• 32
    irfan can eğribayat ve doğan alemdar ikilisinden birini bir şekilde rakiplerimize kaptırmadan mutlaka kadromuza katmamız gerekiyor. beşiktaş muhtemelen kaleci transferi yapacaktır, bu ikiliden birine yöneleceği belli. fenerbahçe'de de altay bayındır iyi piyasa yaptı, bir kaç yıl içinde yüksek bedelle avrupa'ya transfer yapacağı kesin gözüküyor. trabzonspor da uğurcan çakır'ı yüksek bir bonservisle sattığı anda bu ikiliden birine yönelecektir.

    ben yaşı dolayısıyla doğan alemdar'a daha sıcak bakıyorum. adamı alıp hemen 11'e koyalım muslera da yedek olsun gibi bir saçma düşünce içinde değilim.

    kayseri'ye güzel bir teklifle gidilebilir. mesela 2m € bonservis, ek olarak kadroda düşünmediğimiz isimlerden istedikleri birisi varsa takasta o topçuyu gönderebiliriz, sonraki satışta ilk önceliğin galatasaray olması şartıyla altyapıdan gelişmiş genç ve potansiyelli bir futbolcumuzu da verebiliriz. mesela bartuğ sözleşme uzatmıyor, veririz kayseri'ye, oynar orada kendisini geliştirir, transfer olacağı zamanda da öncelik bizde olur. ve bu teklifte son ve en önemli nokta olarak, hem bizim hem de kayseri'nin işine gelecek olan şey doğan'ın bir sezon kayseri'de kiralık geçirmesi olacaktır. adamlar hem iyi bir anlaşma ile futbolcularını bize satar, hem şimdilik yerine birini aramazlar. ayrıca adam da bize gelip yedek kaleci durumuna düşerek kendisini çürütmez. kirası bittikten sonra da galatasaray'a dönüp muslera ile rekabete girer, yabancı sınırı daha da düşeceği için formayı alır bir şekilde. muslera'nın sözleşmesinin son yılında da doğan 20 yaşına geldiğinde kaleyi tamamen kendisine emanet ederiz, muslera da onu yedekler, tecrübelerini aktarır, gelişmesinde katkısı olur, takımın abisi konumunda sözleşmesini tamamlar. sözleşmesi bittikten sonra hala devam etmek istiyorsa da düşük bir yıllık ücretle yedek kaleci/kaleci antrenörü olarak devam edebiliriz. nando'nun böyle bir görevde bulunması iyi bir kaleci jenerasyonu yetiştirmemizde önemli bir yer tutacaktır.
  • 5
    galatasaray'ın bir türlü düzelmeyen kaleci tanımı.
    tamam muslera var ve umarım uzun seneler bizimle birlikte olur fakat alt yapısı bu kadar iyi olan bir takım'ın hala "işte budur" diyebileceği bir kaleci çıkaramaması nasıl bir başarısızlıktır?
    bana kızmayın dostlar.
    takımdan gayet mutluyum ama var olan sorunlar'a deyinmeyeceksek kendimizi kandırmış oluruz.
    dediğim gibi muslera'dan gayet memnunum hatta taffarel gibi bu takımda kaleci antrenörü olmasını istiyorum.
    sizce artık milli takımın kalesini bir galatasaray'lının koruması gerekmez mi?
    bence zamanı geldi.
  • 129
    yabancı kısıtlamasından dolayı kalede yerli oynatalım takıntısının yanlış olduğunu düşünüyorum. bir kere kaleci en önemli mevkilerinden biri alabileceğin en iyisini alıp koyman lazım. ikincisi elinde mecburen bir sürü yerli oyuncu bulundurmak zorundasın. bunları bir şekilde sahaya atıp forma sokmalısın. sonra ligin son haftalarında aniden forma şansı bulan şener özbayraklı gibi kadroda unuttuğun yerli oyuncuların oluyor. fenerbahçe livakovic sayesinde hem kaleyi güçlendirdi hem de irfan ve ısmail’i forma soktu. biz de geçen sene bu sayede abdülkerim’i kazanmıştık.
  • 3
    2007-2008 sezoununu şampiyon olarak tamamladığımıda, kalemizi beğenmediğimiz aykut erçetin ve orkun uşak korumuştur.
    ve 34 maçta kalemize 23 gol görmüşüzdür.

    şu anki tabloya baktığımızda;
    leo franco, 27 haftada toplam --> 28 gol yemiş.
    ve yine 27 haftada, leo yerin dibinne batırılırken göğe çıkartılan volkan demirel ise leo'dan sadece 1 gol eksik yemiş. -->27

    bu durumda yerli kaleci olarak aykut'a 2007-2008 sezonu için başarısız diyemeyiz kanımca.
    aykut 34 haftada 27 gol yemiştir, leo ise 34. hafta sonunda muhtemelen 35 civarı bir golle zirvedeki yerini koruyacaktır.

    tanım: aranılan kandır. ufukunuzu açar, ceylan gibi sekersiniz.
  • 46
    bize en az 2 şampiyonluk kazandırmış, haksız rekabet olarak nitelendirdigimiz nandoyu bile en ufak hatasında acımasızca eleştirirken bunu duyan yerli genç bir kaleci kalede dururken ki psikolojisi çok rahat olmaz. hedefinde bir gün galatasaray kalesine geçmek olmaz.kafasinda o hayal ile gerçeği düşünüp gerekli azmi ve motivasyonu sağlayamaz. futbolcuya kaleciye sahip çıkan bir taraftar kitlemiz yok ne yazık ki. taraftar olarak çok çabuk futbolcu harcıyoruz. altyapıdan gelen genç nesil de bunun farkında ve özgüvenleri çok iyi olmuyor. evet galatasaray takımında oynamak için yüksek yetenekleri olmalı ama sahaya çıktığımda galatasaray taraftarı beni en ufak hatamda silecek psikolojisi ile kendini as takima hazirlayamadigini düşünuyorum. bunun için elbette altyapı hocaları destek oluyorlardir ama taraftar olarak bizimde bu durumda etkimiz bence var.
  • 47
    bizim için sorun değil avantajdır. 2005-2011 arasında fener'in anelka, alex, tuncay, serhat akın hücum hatlarına rağmen rağmen şampiyonlukta bize karşı ciddi bir üstünlük kuramamasının nedeni o dönem rüstü ve volkan demirel'in yediği saçma sapan gollerdir. o yüzden ''bizden neden yerli kaleci çıkmıyor'' diye veryansın etmenin lüzumu yok çünkü yerli kaleci çıkaramamanın bize çok bir zararı olmadı.
  • 69
    mevcut piyasada beklentilerimiz en fazla karşılayacak olanı şu an giresunspor'a kiralamış olduğumuz okan kocuk olan kaleci türü.

    irfan can eğribayat gibi sırf yaşı genç ve yerli diye şu ekonomik şartlarda birine bonservis ödeyip gelişimini bekleyeceğimize yakın vade için halihazırda oyuncumuz olan okan kocuk'u geri çağırıp 2-3 sene içerisinde bu sorunu tamamen çözecek bir yetenek bulmalı veya yetiştirmeliyiz.

    tff'nin getirmiş olduğu ırkçılık kuralı nedeniyle scout ekibimizin rapor ettiği bazı güney amerikalı çok yüksek potansiyelli kaleciler dururken biz yine coğrafya kaderdir'den devam edeceğiz malesef.

    irfan can eğribayat'ın bu sene neredeyse her maçını izlemiş biri olarak söylemek isterim ki uğruna bonservis verilecek kalibrede bir potansiyelinin olduğunu kesinlikle düşünmüyorum.
  • 28
    maalesef galatasaray'ın en büyük eksikliklerinden biri iyi yerli kaleci bulamama sorunu. çok uzun skalalı bir bakış yapıldığında bile aklıma sadece 1-2 yerli kaleci geliyor o da turgay şeren falan..
    özellikle yabacı oyuncu sınırı konusunda yerli kaleci inanılmaz bir avantaj. mesela bu sene biz taktik sistemimize 3 yerli oyuncu yerleştirmek zorunda kalacak iken rakiplerimiz 2 oyuncu zorunluluğunda olacaklar. bu da bence bize tüm sezon bir hamle dezavantajı getirecek.

    evet muslera gibi tam manasıyla şampiyonluk getiren bir kaleciye sahip olsak da bu yabancı konusu konuşulmaya başlandığında geçen sene veya daha önce iyi bir potansiyeli olan bir yerli kaleci yakalamamız gerekirdi.
    ben yıllardır bursa'da yaşayan bursa altyapısı takip eden biri olarak okan'ın potansiyelinin zirvesinde olduğunu düşünüyorum ve bunun üzerine koyabileceğini pek sanmıyorum. bursa'da iken daha erken çıkmasına daha tecrübeli ve olgun olmasına rağmen o dönemlerde muhammet şengezer'in arkasında yedek oturduğu zamanlar oluyordu.
    bugün beşiktaş'ın iyi yerli kalecisi olmasına rağmen satma ihtimaline karşı hemen genç potansiyelli yerli kaleci arayışı oluyor, nurullah'a gidiyorlar hemen.
    eğer elimizde bizim de böyle bir avantajımız olsa bu sene muslera ve yerli kaleciyi rotasyona sokup taktik sistemi 2 yerliye indirme seçenekleri kullanabilirsin, hem de muslera'nın arkasına iyi bir yerli kaleci yetiştirebilirsin. ki son zamanlarda ülkede gayet iyi kaleciler yetişiyor biz hiçbir hamle yapmıyoruz bu konuda. okan da hiçbir zaman galatasaray'ın net kalecisi olabilecek değil.
  • 49
    evet yerli kaleci olursa saha içinde yabancı sınırı denen garabet yüzünden elin rahatlayabilir. ama mevcut durumda yeterli yerli kaleci olmadığından ve dahi olabilenlerin de fiyatları uçuk olduğundan; elimizde de bay haksız rekabet varken bize lazım gelmeyendir. zira bizim kalecimiz ara ara kızdırsa da şampiyonluklar kazandırmış adamdır. bak maç demiyorum şampiyonluk diyorum.
    saha içinde bir yabancı fazla oynayacak diye yetersiz kaleci ile oynamak takıma maç da şampiyonluk da kaybettirir. kaldı ki bizim memlekette saha içinde oynayan türkler her daim daha başarılıdır.
  • 56
    içimden geçen his irfan can eğribayat'ın sıkıntılı performansından bağımsız pas oyununu ileri taşıyacak kalecinin türkiye'den bulunamayacağı, ve federasyonun yabancı sınırı konusunda geri adımı kesinleştiği anda yine yabancı bir kaleciye yönelineceği.

    bana güney amerikalı, ayağı iyi, çakma ederson tarzı bir kaleci gelecek gibi geliyor. gremio'da iki tane var, gabriel chapeco ve brenno. ilkine brezilya'lılar yavaştan ülkenin en iyi kalecisi demeye başlamış. hasta gremio taraftarı arkadaşım var, zamanında alex telles analizi almıştım, böyle bir hareketlenme olursa uzun uzun yazarız. *
  • 59
    yabancı oyuncu sınırı varken, her sene oynatman gereken yerli sayısı artacakken, tl her gün değer kaybederken, kalede yabancı oynatmak büyük lükstür.

    34 yaşındaki yabancı kalecinle, 3 yıllığına senelik 2.5 milyon euro garanti paradan sözleşme uzatmak ise hafif tabirle iş bilmezliktir.

    nankör derlermiş, benim gibilere mehmet bölükbaşılar falan layıkmiş demeleri umurumda değil. kimse galatasaray'da bedavaya oynamadı, oynamıyor. bugüne kadar ödenen maaşlar hiç de küçümsenecek tutarlar değil, bizim gibi parası her gün değer kaybeden ülkelerin takımlarının dövizle harcama yaparken on kez düşünmesi gerek.

    ezcümle muslera'nın kontratı galatasaray için lükstür, bir tane yerli, potansiyeli olan bir kaleci buluruz umarım.
  • 36
    kesinlikle 8+6 garabetinde bize büyük fayda sağlar.
    ancak malesef şu an kadromuzda nandocuğumuzdan iyi bir kaleci yok.
    ee hatta nando'dan daha iyi ve transfer edebileceğimiz bir yerli kaleci de yok.

    ancak merak ettiğim bir şey var,
    sanırım muslera ülkemize geldiğinden beri tam 10 yıl oldu. (ülkeye sanırım 19.07.2011'de gelmişti hatta)
    fm oynuyor olsaydık, an itibari ile menajer inbox'ımıza "muslera türk vatandaşlığını aldı" haberi düşerdi.

    bir bilen var mıdır, ülkemizde vatandaşlık alması ve yerli statüde oynayabilmesi için ne yapılması gerekiyor?

    edit: uruguay milli takımında oynadığı için böyle şansı yokmuş.
    bilgilendirenlere teşekkürler
  • 38
    ismail çipe, okan kocuk gibi transferler yapılırken "muslera'dan bir şey öğrenirler de ileride kaleyi teslim ederiz" diye mi transfer edildi bilmiyorum ama bu tarz bir yapılanmaya ihtiyaç vardı bence ve muslera 31-32 yaşındayken yapılmalıydı bu, 35 yaşına geldiğinde değil. hem de taffarel kaç yıl durdu bu külüpte. yabancı oyuncu sayısı gibi temcit pilavı gibi ısıtılan aptal bir kural varken hele. kaleci yetiştirmek veya genç bir kaleci alıp olgunlaşmasını beklemek hasbelkader yapılacak bir şey değil, deneme-yanılması en pahalıya patlayacak mevkilerden, hem puan olarak hem de geçen vakit olarak. mevcut itibariyle galatasaray bu konuda bence umutsuz bir vaka. onun için geriye tek bir alternatif kalıyor.

    (bkz: #2679559)
  • 39
    kaleci irfan can eğribayat alınarak sahip olabiliriz yerli kaleciye. kural bu sene 8+6 ama seneye daha da düşük.

    mesele artık muslera’yı satıp onur’u alalım durumu değil. zaten her ne kadar kabullenmek istemesek de muslera da o eski muslera değil. yine de ligin her zaman en iyilerinden olacaktır ama bu garabet sistemde 5 yıl önceki muslera değilse kaleye yabancı koymak tamamen lüks.
  • 122
    galatasaray taraftarının içinde yara olan olay. bizim yerli kaleci fıtratımızda yok. muslera sonrası dahi kaliteli bir yabancı bulup kaleye koymalıyız. koca ülkede iyi yerli kaleci diyince akla rüştü ve volkan'dan başkası gelmiyor. ta eskiye gidersek sadece elde turgay şeren var. şu takıntıdan vazgeçmek için türk futboluyla çok haşır neşir olmaya da gerek yok aslında.
  • 116
    taraftarımızın ısrarla deneyip bizi şampiyonluktan etmek istedikleri oyuncu türü.

    emin olun fenerbahçe ve beşiktaş taraftarına da sorsanız onlar da galatasaray yerli kaleciyle oynasın der.

    kale alternatifsiz ve yalnız bir mevki. orada oynayanınızın hep üst düzey olmasi gerekiyor. takım sol beki çok kötüyken sol ön ve sol stoper konumundaki oyuncuların katkısıyla o açığı kapatabilir. forvet gol atmasa kanat oyuncularınız o eksiği giderebilir. defansif ortasahanızın kötü olduğu bir maçta stoperleriniz onun eksiğini kapatabilir.

    ama kaleciniz kovaysa diğer 10 oyuncunuzun hiç biri bu eksiği kaapatamaz. kaleciniz kötüyse tek taktiğiniz yediğinizden fazlasını atmak olur.

    ama bazen koskoca bir seneyi 1 gol az yiyen kaleci kurtarır. bir çoğunuzun hayattaki en büyük travmamız dediğiniz 2020-2021 sezonunda muslera sakatlanmasa muhtemelen beşiktaş averajla şampiyon olamayacaktı.

    bu kadar ayan beyan ortada olan bir şeyi inatla denemeye neden bu kadar istekliyiz anlaması zor. muslera'nın yokluğunda emin olun angelinho değil mevkisinin en iyi sol bekini de getirsek sıkıntı yaşarız. okan hoca bazı maçlarda berkan'ı bazılarında kaan'ı, bazen barışı hatta yunus'u kullanır ama kaleyi soru işaretli bir türk oyuncuya bırakmaz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın