• 4
    farklı tipte oyuncuların kıyaslaması; mesut’un sneijder’den tek artısı ondan daha teknik ve oyun görüşünün 1 tık daha iyi olması bana göre.

    sneijder kaybediyo olduğunuz maçta bile hep tehdit unsuru olmaya devam eder, 4-0 geride olduğunuz maçta korner kazandığınızda koşa koşa korneri atmaya gider, süperstar tribine girip mücadeleyi bırakmaz, kendini yırtar kazanmak istediği maç için. kaybetmeyi sevmez kısaca.

    ama mesut için aynı şey geçerli değil, allah vergisi bi yeteneği vardır ama mental açıdan problemlidir. kaybettiğinde sahada ne yaptığını önemsemez, lider ruhlu değildir. takım arkadaşlarını yönlendirecek kadar baskın bi karakteri yoktur.

    takımınızda hangisini görmek istersin diye sorsanız 1000 kere sneijder derim. çünkü ben kaybettiği maçta karşı takım haksız bi faul aldığı zaman hakemin üzerine giden oyuncuları severim.
  • 3
    sneijder 2010'da şampiyonlar ligi kazanan takımın beynidir, eto'o, milito, pandev, balotelli gibi oyunculardan oluşan hücum hattını, hem de epey defansif bir anlayışla oynayan inter takımında mümkün mertebe yağla balla beslemiştir. mesut ise 2014'te dünya kupası kazanan takımda çok da göze batan bir performans göstermemiştir. evet, dünya kupası apoleti çok önemli, ancak orada ne yaptığına da bakmak lazım. yoksa tarık çamdal'ın da galatasaray'da 2 lig, 2 süper kupa ve 3 türkiye kupası kazanmışlığı var.

    ama aynı mesut mesela 2010 dünya kupasında çok daha etkili ve dikkat çekici bir performans göstermişti 2014'e göre. hatta real madrid'e götüren en önemli faktör de güney afrika'daki dünya kupası performansıydı.

    iki oyuncuyu kıyaslarken karakter özelliklerine de bakmak gerek. sneijder takım için daha fedakar ve lider bir oyuncu. mesut bildiğin beta bir karakter. tamamen yeteneğinin* ve yetiştiği ülke altyapısının ekmeğini yemiş biri.
  • 1
    fenerbahçe'nin ciddi şekilde alacağı konuşulan arsenal 10 numarası özil ile, galatasaray tarihinin en özel 10 numaralarından birisi olan sneijder'in mukayesesi.

    bu aralar sosyal medyada bu revaçta. neden eksik kalalım ki?

    her iki oyuncu da dünya futbol tarihinin en yetenekli oyun kurucularından birisiydi. birinin real madrid'den gittiği dönemden bir sene sonra öteki real madrid'e transfer olmuştur. birisinin 2014'te dünya kupası şampiyonluğu mevcutken, ötekinin 2010'da şampiyonlar ligi şampiyonluğu.

    her iki oyuncu da jose mourinho ile, hatta arka arkaya çalışmışlardır. bir röportajında mesut özil'in beraber çalıştığı en iyi 10 numara olduğunu söylerken, hemen ardından wesley sneijder'i de eklemesi bu kıyası körüklüyor.

    ayrıca sneijder'in 2010'da ballon d'or ödüllerinde çok ciddi şekilde yılın oyuncusu ve orta sahası ödülüne aday olduğunu ancak biraz popülizm, biraz da hollanda'nın dünya kupası finalinde sneijder'in mevki olarak direkt rakibi iniesta'nın golüyle mağlup olmasından ötürü zirveye yerleşemediğini hatırlatmak isterim. bence de sneijder o sene özel bir performans gösterdi, ancak barcelona ve ispanya hegemonyasına kurban gitti. eğer robben 90 dakika içerisinde o golü atabilse çok yüksek ihtimalle sneijder yılın orta sahası ve dahi yılın oyuncusu seçilebilecekti.

    istatistikleri aktardıktan sonra oyun tarzları hakkında konuşmak istiyorum. sneijder takım oyuncusudur, takımla beraber oynar. mesut daha başına buyruk ve ama arkasını toplamanın daha fazla zor olduğu bir oyuncudur. fakat şapkadan tavşan çıkarma kısmında sneijder'den bariz üstündür. yani mesut o takımın yıldızı olup, özel işleri yaparken; sneijder daha sistem adamıdır. bu daha iyi, daha kötü kısmından ziyade oyuncu tarzlarıyla alakalı bir şey.

    her iki oyuncu da her ne kadar hollanda ve almanya gibi ülkelerde yetişmiş olsalar da, disiplin problemleri çekmiştir. sneijder'i inter'den galatasaray'a getiren ve yine 4.5 sene sonra galatasaray'dan ayıran konu sakatlık konusunun üzerine bu durumun ta kendisidir. özil'i anlatmaya gerek yok zaten, adam 2019'dan bu yana düzenli olarak oynayamıyor. sneijder için küçük bir avantaj olan nokta şu, sahaya çıktığı zaman tamamen oyuna odaklanıp, saha içinde herhangi bir sıkıntı yaşatmayabiliyordu. fakat mesut özil için -çok afedersiniz- dünya sikime minare götüme tavırları epey mevcuttu. bu arsenal'da da, real madrid'de de böyleydi. canı oynamak istemeyince dünyanın en çekilmez futbolcularından birisi olabiliyordu.

    birisi galatasaray'dan 33 yaşında ayrılmışken, ötekinin aynı yaşta fenerbahçe'ye transferi söz konusudur.

    açıkçası bu platformda sneijder'in biraz subjektif görüşlerle daha iyi olarak değerlendirileceğini düşünüyorum. ancak özil'in de kendine has bir stili ve yeteneği var ve bunu yabana atmamak gerek.

    hagi vs. alex tartışmasındansa bu iki oyuncunun mukayesesi daha mantıklı sanki. özil ve sneijder farklı tarzlarda olsalar da ikisi de top seviyeleri görmüş ve çok özel yetenekleri olan iki oyuncu.
  • 8
    gerçekçi olmak gerekirse mesut özil uzun süreler en üst düzeyde oynadığı takımların beyni olmuş bir isim. sneijder üst seviyeye çıktı ancak devamlılığı olmadı. alex nasıl hagi'nin rakibi değilse, romantizmi kenara bıraktığımızda mesut özil sneijder'den daha iyi futbolcudur. bu sneijder'i değersizleştirmez. mesut gelip sneijder kadar katkı versin, ondan sonra fiyakası olur. futbolda geçmiş iş yapmıyor. al işte falcao...

    gelir, oynar, oynamaz... bunlar ayrı. ama real madrid'deki hali çok acaipti.
  • 5
    dünya futbolu için aynı mevkinin farklı roldeki efsane oyuncuları. bana kalırsa bu versus modern futbol ile benim neslimin çocukluğunda sevdiği o futbolun karşılaştırması.

    bana kalırsa wesley sneijder klasik on numaraların son örneklerinden birisiydi ve şutör özelliği önplandaydı. bunun yanı sıra pas kalitesi de çok iyiydi. wes takım taşıyan karakter, gerçek bir liderdi sahada. mesut özil ise modern oyun kurucu rolünün ilk ve en sağlam örneklerinden birisi yakın tarihte. daha çok asist ağırlıklı bir oyuncu ve pas kalitesi olabilecek en üst seviyede. bunun yanı sıra oyun zekası ve takım oyununa yatkınlığı konusunda sneijder'den daha üstün olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. mesut sistemin parçası olduğunda oynadığı sistemi mükemmelleştiren bir dişli oldu kariyeri boyunca. ancak sneijder gibi takım taşıyan, lider bir karakter olmadığı çok açık. bu husus winner özelliği yönünden de bir turnusol işlevi görüyor.

    kariyerlerini kıyaslarsak bir tarafta şampiyonlar ligi şampiyonluğu, dünya ikinciliği ve çeşitli lig şampiyonlukları varken; diğer tarafta dünya şampiyonluğu ve rakibin sahip olduğundan çok daha az lig şampiyonluğu * ve istikrarlı denebilecek premier lig tecrübesi var. sneijder'in winner özelliği sayesinde, kariyer olarak bir adım daha önde.

    tüm bunları değerlendirdiğimde elma armut durumunun da etkisiyle, bence net bir kazanan yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın