepki göstereceksin. kaldı ki, takım uçar kaçar da bazı oyuncular çok göze batar, forma ağır gelir, öyle de bir durum yok. tepkinin çok yanlış yerlere kanalize olduğunu düşünüyorum.

    bir de hiç ama hiç anlamadığım başka bir şey daha var. bu oyuncularla beğensen de beğenmesende bir kontratın var, bağlayıcı, ağır maddeler. dediğim gibi bunu yapmaya bilirdin, masadan kalkabilirdin. kalkmadın, aldın, o paraları verdin, geçmiş olsun. o kadar yatırım yaptığın, iyisiyle kötüsüyle yararlanmak zorunda olduğun adamın moralini bozmak, bıkmadan, usanmadan, yerli yersiz eleştirmek, kötülemek, değersizleştirmek de nedir allah aşkına. kimse yoğurdum ekşi, malım kötü demez ama biz her allah'ın günü, her dakika bu adama, bu adamlara sövüyoruz. iyi de ne kazanacaksın güzel kardeşim. oyuncunun moralini bozmaktan, motivasyon düşürmekten, değersizleştirmekten başka neye yarayacak. bu tepkilerin olumlu tek bir tarafını söyle bana. adam ronaldinho olsa, bu istatistiklerle, bu top kayıplarıyla oynasa diyeceğim ki, haklısın ama yapacağı şey belli yapamayacağı belli. yeterli değilse, teknik heyet rapor verirse zaten satılır, gönderilir ama sözleşmeli, parasını verdiğin adama destek yerine köstek olmak galatasaray'a, oyuncuya ne fayda sağlar onu bana bir söyleyin hele. yav hadi gönderelim dedin, 6 yaşındaki veletlerin deli gibi internet kullandığı bir dönem artık bu dönem. sen sövüyorsun, itin götüne sokuyorsun da elin fransızı, arabı hiç mi bilmiyor bunu takip etmiyor. malını niçin piç ediyorsun birader, bu nasıl bir pazarlama stratejisi böyle?
  • 9046
    tekrar hatırlatmakta fayda var, kendisi taraftara küfür etmemiştir. dezenformasyon yapmayalım.

    kendisini yuhlayanlara küfretmiştir ki, ben de tribünde, evde, kahvede, sokakta her daim bu yuhlayan taraftar grubuna benzer hatta daha ağırlarını içeren sözler ediyorum. o yüzden futbolcu yuhlayan dangalak tipler arasında değilseniz, müsterih olunuz.

    evde, sokakta, kahvede futbolcuya küfür de edilir, yuhlanır da. hatta tribünde istemediğiniz bir hata yaşandığında refleks icabı da küfür edersiniz, yuh amk da dersiniz. hatta çok sinirlenirsiniz, gelir sözlükte bile küfür edersiniz, onu da anlarım. ama tribünde toplu halde bir futbolcuyu yuhlamak dünyanın en aptalca hareketidir eğer o oyuncu maç falan satmıyorsa. vazgeçin, çünkü bu yuhlama sadece o oyuncuyu etkilemez, tüm takım bundan kötü etkilenir ve zarar görürüz. bugün belhanda kötü oynuyor diye yuhlanıyor, canınız yanmıyor ama yarın bir grup çıkar 5 maç hatalı gol yiyen muslera'yı ıslıklar işte o zaman biz ne yaptık dersiniz.
  • 9049
    belhanda o günün şartlarında kurulan kadroda gereken hareketli, dikine katedebilen/katedebilecek bir oyuncu olarak 2 li ortasahanın önüne alınmış bir geçiş hücumcusu. belhandanın çok sivrilen bir özelliği var mı diğer ofansif oyunculara göre? hayır,aksine bütün özellikleri genelde standart veya ortalama. belki bi kaç özelliği ortalama üstü bu lige göre o kadar. zaten ilk kontak halefinden kaynaklı,sneijder. hagiden sonra gördüğümüz en iyi klasik 10 numara. sorun burda başlıyor, belhanda hiç böyle bi oyuncu olmadı. tek başına çıkıp iki şutta maç alabilecek bi adam değil. yakın zamanda bize kazanç sağlayacak şekilde ayrılması dileğiyle.
  • 9050
    gözümde bu takıma en büyük faydası; takıma kim olduğunu, ne olduğunu hatırlatmak olan futbolcu.

    şimdi fatih hoca avrupa ile makas açıldı derken biraz da bunu kastediyordu bence. ingiltere'nin ikinci lig takımları bile çift haneli bonservis ücretlerini rahat rahat görürken; biz bu adama sırf 10m para gömdük ve geri dönüşünü almak zorunda olduğumuz için ettiği küfürleri bile sineye çekebiliyoruz(yönetim ve teknik ekip olarak). biz buyuz çünkü. 10m para verdiğin adamı tekrar satıp imkan varsa kâr etmek yoksa da minimum zararla satmak zorunda olan ekonomik açıdan kötü durumda olan bir takımız.

    hepsinden öte, fatih hoca'nın doğrularını övdüğüm gibi yaptığı yanlışları eleştirmekten hiç çekinmedim. belhanda özelinde ise konu çok ayrı bir yere gidiyor. kendi içimde çelişiyorum resmen. bir yandan "ulan kulübün efsanesi, sayısız başarısı olan adam belhanda'nın oynadığı topu görmüyor mu nasıl sabrediyor? hadi onu geçtim yıllarca emek verdiği kulübün taraftarına, kendini en çok sevenlere küfreden adamı nasıl tutuyor hala?" diyorum. sonra bi empati kuruyorum, diyorum ki; "oğlum sana bana kalsa 10m para gömülen adamı bi çırpıda takımdan gönderip kulübün olmayan parasını da hiç edeceğiz. hocanın da eli kolu bağlı kulübü zarara uğratmamak adına neleri sineye çekiyor." diyorum.

    anlayacağınız bu adamı bu kadar umursamayalım. dertsiz başa dert bu adam. iki ucu izmir körfezi. gelişiyle olay oldu, baştan koktu zaten. bu saatten sonra bu adam için sinir yıpratmaya değmez. iyi oynarsa satarız diye sevinelim, kötü oynarsa sövelim. ama stattakiler içinden sövsün, değeri düşebilir*
App Store'dan indirin Google Play'den alın