resim
Wesley Sneijder
Görev:Stratejik Danışman
Takım:-
Yaş:40
Uyruk:Hollanda
  • 14127
    sneijder'in takım arkadaşlarında da ne göt varmış yırta yırta bitmedi arkadaş. sezon içerisinde yırtsalarmış, bana mı sordular sanki 3 elemeye düşecek kadar kötü performans gösterirken?

    sneijder yönetimden izin istemiş mi? istemiş. yönetim izin vermiş mi? bu zamana kadar yönetim çıkıp yok biz izin vermedik demediğine göre vermiş. aynı yönetim izin verdikten sonra basına sneijder kampa gelmiyor haberi servis ettirmiş mi? ettirmiş. ha derseniz ki sneijder keşke zamanında gelip konuşan herkesin ağzını kapatsaydı, eyvallah keşke öyle olsaydı derim ben de. ama adama izin vermişsin, arkasından göndermenin yolunu yapmışsın. artık bırakın şu olayda takım arkadaşları 112 derece sıcağın altında tatil yaparken edebiyatını. sneijder suçlu ise, yönetim 3 kat daha suçlu.

    maaşında indirime gidip 3 senelik sözleşme imzalamasını umduğum oyuncu. muslera da kendisi de futbolu bizde bırakmalıdır.
  • 14128
    wesley giderse biraz üzülürm kalırsa da biraz sevinirim daha fazlası değil ama benim anlamadığım takımda kalacaksa neden kamp'a katılmadı, ne ayrıcalığı var, ne bahane gösterdi de izin verildi? bizim duymadığımız bi akrabası mı vefat etti, çocuğu mu oldu vb. böyle davranışlar takım içinde ona karşı gruplaşmaya ve ön yargıya neden olur. takım içinde huzursuzluğa neden olur takım olmanın önüne geçer. wesley özünde konuşmuyorum ama yıldız değil super yıldız ol geçerli bir bahanen yoksa kamp'a geç katılma hakkın yok eğer buna göz yuman yönetim varsa tekrardan daha sesli yönetim istifa!!!
  • 14129
    ne demiştik, uzun ve avaneleri neyse bu sneijder ve müritleri aynı. resmen tescillendi. bir de sneijder nöbeti tutmaya başlarlarsa muhteşem olur. bunlara sorsan metin oktay galatasaraylısı, his takımı falan diyecekler. sadece gülüyorum. 15 senedir uzunun avanelerine nasıl laf anlatılamıyorsa bu sneijder müritlerine de laf anlatılamıyor. bir de slogan bulmuşlar falan, dik dur eğilme bu taraftar seninle diye de bağırdınız mı?
  • 14130
    bu adamın son iki haftada medyada konuşulduğu kadar van persie yada senelerdir hiç bir şey oynamayan selçuk konuşulmadı. yönetimin bu işi tezgahladığı açık, gaza gelmeyi seven bir kısım taraftarda buna çanak tutuyor. sneijder iki hafta daha tatil yapsın, geldiğinde çoğu oyuncudan daha fazla katkı veriri. ayrıca bu takım ön elemeyi 10'suz geçemiyorsa dükkanı kapatalım. elimizdekinin değerini bilmiyoruz. giderse sene içinde çok arayacağımız portakal.
  • 14131
    mobbingin kesilmesi, kendisinin kalması gereken topçu.

    gitmesini isteyenler sanki bu adam kalırsa 5 sene daha kalacakmış ta hamit gibi rızık reis olacakmış minvalinde konuşuyor ya en çok ona hayret ediyorum.
    arkadaş madem galatasaray'ın menfaatleri öncelikli ki benim için de her zaman öyle. win-win ilişkisi var bu adamın kalması durumunda. nasıl mı?
    1) bu adamdan dünya kupası öncesi maksimum verimi alamayacağını düşünmek tamamen saçmalık.
    2) bu adamı seneye bonservisiyle birlikte satmak varken, bu sene iddia edildiği gibi bonservisini vererek satmanın neresi akıl karı tüm bu şartlar altında.
    anlamak çok güç. tam bu dursun özbek yönetimi işi eğer öyle olursa.

    seneye de bonservisinden gelecek karla birlikte maaş yükünden de kurtularak yolları ayırmak kadar mantıklı durum yok.
    amaç satmaksa bu şekilde satmak olmalı, sneijder gibi bir isimden sabri'den kurtulmaya çalışıyormuş gibi değil.
    takınılmış bir kamp mevzusuna sadece oradan gidiliyor. yapmayın.
  • 14132
    çok merak ediyorum şu futbolcularla kendi mesleklerini sürekli kıyaslayan insanlar hangi kafaları yaşıyorlar. "ben yanımda çalışan bir hafta izin alsa sinir oluyorum, takım arkadaşları ne düşünüyor"muş. ben sana söyleyeyim ne düşündüklerini: "akşam nusr-et'e ferrari ile mi bentley ile mi çıksam, dün maseratti'yi çıkarmıştım garajdan neyse hiç uğraşmayayım. zaten hatun'u bebek'e alışverişe götürecektik. of ne çok işim var. :("

    futbolcu lan bunlar futbolcu. senin bir ömür çalışsan kazanamayacağını adam bir senede kazanıyor. senin bir sene didinerek yaptığın birikimi adam maçın son beş dakikasında oyuna girince yapıyor. senin kapısının önünden geçemeyeceğin mekanların kapısında karşılanıyorlar. senin yüzüne 3 saniyeden fazla baksan terleyeceğin kadınları sevgili yapıyorlar. kampta bi tarafları terliyormuş. sene boyu takıma yarardan çok zararı olan adamlar o milyon dolarları sağlama almak için elbette terletecekler bir taraflarını. bırakın şunlara emekçi çalışan muamelesi yapmayı yahu. senelerdir bu kafa yüzünden elimizdeki değerleri yok pahasına gönderip, sabri, selçuk, semih, aydın, umut gibi futbol fukaralarını besledik. niye? "yaauuwww çok goşiylar, çog calışganlar". eh yeter lan.

    bunu da ne fener yapıyor ne beşiktaş ha. konu bir tek bize geldiğinde "emek, iş, aş" muhabbeti dönüyor nedense. bi tek bizimkiler "terli selçuk" fotoğrafı gösterip goygoy yapıyorlar. talisca haftalardır kafa izni yapıyor. sıkıysa açsın bakalım takım arkadaşlarından biri ağzını. sıkıysa yazsın medya bir şeyler. niye? orada bir başkan var, istemediği adama açık açık "istemiyorum ben bu adamı" diyecek karakterde bir teknik direktör var.

    şu yönetimde az kafa olsa mobbingi bırakır. rakibin pepe'yi de alıp afedersin ortalığın mına koyacak bir savunma hattı oluşturmuş. senin savunma hattın mısır koçanlarından oluşuyor. bari tut şu sneijder'ı elinde, belhanda-sneijder-feghouli-gomis dörtlüsünü kurup hücümda ezmeye bak rakiplerini. anca köylü kurnazlığıyla elinizdeki futbolcuyu yemeye çalışıyor kafanız anasını satim.

    yasin çok çalışıyor ama, kampa da erken geldi zamlı sözleşmeyi hak etti di mi arkadaşlar?

    yok, zerre ümidim yok bu sezondan da.
  • 14133
    lider kültünden nasiplenen/payını alan oyuncudur. biraz açıklayalım; lider kültü nedir?

    az okumuş, pek az aydın ülkemizin medyada konuşanlarının son yıllarda dillendirdiği ancak dil sürçmesiyle lider kültürü olarak da söylenen, böylece anlam zeminini de yitiren bir kavram. lider kültü; bir lidere adanma, onun şişirilmiş imgesiyle bütünleşme ve bir parçası olmaya çalışma ve ona yaklaşmak için belli ritüelleri kullanarak ruhsal doyum sağlama olarak tanımlanabilir. bütün bu saydıklarımı bir araya toplayan kelime tapınma olduğu için bundan sonrasına lider tapınması olarak devam edeceğim.

    insan ruhu açısından tarihin zor bir döneminde yaşıyoruz. bu kısmı uzatmayacağım ancak sürekli manevi bir saldırıyla karşı karşıya ve giderek güçsüzleştiğimiz, önemsizleştiğimiz bir dönemdeyiz. böyle dönemlerde insan doğal olarak kendi kişiliğini yitirmeye başlar ve reaksiyonel olarak bunu engelleyecek bir şeye tutunur. eskiden bu; dinler, ideolojiler, politik akımlar vb.de hayat bulabiliyordu. şimdi teknoloji ve özellikle sosyal medya yüzünden fikirler, akımlar, inançlar ortadan kalkar oldu. daha doğrusu herkes ve her şey bir portrenin arkasına saklanmak zorunda kaldı. kendinizi yoklayın, has adamınız olmadan sevebildiğiniz bir şey var mı? takım tutar gibi tutmadan fanı olduğunuz bir şey? en sevdiğiniz filmi düşünün, karakterlerden biri "adamınız" değil mi?

    insan ruhu aptallaşıp, geriye gittikçe, arkasına saklanacak güçlü bir portreye, ünlü bir instagram profiline, kendisine ait olmayan bir vesikalık fotoğrafa daha çok ihtiyaç duymakta. işte lider tapınması ile bunu en uç noktada yaşayabilir, tüm eksiklerinizden arınabilirsiniz. tayyip erdoğan ve atatürk örneği zaten aklınıza gelmiştir. ikisi de birer insan. doğrusu yanlışıyla. ama artık onları doğrusu yanlışıyla değerlendiremezsiniz çünkü onlara tapınan kitleler var.

    aynı şey mesela bu aralar wes sneijder ve ünal aysal için oluyor. mesela uğur karakullukçutam bir sneijder kültü mağduru, çünkü sneijder'in arkasında siper alanlar kendisini daimi ve kalıcı sneijder düşmanı ilan ettiler. artık karakullukçu ne dese onları irrite edecek. kendini de parçalasa "sadece gördüğünü yorumladığına ve düşündüğünü söylediğine" ikna edemeyecek. geçmiş olsun.

    bir de lider tapınmasının %100 gerçekleşen bir nihayeti vardır; lider yozlaşır. arkasında hissettiği kitlenin gücünden başı döner, ayrıcalık hakkı olduğuna inanmaya başlar (arkadaşlarından daha fazla izin yapmak, fiili durum yaratıp anayasa değişikliğine zorlamak, dersim'i yakın diyebilmek vs.) ayrıcalık öyle bir şeydir ki başladığı zaman geometrik olarak artar ve yine öyledir ki insanı işlevsizleştirir. yeteneklerini kaybettirir. daha önceden iyi yaptığı şeyleri artık yapamamaya başlar. (aslında ruhsal açıdan bakarsak, arkasındaki kitlenin lidere atfettiği yalan güç, lideri de zayıflatmıştır. kitle ruhsal olarak geriledikçe lider de gerilemeye başlamış, bunu örtmek günden güne zorlaşınca da lidere atfedilen sanal karizma artmak zorunda kalmıştır.)

    sneijder tapınması nasıl oluştu derseniz, bence basit sebeplerden. galatasaray gibi vizyoner, yüzünü batıya çevirmiş ve gözünü orada en yükseğe dikmiş bir kulübün/yapının tutkunu olan taraftar kümesinin, kendi ideallerine, fantezilerine uygun son figürü sneijder olduğu için. eski türkiye, eski galatasaray çağrışımını yaptığı için. batının batısından bir adam olduğu için. güzel (aslında "decent" tam kelime) bir eşi, harika bir çocuğu, bu taraftar kümesinin kendini yapıştırabileceği bir temsili olduğu için.

    peki wesley sneijder aslında kimdir? şimdi wesley kültü/tapınmasına dahil olanlar ve bundan nefret edenleri kurtarmak için tertemiz bir tanım yapacağım. iki taraf da rahat rahat okuyup biraz olsun iyileşebilir:

    wesley sneider, 170 cm, on numara. pas ve şut özellikleri üst düzey, topla hareketlenme, dribbling ve çalım olarak oldukça zayıf. hollanda ekolüne uygun oynayan takımları ve teknik direktörleri seviyor. parladıktan sonra transfer olduğu real madrid macerası istediği gibi gitmeyince inter milan da şampiyonlar ligi kazanarak kariyer zirvesini gördü. sakatlıklar vs. nedenyle düzgün forma şansı bulamadığı dönemde galatasarayın vizyon transferi olarak kulübe katıldı. ilk anlaşılan maaşı futbol piyasası ve galatasaray için oldukça dolgun sayılsa da geçen 4 yılın içinde ücretlerin akıl almaz yükselişiyle kısmen makul bir rakamda kaldı. takım için faydalı ve çok faydalı olduğu iki sezonun ardından takımın kötü yönetilmesi ve ülkenin içinden geçtiği zor dönem nedeniyle fiziksel ve mental olarak hızla geriledi. kilo aldı. (eskiden yaptığı becerileri sergileyemeyen lider) kalitesine hep güvenilen bir oyuncu olsa da takıma verdikleri, taraftarın verebileceğini düşündüklerinin hep altında kaldı. bir takım taraftar bunu "etrafına uygun takım kurulamamasıyla" açıkladı ("aziz milletim beni affetsin, kandırıldık") bir kısmı takıma ihanet ettiğini ve kendisini zorlamadığını öne sürdü. 2017-2018 sezonu transfer döneminde takımdan ayrılma ihtimali üzerine haberler geliyor.

    buyurun size pırıl pırıl sneijder.
  • 14135
    yildiz sapkinlari tarafindan savunulan futbolcu. cok merak ediyorum o havaalanina karsilamaya giden arkadaslar yildiz isimlerin olmadigi ama tarihin en guzel futbollarindan birini oynayan 2011-2012 sezonunda takimi izlemeye kac kere geldiler. buyuk ihtimal gelmemislerdir. cunku o sezon ortalama 25 bin kisiye falan oynuyorduk. ama ne zaman ki drogba, sneijder transferleri yapildi, stat dolup tasmaya basladi. kendisine hala saygi duyanlari tenzih ediyorum ama bu adama sapkinlik derecesinde bagli olanlarin derdi bu iste. korkmayin oglum takimda bir sneijder olmayacak ama "takim" gibi takim izleyecegiz. herkesin kafasina gore takildigi, sneijder' in mac boyu eli belinde gezip son dakikada 35 metreden cakip farki 3'e indirdigi maclar izleyemeyecek olsaniz da, takim izleyeceksiniz. 2011-2012 sezonu gibi olmasa da ozledigimiz mucadele ve baskiyi gorecegiz.
    modern futbol gelisimini takip eden herkes sneijder' in dunya futbolunda bu durumuyla yer edinemeyecegini bilir. adam bildigin kendisini sahanin sol ic kosesine hapsedip, sadece sut kovaliyor. boyle bir futbol kalmadi. en iyi zamanlarinda dahi topu alip 2 adam gectigini hatirlayan var mi ? bize gerekli olan sneijder gibi vucudu yag baglamis oturdugu yerden sut arayacak degil, oyunun iki yonunu de oynayabilecek, tempolu ve akici futbola ayak uydurabilecek isimler lazim.
    cok duygusala da baglamayin. o kadar sevseydi sizi ibiza' da garsonluk yapacagina gelir iki topa vururdu.
    yine de yaptiklari nicin tesekkurler. galatasaray tarihinde iyi bir yer edindi kendine. gule gule sinsi portakal.
  • 14138
    başarısız gözüktüğü iki sezonda arkasında* bilal (jem)-selçuk, *de jong-selçuk ikilisiyle oynamış oyuncu. kusura bakmayın renktaşlar, yerinde lionel messi'de olsa yapacağı şeyler sınırlıdır.

    arkasını, johansen-delaney ya da lemina-asamoah ile doldurduğunuzda (gündeme geldiler, para hep başka yerlere yatırıldı) görmek lazımdı bir de performansını. rakip, atiba - oğuzhan ikilisini kullanıyor orada ve fark yaratıyor iki senedir önlerinde talisca ve jose sosa'yla. önlerindeki oyuncu değişse de başarısı baki kalıyor; çünkü doğru besleyip, iyi taşıyorlar.
  • 14144
    büyük ihtimalle kendisinden indirim talep edildi, o da kabul etmedi.

    bunun üzerine taraflar, fesih dahil her ihtimali düşünerek tam kadro bir toplantı yapıyorlar. hukukçular, menajerler vs...

    yönetim sneijder'i para kazanarak gönderme veya daha ucuza takımda tutma derdinde. sneijder ise mevcut sözleşmeyle devam etme veya bonservissiz olarak ayrılma peşinde.

    orta yolun bulunacağını sanmamakla birlikte, görüşmelerin bir an önce sonuçlanmasını diliyorum. böylesi çok zarar veriyor kulübe.
  • 14145
    kendisinden indirim talep edilmiş, o da performans sözü vermiş diyorlar.

    kardeşim siz önce hiç performans alamadığınız adamlardan indirim isteyin sonra asist kralından istersiniz. selçuk'tan, semih'ten indirim isteyin sonra gelin bu adamdan isteyin. hayır indirim istediği sözleşmeyi yapan da dursun aydın özbek'in ta kendisi!

    sen yasin'e zam sözü ver, onun maaşını arttır, sneijder'den indirim iste. bu tamamen "seni istemiyoruz" demektir.

    yazıklar olsun galatasaray yönetimi'ne. bu kadar acemice yönetilemezdi şu süreç. adamı küstürmek ve kendi malını kötülemek için her şey yaptı ya adamlar valla yazıklar olsun!
  • 14146
    önce adama gidip kapı gibi sözleşme imzalatmışsın. şimdi de gelip "bu ücret fazla" diyorsun. sonra "biz yönetemiyorsunuz #yönetimistifa" deyince aauuww...

    indirim istemek mantıklı ve anlaşılabilir bir hamle. ancak neden işleri çirkinleştirmeden yapmıyorsun?

    ayrıca madem indirim isteniyor hadi bakalım diğer çöplerden de isteyecek misiniz? zira bir sürü hak etmediği maaşı alan çöp var.
  • 14148
    durumun bu olduğunu sanmıyorum ancak, eğer kendisinden görüşmelerin ilki olacak şekilde indirim istenmiş ise bu doğru bir eylemdir. ben de yönetici olsam ve oyunculardan indirim isteyecek olsam kendisinden başlardım.

    "neden selçuk, semih gibi çöplerden indirim istenmedi?" sorusunu sormak için erken. eğer kendisi ile yapılan görüşme sonrasında, selçuk, semih, serdar, tolga, eren gibi çöplerden de inidirim istenecek ve yasin'e zam yapılmayacaksa çok bilinçli bir hamle. zira bu adamları önce çağırsan "sen önce tatildeki sneijder'den indirim iste" cevabını verecek kadar arsız ve hizipçi adamlar. ben de yönetici olarak indirim görüşmelerine sneijder ile başlar, kabul ederse diğerlerine "5. senesinin sonunda taraftarın havaalanında karşıladığı wesley sneijder indirim yaptı sen kimsin?" derdim; kabul etmeyeni de taraftarın önüne atardım.

    ancak şahsi düşüncem, ve sorunun başladığı nokta kendisinden başka kimse ile indirim görüşmesi yapılmayacağını öngörüyor olmam. dediğim gibi bu bağlamda, eğer bu toplantı, bundan sonra yapılacak indirim görüşmeleri toplantılarının ilki ise çok doğru, ilk ve sonuncusu ise süper yanlış bir hamle ve mevcut yönetim + mehmet özbek potansiyeline baktığımızda 2. ihtimal daha ağır basıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın