geçen sene telles soldan bindirirken yasin ona paralel biçimde hareketleniyordu, sneijder de doğru pozisyon alıp boşa kaçıyordu. bu üçlü bir şekilde muhakkak tehlike yaratıyordu. artık soldan bindiren bir telles yok, ayrıca bu tip hücum planları çalıştıran bir teknik direktör de yok. bu sebeple yasin topu ayağına alıp kafasına göre oynuyor ve top kaybı yapıyor. bir de bu sezonun ilk yarısında kondüsyonu geçen seneki kadar iyi değildi, bu da muhtemelen hamzaoğlu'nun antrenman metodlarından kaynaklanan bir problemdi (bu metodların bir diğer sonucunu bugünkü maçta
* gördük, tam yedi futbolcu sakat olduğu için maç kadrosuna alınmadı). mesele bu kadar basit.
bütün arkadaşlarımdan rica ediyorum, yasin'i selçuk'la donk'la umut'la bir tutmayalım. yasin kesinlikle yiyici tayfanın bir üyesi değil. yasin yetenekli ve hırslı bir futbolcu. iyi hücum planları çalıştırıldığında her zaman faydalı olacaktır. arkadaşlarına pas atmaması iyi bir teknik direktörün kolaylıkla çözeceği bir problemdir. en kötü ihtimalle kulübede oturması bile her zaman bizim için avantajdır, ki bence yazın iyi bir hoca getirirsek doğrudan ilk 11 oyuncusu olacak.
yasin zeki bir futbolcu değil. eğer zeki bir futbolcu olsaydı dortmund onu bırakmazdı, bize de kayseri erciyesspor'dan 2.5 milyon euro'ya gelmezdi. evet menajeri yasin'in aldığı parayı sorun etmeye kalktı, bir gün sonra yasin "kulübüme ve taraftarlarımıza layık olmayı sürdürmek için kararlılıkla çalışacağıma söz veriyorum" diyerek özür diledi. mevcut galatasaray kaptanı ise formasını çıkarıp kulübeye verdiği maçtan sonra "tepkiyi hak edecek bir şey yapmadım, beni ıslıklayanların gerçek galatasaraylı olduğuna inanmıyorum" demişti.
durum buyken ben yasin'i bağrıma basarım arkadaş. ha, varsa 5-10 milyon euro'luk bir teklif satalım daha iyisini alalım. ama yoksa ben yasin'i yiyici tayfadan saymam, sayana da saygı duymam.